Friday, March 21, 2014

Yarasa Opereti, Ankara Devlet Operasında

Die Fledermaus -Johann Strauss II
Değerli okurlarım,
Yarasa üvertürü başlıyor, sahne aydınlanıyor, perdede yanlamasına bir büyük yarasa görüntüsü beliriyor, projektörlerle yarasanın rengi değişiyor. Görüntü ortasında bir öpüşen genç erkek ve kadın figürü var. Üvertür süresince sahnede hareket yok.

Paris operasında baştaki üvertür müziği süresi içinde bale gösterisi var. Yarasa kılığında maskeli baloya giden Dr.Falke çok içince başına neler geldi, neden intikam almak istedi? Aslında intikam olayının sebebini ilerleyen zamanda iki kez sözlü dinliyoruz, ama başta üvertür müziği ile bale gösterisini seyretmek te çok hoş oluyor.

Bizim eleştirmenler sanatçılar arasında ayrım yapmazlar, onlar için hepsi çok iyidir. Yazarınız öyle düşünmez. Eleştiri her zaman daha iyidir, gelen eleştriyi ciddiye almak gerekir. Benim yazımı beğenmezseniz bana yazın. E-mail adresim başlıkta duruyor. Milano LaScala operasında detone olan, şarkı sözlerini unutan sanatçı protesto edilir. Sahnelemeyi düzgün yapamayan yönetmen, orkestrayı iyi yönetemeyen şef durumu ilk elden seyirciden protesto alarak öğrenir.

Yarasa Operetini ilk kez 1968 yılında izlemiştim. O sıralarda bilet almak için sabah erkenden Ankara Operası gişesi önünde sıraya girmek gerekirdi. Önler protokol için ayrıldığı için bize ancak balkonda yer olurdu. Nasılsa o gün önlerde bir boş koltuk buldum. Yarasa operetini en ön sol baştaki koltuktan seyrettim. Başrollerde Mete Uğur, Azra Gün, Reşit Gürzap oynuyorlardı. Operet bittiğinde çıkışta herkes az önce çalan valslerin melodilerini mırıldanıyordu.

Bu makaleyi yazabilmek için önce youtube Viyana, Münih, Paris kayıtlarını izledim. NewYork ve Virginia sahnelemelerini dinledim. Eseri herkes kendi diline çevirmiş. Viyana'da orijinal Almanca, Paris'te Fransızca, Virginia Operasında İngilizce sahnelenmiş. NewYork Metropolitan Operası Şubat ayında sekiz ayrı gösterimle, çok masraflı görkemli dekorlarla yeniden sahneliyor. İnternet sayfasında iki dakikalık fragman tanıtım var, bakın dekorlar, kostüm, oyun size bir fikir verecek.

Klasik müzik dinleyen herkes, üvertüründen başlayıp, bir çok aryasını, tanıtımlarda, sunumlarda, reklamlarda, yılbaşı konserlerinde entrumental olarak dinlemişlerdir ancak farkında değillerdir. Opera sahnesinde seyrettiğinde, "aaa bu müzik te buradan alınmış" diye şaşırırlar. İçindeki valsler ve alçalıp yükselen, temposu çabuk değişen müzik bizim insanımıza da hitap eder.

Bizde Türkçe net anlaşılır metinler kullanılmış. Bazen perde üstündeki yazı düzeni bozuluyor ama önemli değil. Yarasa operetini bu dönem üç kez aralıksız seyrettim. Her üç sanatçı ekibini (cast) dinledim. Sahneye konuş çok güzel. Sanatçılar büyük keyifle oynuyorlar. Oyunun sonu bir karnaval havasında konfetiler içinde bitiyor.

"Die Fledermaus (Yarasa)", sözleri (librettosu) Karl Haffner ve Richard Genee tarafından yazılmış, Johann Strauss II tarafından müziği bestelenmiş bir operet.

"Die Fledermaus" Alman oyun yazarı Julius Roderich Benedix tarafından yazılmış ve Das Gefangnis (Cezaevi) ismiyle sahneye konmuş bir adaptasyon çeviri tiyatro eseri. Daha önce Fransız vodvili olarak "Le Réveillon" ismiyle Henri Meilhac ve Ludovic Halévy tarafından sahnelenmiş.

