Değerli Okurlarım,
Bir
süre için Almanya'da Münih kentindeyim. Geçtiğimiz hafta Münih
elektrik dağıtım şirketinden (SWM.de) bir duyuru/ bilgilendirme
mektubu aldik. SWM mektupta anlatıyor.
Ucuz
elektrik üreten Nükleer santraller yavas yavaş kapatılıyor,
yenilenebilir enerji kaynakları henüz ucuz degil. DoğalGaz dışa
bağımlılığı fazla. DoğalGaz fiyatları çok yüksek. Arkasından
Elektrik fiyatlarının arttığından bahsediyor- tasarruf tavsiye
ediyor ve sonunda konuyu bağlıyor- En ucuz enerji hiç
kullanılmayan enerjidir- diyor ve mektubu bitiriyor.
Alman
Spiegel dergisinde geçtiğimiz hafta aynı konu işleniyordu. Artık
Termik yatırımı yok, nükleer yatırımı yok, öte yandan mevcut
iletim hatları rüzgar ve güneş enerjisi için uygun değil,
yeterli değil- Alman Ulusal iletim sisteminin yenilenebilir enerji
iletimine uyumlu yeni yatırımlara ihtiyacı var.
Alman
Yeşiller Partisi uzmanları mevcut özel iletim hatlarının yeniden
kamulaştırılmasını tavsiye ediyor. Yani bazı şeyler pat diye
olmuyor, bizim başkalarının tecrübelerinden faydalanmamız lazım.
Yerli
yenilenebilir- rüzgar ve günes enerjisi kullanacak isek hızla cok
sayıda Pompalı HES yani kısaca "PHES" inşaatları
yapımına geçmemiz- iletim hatlarını yenilenebilir enerji için
uyumlu hale getirmemiz lazım -
Eğer
2030 yılında dünyanın 12. Büyük ekonomisi olacak isek, enerji
üretim hızının yıllık büyüme hızından daha yüksek olması
lazım.
Yerli
kömür, yerli insan, yerli mühendislik, yerli imalat, yerli
müteahhitlik, yerli finans kaynaklarının ciddi
değerlendirilmesi lazım.
Verilen
teşvik her zaman her yerde itina ile suistimal edilir. Bu yüzden
maddi- doğrudan parasal teşvik verilmemeli - ancak yerli kaynaklar
ikincil mevzuat ile özendirilmeli, gayri ciddi yabancılar
caydırılmalı- Kervan yolda öyle sanıldığı kadar kolay
düzülmüyor.
Şu
sıralar Münih'te dışarda hava -14C. Dün soğuktan tren seferleri
aksadı S-bahn gecikmeli çalıştı- ara yollar kar altında-
arabaları çalıştırmak zor- bizde kapalı garaj var arabalar
temiz -bütün arabalarda kış lastiği var -ancak yine de dışarda
kar üstünde araba sürmek çok zor.
Herkes
U-bahn ve S-bahn kullanıyor- Çocuklu anneler cocuk arabası ile
toplu taşıma araçlarında rahatlıkla dolaşıyorlar- iş hayati
tüm canlılıği ile devam ediyor.
Elektrik
kesintisi yok voltaj salınımı hiç yok - sadece soğuk var kar var
Bu
sabah apartmanın dış kapısı çaldi, indim açtım- Karşı
komsuların gündelik temizlikcisi gelmis. Esmer tenli,
terbiyeli, sessiz bir hanım. Almanca bilmiyor´
Öğleye
dogru kamyonet üstünde yeni ısıcam pencereleri getirdiler. Üst
dairenin pencereleri değişiyor. Gelen işçilerin hiçbiri Alman
değil- Türk değil- Rus değil- herhalde Orta Avrupalı.
Ögle
vakti Penny supermarkete gittim. Plastik pet sise gerialma
makinasının önü Polanyalı inşaat işçileri ile dolu- karsidaki
toplu konut inşaatında çalışıyorlar.
Ortada
Alman yok, çalışanların hepsi yabancı. Sadece çöp karıştıran,
boş şişe toplayan yaşlı emekli Almanlar var. Ortalama yaş burda
43- bizde 28- ortalama aile başına çocuk sayısı burda 1.4 bizde
2.6 (2011).
Almanların
halini gördükçe çocuk yapma konusundaki siyasi irade tavsiyesine
hak veriyorum ve gönülden destekliyorum- Biz daha iyiyiz bunların
gelecekleri tıkanmış. Izmir olarak yaşam kalitesinde Münih'ten
iyiyiz.
Alman
mutfaği lokantası diye de birsey yok. Türk lokantası sadece
donerci´kebapci. Nerde bizim KemerAltı Esnaf lokantalarımız.
Tencere yemegi yapan Türk esnaf lokantası çok az.
Ama
İtalyan lokantaları harika. Italyan lokantaları bir başka. Her
akşam bir başka italyan lokantasına gidebilirim. Güler yüzlü
düzgün/ mesafeli/ iyi servis, harika yemekler/ harika Italyan
şarapları.
Temizleme
sopası ucu püskülünden aradım hiçbir yerde yok. Sokağın
sonundaki ev esyaları dükkanında buldum, Izmir'de olsam "size
nasıl yardımcı olabilirim?" der dükkan sahibi. Münih'te
dükkan sahibi doğrudan "Ne istiyorsun? " diye soruyor.
Neyse buldum biraz pahali´bizde 2 tanesi 10 TL - burda 1
tanesi 5 Euro
Sokağın
karşısına yeni bir Turk "Cafe"si açıldı. Gece yarısı
sigara içmek icin kapı önüne çıkan orta yaşlı bir Turk kadını
cep telefonu ile konusuyor- aslında konusmuyor avaz avaz bağırıyor.
"Benden 15,000 Euro borç aldın- iade etmedin- iade et-
yoksa seni mahkemeye vereceğim".
Sabah
TengelMann Market önünde bir Türk Kızı sevgilisiyle cep
telefonundan bağıra bağıra Almanca- Türkce karışık
konusuyor, aslında konusmuyor- karşısındakini fırçalıyor,
suçluyor, açıkcası alenen hakaret ediyor, fazla dinleyemedim.
Almancı Türk kızlarımız neden bu kadar öfkeli, neden kavgacı,
neden bu kadar kızgın?
S-bahn
da adam cep telefonunu acmış avukatı ile Türkçe konuşuyor
"Abi,
adam benden 50,000 Euro aldı- iade etmedi- işi de yapmadı, para
gitti kaptırdim- Ne yapacağız? Yardım et bana??"
U-bahn'da
adam keyifle cepten arkadaşını arıyor
"Abi
malı teslim ettim parayı nakit aldım, bu akşam bendensin,
alemlere akacağız".
Mal
nedir?? Anlamadım ama önemli olmalı.
Penny
Markette alisveriş yaptım, donmus ton balığı aldım,
yanımdaki boş plastik torbayı yaşlı Alman kasiyer kontrol etti-
acaba birseyler yürümüşmü?? Kendimi rahatsiz hissetttim. "Daha
da Penny'ye gitmem".
Türkler
arası dayanışma, iş ilişkileri zayıflamış hissettim. Kimse
birbiri ile iş ilişkisine girmek istemiyor. Erken giden ailelerin
2.-3. kuşak çocukları Alman olmuş. Aleviler, Kürtler, Süryaniler
hep Alman pasaportlu olmuşlar. Burda Almancayı aksansız
konuşmak gerek. Aksansız konusmak icin Almanca'yı anaokulunda
öğrenmek gerek. Yabancıya karşı düşmanlık çok belirgin.
