Saturday, February 23, 2013

Muenchen, Deutschland


Değerli Okurlarım,


Bir süre için Almanya'da Münih kentindeyim. Geçtiğimiz hafta Münih elektrik dağıtım şirketinden (SWM.de) bir duyuru/ bilgilendirme mektubu aldik. SWM mektupta anlatıyor.

Ucuz elektrik üreten Nükleer santraller yavas yavaş kapatılıyor, yenilenebilir enerji kaynakları henüz ucuz degil. DoğalGaz dışa bağımlılığı fazla. DoğalGaz fiyatları çok yüksek. Arkasından Elektrik fiyatlarının arttığından bahsediyor- tasarruf tavsiye ediyor ve sonunda konuyu bağlıyor- En ucuz enerji hiç kullanılmayan enerjidir- diyor ve mektubu bitiriyor.

Alman Spiegel dergisinde geçtiğimiz hafta aynı konu işleniyordu. Artık Termik yatırımı yok, nükleer yatırımı yok, öte yandan mevcut iletim hatları rüzgar ve güneş enerjisi için uygun değil, yeterli değil- Alman Ulusal iletim sisteminin yenilenebilir enerji iletimine uyumlu yeni yatırımlara ihtiyacı var.

Alman Yeşiller Partisi uzmanları mevcut özel iletim hatlarının yeniden kamulaştırılmasını tavsiye ediyor. Yani bazı şeyler pat diye olmuyor, bizim başkalarının tecrübelerinden faydalanmamız lazım.

Yerli yenilenebilir- rüzgar ve günes enerjisi kullanacak isek hızla cok sayıda Pompalı HES  yani kısaca "PHES" inşaatları yapımına geçmemiz- iletim hatlarını yenilenebilir enerji için uyumlu hale getirmemiz lazım -

Eğer 2030 yılında dünyanın 12. Büyük ekonomisi olacak isek, enerji üretim hızının yıllık büyüme hızından daha yüksek olması lazım.

Yerli kömür, yerli insan, yerli mühendislik, yerli imalat, yerli müteahhitlik, yerli finans  kaynaklarının ciddi değerlendirilmesi lazım.

Verilen teşvik her zaman her yerde itina ile suistimal edilir. Bu yüzden maddi- doğrudan parasal teşvik verilmemeli - ancak yerli kaynaklar ikincil mevzuat ile özendirilmeli, gayri ciddi yabancılar caydırılmalı- Kervan yolda öyle sanıldığı kadar kolay düzülmüyor.
Şu sıralar Münih'te dışarda hava -14C. Dün soğuktan tren seferleri aksadı S-bahn gecikmeli çalıştı- ara yollar kar altında- arabaları çalıştırmak zor- bizde kapalı garaj var arabalar temiz -bütün arabalarda kış lastiği var -ancak yine de dışarda kar üstünde araba sürmek çok zor.

Herkes U-bahn ve S-bahn kullanıyor- Çocuklu anneler cocuk arabası ile toplu taşıma araçlarında rahatlıkla dolaşıyorlar- iş hayati tüm canlılıği ile devam ediyor.

Elektrik kesintisi yok voltaj salınımı hiç yok - sadece soğuk var kar var

Bu sabah apartmanın dış kapısı çaldi, indim açtım- Karşı komsuların gündelik temizlikcisi gelmis.  Esmer tenli, terbiyeli, sessiz bir hanım. Almanca bilmiyor´

Öğleye dogru kamyonet üstünde yeni ısıcam pencereleri getirdiler. Üst dairenin pencereleri değişiyor. Gelen işçilerin hiçbiri Alman değil- Türk değil- Rus değil- herhalde Orta Avrupalı.

Ögle vakti Penny supermarkete gittim. Plastik pet sise gerialma makinasının önü Polanyalı inşaat işçileri ile dolu- karsidaki toplu konut inşaatında çalışıyorlar.

Ortada Alman yok, çalışanların hepsi yabancı. Sadece çöp karıştıran, boş şişe toplayan yaşlı emekli Almanlar var. Ortalama yaş burda 43- bizde 28- ortalama aile başına çocuk sayısı burda 1.4 bizde 2.6 (2011). 

Almanların halini gördükçe çocuk yapma konusundaki siyasi irade tavsiyesine hak veriyorum ve gönülden destekliyorum- Biz daha iyiyiz bunların gelecekleri tıkanmış. Izmir olarak yaşam kalitesinde Münih'ten iyiyiz.

Alman mutfaği lokantası diye de birsey yok. Türk lokantası sadece donerci´kebapci. Nerde bizim KemerAltı Esnaf lokantalarımız. Tencere yemegi yapan Türk esnaf lokantası çok az. 

Ama İtalyan lokantaları harika. Italyan lokantaları bir başka. Her akşam bir başka italyan lokantasına gidebilirim. Güler yüzlü düzgün/ mesafeli/ iyi servis, harika yemekler/ harika Italyan şarapları.

Temizleme sopası ucu püskülünden aradım hiçbir yerde yok. Sokağın sonundaki ev esyaları dükkanında buldum, Izmir'de olsam "size nasıl yardımcı olabilirim?" der dükkan sahibi. Münih'te dükkan sahibi doğrudan "Ne istiyorsun? " diye soruyor. Neyse  buldum biraz pahali´bizde 2 tanesi 10 TL - burda 1 tanesi 5 Euro

Sokağın karşısına yeni bir Turk "Cafe"si açıldı. Gece yarısı sigara içmek icin kapı önüne çıkan orta yaşlı bir Turk kadını cep telefonu ile konusuyor- aslında konusmuyor avaz avaz bağırıyor. "Benden 15,000 Euro borç aldın- iade etmedin- iade et- yoksa seni mahkemeye vereceğim".
Sabah TengelMann Market önünde bir Türk Kızı sevgilisiyle cep telefonundan bağıra bağıra Almanca- Türkce karışık konusuyor, aslında konusmuyor- karşısındakini fırçalıyor, suçluyor, açıkcası alenen hakaret ediyor, fazla dinleyemedim. Almancı Türk kızlarımız neden bu kadar öfkeli, neden kavgacı, neden bu kadar kızgın?

S-bahn da adam cep telefonunu acmış avukatı ile Türkçe konuşuyor
"Abi, adam benden 50,000 Euro aldı- iade etmedi- işi de yapmadı, para gitti kaptırdim- Ne yapacağız? Yardım et bana??"

U-bahn'da adam keyifle cepten arkadaşını arıyor
"Abi malı teslim ettim parayı nakit aldım, bu akşam bendensin, alemlere akacağız".
Mal nedir?? Anlamadım ama önemli olmalı.

Penny  Markette  alisveriş yaptım, donmus ton balığı aldım, yanımdaki boş plastik torbayı yaşlı Alman kasiyer kontrol etti- acaba birseyler yürümüşmü?? Kendimi rahatsiz hissetttim. "Daha da Penny'ye gitmem".

Türkler arası dayanışma, iş ilişkileri zayıflamış hissettim. Kimse birbiri ile iş ilişkisine girmek istemiyor. Erken giden ailelerin 2.-3. kuşak çocukları Alman olmuş. Aleviler, Kürtler, Süryaniler hep Alman pasaportlu olmuşlar. Burda  Almancayı aksansız konuşmak gerek. Aksansız konusmak icin Almanca'yı anaokulunda öğrenmek gerek. Yabancıya karşı düşmanlık çok belirgin.

Bizim yatırımcılar ÇED konusunda ikna etmek için yerel yönetimleri Almanya'ya davet ediyorlar ya, acaba dedim burda hangi santralleri tavsiye etmek lazım, aradım taradım doğru dürüst yeni ultra super süper kritik tasarımlı, ESP ve FGD dahil düzgün yeni bir santral bulamadım. Hepsi eski, hepsi rehabilitasyon kapsamında.

Ama pompalı HES yani PHES cok var, bizde ise nerdeyse hiç yok "Rüzgar güneş bize yeter" diyebilmek için çok sayıda PHES inşaa etmek gerek. Peki kim inşaa edecek?? Bu yatırımı kim yapacak?

Bayerische Oper'de Madame Butterfly sahneleniyor, ancak kısa "youtube" videoları pek göz doldurmuyor, Zaten bilet kalmamış. İlerde Wagner- Parsifal operası sahnelenecek- ona şimdiden web ustunden makul fiyatlı Parter bileti almak lazım.

Munih Filarmoni programlarında klasik müzik azaldı, pop- rock doldu.

Pazar günü Glyptothek müzesinde antik heykelleri gezdim. "Barberini Faun" heykelini gördüm. Bavyera Kralı Ludwig-II müzeyi bu heykel için yaptırmış. Müze 2.Dünya Savaşında yıkılmış, sonrasında yeniden yapılmış.

Heykelin ismini google arama ile bulun görsellere basın. Coşkun Küçülözmen hocam şimdi "Avrupa ekonomilerinin su anki aciz/ zavallı halini göstermiyor mu??" der herhalde.

Heykel Bergama okulundan bir isimsiz sanatçı tarafından milattan önce 2. yüzyılda yapılmış. Milattan sonra 5. yuzyılda Roma'ya yapılan Barbar istilasi sırasinda toprak altına gömülmüş. 16. yüzyılda tekrar bulunmus.

Kral Ludwig-II satın almış ve bu müzeyi kurmuş. Içinde antik dönemin heykelleri var. Çok sayıda büst var. Bu büstleri burda görünce insan neden Izmir Arkeoloji müzesindeki antik heykeller başsız hemen anlıyor.

Kar yagışı dışarda devam ediyor. Haftasonu 3 saatte 4 aktarma ile Garmisch Zugspitze kayak merkezine gittik-akşam aynı süre ve aktarma ile çok kalabalık tren yolculuğu yaparak eve donduk. Tren yolu otoyolun yanındaydı. Biz hızla geçtik- otomobiller karda yolda kalmıştı. Toplu taşımanın avantajı.

Garmish ZugSpitze denizden 2962 metre yukarda Almanya'nın en yüksek yeri- harika bir Alp manzarasi- makul fiyatlar- bol imkan- muhteşem bir haftasonu tatili oldu.

Öğleden sonra yakındaki şehir kütüphanesine gittim. Bir büyük bölüm Türkçe kitaplar- Bir başka bölüm Ingilizce kitaplar. Kitap, CD, DVD ödünç almak mümkün. Sonra HugenDubel kitapçısına uğradım, çok sayıda Almanca tercüme Orhan Pamuk, Elif Shafak ve Yaşar Kemal kitapları var. Cok sevindim. Kendime Daniel YERGIN'in 2011 yılında yazdığı “The Quest- Energy Security, and Remaking of the Modern World” isimli popüler enerji konularıyla ilgili kitabını aldım.

Bu hafta benden bu kadar. Münih'te geçen her gün sonrasında, buraların Türkler için mahrumiyet bölgesi, Türkiye'nin Almanya'dan daha yaşanır bir memleket, Izmir'in bir cennet olduğuna inancım pekişiyor. En derin selam ve saygılar

HalukDireskeneli at gmail dot com, Muenchen Deutschland

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

2013-01-24

No comments: