Fotoğraf. Soma-B Termik Santrali.
Değerli
Okurlarım,
Biliyorum
diyeceksiniz ki, “bu soruya cevap kişiden kişiye, kurumdan kuruma
değişir; devlet için ya da kamu kurumları, kamu şirketleri,
ETKB, EPDK, öğretim üyeleri, yatırımcılar, piyasada çalışanlar,
projeleri finanse edenler, EMO, MMO için farklı olabilir”.
Peki
sizce nedir??? “Bence enerji politikası ne olmamalıdır?”, size
öncelikle onu anlatayım.
Türkiye’nin
enerji politikası, bugün yönetimin ve kamu kurumlarının
sahiplendiği ve uyguladığı, “ne pahasına olursa olsun daha çok
enerji yatırımı, daha çok enerji üretim santralleri inşası”
olmamalıdır.
Bence
Türkiye'nin enerji politikası, “çevreye saygılı, çevre
insanına saygılı, toprağa, suya, havaya, denize zarar vermeyen,
yerli yakıtlara uyumlu, tasarımları yerli mühendislik ile
yapılmış, yerli müteahhit, yerli iş gücü ile inşa edilmiş
uygun yerlerde konumlandırılmış, daha çok enerji santrali ve
daha çok enerji üretimi olmalıdır”.
Mühendislerin
görevi, termik santrallere karşı olmak değil, termik santrallerin
nasıl ve hangi teknolojik tasarımlarla, en iyi nerelerde
yapılabileceğini ortaya koymak, topluma yön vermek, toplum
çıkarlarına sahip çıkmaktır.
Biz
neden panel yaparız, seminer, konferans, kongre düzenleriz?
İnternette, blog sayfalarında, yahoo gruplarında yazarız? Neden
katılırız? Neden buradaki yazıları okuruz?
Çünkü
bu yazılar özellikle yaygın yazılı basında yazılmayanları
size anlatırlar. Güzel, pozitif, harika haberleri herkes yazar.
Bunların çoğu haber değildir, hatta masaldır. Oysa gerçek hayat
başkadır; problemlerle, zorluklarla doludur. Önemli olan bu
problemleri, riskleri, görünmeyenleri, pespembe gösterilenleri
anlamak, yorumlamak, aktarmaktır.
Bir
yatırım projesi, yatırım raporu önünüze gelir.
Değerlendirmeniz istenir. ÇED raporu, EPDK lisansı alınmıştır.
Yerli finansör mevcut mülk üstüne ipotek ile kredi vermiştir.
Yatırım
orman, tarım arazisi üstündedir, yeterli su yoktur, mevcut tarım
arazisi suyunu kullanmaya kalkmıştır, çevre ile, tarım insanı
ile problemlerinin olacağı kesindir.
Yatırım
için piyasadaki en kötü ekipmanı/ en ucuza almaya kalkmıştır.
Konudan anlayan kadrosu yoktur. Bütün bunları yaparken bir de
üstüne “Ponzi scheme(*)” kullanmaya kalkar. Risk üstüne risk
alır, her şey eğretidir, sonra her şey bir anda sorunlar yumağına
dönüşüverir.
Bizim
işimiz bunları baştan görmek; insanımızı, yatırımcıyı,
deneyimsiz kamu çalışanını, yerli finansörü uyarmaktır. Biz
yerli imalatçı para kazansın, iş yapsın, yerli istihdam yaratsın
isteriz, yerli mühendislik yapılsın isteriz, yerli yakıta uygun
yerli tasarım yapılsın isteriz.
Bunları
yazılı medyada okuyamazsınız. Orada çoğu zaman “volt” ile
“watt” kavramlarını ayırt edemeyenler, oradan buradan toplama/
kulaktan dolma/ slogan bilgilerle haber yazarlar. Sözlü demeçlerin
yazıya dökülmesinde hata yaparlar, yanlış anlarlar, yanlış
yazarlar, “Türbin” yerine ısrarla “Tribün” derler. Bazen
“MWe” yerine “Mbyte” dedikleri olur. Bu kadarına hayret
edersiniz, cesaretlerine hayran olursunuz.
Yerli
kömür yakan Afşin Elbistan santrali için uygun tasarım orada
değil burada değerlendirilir. Kombine çevrim için ön
gereklilikler nedir? Orman arazisine, tarım arazisine neden kömürlü
termik santral yapılmaz, burada okursunuz.
Çoğu
zaman rastlarsınız, iyi niyetli ancak tecrübesiz yatırımcılar,
“Gurup olarak artık enerji işine giriyoruz, şu kadar milyon US
Dolar yatırım yapacağız" diyerek, haber olurlar.
Düzgün
tasarım, tedarik ve fiyat dalgalanma riski olmayan yerli yakıt, o
yakıta uygun tasarım buralardadır. Yerli imalatı olmayan, yerli
istihdam, yerli katma değer yaratmayan enerji santralinin bizce
yatırım değeri yoktur.
Hele
hele tarım ve orman arazilerini “güneş santrali yapıyorum”,
diye gasp etmenin, pahalı elektrik üretip çok yüksek alım
garantisi istemenin anlamı yoktur.
Rüzgâr
türbini imalâtı yapamıyorsan, rüzgâr santralini neden
kuruyorsun? Neden yabancı üreticiyi zengin ediyorsun? Neden
piyasanın üstünde alım garantisi istiyorsun? Neden orman veya
tarım arazisi üstüne kuruyorsun? Neden çevre insanını rahatsız
ediyorsun, neden elinden arazisini alıyorsun?
Termik
santrali çevreye zarar vermeyecek, toprağa, suya, denize, havaya en
az zarar verecek boş araziler üstüne, tercihan mevcut bir kömür
madeni yanına, toz, kükürtsüzleştirme filtreleri 365 gün
boyunca 7/24 çalışacak şekilde kurmak gerekir.
Çevre
tarım suyunu gasp etmemek gerekir, nükleer santral kuruyorsan atık
ve güvenlik sorunlarını halletmen gerekir.
Yeni
bir iş kurarken belirli etik- prensiplere bağlı kalmalıyız.
Termik santraller, orman, tarım arazisine kurulmaz, kurulmamalı,
SİT, Turizm bölgelerinde olmamalı, derin deniz deşarjına izin
verilmemeli, tüm filtreler 7/24 çalışmalı, mutlaka kül barajı
olmalı. Hava, su, toprak, deniz kirletilmemeli. Yerli yakıt, yerli
tasarım, yerli işçilik öncelikli olmalı.
Redovans ihaleleri sonrasında yatırımcılar UzakDoğu Çin- Hint- Kore firmalarından termik santral teklifi istiyorlar. Ancak düşük kalorifik değerli kömürlerimizi yakacak yabancı imalatcı, tasarımcı yok. Piyasada raf-üstü hazır tasarımlar >6000 kcal/kg LHV ithat kömüre göre. Yatırımcı Ar-Ge yapamaz, piyasada referansı olan ne varsa onu alır, santrali en kısa zamanda kurar, parasını geri almaya bakar. Yerli üreticilerin yerli kömüre uygun tasarımları yapmaları, referans kazanlamaları ve talep için hazır olmaları gerekir.
Yatırım teşvikleri sınırlı ve dolaylı verilmeli, doğrudan yatırım teşvikleri dünyanın her yerinde iyi niyetle başlar, ancak suistimale yol açar. Katılırmısınız bilemem, İtalyan sendikacıların bir lafı vardır, anlamı şöyle, „Teşvikler, uyanıkların, saf vatandaşları sövüşlemesidir“.
Redovans ihaleleri sonrasında yatırımcılar UzakDoğu Çin- Hint- Kore firmalarından termik santral teklifi istiyorlar. Ancak düşük kalorifik değerli kömürlerimizi yakacak yabancı imalatcı, tasarımcı yok. Piyasada raf-üstü hazır tasarımlar >6000 kcal/kg LHV ithat kömüre göre. Yatırımcı Ar-Ge yapamaz, piyasada referansı olan ne varsa onu alır, santrali en kısa zamanda kurar, parasını geri almaya bakar. Yerli üreticilerin yerli kömüre uygun tasarımları yapmaları, referans kazanlamaları ve talep için hazır olmaları gerekir.
Yatırım teşvikleri sınırlı ve dolaylı verilmeli, doğrudan yatırım teşvikleri dünyanın her yerinde iyi niyetle başlar, ancak suistimale yol açar. Katılırmısınız bilemem, İtalyan sendikacıların bir lafı vardır, anlamı şöyle, „Teşvikler, uyanıkların, saf vatandaşları sövüşlemesidir“.
Haftaya,
“Yanlışımı söylemezseniz nereden bileceğim yanlış
yaptığımı?”
(*)Ponzi
Scheme: Derenin taşıyla derenin kuşunu vurmak. Elini cebine
sokmadan devletin/ halkın parasıyla halka iş yap(ma)mak ve zararı
yine devlete/ halka ödetmek
HalukDireskeneli
at gmail dot com
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2012-10-08
No comments:
Post a Comment