Saturday, September 05, 2020

Okulda şiddet dayak

Bizim 68 kuşağı okulda şiddet gördü. Ço şiddet gördü. İlkokul sınıf öğretmenim sıra dayağı uygulardı, sınıfı bırakıp gittiğinde çok gürültü yapmışsak, hepimizin ellerine cetvelle vururdu, ama Kaymakamın oğlunu atlardı.

Ortaokulda diğer çocuklara ibret olması için,  yakalanan küçük saf masum öğrenciler dayak yerdi, öğretmenler birbirlerini dayak atmaya teşvik ederlerdi, resim öğretmenim kendisini zorlayarak bir öğrencisinin kulağını çekerken sanki kendisi acı çekiyormuş gibi yüzü bozulmuştu.

Ankara Atatürk Lisesinde ciddi hoca dayağı vardı. Ancak en haylaz en yaramaz öğrenciler her zaman kaçar, yakalanmaz, en saf garibim çelimsiz öğrenciler dayak yerdi. Bu defa dayak atma görevi çoğu beden eğitimi öğretmeni olan kat sorumlusu Müdür muavinlerine düşerdi.

Lise son sınıftayım, okul artık bitiyor, ders arası teneffüsteyiz, bir arkadaşımla koridorda koşmuşuz, sınıfta sıraların arasında birbirimizi kovalıyoruz. Aniden bir sessizlik oldu. Arkama baktım, kat muavini sınıf kapısında duruyor, "gel buraya" dedi, ne olabilirki önemli birşey yapmamışım. Kapıya doğru saf sakin yürüdüm. Suratıma korkunç bir tokat geldi, voleybolde topa smaç çakmak gibi, herhalde yerimde dönmüş olmalıyım. Uzun süre kendime gelemedim.

Yıllar geçti, bana tokat atan kat muavini beden eğitim öğretmeni emekli oldu, birikimleri ile Ayvalık Ören deniz kıyısında bir arazi aldı, oraya önce çadır kamp kurdu, boş alana voleybol basketbol tenis sahaları ekledi, sonra aldığı kredilerle tesisi büyüttü, çadır yerleri bungalov oldu, cafe lokanta yüzme havuzu eklendi.

1990'larda Çanakkale çimento fabrikasında bir önemli ihale öncesi yer görme işim vardı, izmir havalimanından bir jeep kiraladım, Behramkale motellerinden birinde iki gece kaldım, dönerken deniz kıyısından ara yollardan gitmek istedim. Karşıma bu kamp çıktı. Haberim vardı. Zaman eylül, sabah erken saatlerdeyiz, arabamı park ettim, içeri girdim, kapıdaki görevliye tesisi gezmek istediğimi söyledim, kampın sahibi eski öğretmen eşiyle kafede çay içiyordu. Davet ettiler, onların masaya oturdum, önüme çay geldi. Ankara Atatürk lisesi mezunu olduğumu söyledim, ortak konu çıktı, Konuşma sonunda Hocama lise son sınıfta bana attığı müthiş tokadı hatırlattım, kıpkırmızı oldu. Sonra uzun bir sessizlik. Arkasından çay için teşekkür ettim ve ordan ayrıldım.

Şimdi okullarda dayak yok, tersine öğretmenler şiddete uğruyorlar, sınıfta kalmak ta yok. Öğrenciler öyle böyle sınıf geçiyorlar, sonra üniversite giriş sınavı barajında yığılıyorlar

Bizim zamanımızda paralı özel yabancı dille eğitim yapan okulların öğrencileri dayak yemezler, denirdi. Ankara'da TED, Yükseliş, Yenişehir kolejleri böyle okullardı.

Ama bakıyorum onlarda da öğrenciye şiddet dayak uygulanmış, hem de çok ciddi şiddet görmüşler.

Sizin de mutlaka benzer bir tatsız olayınız, okulda dayak yeme hatıranız vardır, aradan çok zaman geçti, ama anlatın, içinizde kalmasın,

Slm

Tuesday, September 01, 2020

Kazakhstan 1996, Çeyrek Yüzyıl Öncesinden



1996 yılının başlarında, TengizChevroil (TCO) ortak girişimi, ABD'li büyük yüklenici şirket Chevron yine ABD'li Bechtel'den Tengiz sahasındaki mevcut termik santralin durum değerlendirmesini (condition assessment) yapmasını istedi. Bechtel, talebi tavsiye edilen kazan tedarikçisi McDermott Group şirketlerinden Babcock & Wilcox (B&W)  Company'ye iletti. McDermott B&W Grubu, Tengiz Petrol sahasına iki saha şefi / yöneticisi göndermeye karar verdi.


Babcock & Wilcox International Inc, Barberton, Ohio ABD'den Servis Mühendisi Bay Alan E. Reid ve Houston Texas ABD'deki McDermott Offshore Drilling Inc'den Bölge Pazarlama Müdürü Bay Walid A. Bader, Kazakistan'daki Tengiz Petrol Sahalarına gönderildi. Zaman Haziran 1996.


Mevcut buhar kazanlarının durum değerlendirme çalışması bedel karşılığı yapılacak ve dolayısıyla tüm masraflar müşteri tarafından ödenecek ve ayrıca davet edilen şirkete toplu mühendislik ücreti (50K USD) ödenecek idi.


B&W’nin Tengiz tesisine en yakın ortak girişim şirketi olduğumuz için, ekibe katılmam ve onları şantiyede desteklemem ve gelecekte ihtiyaç duyulursa / gerektiğinde teklif vermek için hazırlanmam istendi.