Bizim
yatırımcılar ÇED konusunda ikna etmek için yerel yönetimleri
Almanya'ya davet ediyorlar ya, acaba dedim burda hangi santralleri
tavsiye etmek lazım, aradım taradım doğru dürüst yeni ultra
super süper kritik tasarımlı, ESP ve FGD dahil düzgün yeni bir
santral bulamadım. Hepsi eski, hepsi rehabilitasyon kapsamında.
Ama
pompalı HES yani PHES cok var, bizde ise nerdeyse hiç yok "Rüzgar
güneş bize yeter" diyebilmek için çok sayıda PHES inşaa
etmek gerek. Peki kim inşaa edecek?? Bu yatırımı kim yapacak?
Bayerische
Oper'de Madame Butterfly sahneleniyor, ancak kısa "youtube"
videoları pek göz doldurmuyor, Zaten bilet kalmamış. İlerde
Wagner- Parsifal operası sahnelenecek- ona şimdiden web ustunden
makul fiyatlı Parter bileti almak lazım.
Munih
Filarmoni programlarında klasik müzik azaldı, pop- rock doldu.
Pazar
günü Glyptothek müzesinde antik heykelleri gezdim. "Barberini
Faun" heykelini gördüm. Bavyera Kralı Ludwig-II müzeyi bu
heykel için yaptırmış. Müze 2.Dünya Savaşında yıkılmış,
sonrasında yeniden yapılmış.
Heykelin
ismini google arama ile bulun görsellere basın. Coşkun Küçülözmen
hocam şimdi "Avrupa ekonomilerinin su anki aciz/ zavallı
halini göstermiyor mu??" der herhalde.
Heykel
Bergama okulundan bir isimsiz sanatçı tarafından milattan önce 2.
yüzyılda yapılmış. Milattan sonra 5. yuzyılda Roma'ya yapılan
Barbar istilasi sırasinda toprak altına gömülmüş. 16. yüzyılda
tekrar bulunmus.
Kral
Ludwig-II satın almış ve bu müzeyi kurmuş. Içinde antik dönemin
heykelleri var. Çok sayıda büst var. Bu büstleri burda görünce
insan neden Izmir Arkeoloji müzesindeki antik heykeller başsız
hemen anlıyor.
Kar
yagışı dışarda devam ediyor. Haftasonu 3 saatte 4 aktarma ile
Garmisch Zugspitze kayak merkezine gittik-akşam aynı süre ve
aktarma ile çok kalabalık tren yolculuğu yaparak eve donduk. Tren
yolu otoyolun yanındaydı. Biz hızla geçtik- otomobiller karda
yolda kalmıştı. Toplu taşımanın avantajı.
Garmish
ZugSpitze denizden 2962 metre yukarda Almanya'nın en yüksek yeri-
harika bir Alp manzarasi- makul fiyatlar- bol imkan- muhteşem bir
haftasonu tatili oldu.
Öğleden
sonra yakındaki şehir kütüphanesine gittim. Bir büyük bölüm
Türkçe kitaplar- Bir başka bölüm Ingilizce kitaplar. Kitap, CD,
DVD ödünç almak mümkün. Sonra HugenDubel kitapçısına uğradım,
çok sayıda Almanca tercüme Orhan Pamuk, Elif Shafak ve Yaşar
Kemal kitapları var. Cok sevindim. Kendime Daniel YERGIN'in 2011
yılında yazdığı “The Quest- Energy Security, and Remaking of
the Modern World” isimli popüler enerji konularıyla ilgili
kitabını aldım.
Bu
hafta benden bu
kadar. Münih'te geçen her gün sonrasında, buraların Türkler
için mahrumiyet bölgesi, Türkiye'nin Almanya'dan daha yaşanır
bir memleket, Izmir'in bir cennet olduğuna inancım pekişiyor. En
derin selam ve saygılar
HalukDireskeneli
at gmail dot com, Muenchen Deutschland
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2013-01-24
No comments:
Post a Comment