Thursday, February 28, 2013

ODTÜ, Enerji Komisyonu Kömür Santralları ve Yatırım Modelleri Toplantısı


DEK-TMK Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Başaran, “Santralların yerli teknolojiyle yapılabilmesi için Hükümet, kamu kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerin işbirliği ile uzun vadeli bir yol haritası hazırlanmalıdır.- Özel sektörün başlangıçta yerli teknolojiye dayalı santral kurması imkansız gibi görünmektedir, bu sebeple EÜAŞ’ın yerli teknolojiyle yapılacak bir santral için rehber ve yatırımcı olması gerekir”…

ODTÜ Mezunları Derneği’nin Enerji Komisyonu’nun, Kömür Santralları ve Yatırım Modelleri konulu toplantısı 23 Şubat 2013 tarihinde ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde düzenlendi.
Türkiye’de kamu ve özel sektörün kömür santralları ve rödovans başta olmak üzere santralların yapım modellerli hakkında bilgi verilen toplantıda, EÜAŞ Emekli Genel Müdür Yardımcısı ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi (DEK-TMK) Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Başaran, ODTÜ Enerji Komisyonu üyesi Nevzat Şahin ile Adularya Enerji Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Bal önemli sunumlar gerçekleştirdi. Şimdi sizlere toplantıda yapılan önemli konuşmaları sunmaya başlıyoruz;
DEK TMK Yön. Kurulu Üyesi Başaran:
Toplantıda konuşan EÜAŞ Emekli Genel Müdür Yardımcısı ve DEK-TMK Yönetim Kurulu üyesi Muzaffer Başaran, her on yılda bir Türkiye kurulu gücünün ikiye katladığına işaret ederek, toplam üretimin yüzde 38’inin EÜAŞ tarafından üretildiğini ve özel sektörün tek başına gerçekleştirdiği üretim ile toplam üretimdeki payını yüzde 35’ler seviyesine ulaştırdığını belirtti.
Kömür santralları hakkında bilgi veren Başaran, süperkritik ve ultra süperkritik kazanların yaygınlaşmaya başladığını, kazanların Çin ve Avrupa’da üretilen modellerinin farklılıklar gösterdiğini belirtti. Başaran, yıllar itibarıyla kazanların verimlerinin giderek arttığına işaret ederek, 10 Avrupa ülkesinin 40 kuruluş ile yürüttüğü çalışma kapsamında yüzde 55 verimli kazanların üretilmesinin hedeflendiğini bildirdi.
Türkiye kurulu gücünün yüzde 21,7’si olan 12.390,8 MW’lık kömür santralının yüzde 31,6’sının ithal kömür santralı olduğunu kaydeden Başaran, toplam kömür santrallarının 2.400 MW’ının özel sektör santralı, 1.320 MW’ının ise Yap-İşlet (Yİ) Santralı olduğunu ifade etti.
Türkiye’de kamu ve özel sektör kömür santralları:
Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) santrallarının yüzde 40 ve yüzde 90 arasında emreamadeliklerinin olduğunu kaydeden Başaran, en fazla emreamadeliğe sahip santralların Çatalağzı, Afşin Elbistan B, Çan, Kangal ve Seyitömer Santralları olduğunu belirtti.
Özel sektörün kurulu kömür santralları hakkında da bilgi veren Başaran, Eren Enerji’nin 160 MW ile başlayan Zonguldak Yerli Kömür Santralı’na 2 x 600 MW’lık kurulu güç ilavesi yapıldığını ve 35,5 ayda bitmesi gereken santralın 32 ayda tamamlandığını kaydetti. Başaran, Proje’nin anahtar teslim yapım işlerini Çinli CMEC’in yürüttüğünü belirtti.
Enerjisa’nın 450 MW’lık Tufanbeyli Termik Santralı’nın Japon Itochu ve G. Koreli S.K. Konsorsiyumu ile yapılan sözleşme kapsamında yürütüldüğünü hatırlatarak, santralın kazanlarının G. Koreli Hyundai, turbo generatörünün ise Siemens tarafından sağlanacağını ifade etti. Başaran, yapılan anlaşma gereği Santral’ın 2015 yılında devreye gireceğini bildirdi.
Başaran, Yap-İşlet (Yİ) Modeli ile yürütülen İsken Sugözü İthal Kömür Santralı’nın hisselerini OYAK’a devreden Siemens’in Santralın EPC yüklenicisi ve Gama’nın inşaat ve montaj alt yüklenicisi olarak görev yaptığını kaydetti.
Biga'da 388,5 MW’lık Değirmencik Santralı’nın 2005 yılında devreye alınmaya başlandığını ifade eden Başaran, Çanakkale Karabiga’da kurduğu ithal kömüre dayalı 2x600 MW’lık Bekirli Santralı’nın 1. ünitesinin 2011 yılında devreye girdiğini belirterek, 2. ünitesinde montaj çalışmalarının sürdüğünü bildirdi. Başaran, EPC Müteahhidi Çin’li CMEC firmasının Santralın 2. ünitesinde çalışmalara Çinli SinoSteel’le devam edildiğini belirtti.
Türkiye’de yerli kazan üretebilecek firmalar kapandı”:
Kömür santrallarının kurulumu konusunda yasal çerçeve ve yatırım modelleri hakkında bilgi veren Başaran, Deloitte’un yeni raporuna göre kömür santrallarında Yap-İşlet-Devret (YİD) modelinin kullanılabileceğinin belirtildiğine işaret etti.
Santral teknolojileri hakkında da bilgi veren Başaran, yerli kömüre uygun teknoloji seçiminin tamamen kömüre bağlı olduğunu ifade ederek, santral tipinin kömür tipine göre dizayn edilmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye’de kömür külünün ergime sıcaklığının düşük olması nedeniyle akışkan yataklı kazan seçilmesinin daha doğru olduğunu dile getiren Başaran, TÜBİTAK-MAM tarafından akışkan yataklı yerli kazan çalışmalarının yürütüldüğünü ifade etti.
Türkiye’de makul güçlerde yerli bir kazan üretilebileceğini düşünmediğini kaydeden Başaran, “Bu işi yapabilecek olan firmaların kapandığını görüyoruz” dedi.
Başaran, “Santralların yerli teknolojiyle yapılabilmesi için Hükümet, kamu kuruluşları, özel sektör ve üniversitelerin işbirliği ile uzun vadeli bir yol haritası hazırlanmalıdır. Ancak kurulacak her sanayi tesisinin de fizibıl olması şart. Özel sektörün başlangıçta yerli teknolojiye dayalı santral kurması imkansız gibi görünmektedir, bu sebeple ihale mevzuatında ve yatırım planlarında yapılacak düzenlemelerle EÜAŞ’ın yerli teknolojiyle yapılacak bir santral için rehber ve yatırımcı olması gerekir” dedi. Başaran, Yerli bankaların yerli yatırımcılarla yerli teknoloji kullanımı konusunda destek vermeleri için formüller ortaya konulması gerektiğine işaret etti.
Kömür santralı maliyetleri:
Öte yandan kömür santrallarında maliyetler konusunda bilgi veren Başaran, Türkiye’de 5.000-6.000 kCal/kg’lık yerli veya ithal kömürlü 600-660 MW’lık süperkritik ünitelerde fiyatın imalatçılara göre üç grupta ele alınabileceğini kaydederek, ABD, Almanya, Fransa ve Japonya imalatçılarının fiyatlarının 2.000 $/kW, Doğu Avrupa ile G. Kore üreticilerinin fiyatlarının 1.500 $/kW ve Çin firmalarının fiyatlarının 750-1.000 $/kW aralığında olduğunu bildirdi.



ODTÜ Enerji Komisyonu üyesi Nevzat Şahin, “Şeyl gazı potansiyeli, kömür fiyatlarını etkileyecek.- Kömür konusunda KDV istisnası, gümrük vergisi indirimi, gelir vergisi indirimi, yatırım yeri teşviği gibi destekler alındı”..

Adularya Enerji Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Bal, “Şeyl gazının yakın zamandaki muhtemel etkisi linyit yatırımlarının teşviksiz yapılmasını imkansız hale getirecektir.- Kömür santralarında doğru teknoloji seçimi ile kaliteli işletme çok önemli”…


ODTÜ Mezunları Derneği’nin Enerji Komisyonu’nun, 23 Şubat 2013 tarihinde ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nde düzenlenen Kömür Santralları ve Yatırım Modelleri konulu toplantısında yapılan önemli sunumları sizlere sunmaya devam ediyoruz.
ODTÜ Enerji Komisyonu üyesi, EÜAŞ Nükleer Santrallar Dairesi Eski Başkanı Nevzat Şahin kömür santralarında rödovans modeli hakkında bilgi verdiği konuşmasında, 2008 yılında Uluslararası Enerji Ajansı’nın çalışmasına göre, ortalama kömür fiyatlarının 50 Dolar seviyesinde olduğunu belirterek, şeyl gazının sektöre girişi ile birlikte fiyatların değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Şahin, şeyl gazı potansiyelinin kömür fiyatlarını etkileyeceğini kaydederek, ABD’de şimdiden gaz fiyatlarının Avrupa’ya oranla 5 kat daha ucuz hale geldiğini dile getirdi.
Verilen teşvik ile kömür yatırımları stratejik yatırımlar kapsamında değerlendirilecek”:
Yerli kömürlere verilen teşviklerin 50 milyon TL’nin üzerinde olacak stratejik yatırımlar kapsamında değerlendirildiğini hatırlatan Şahin, kömür konusunda KDV istisnası, gümrük vergisi indirimi, gelir vergisi indirimi, yatırım yeri teşviği gibi destekler alındığını bildirdi.
Önemli kömür sahaları hakkında bilgi veren Şahin, bunların Muğla Yatağan, Manisa Soma, Bursa Keles- Orhaneli, Seyitömer, kangal, Bingöl Karlıova, Bolu- Göynük, Çanakkale-Çan olduğunu ve bir kısmı için ihaleleri yapılan sahaların geri kalanları için de rödovans veya işletme hakkı devri modeli ile ihaleler yapılacağını belirtti.
Şahin, TKİ’nin rödovans ihaleleri hakkında bilgi verdiği konuşmasında, TKİ’nin ihalelerde sahalara yönelik verdiği dökümanlar hakkında sorumluluk kabul etmediğini belirterek, 6 yıldan önce gerçekleştirilen yatırımlarda rödovans bedelinin yarısının verildiğini ifade etti.
Soma Sahası rödovans ihalesi:
Son yapılan önemli rödovans ihalelerinden Hidrogen firmasının kazanmış olduğu Soma sahası rödovans ihalesini örnek veren Şahin, işletme giderleri 5,5 cent/ kWh olan sahada 2,81 cent/kWh rödovans bedeli teklif edildiğini hatırlatarak, 8,31 cent/kWh gideri olacak sahada üretilecek elektriğin yaz aylarında ortalama 9 cent, kış aylarında 13 cent üzerinden satılabileceğini belirtti. Şahin, firmanın Mart-Nisan aylarında sıkıntı çekebileceğini ancak diğer aylarda bunu kapatacağını belirterek, verilen teşviklerin de firmayı destekleyeceğini söyledi.
Adularya Enerji Genel Müdür Yardımcısı Bal:
Adularya Enerji Genel Müdür Yardımcısı Oğuz Bal ise 2 x 145 MW’lık Yunus Emre Termik Santralı’nda yaşadıkları deneyimleri anlattığı konuşmasında, yerli kömür santralarının kaynağın yakınına kurulabilen, düşük üretim maliyetli ve madencilikte yerli ekipman kullanımını destekleyen yatırımlar olduğunu ifade etti.
Bal, yerli kömür santralı kurulumunda yaşanan zorlukları ise şöyle sıraladı; “Kömür parametreleri ile ilgili ön bilgi eksikliği, sınırlı teknoloji alternatifleri, ekipmanın sahaya taşınmasında yaşanan lojistik zorluklar, emisyon limitleri, kömürün hazırlanması, külün depolanması ve temizlenmesi gibi konulardaki işletme güçlükleri.” Türk linyitlerinin kullanılabileceği bir Çin kazan referansı bulunmadığını kaydeden Bal, Çinlilerden almak isteyen yatırımcıların Çinliler için bir deney tesisi yapmış olacağı değerlendirmesini yaptı.
İthal kömür ve doğalgaz santralarının maliyetlerinin yüksek olduğuna işaret eden Bal, bu santraların diğer risklerinin ise şunlar olduğunu söyledi; “Uluslararası piyasalar ile aşırı etkileşim, santraların deniz kenarında kurulması ve liman ihtiyacı.”
Kömür santralarının yatırım maliyetleri ve finansman koşulları:
Yatırım maliyetlerinde Çin ve Batı teknolojilerini karşılaştıran Bal, yerli kömürde Batı teknolojisinin EPC kontratının 1.200-1.400 €/kW aralığında olduğunu belirterek, ithal kömürde ise Çin EPC kontratının 900-1100 $/kW, Batılı bir kontratın ise 1100-1300 €/kW aralığında olduğunu söyledi. Bal, son yıllardaki Çin teknolojisindeki fiyat artışının Türkiye’de yerli işçi çalıştırma zorunluluğunun getirilmesi ile oluştuğuna işaret etti.
Ulusal ve uluslararası finans kaynaklarının aradığı ilk koşullardan birinin ESA (Elektrik Satış Anlaşması) olduğunu belirten Bal, şu anda ancak ikili anlaşmaların sunulabileceğini belirtti. Bal ayrıca, santraların yapımı için çok sayıda izin süreci bulunduğuna işaret ederek, çeşitli tepkiler nedeniyle yer seçiminin de önemli olduğunu ifade etti.
Bal, “Şeyl gazının yakın zamandaki muhtemel etkisi linyit yatırımlarının teşviksiz yapılmasını imkansız hale getirecektir” dedi.
Yunus Emre Termik Santralı:
Adularya Enerji’nin rödovans modeli ile gerçekleştirdiği Yunus Emre Termik Santralı hakkında da bilgi veren Bal, Çek Vitkovice Power tarafından yapılan Santralın finansmanında da Çek Export Bank kredisi kullanıldığını belirtti. Genel Müdür Yardımcısı Bal Santral hakkında şunları söyledi; “Yüzde 85’i kredi, yüzde 15’i özkaynak ile finanse edilecek Santral’da dolaşımlı akışkan yatak teknolojisi kullanılacak. Kazan dizaynı AE&E – Andritz tarafından yapıldı, imalatçı AE&E – Vitkovice oldu. Buhar türbini Skoda Power olurken, generatörler Siemens, elektronik sistemler ABB tarafından sağlandı. Maden işletmeciliği Bucyrus International ile yürütülüyor”.

Kaynak.TebaHaber. Ankara

Sunday, February 24, 2013

Türkiye’nin Enerji Politikası Nedir?



Fotoğraf. Soma-B Termik Santrali.

Değerli Okurlarım,

Biliyorum diyeceksiniz ki, “bu soruya cevap kişiden kişiye, kurumdan kuruma değişir; devlet için ya da kamu kurumları, kamu şirketleri, ETKB, EPDK, öğretim üyeleri, yatırımcılar, piyasada çalışanlar, projeleri finanse edenler, EMO, MMO için farklı olabilir”.

Peki sizce nedir??? “Bence enerji politikası ne olmamalıdır?”, size öncelikle onu anlatayım.

Türkiye’nin enerji politikası, bugün yönetimin ve kamu kurumlarının sahiplendiği ve uyguladığı, “ne pahasına olursa olsun daha çok enerji yatırımı, daha çok enerji üretim santralleri inşası” olmamalıdır.

Bence Türkiye'nin enerji politikası, “çevreye saygılı, çevre insanına saygılı, toprağa, suya, havaya, denize zarar vermeyen, yerli yakıtlara uyumlu, tasarımları yerli mühendislik ile yapılmış, yerli müteahhit, yerli iş gücü ile inşa edilmiş uygun yerlerde konumlandırılmış, daha çok enerji santrali ve daha çok enerji üretimi olmalıdır”.

Mühendislerin görevi, termik santrallere karşı olmak değil, termik santrallerin nasıl ve hangi teknolojik tasarımlarla, en iyi nerelerde yapılabileceğini ortaya koymak, topluma yön vermek, toplum çıkarlarına sahip çıkmaktır.

Biz neden panel yaparız, seminer, konferans, kongre düzenleriz? İnternette, blog sayfalarında, yahoo gruplarında yazarız? Neden katılırız? Neden buradaki yazıları okuruz?

Çünkü bu yazılar özellikle yaygın yazılı basında yazılmayanları size anlatırlar. Güzel, pozitif, harika haberleri herkes yazar. Bunların çoğu haber değildir, hatta masaldır. Oysa gerçek hayat başkadır; problemlerle, zorluklarla doludur. Önemli olan bu problemleri, riskleri, görünmeyenleri, pespembe gösterilenleri anlamak, yorumlamak, aktarmaktır.

Bir yatırım projesi, yatırım raporu önünüze gelir. Değerlendirmeniz istenir. ÇED raporu, EPDK lisansı alınmıştır. Yerli finansör mevcut mülk üstüne ipotek ile kredi vermiştir.
Yatırım orman, tarım arazisi üstündedir, yeterli su yoktur, mevcut tarım arazisi suyunu kullanmaya kalkmıştır, çevre ile, tarım insanı ile problemlerinin olacağı kesindir.

Yatırım için piyasadaki en kötü ekipmanı/ en ucuza almaya kalkmıştır. Konudan anlayan kadrosu yoktur. Bütün bunları yaparken bir de üstüne “Ponzi scheme(*)” kullanmaya kalkar. Risk üstüne risk alır, her şey eğretidir, sonra her şey bir anda sorunlar yumağına dönüşüverir.

Bizim işimiz bunları baştan görmek; insanımızı, yatırımcıyı, deneyimsiz kamu çalışanını, yerli finansörü uyarmaktır. Biz yerli imalatçı para kazansın, iş yapsın, yerli istihdam yaratsın isteriz, yerli mühendislik yapılsın isteriz, yerli yakıta uygun yerli tasarım yapılsın isteriz.

Bunları yazılı medyada okuyamazsınız. Orada çoğu zaman “volt” ile “watt” kavramlarını ayırt edemeyenler, oradan buradan toplama/ kulaktan dolma/ slogan bilgilerle haber yazarlar. Sözlü demeçlerin yazıya dökülmesinde hata yaparlar, yanlış anlarlar, yanlış yazarlar, “Türbin” yerine ısrarla “Tribün” derler. Bazen “MWe” yerine “Mbyte” dedikleri olur. Bu kadarına hayret edersiniz, cesaretlerine hayran olursunuz.

Yerli kömür yakan Afşin Elbistan santrali için uygun tasarım orada değil burada değerlendirilir. Kombine çevrim için ön gereklilikler nedir? Orman arazisine, tarım arazisine neden kömürlü termik santral yapılmaz, burada okursunuz.

Çoğu zaman rastlarsınız, iyi niyetli ancak tecrübesiz yatırımcılar, “Gurup olarak artık enerji işine giriyoruz, şu kadar milyon US Dolar yatırım yapacağız" diyerek, haber olurlar.

Düzgün tasarım, tedarik ve fiyat dalgalanma riski olmayan yerli yakıt, o yakıta uygun tasarım buralardadır. Yerli imalatı olmayan, yerli istihdam, yerli katma değer yaratmayan enerji santralinin bizce yatırım değeri yoktur.

Hele hele tarım ve orman arazilerini “güneş santrali yapıyorum”, diye gasp etmenin, pahalı elektrik üretip çok yüksek alım garantisi istemenin anlamı yoktur.

Rüzgâr türbini imalâtı yapamıyorsan, rüzgâr santralini neden kuruyorsun? Neden yabancı üreticiyi zengin ediyorsun? Neden piyasanın üstünde alım garantisi istiyorsun? Neden orman veya tarım arazisi üstüne kuruyorsun? Neden çevre insanını rahatsız ediyorsun, neden elinden arazisini alıyorsun?

Termik santrali çevreye zarar vermeyecek, toprağa, suya, denize, havaya en az zarar verecek boş araziler üstüne, tercihan mevcut bir kömür madeni yanına, toz, kükürtsüzleştirme filtreleri 365 gün boyunca 7/24 çalışacak şekilde kurmak gerekir.

Çevre tarım suyunu gasp etmemek gerekir, nükleer santral kuruyorsan atık ve güvenlik sorunlarını halletmen gerekir.

Yeni bir iş kurarken belirli etik- prensiplere bağlı kalmalıyız. Termik santraller, orman, tarım arazisine kurulmaz, kurulmamalı, SİT, Turizm bölgelerinde olmamalı, derin deniz deşarjına izin verilmemeli, tüm filtreler 7/24 çalışmalı, mutlaka kül barajı olmalı. Hava, su, toprak, deniz kirletilmemeli. Yerli yakıt, yerli tasarım, yerli işçilik öncelikli olmalı. 


Redovans ihaleleri sonrasında yatırımcılar UzakDoğu Çin- Hint- Kore firmalarından termik santral teklifi istiyorlar. Ancak düşük kalorifik değerli kömürlerimizi yakacak yabancı imalatcı, tasarımcı yok. Piyasada raf-üstü hazır tasarımlar >6000 kcal/kg LHV ithat kömüre göre. Yatırımcı Ar-Ge yapamaz, piyasada referansı olan ne varsa onu alır, santrali en kısa zamanda kurar, parasını geri almaya bakar. Yerli üreticilerin yerli kömüre uygun tasarımları yapmaları, referans kazanlamaları ve talep için hazır olmaları gerekir.


Yatırım teşvikleri sınırlı ve dolaylı verilmeli, doğrudan yatırım teşvikleri dünyanın her yerinde iyi niyetle başlar, ancak suistimale yol açar. Katılırmısınız bilemem, İtalyan sendikacıların bir lafı vardır, anlamı şöyle, „Teşvikler, uyanıkların, saf vatandaşları sövüşlemesidir“.

Haftaya, “Yanlışımı söylemezseniz nereden bileceğim yanlış yaptığımı?”

(*)Ponzi Scheme: Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak. Elini cebine sokmadan devletin/ halkın parasıyla halka iş yap(ma)mak ve zararı yine devlete/ halka ödetmek

HalukDireskeneli at gmail dot com

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

2012-10-08

Saturday, February 23, 2013

TUNÇBİLEK VE DOMANİÇ - Kütahya


Değerli Okurlarım,

Sivas Kangal 457 Mwe yerel kömür yakan termik santral 8 Şubat 2013 Cuma günü, yeterlik almış 7 (yedi) grup arasında özelleştirme idaresi tarafından yapılan açık artırma ile 985 milyon ABD Dolar fiyat ile yerli bir ortak girişim gurubuna satıldı. Fiyat bizce çok makul. Verilen fiyat ile proje kendini yaklaşık 6-7 yıl arasında geri ödüyor. Santralin 1-2 ünitelerinde rehabilitasyon yeni bitirildi. 3.Ünitenin rehabilitasyon ihtiyacı yok. Santralin kömür ihtiyacı işletme hakkı devri ile yakındaki kömür sahasından sağlanacak. Diğer iki saha ile beraber 203 milyon ton görünür kömür rezervi santrali en az 40 yıl işletebilecek kapasiteye sahip.

Ege bölgesinde özelleştirme kapsamında olan benzer yerli kömür yakıtlı termik santraller var. İzmir çevresindeki tüm termik santral yatırımcıları, OSB'ler bu konuda teyakkuzda olmalılar. İzmir- Manisa- Aydın- Muğla- Kütahya illerindeki yatırım kapasiteleri bu özelleştirme çalışmalarına yoğunlaştırılmalı- derim. Kütahya Tunçbilek 430 Mwe, Soma 1034 Mwe, Çan Çanakkale 2x165 Mwe mülk satışları, Kütahya Domaniç 300 Mwe redovans ihalelerine dikkat etmek gerek.

Redovans ihaleleri sonrasında yatırımcılar UzakDoğu Çin- Hint- Kore firmalarından termik santral teklifi istiyorlar. Ancak düşük kalorifik değerli kömürlerimizi yakacak yabancı imalatcı, tasarımcı yok. Piyasada raf-üstü hazır tasarımlar >6000 kcal/kg LHV ithat kömüre göre. Yatırımcı Ar-Ge yapamaz, piyasada referansı olan ne varsa onu alır, santrali en kısa zamanda kurar, parasını geri almaya bakar. Yerli üreticilerin yerli kömüre uygun tasarımları yapmaları, referans kazanlamaları ve talep için hazır olmaları gerekir.

Bizim bazı yatırımcılarımız ÇED sürecinde yöre insanını ikna etmek için onları ve onların yerel yönetim temsilcilerini Almanya'ya termik santral görmeye davet ediyorlar. Nedense, sonra termik santrali gidip Almanya'dan değil başka yerden alıyorlar. Aslında yurdumuzda çok iyi tasarımı olan, çok iyi çalışan örnek termik santraller var. İkna olmak için ille Almanya'ya gitmeye gerek yok. Afşin-B, Sugözü, Çan-Çanakkale, Kangal-3. Ünite.

Münih'te bir termik santral tavsiye etmek istesem acaba hangi santrali seçerdim? - diyerek arama yaptım. Aradım taradım doğru dürüst - çalışan- işletmede olan yeni- ültra süper süper kritik tasarımlı kömür yakan termik santral bulamadım. Nükleer santral var, çöp santrali var, çok sayıda doğalgaz yakan kombine çevrim var. Çevrede kömür yok. Deniz kıyısından çok uzak.

Yeni tasarımlı, halen inşa halinde ithal kömür veya ithal doğalgaz yakıtlı santraller var, ancak bunlar bizim gezi amacımıza uygun değil. Bizim aşırı cari açığımız var. Cari açığı daha fazla açmak bizce doğru değil.

İşletmede olan santrallerin çoğu eski, benzerleri aynen bizde de var. 1960 yıllarında yapılan Alman tasarımlı termik santrallerden biri Tunçbilek, diğeri Seyitömer. Seyitömer özelleştirildi. Son fiyat 2.24 milyar ABD Doları. Çok iyi tasarımlı- düzgün çalışan- bir santraldir. Çok talep oldu. İyi fiyata satıldı. Kangal 457 Mwe satıldı, 985 milyon ABD Doları.

Yatırımcı dostlarım soruyor, "Termikçi Ağır Abi, Tunçbilek termik santrali nasıldır? Özelleştirmede sıra gelince satın alalım mı?" Sizlere anlatayım. TunçBilek (Kütahya) Termik santralinde toplam 430 MWe kurulu güç vardır. 1. ve 2. Üniteler Alman DurrWerke tarafından 1956 yılında işletmeye alındı. Her biri 24 MWe üreten Alman AEG Buhar türbinleri vardır. DurrWerke daha sonra Balke-Durr tarafından satın alındı. AEG firması ise piyasadan kayboldu. 3. Ünite Avusturya SGP firması tarafından 1966 yılında bitirildi. Üstünde 65 MWe kapasiteli Elin Buhar türbini vardır. Yeni ESP'ler deneme çalışmasına girdi.
4.ve 5. Ünitelerin inşaası Polonya Elektrim firması tarafından 1978-1979 yıllarında bitirildi. 
Her biri 150 MWe elektrik üreten Alman KWU buhar türbinleri vardir.

Tunçbilek Termik Santrali , alt ısıl kalorifik değeri 2200 kcal/kg olan ve içinde ortalama %40 kül, %20 Su bulunan yerel linyit ile çalışır. Santralde emre amadelik %35 oranına inmiştir. Şu anda toz tutma filtrelerinin çoğu geçerli normlara uygun olmadığı için çalışmıyor, dolayısıyla termik santral çalışması- emre amadelik- minimum seviyeye indi.

2002 yılında Tunçbilek santralinin 2x150 MWe kapasiteli 4-5 numaralı Ünitelerinin baca gazında toz-tutma işini yapan baca gazı toz tutma elektro-filtreleri (kısaca ESP) yenilenmek üzere ihale oldu. İhaleyi alan ÇEK-Slovak firması ihale sonrası işi gerçekleştiremedi. Baca gazı çıkışında istenen "250 mgr/Nm3-dry" emisyonun altına inemedi. Sonunda ihale iptal oldu. Termik santral idaresi başarısız olan eski şirketin "Nam'ı Hesabına" yeniden ihaleye çıktı. Teklif veren olmadı, ihale ertelendi.

Bu arada 2004 yılından itibaren termik santral baca çıkışında geçerli emisyon sınırları Avrupa Topluluğu normlarına uyum kapsamında "100 mgr/Nm3-dry" olmuştu. Eski fiyat artık geçerli değil, çünkü ilk ihaleyi alan firma "250 mgr/nm3-dry" sınırlarını tutturamadı.

TunçBilek santrali 4-5 üniteleri ESP yenileme çalışmalarında eski 250 Miligram/Nm3 dry esaslı teklifin bugün itibari ile fiyatlaması çok zordur. "Nam'ı hesabına" ihale gerçekçi olmaz.

İdarenin yapması gereken mahkemede yerine getirilemeyen kontratın ceza şartlarını işler hale getirip tazminat alması ve ihaleyi/ işi eski müteahhitten koparmasıdır. Eski başarısız yabancı müteahhitin "Nam'ı hesabına", yeniden ancak bu defa 100 Miligram/nm3 dry baca gazı emisyonuna uygun teklif almanın anlamı yoktur, imkân da yoktur.

ESP yapılsa da kullanılmaz, kullanılamaz, işletmede ve özelleştirmede ayak bağı olur, kullanılan teknoloji eskidir, santral yaşlanmıştır, süresini bitirmiştir, yenilenmelidir, yeni santral CFB veya IGCC (hatta CCS) tasarımlı olmalıdır.

Tunçbilek santralinde TKİ tarafından yürütülen kömür gazlaştırma test çalışması vardır. Bu çalışma ile kömür, sentetik-gaz (Syn-Gaz) haline getirilecek. Syn-gaz doğal gaz benzeri bir yakıttır, ancak kalorifik değeri kullanılan Azot veya havaya bağlı olarak 1500-2500 kcal/Nm3 arasında değişir. Syn-gaz buhar kazanında yakılmaz, özel tasarımla üretilmiş gaz türbininde kullanılır, kombine çevrim santrali gerekir. İlerde bu teknoloji başka kömür sahalarımızda da kullanılabilir, çevre kirlenmesi asgariye iner.

Özelleştirme sırasında yapılması gereken, santralı komple hurda olarak satmak, santral arazisini belediye parkı yapmak, yerleşim yerlerinden 20-30 km uzakta, altında kömür madeni olmayan bir yere CFB veya IGCC esaslı yeni teknolojiye uygun 4x150 MWe veya 2x 300 MWe kapasiteli yeni termik santral yapmaktır.

Özelleştirme konusu son 10 yıldır hiç durmadan gündemde tutulduğu için yöre halkı artık özelleştirmenin yapılmasını ister- bekler olmuştur. Çevre kirliliğini önlemek, rehabilitasyon yapmak, yeni istihdam yaratmak için beklenti oluşturmuştur. Yeni personel alımı azaltılmış, mevcut personel yaşlanmış- bir an önce emekli olup ayrılmayı bekler olmuştur.

Özelleştirme sonrası santrallerde hızlı rehabilitasyon yapılmaktadır. Termik Santralde emre amadelik yükseltmektedir. Şu anda %35 olan emre amadelik, %77-85'e çıkmaktadır

Ancak Özelleştirme öyle göründüğü kadar kolay değildir. 2000'li yılların başında yapılan “İşletme Hakkı Devri” ihalelerinde kamunun, Soma ile ilgilenen yerli/ yabancı ortak guruba Tahkim sonrası 35 Milyon Amerikan Doları ödemek zorunda kaldığını unutmayalım. Acele kararlar alarak çalışanlarımızı mağdur etmeyelim, kamuyu zarara uğratmayalım.

TunçBilek termik santralinin özelleştirmede ortaya çıkacak fiyatı hakkında bir tahmin yapmak istemiyoruz. Yatırımcı hesabını yapar, yatırdığı parayı belirli bir sürede geri almak ister.

Bu makul süre bizim ülkemizde 3-4 yıldır. Kangal ihalesi son fiyatı ile beklenen geri ödeme 7-yıl oldu. Son yapılan başka bazı özelleştirmelerde, hesabı nasıl yaptığını anlamadığımız yatırımcılar, bu geri ödeme süresini 10-yılın üstüne çektiler. 10 yıl geri ödeme demek, %10'dan az bir iç karlılık (IRR) demektir. Proje finansmanı zor olur.

Bu miktar getiriyi hiçbir risk almadan ticari bankalar da veriyor. Bir yatırımcı hesabını doğru yapmak zorundadır. Hesabını doğru yapmayan yatırımcı batar, iflas eder. Bu arada yerli kaynakları - zamanı- parayı boşa harcar. Buna hakkı yoktur.

Bizim için önemli olan yatırımcının çevre halkına getireceği istihdam imkanlarıdır.
Çevre kirliliğini önlemek / azaltmak için yapacağı yeni ESP- FGD -rehabilitasyon yatırımlardır. Türk Mühendisine, Türk işçisine getireceği istihdam imkânıdır.

Eğer bir yatırım çevre halkına istihdam imkânı sağlamıyorsa, Türk mühendisine- Türk insanına iş, Türk müteahhitine yeni sipariş imkanı vermiyorsa, bizim o yatırıma toplum olarak ihtiyacımız yoktur. Bir termik santral en iyi mevcut kömür santrali yanına, mevcut kömür sahası yanına yapılır. Yapılırken en son teknolojiyi kullanmak şarttır.

Bir yatırım çevre halkına istihdam yaratmalı, çevreye saygılı olmalı, çevre kirliliği konusunda hassasiyeti olmalı. Umarız özelleştirmeler toplum yararına olur, yatırımcı toplumun istihdam ve çevre hassasiyetine dikkat eder.

Siz 26 Mart 2013 günü redovans usulü ile 40-yıl işletme hakkı devredilecek Kütahya Domaniç Derin sahalar ihalesine dikkat edin. En az 300 Mwe kapasiteli termik santral kurup işletmek- elektrik üretmek- satmak ve hazineye kw-saat başına kira parası ödemek şartı ile yapılacak ihaleyi iyi inceleyin. Burada daha önce termik santral kurulmamış. 114 milyon ton görünür yeraltı kömür havzası var. Kömürün alt ısıl değeri 2110 kcal/ kg LHV. %17 nem, %40 kül var. Tunçbilek kömürünün benzeri özelliklere sahip.

En son Bursa Keles 270 Mwe kapasiteli termik santral şartı ile çıkılan yerli kömür redovans ihalesinde kazanan fiyat 5.61 kuruş/ kw-saat veya 3.11 ABD Cent/ kw-hr oldu.

Değerli Okurlarım, Benden Soma 1034MWe termik santralini anlatmamı istiyorsunuz.

Soma benim için çok özel çok ayrı değerde bir termik santral. Temel tasarımı çok iyi. Eksikleri tabii ki var. Soma hakkında daha önce çok sayıda İngilizce makale yazdım. Google tarama ile bulursunuz. Youtube içinde ayrıca bir Türkçe anlatım var. Soma konusunda yeniden yazmak için biraz zamana ihtiyacım var. En derin selam ve saygılarımla.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

HalukDireskeneli at gmail dot com, Munich, Germany
2013-02-15

Belediye KatıAtıkları/ Biyokütle ile Yerli Kömürü ortak yakan Termik Santral Uygulamaları



Değerli Okurlarım,

Münih İkea'dan koltuk kanape dolap aldık, eve teslim ettiler, ambalaj kartonlarını çıkardım, zemin kattaki çöp odasında çöp bidonlarının içine hemen atamadım yanına koydum. Komşu Alman kadın hemen geldi ve uyardı. Özel çöp sirketi haftada bir sadece Çarsamba sabahı geliyormuş ve sadece çöp bidonlarını boşaltıyormuş. Büyük ambalaj kartonlarını kesmem, depoda küçültmem ve yavaş yavaş zaman içinde çöp bidonlarına yedirmem lazım imiş. Başka bir çözüm ise karton kağıt çöp alım yerine götürüp (awm-muenchen.de) teslim etmek ve üste para ödemek imis. Munih'te günde üretilen yaklaşık 2500 ton evsel atık 3 ayrı değerlendirme merkezinde ayıklanıyor- geri dönüşüm yapılıyor, üretilen metan gazı  kombine çevrim termik santralde yakılıyor. Elektrik üretiliyor.

Benzer sistem Ankara Mamak bölgesinde de var. Bizim sistem daha yeni, daha büyük kapasiteli, daha iyi. Günde 3000 ton çöp işliyor ve 22.6 MWe elektrik üretiyor.

1980'lerde bir büyük ABD şirketi ile Istanbul'da çöp yakma projesi konusunda çalışmıştım. Florida'daki  bir kentin çöp yakma sisteminin benzeri Istanbul'da kurulacaktı.
Florida'daki sistem 2 milyon nufuslu bir kentin günde 2000 ton çöp üreteceğini kabul ediyordu. Çöp geridönüşüm sonrası yakılabilir (refuse drive fuel) yakıta dönüşecek, Fueloil yedek yakıt ile termik santralde yakılacak ve yaklaşık 60 MWe elektrik üretimi sağlayacaktı. Istanbul Anadolu yakası, Istanbul Avrupa yakası Aksaray ve Istanbul Sarıyer olmak üzere toplam 3 merkezde bu işlem yapılacaktı. Proje finansmanı ABD üstünden olacaktı. Fizibiliteler yapıldı, belediye ile uzun görüşmeler- sunumlar yapıldı, karar merkezleri henuz hazır değildi,  konu zaman içinde soğudu ve unutuldu.

Istanbul Büyükşehir Belediyesi 2012 yılında uluslararası bir ihale ile çöp yakma ve elektrik üretim tesisi için tekrar EPC ihaleye çıktı. İlgilenen guruplardan önce ön yeterlilikleri aldı. Kendi kadrosu ile yaptığı ön değerlendirmede 15 firmadan 12'sini eledi. Elinde 3 teklif kaldı. Değerlendirme devam ediyor. Konuyu bilen ciddi bir danışman desteğine ihtiyacı var görünüyor. 

İzmir Büyükşehir görev alanında günlük 2000 ton evsel atık ile 200 ton sanayi, hastane enfekte atığı ve biyolojik çamurlar çevreye ve insana zarar vermeden  değerlendiriliyor. Büyükşehir belediyesinin üç işletmesi var. Harmandalı deponi sahası, Uzundere kompost gübre fabrikası ve Halkapınar çöp transfer ünitesi. Izmir büyüyor çoğalan çöplerin bertarafi için yeni çözümler yeni uygulamalar bulmak gerçekleştirmek zorundayız.

Geçtiğimiz yillarda aynı konuda Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri ve yerel iş adamları ile bir toplantıda bir araya geldik. Bursa Büyükşehir Belediyesi, TKi’den (daha henüz özelleştirilmemiş) Bursa Keles linyit maden rezervlerinin doğrudan devralınması ve belediye çöplerinin/ KatıAtıklarının yerel Keles linyiti ile beraber ortakyakma sonucu değerlendirilmesi konusunu görüşmekteydi. 

Yerli tasarımla inşa edilecek ve Bursa Keles kömürlerini belediye çöpleri/ KatıAtıkları ile beraber yakma işlemini yapacak, bu arada buhar/ elektrik üretip satacak-tı. “Dolaşımlı Akışkan Yatak” (CFB) veya “Entegre Gazlaştırma” (IGCC) teknolojisine dayalı yeni bir termik santral inşa etmek konusu toplantıda detaylı tartışıldı. 

Belediye çöpleri/ KatıAtıkları geri dönüşüm ayıklamasından geçtikten, yani çöp içindeki kağıt, metal, cam, plastik atıklar alınıp tekrar değerlendirmeye gönderildikten sonra, geri kalan KatıAtık/BiyoKütle, yerli tasarımla yerli düşük kalorifik değerli linyit yakan termik santrallerde “Dolaşımlı Akışkan Yatak” teknolojisiyle beraber yakılırlar.

Böylece üretilen buhar elektrik enerjisine dönüştürülür, piyasada satılır, belediye-ye gelir olur. Belediye de elde edeceği bu gelirle halk için yapacağı, toplu ulaşım, kanalizasyon, temiz su, park- bahçe, kültür hizmetleri için ek bir kaynak oluşturmuş olur.

"Beraber-yakma" teknolojisi “Cofiring” aynı anda iki farklı yakıt türünün beraber yakılması anlamındadır. Kentsel KatıAtıkları geri dönüşüm/ayıklama sonrası yerel düşük kalorifik değerli linyit kömürleri ile beraber termik santralde yakmak çok ekonomik bir KatıAtık/ Çöp berteraf çözümüdür.

KatıAtık/BiyoKütle yani geri dönüşüm sonrası arta kalan belediye çöplerinin şu andaki çoğu uygulamalarda sadece toprağa gömme ile bertaraf edildiğini biliyoruz. Bu çöplerden sızan kirli suların daha sonra yeraltı su kaynaklarına karışıp içme suyu hatlarını tehdit ettiğini, metan gazı oluşturup yangınlara sebep olduğunu düşünürsek, yakma ile yoketme ve hacim azaltmanın hem gelir getirici, hem yerli kömür kaynaklarını ekonomik değere dönüştürücü, hem de daha sağlıklı bir çözüm olduğunu görürüz.

Bu sistemde, kentsel atıklar önce geri dönüşüm istasyonunda ayırma işlemine tabi tutulur. Ham çöpün içinden metal, kağıt, cam, plastik gibi derhal yeniden kullanılabilir maddeler ayıklanır alınır. Geriye kalan yok edilmesi gereken KatıAtık/BiyoKütle’dir. Çoğunlukla ıslaktır, santrifüj, pressleme gibi tekniklerle nemi/ suyu azaltılır ve geriye elektrik üretimi için termik santrallerde linyit ile beraber yakılabilecek, göreceli olarak daha yüksek kalorifik değerde bir çeşit yakıt kalır.
Kaba bir hesapla her 1 milyon nüfus için, yerli düşük kalorifik değerde linyit ile beraber yakılabilecek, yaklaşık 30 Mwe elektrik üretim kapasiteli termik santral ihtiyacı ortaya çıkar. Bu santralin yerli tasarımının yapılması gerekir. Bu kapasite, isteğe, yakıt miktarına, yakıt ucuzluğuna bağlı olarak biraz azalabilir, biraz çoğalabilir. Belediye çöpü ucuzdur. Toprağa gömerek para harcamak yerine, yerli linyitle beraber termik santralde yakarak elektrik üretir, sonunda para kazanırsınız.

KatıAtık/BiyoKütle ve çöp gazı faydaları eşdeğerdir. Ortak yakma ile çöpün çevreyi kirletici emisyonları azaltılır. KatıAtık/BiyoKütle ile linyitin ortak yanması sırasında kükürt emisyonları da azaltılır, kontrol edilir.

OrtakYakma, iki veya daha çok yakıtın termik santralde beraber yakılması işlemine verilen adlandırmadır. Bu yakıtlar linyit gibi kalorifik değeri düşük katı yakıt olabilir, fueloil no-6 veya motorin gibi sıvı yakıtlar olabilir, metan gazı, doğalgaz gibi yakıtlar da olabilir. Bu nedenle ağır yakıtlar petrol ürünleri, ve linyit kömürleri termik santrallerde KatıAtık/BiyoKütle yanması sırasında rahatlıkla kullanılabilir. Biyokütle/ KatıAtık ile linyit kömürünün beraber yakılması gündelik hayatta en çok görülen, en ekonomik ve yerel yönetimlere iyi gelir getirici bir uygulamadır.

1980’lerde ABD ve Kuzey Avrupa da geri dönüşüm ayıklama sonrası elde kalan belediye çöplerinin yerel kömürle beraber termik santrallerde yakılarak yok edilmesi uygulaması yaygınlaşmıştır. Son yıllarda artan seragazı, küresel ısınma ve Kyoto kaygıları ile konu daha güncel hale gelmiştir.

Her ülkenin hatta her belediyenin çöpü ve yerel KatıAtık yakıtı birbirinden farklıdır. Munich, Berlin, Londra, Zurich te uygulanan bir KatıAtık/BiyoKütle/ Kömür OrtakYakma termik santralini getirip Kayseri’de, Bursa’da, Antalya’da, Ankara’da aynen kuramazsınız. Her ortak yerel yakıt için ortak yerli çalışma, ortak akıl, ortak yerli tasarım ister.

Belediyeler yatırımcılara "Al bu çöpü yak- yoket- elektrik üret- üste bana para öde" mantığı ile yaklaşıyorlar. Halbuki dünyadaki uygulama çöpü üretenin- Çöpü alıp değerlendirene- çöp değerlendirme parası yani "Tipping Fee" ödemesi üstüne kurulmus. Almanya'da "tipping fee" ortalama  ton başına 20 Euro. ABD ortalaması metrik ton başına 20 USD, ancak bu rakam bazı metropollerde (NewYork) 140 US Dolar'a kadar çıkabiliyor. Bizde de öyle olmalı. Çöp toplama işi özel şirkete verilmeli. Çöp üretip çöp atanlar, çöp toplayanlara ton başına 20 TL vermeli. Neden 20 TL, çünkü ortada bir rakam yok, kimsenin vereceği yok, bir rakam ile başlamak lazım, maliyetler belli olsun sonra gerçek rakamlarla düzeltirsiniz.

Küresel ısınma, çevre kirliliği kaygıları ile yeni politikaların uygulanması zamanı artık geldi. KatıAtık/BiyoKütle ile yerli katı fosil yakıtların yerli tasarımlı termik santrallerde ortak yakılması çöpler düşük maliyetle yokedilirken, bir yandan elektrik üretilmesi ve öte yandan başka sosyal projelerde kullanılabilecek gelir sağlanması büyük bir fırsat olarak ortaya çıkar. Yerli santrallerin yerli mühendislik tasarımı, yerli olarak imali, montajı, çalıştırılması, yerli sanayiye iş, aş, istihdam ve katma değer getirir.

KatıAtık/ Biyokütle kullanan ve göreceli olarak daha düşük verimlilikle (%18-22) çalışan bir santral ile daha yüksek verimlilik (%32-38) verebilen sadece katı yakıt kullanan termik santralin birleştirilmesi, ortak verimliliği yukarı çeker.

Ortak santral, belediye çöpleri bittiği zaman sadece (%100) katı yakıtla da çalıştırılabilir. Bu durum santral işletmesine mevsimsel yakıt değişimlerine karşı koruyucu esnek çalışma imkanı verir.

KatıAtık/BiyoKütle ile yerel katı fosil yakıtların beraber termik santralde yakılarak değerlendirilmesi, daha düşük yatırım maliyeti ile, çevreye uyumlu, emisyonların kontrol altında olduğu, yerli teknolojinin kullanıldığı, yerli üretim kaynaklarının santral imali, tasarımı, imalatı, montajı ve işletmesinde seferber edildiği, daha yüksek geri dönüşüm/ daha yüksek proje finansman geri ödeme imkanları sağlıyan avantajlar ortaya çıkarmaktadır.

Verimliliği artırabilmek için gerekli teknik çalışmaları sürdürmek, teknik problemlerin yerel olarak çözülmesi, sistem randımanlarının yükseltilmesi, baca emisyonlarının kontrolü için hala para harcamak, fon bulmak, teşvik almak, akademik bilimsel çalışma yapmak gerekmektedir.

KatıAtık/BiyoKütlenin yerel katı yakıtlarla beraber termik santrallerde yakılarak elektrik üretiminde değerlendirilmesi uygulaması herkesin kazandığı bir çözümdür.

Belediye elindeki çöpleri ekonomik olarak yok eder, termik santrallerde yerel katı atık kullanılır, elektrik üretilir, elektrik satılır, halk için toplum için diğer sosyal projelerde kullanılabilecek hazır/ nakit parasal değer elde edilir.

Elektrik enerjisinin ucuz, kaliteli, zamanında ve güvenilir şekilde temini ülke yönetimlerinin öncelikli konuları arasındadır. Enerjinin ulusal ve kamusal çıkarları gözeten bir anlayışla planlama ve yönetimi boyutları önem kazanmaktadır.

Geridönüşüm sonrası kalan kentsel çöpleri KatıAtık/BiyoKütle yakıtı, yerel linyit ile birlikte yakabilecek, yerli mühendislik kapasitesiyle tasarımı yapılmış, yerli imkanlarla imal edilmiş, yerli personel ile montajı yapılmış, yerli personel ile işletilen ortak yanma termik santrallerin sayısını artırmalıyız.

BüyükŞehir belediyelerinin kendi bölgelerindeki yerel kömür yataklarını sahiplenmelerini sağlayacak yasal imkanları oluşturmalıyız. Belediyeler ve belediye birlikleri, linyit yataklarını TKİ’den devir alır, termik santral yapım ihalesine çıkar, teklifleri değerlendirir, santrali işletir, çöpü yakar, elektrik üretir, satar, başka sosyal projeler için hazır parasal kaynak sağlayabilir.

Son günlerde bazı yerli çimento fabrikalarında, belediye çöplerinin ana yakıt ile beraber kontrollü yakıldığına dair haberler okuyoruz. Umarız uygulama devam eder ve artar.

Yerel linyit yakabilecek, yerli mühendislik kapasitesiyle tasarımı yapılmış, yerli imkanlarla imal edilmiş, yerli personel ile montajı yapılmış, yerli personel ile işletilen termik santrallerin sayısını hızla artırmalıyız.

Yurtiçi firmalara, sağlam yerel mühendislik kadroları gerekir. Yabancı mühendislikle bir yere varılmaz. Enerji piyasasında yatırımcı veya müteahhit olarak çalışacak firmaların, yatırım projelerinin temel ve detay mühendisliğini yapabilecek sağlam genç, bilgili ve donanımlı mühendis kadrolarına ihtiyaçları vardır. Kendi mühendislik kadroları olmayan yerli firmaların, ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, uzun dönemde başarılı olmaları mümkün değildir.

Dışa bağımlı yakıt miktarını azaltmalıyız, enerji arz güvenliği riskini azaltmalıyız, doğalgaz, kömür kullanımının dış alımını azaltmalıyız.

Daha çok yerli linyit/kömür/ hatta KatıAtık/BiyoKütle yakan, temiz ve verimli teknoloji kullanan termik santraller inşa etmeli, yeni yazılım ve donanımları kullanarak kendimiz tasarımlarını yapmalı, kendimiz imal etmeli, kendimiz monte etmeli, kendimiz çalıştırmalı ve işletmeliyiz. Daha çok yerli imkanı, yerli mühendisliği, yerli tasarımları kullanmalıyız.

Değerli okurlarım, bu kadar termik muhabbetinden sonra başka şeyler de söyliyeyim. Şimdi İzmir Bostanlı sahilinde açık hava Kafe'de oturuyor olmak vardı. Sırtında polar battaniye. Demli çay iç. Güneşin batışını seyret. Dünyanın cennetinde hayatın keyfini çıkar. Buralar da memleket mi... En derin selam ve saygılarımla.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.



2013-01-23

Muenchen, Deutschland


Değerli Okurlarım,


Bir süre için Almanya'da Münih kentindeyim. Geçtiğimiz hafta Münih elektrik dağıtım şirketinden (SWM.de) bir duyuru/ bilgilendirme mektubu aldik. SWM mektupta anlatıyor.

Ucuz elektrik üreten Nükleer santraller yavas yavaş kapatılıyor, yenilenebilir enerji kaynakları henüz ucuz degil. DoğalGaz dışa bağımlılığı fazla. DoğalGaz fiyatları çok yüksek. Arkasından Elektrik fiyatlarının arttığından bahsediyor- tasarruf tavsiye ediyor ve sonunda konuyu bağlıyor- En ucuz enerji hiç kullanılmayan enerjidir- diyor ve mektubu bitiriyor.

Alman Spiegel dergisinde geçtiğimiz hafta aynı konu işleniyordu. Artık Termik yatırımı yok, nükleer yatırımı yok, öte yandan mevcut iletim hatları rüzgar ve güneş enerjisi için uygun değil, yeterli değil- Alman Ulusal iletim sisteminin yenilenebilir enerji iletimine uyumlu yeni yatırımlara ihtiyacı var.

Alman Yeşiller Partisi uzmanları mevcut özel iletim hatlarının yeniden kamulaştırılmasını tavsiye ediyor. Yani bazı şeyler pat diye olmuyor, bizim başkalarının tecrübelerinden faydalanmamız lazım.

Yerli yenilenebilir- rüzgar ve günes enerjisi kullanacak isek hızla cok sayıda Pompalı HES  yani kısaca "PHES" inşaatları yapımına geçmemiz- iletim hatlarını yenilenebilir enerji için uyumlu hale getirmemiz lazım -

Eğer 2030 yılında dünyanın 12. Büyük ekonomisi olacak isek, enerji üretim hızının yıllık büyüme hızından daha yüksek olması lazım.

Yerli kömür, yerli insan, yerli mühendislik, yerli imalat, yerli müteahhitlik, yerli finans  kaynaklarının ciddi değerlendirilmesi lazım.

Verilen teşvik her zaman her yerde itina ile suistimal edilir. Bu yüzden maddi- doğrudan parasal teşvik verilmemeli - ancak yerli kaynaklar ikincil mevzuat ile özendirilmeli, gayri ciddi yabancılar caydırılmalı- Kervan yolda öyle sanıldığı kadar kolay düzülmüyor.
Şu sıralar Münih'te dışarda hava -14C. Dün soğuktan tren seferleri aksadı S-bahn gecikmeli çalıştı- ara yollar kar altında- arabaları çalıştırmak zor- bizde kapalı garaj var arabalar temiz -bütün arabalarda kış lastiği var -ancak yine de dışarda kar üstünde araba sürmek çok zor.

Herkes U-bahn ve S-bahn kullanıyor- Çocuklu anneler cocuk arabası ile toplu taşıma araçlarında rahatlıkla dolaşıyorlar- iş hayati tüm canlılıği ile devam ediyor.

Elektrik kesintisi yok voltaj salınımı hiç yok - sadece soğuk var kar var

Bu sabah apartmanın dış kapısı çaldi, indim açtım- Karşı komsuların gündelik temizlikcisi gelmis.  Esmer tenli, terbiyeli, sessiz bir hanım. Almanca bilmiyor´

Öğleye dogru kamyonet üstünde yeni ısıcam pencereleri getirdiler. Üst dairenin pencereleri değişiyor. Gelen işçilerin hiçbiri Alman değil- Türk değil- Rus değil- herhalde Orta Avrupalı.

Ögle vakti Penny supermarkete gittim. Plastik pet sise gerialma makinasının önü Polanyalı inşaat işçileri ile dolu- karsidaki toplu konut inşaatında çalışıyorlar.

Ortada Alman yok, çalışanların hepsi yabancı. Sadece çöp karıştıran, boş şişe toplayan yaşlı emekli Almanlar var. Ortalama yaş burda 43- bizde 28- ortalama aile başına çocuk sayısı burda 1.4 bizde 2.6 (2011). 

Almanların halini gördükçe çocuk yapma konusundaki siyasi irade tavsiyesine hak veriyorum ve gönülden destekliyorum- Biz daha iyiyiz bunların gelecekleri tıkanmış. Izmir olarak yaşam kalitesinde Münih'ten iyiyiz.

Alman mutfaği lokantası diye de birsey yok. Türk lokantası sadece donerci´kebapci. Nerde bizim KemerAltı Esnaf lokantalarımız. Tencere yemegi yapan Türk esnaf lokantası çok az. 

Ama İtalyan lokantaları harika. Italyan lokantaları bir başka. Her akşam bir başka italyan lokantasına gidebilirim. Güler yüzlü düzgün/ mesafeli/ iyi servis, harika yemekler/ harika Italyan şarapları.

Temizleme sopası ucu püskülünden aradım hiçbir yerde yok. Sokağın sonundaki ev esyaları dükkanında buldum, Izmir'de olsam "size nasıl yardımcı olabilirim?" der dükkan sahibi. Münih'te dükkan sahibi doğrudan "Ne istiyorsun? " diye soruyor. Neyse  buldum biraz pahali´bizde 2 tanesi 10 TL - burda 1 tanesi 5 Euro

Sokağın karşısına yeni bir Turk "Cafe"si açıldı. Gece yarısı sigara içmek icin kapı önüne çıkan orta yaşlı bir Turk kadını cep telefonu ile konusuyor- aslında konusmuyor avaz avaz bağırıyor. "Benden 15,000 Euro borç aldın- iade etmedin- iade et- yoksa seni mahkemeye vereceğim".
Sabah TengelMann Market önünde bir Türk Kızı sevgilisiyle cep telefonundan bağıra bağıra Almanca- Türkce karışık konusuyor, aslında konusmuyor- karşısındakini fırçalıyor, suçluyor, açıkcası alenen hakaret ediyor, fazla dinleyemedim. Almancı Türk kızlarımız neden bu kadar öfkeli, neden kavgacı, neden bu kadar kızgın?

S-bahn da adam cep telefonunu acmış avukatı ile Türkçe konuşuyor
"Abi, adam benden 50,000 Euro aldı- iade etmedi- işi de yapmadı, para gitti kaptırdim- Ne yapacağız? Yardım et bana??"

U-bahn'da adam keyifle cepten arkadaşını arıyor
"Abi malı teslim ettim parayı nakit aldım, bu akşam bendensin, alemlere akacağız".
Mal nedir?? Anlamadım ama önemli olmalı.

Penny  Markette  alisveriş yaptım, donmus ton balığı aldım, yanımdaki boş plastik torbayı yaşlı Alman kasiyer kontrol etti- acaba birseyler yürümüşmü?? Kendimi rahatsiz hissetttim. "Daha da Penny'ye gitmem".

Türkler arası dayanışma, iş ilişkileri zayıflamış hissettim. Kimse birbiri ile iş ilişkisine girmek istemiyor. Erken giden ailelerin 2.-3. kuşak çocukları Alman olmuş. Aleviler, Kürtler, Süryaniler hep Alman pasaportlu olmuşlar. Burda  Almancayı aksansız konuşmak gerek. Aksansız konusmak icin Almanca'yı anaokulunda öğrenmek gerek. Yabancıya karşı düşmanlık çok belirgin.

Bizim yatırımcılar ÇED konusunda ikna etmek için yerel yönetimleri Almanya'ya davet ediyorlar ya, acaba dedim burda hangi santralleri tavsiye etmek lazım, aradım taradım doğru dürüst yeni ultra super süper kritik tasarımlı, ESP ve FGD dahil düzgün yeni bir santral bulamadım. Hepsi eski, hepsi rehabilitasyon kapsamında.

Ama pompalı HES yani PHES cok var, bizde ise nerdeyse hiç yok "Rüzgar güneş bize yeter" diyebilmek için çok sayıda PHES inşaa etmek gerek. Peki kim inşaa edecek?? Bu yatırımı kim yapacak?

Bayerische Oper'de Madame Butterfly sahneleniyor, ancak kısa "youtube" videoları pek göz doldurmuyor, Zaten bilet kalmamış. İlerde Wagner- Parsifal operası sahnelenecek- ona şimdiden web ustunden makul fiyatlı Parter bileti almak lazım.

Munih Filarmoni programlarında klasik müzik azaldı, pop- rock doldu.

Pazar günü Glyptothek müzesinde antik heykelleri gezdim. "Barberini Faun" heykelini gördüm. Bavyera Kralı Ludwig-II müzeyi bu heykel için yaptırmış. Müze 2.Dünya Savaşında yıkılmış, sonrasında yeniden yapılmış.

Heykelin ismini google arama ile bulun görsellere basın. Coşkun Küçülözmen hocam şimdi "Avrupa ekonomilerinin su anki aciz/ zavallı halini göstermiyor mu??" der herhalde.

Heykel Bergama okulundan bir isimsiz sanatçı tarafından milattan önce 2. yüzyılda yapılmış. Milattan sonra 5. yuzyılda Roma'ya yapılan Barbar istilasi sırasinda toprak altına gömülmüş. 16. yüzyılda tekrar bulunmus.

Kral Ludwig-II satın almış ve bu müzeyi kurmuş. Içinde antik dönemin heykelleri var. Çok sayıda büst var. Bu büstleri burda görünce insan neden Izmir Arkeoloji müzesindeki antik heykeller başsız hemen anlıyor.

Kar yagışı dışarda devam ediyor. Haftasonu 3 saatte 4 aktarma ile Garmisch Zugspitze kayak merkezine gittik-akşam aynı süre ve aktarma ile çok kalabalık tren yolculuğu yaparak eve donduk. Tren yolu otoyolun yanındaydı. Biz hızla geçtik- otomobiller karda yolda kalmıştı. Toplu taşımanın avantajı.

Garmish ZugSpitze denizden 2962 metre yukarda Almanya'nın en yüksek yeri- harika bir Alp manzarasi- makul fiyatlar- bol imkan- muhteşem bir haftasonu tatili oldu.

Öğleden sonra yakındaki şehir kütüphanesine gittim. Bir büyük bölüm Türkçe kitaplar- Bir başka bölüm Ingilizce kitaplar. Kitap, CD, DVD ödünç almak mümkün. Sonra HugenDubel kitapçısına uğradım, çok sayıda Almanca tercüme Orhan Pamuk, Elif Shafak ve Yaşar Kemal kitapları var. Cok sevindim. Kendime Daniel YERGIN'in 2011 yılında yazdığı “The Quest- Energy Security, and Remaking of the Modern World” isimli popüler enerji konularıyla ilgili kitabını aldım.

Bu hafta benden bu kadar. Münih'te geçen her gün sonrasında, buraların Türkler için mahrumiyet bölgesi, Türkiye'nin Almanya'dan daha yaşanır bir memleket, Izmir'in bir cennet olduğuna inancım pekişiyor. En derin selam ve saygılar

HalukDireskeneli at gmail dot com, Muenchen Deutschland

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

2013-01-24