Evin çapkın beyi, eski opera sanatçısı hanımı, onun eski tenor sevgilisi, evin sevimli hizmetçisi, hizmetçinin ablası, yıllar öncesinde Yarasa kostümü ile oyuna gelmiş beyin doktor arkadaşı, hapisane müdürü, gardiyanı, balonun ev sahibi Prens- veya Prenses, onun koruması ve davetliler arasında geçen ilişkiler, komik durumlar, eğlenceli balo, valsler danslar, 19. Yüzyıl Viyana atmosferi, sevimli ilişkiler ve çok güzel müzik var. Program kataloğunu mutlaka oyun öncesi satın alın.

Operet ilk kez (premier) 1874 yılında Viyana'da sahnelenmiş. Aynı yıl NewYork'ta oynanmış. Viyana, Münih, Hamburg, Paris, Londra ve NewYork operalarında devamlı oynanmış, her dönem repertuara alınmış.

İlk iki sahnelemede Şef Rengin Gökmen, daha sonra Şef Sunay Muratov, orkestraya mutlak hakim oldular. Yönetmen Murat Atak eser üstünde güzel bir yenileme yapmış. Günümüzün popüler kültürüne, olaylarına yapılan göndermeler aslında yeni değil. Yıllar öncesinde de "Devlet Operası" sanatçılarının aldığı az para için değinmeler, benzer komik kelime oyunları yapılıyordu. Adnan Öngün'ün dekoru, Nursun Ünlü'nün kostümleri dengeli ölçülü makul, mantıklı.

Evin Hanımı Rosalinde rolünde Soprano Esin Talınlı, Esra Abacıoğlu,
Hizmetçi Adele rolünde Soprano Hülya Kazan, Çiğdem Önol, Görkem Ezgi Yıldırım,
Evin beyi Eisenstein rolünde Tenor Ünüşan Kuloğlu, Aykut Çınar, Ayhan Uştuk,
Aşık Tenor Alfred rolünde Tenor Cenk Bıyık, Emrah Sözer,
Avukat Blind rolünde, Semih Aşık, Mahir Kat,
İntikamcı yarasa Dr.Falke rolünde Arda Aktar, Beran Sertkaya, Emre Ulucak
Hapishane Müdürü Frank rolünde Bülent Ateşoğlu, Erdem Baydar
Abla Ida rolünde Sinem Mustafaoğlu, Sezin Güngören Kirişçi, Güzin Yıldız
Prens Orlowsky rolünde Ezgi Karakaya, Ferda Yetişer,
Koruma İvan rolünde sadece "uh" sesiyle ilgi toplayan Devrim Bayram,
Gardiyan Frosch rolünde harika sarhoş tiplemeleriyle Murat Akar, Bülent Yıldıran
oynadılar, büyük keyifle seyrettik.

Seyrettiğim her üç temsilde çok net aksama göremedim. Sanatçılar arasında tiyatral yetenekleri çok öne çıkanlar var. Sesleri bazan tam istendiği kadar olmuyor. Yarasa opereti bugüne kadar ses yönünden ön plana çıkamamış ama tiyatral yetenekleri çok iyi koro üyelerine imkan açmış. Onlarda bu güzel imkanı çok iyi değerlendirmişler. Aşık tenor Alfred, Dr. Falke, Abla İda rolleri böyle.

Bütün dünyada iş aleminin sanatı, müziği bence operadır. Bizde de herhalde zaman içinde öyle olacak. Opera sahnelerimiz artık kapalı gişe oynuyor. Biletler internette satışa çıkıyor ve aynı gün içinde bitiyor. Altı ayrı yerde operamız var, yeni opera kurulması için Valiliklerden Devlet Operasına talepler geliyor.

Ankara'nın boğucu siyaset - politika- seçim atmosferinden kaçmak için Yarasa opereti harika bir fırsat. 3,19 Mart ve son 9 Nisan 2014 günleri tekrar sahnelenecek. Biletleri (www.dobgm.gov.tr) internet sayfasından 15-gün öncesinden almak mümkün. Biletler bitmiş ise son gün bir daha bakın, iadeler olabiliyor.

Mutlaka gidin görün, iş stresinden, yurdum gündeminden biraz uzaklaşın, sanatın müziğin keyfine varın. Bu muhteşem eseri bir kez seyretmek yetmez, bir çok kez seyretmek lazım. Gelecek sezon tekrar sahnelenmesi lazım. Aspendos festivalinde oynaması lazım. Kadro harika, müzik muhteşem. Kaçırmayın. Çok eğleneceksiniz, çok güleceksiniz. En derin selam ve saygılarımla.


2014-02-12

No comments: