Die
Fledermaus -Johann Strauss II
Değerli
okurlarım,
Yarasa
üvertürü başlıyor, sahne aydınlanıyor, perdede yanlamasına
bir büyük yarasa görüntüsü beliriyor, projektörlerle yarasanın
rengi değişiyor. Görüntü ortasında bir öpüşen genç erkek ve
kadın figürü var. Üvertür süresince sahnede hareket yok.
Paris
operasında baştaki üvertür müziği süresi içinde bale
gösterisi var. Yarasa kılığında maskeli baloya giden Dr.Falke
çok içince başına neler geldi, neden intikam almak istedi?
Aslında intikam olayının sebebini ilerleyen zamanda iki kez sözlü
dinliyoruz, ama başta üvertür müziği ile bale gösterisini
seyretmek te çok hoş oluyor.
Bizim
eleştirmenler sanatçılar arasında ayrım yapmazlar, onlar için
hepsi çok iyidir. Yazarınız öyle düşünmez. Eleştiri her zaman
daha iyidir, gelen eleştriyi ciddiye almak gerekir. Benim yazımı
beğenmezseniz bana yazın. E-mail adresim başlıkta duruyor.
Milano LaScala operasında detone olan, şarkı sözlerini unutan
sanatçı protesto edilir. Sahnelemeyi düzgün yapamayan yönetmen,
orkestrayı iyi yönetemeyen şef durumu ilk elden seyirciden
protesto alarak öğrenir.
Yarasa
Operetini ilk kez 1968 yılında izlemiştim. O sıralarda bilet
almak için sabah erkenden Ankara Operası gişesi önünde sıraya
girmek gerekirdi. Önler protokol için ayrıldığı için bize
ancak balkonda yer olurdu. Nasılsa o gün önlerde bir boş koltuk
buldum. Yarasa operetini en ön sol baştaki koltuktan seyrettim.
Başrollerde Mete Uğur, Azra Gün, Reşit Gürzap oynuyorlardı.
Operet bittiğinde çıkışta herkes az önce çalan valslerin
melodilerini mırıldanıyordu.
Bu
makaleyi yazabilmek için önce youtube Viyana, Münih, Paris
kayıtlarını izledim. NewYork ve Virginia sahnelemelerini dinledim.
Eseri herkes kendi diline çevirmiş. Viyana'da orijinal Almanca,
Paris'te Fransızca, Virginia Operasında İngilizce sahnelenmiş.
NewYork Metropolitan Operası Şubat ayında sekiz ayrı gösterimle,
çok masraflı görkemli dekorlarla yeniden sahneliyor. İnternet
sayfasında iki dakikalık fragman tanıtım var, bakın dekorlar,
kostüm, oyun size bir fikir verecek.
Klasik
müzik dinleyen herkes, üvertüründen başlayıp, bir çok
aryasını, tanıtımlarda, sunumlarda, reklamlarda, yılbaşı
konserlerinde entrumental olarak dinlemişlerdir ancak farkında
değillerdir. Opera sahnesinde seyrettiğinde, "aaa bu müzik te
buradan alınmış" diye şaşırırlar. İçindeki valsler ve
alçalıp yükselen, temposu çabuk değişen müzik bizim
insanımıza da hitap eder.
Bizde
Türkçe net anlaşılır metinler kullanılmış. Bazen perde
üstündeki yazı düzeni bozuluyor ama önemli değil. Yarasa
operetini bu dönem üç kez aralıksız seyrettim. Her üç sanatçı
ekibini (cast) dinledim. Sahneye konuş çok güzel. Sanatçılar
büyük keyifle oynuyorlar. Oyunun sonu bir karnaval havasında
konfetiler içinde bitiyor.
"Die
Fledermaus (Yarasa)", sözleri (librettosu) Karl Haffner ve
Richard Genee tarafından yazılmış, Johann Strauss II tarafından
müziği bestelenmiş bir operet.
"Die
Fledermaus" Alman oyun yazarı Julius Roderich Benedix
tarafından yazılmış ve Das Gefangnis (Cezaevi) ismiyle sahneye
konmuş bir adaptasyon çeviri tiyatro eseri. Daha önce Fransız
vodvili olarak "Le Réveillon" ismiyle Henri Meilhac ve
Ludovic Halévy tarafından sahnelenmiş.
Evin
çapkın beyi, eski opera sanatçısı hanımı, onun eski tenor
sevgilisi, evin sevimli hizmetçisi, hizmetçinin ablası, yıllar
öncesinde Yarasa kostümü ile oyuna gelmiş beyin doktor arkadaşı,
hapisane müdürü, gardiyanı, balonun ev sahibi Prens- veya
Prenses, onun koruması ve davetliler arasında geçen ilişkiler,
komik durumlar, eğlenceli balo, valsler danslar, 19. Yüzyıl
Viyana atmosferi, sevimli ilişkiler ve çok güzel müzik var.
Program kataloğunu mutlaka oyun öncesi satın alın.
Operet
ilk kez (premier) 1874 yılında Viyana'da sahnelenmiş. Aynı yıl
NewYork'ta oynanmış. Viyana, Münih, Hamburg, Paris, Londra ve
NewYork operalarında devamlı oynanmış, her dönem repertuara
alınmış.
İlk
iki sahnelemede Şef Rengin Gökmen, daha sonra Şef Sunay Muratov,
orkestraya mutlak hakim oldular. Yönetmen Murat Atak eser üstünde
güzel bir yenileme yapmış. Günümüzün popüler kültürüne,
olaylarına yapılan göndermeler aslında yeni değil. Yıllar
öncesinde de "Devlet Operası" sanatçılarının aldığı
az para için değinmeler, benzer komik kelime oyunları yapılıyordu.
Adnan Öngün'ün dekoru, Nursun Ünlü'nün kostümleri dengeli
ölçülü makul, mantıklı.
Evin
Hanımı Rosalinde rolünde Soprano Esin Talınlı, Esra Abacıoğlu,
Hizmetçi
Adele rolünde Soprano Hülya Kazan, Çiğdem Önol, Görkem Ezgi
Yıldırım,
Evin
beyi Eisenstein rolünde Tenor Ünüşan Kuloğlu, Aykut Çınar,
Ayhan Uştuk,
Aşık
Tenor Alfred rolünde Tenor Cenk Bıyık, Emrah Sözer,
Avukat
Blind rolünde, Semih Aşık, Mahir Kat,
İntikamcı
yarasa Dr.Falke rolünde Arda Aktar, Beran Sertkaya, Emre Ulucak
Hapishane
Müdürü Frank rolünde Bülent Ateşoğlu, Erdem Baydar
Abla
Ida rolünde Sinem Mustafaoğlu, Sezin Güngören Kirişçi, Güzin
Yıldız
Prens
Orlowsky rolünde Ezgi Karakaya, Ferda Yetişer,
Koruma
İvan rolünde sadece "uh" sesiyle ilgi toplayan Devrim
Bayram,
Gardiyan
Frosch rolünde harika sarhoş tiplemeleriyle Murat Akar, Bülent
Yıldıran
oynadılar,
büyük keyifle seyrettik.
Seyrettiğim
her üç temsilde çok net aksama göremedim. Sanatçılar arasında
tiyatral yetenekleri çok öne çıkanlar var. Sesleri bazan tam
istendiği kadar olmuyor. Yarasa opereti bugüne kadar ses yönünden
ön plana çıkamamış ama tiyatral yetenekleri çok iyi koro
üyelerine imkan açmış. Onlarda bu güzel imkanı çok iyi
değerlendirmişler. Aşık tenor Alfred, Dr. Falke, Abla İda
rolleri böyle.
Bütün
dünyada iş aleminin sanatı, müziği bence operadır. Bizde de
herhalde zaman içinde öyle olacak. Opera sahnelerimiz artık kapalı
gişe oynuyor. Biletler internette satışa çıkıyor ve aynı gün
içinde bitiyor. Altı ayrı yerde operamız var, yeni opera
kurulması için Valiliklerden Devlet Operasına talepler geliyor.
Ankara'nın
boğucu siyaset - politika- seçim atmosferinden kaçmak için Yarasa
opereti harika bir fırsat. 3,19 Mart ve son 9 Nisan 2014 günleri
tekrar sahnelenecek. Biletleri (www.dobgm.gov.tr)
internet sayfasından 15-gün öncesinden almak mümkün. Biletler
bitmiş ise son gün bir daha bakın, iadeler olabiliyor.
Mutlaka
gidin görün, iş stresinden, yurdum gündeminden biraz uzaklaşın,
sanatın müziğin keyfine varın. Bu muhteşem eseri bir kez
seyretmek yetmez, bir çok kez seyretmek lazım. Gelecek sezon tekrar
sahnelenmesi lazım. Aspendos festivalinde oynaması lazım. Kadro
harika, müzik muhteşem. Kaçırmayın. Çok eğleneceksiniz, çok
güleceksiniz. En derin selam ve saygılarımla.
2014-02-12
No comments:
Post a Comment