Batı Kazakistan'daki Tengiz sahası, Hazar Denizi'nin kuzeydoğu kıyıları boyunca alçak sulak alanlarda yer almaktadır. 1979'da keşfedilen Tengiz petrol sahası, yakın tarihin en büyük keşiflerinden biridir. Tengiz'in 350 kilometre kuzeyindeki Atyrau şehri, Tengiz petrolünün ana ulaşım merkezidir. Pek çok ülke, bu petrol kaynağına erişimi güvence altına almak için büyük bir jeopolitik rekabet içindedir.


Chevron / Bechtel çalışanlarının Tengiz Petrol sahalarına charter uçuşunu yakalamak için İstanbul'dan Budapeşte'ye uygun / bağlantılı Thy uçuşu yaptım. Budapeşte'de Houston Texas, Ohio ve Ankara'dan gelen üç kişilik ekibimiz toplandı. 

Sahaya Uçuşumuz Budapeşte'den Kazakistan'ın Atyrau şehrine, Tupolev 124 Rus yapımı bir uçakla Macar Havayolları tarafından haftalık olarak gerçekleştirilen charter uçuşu ile gerçekleşti. Diğer yolcular, Louisiana Körfezi açık deniz veya kara petrol sahalarında Chevron çalışanlar, teknisyenler, kazıcılar, güney aksanıyla konuşan petrol işçiler ve Bechtel Londra ofisinden mühendisler, çoğunlukla İngiliz vatandaşları olan ve yemek, lojistik gibi yardımcı hizmetler çalışanlarıydı. vb.


Dört saatlik uçuşun ardından Atyrav havaalanına indik. Kayıt için o zamanlarda bilgisayar olmadığından ve tüm kayıt  işleri manuel olarak yapıldığından, 150 yolcunun tümünün gümrük iznini geçmek neredeyse dört (4) saat sürdü. Ardından yiyecek erzak, atıştırmalıklar ve su dağıtıldı. Çölde, havalimanına yaklaşık 350 km uzaklıktaki Tengiz petrol sahalarına gitmek için otobüslere bindik. Araçlar eski Rus yapımı ve klimasızdı. Çöl sıcağını azaltmak için tüm perdeler kapalı, tüm pencereler sonuna kadar açıktı. Yol tek şeritte yapılmıştı ve çok yıpranmıştı, bazen tüm yol boyunca boşluklarla hendeklerle dolu kaba çıplak topraktı.


Üç saat sonra otobüsler açık havada, çölün ortasında durdu, insanlar farklı bir anlamı olan ama belirsiz olan "Barış Molası" diye bağırdılar. Boş yolun bir tarafında rahatlamak ve sigara içmek için erkekler dizildi, yolun diğer tarafında kadınlar aynısını yaptı. Petrol sahalarındaki kamp alanına ulaşmadan önce bu ritüeli iki kez daha tekrarladık.


Başlangıçta 25 milyar varil (4 km³) petrol olduğu tahmin edilen Tengiz, dünyanın altıncı en büyük petrol sahasıdır; geri kazanılabilir ham petrol rezervlerinin 6 ila 9 milyar varil (0,9 ila 1,4 km³) olduğu tahmin edilmektedir. Diğer birçok petrol sahası gibi, Tengiz'de de büyük doğal gaz rezervleri bulunmaktadır.


Kamp alanında bize sadece yataklı, tuvaletsiz konforsuz prefabrik andakondu kışlada duşsuz ayrı odalar verildi. Benzer yatakhaneler yerel Rus / Kazak kadın işçiler / büro personeli / avukatlar / muhasebeciler ve kısa süreli kalış için Tengiz Petrol Sahalarında bulunan uluslararası hizmet personeli için tahsis edilmişti.


Yatakhanenin ortasındaki ortak tuvaletleri kullanmamız gerekiyordu. Bay / Bayan Tuvalet ve duşların girişinde veya içeride hiçbir kapısı yoktu, hepsi açıktı.


Ertesi sabah kayıt olduk, birçok form doldurduk, yönetim Polaroid fotoğraflarını çekti, ve her zaman yanımızda taşımamız gereken kimlik kartlarını oluşturduk. 

Sonra bir tam gün güvenlik kursuna başladık.


Tengiz petrolü yüksek miktarda (% 17'ye kadar) kükürt içerdiğinden, kükürt bloklarında 9 milyon ton kükürt yan ürün depolanmış. Bu kükürt bloklarını yığınlar halinde gördük.


Çok sıkı Şantiye güvenliği, geçmişte benzer yerlerde meydana gelen ve birçok insan kaybına neden olan tehlikeli gaz / kükürt sızıntılarından kaynaklanıyordu. Bu güvenlik kursunda herhangi bir tehlikeli gaz kaçağı durumunda ne yapacağımız, nereye gideceğimiz, gaz maskelerimizi nasıl kullanacağımız, siteyi nasıl boşaltacağımız, nereden kaçacağımız öğretildi. Gün Sonunda yazılı bir sınava girdik ve sitede çalışmak için sertifika / lisans aldık.


TengizChevroil (TCO) ortak girişimi 1993'ten beri Tengiz alanını geliştirmişti.

TengizChevroil'deki ana ortaklar Chevron (% 50 pay), ExxonMobil (% 25 pay), KazMunayGas aracılığıyla Kazakistan hükümeti (% 20 pay) ve Rus LukArco (% 5).


Her sabah saat 0500 civarında uyanıyorduk, ortak tuvalet bölümüne gidiyorduk, temizleniyor, odamıza dönüyor, giyiniyor, servis otobüslerine biniyor ve  25 km uzakta olan üretim sahasına / petrol sahalarına / ofislerinde çalışıyorduk.


Yatakhane kampından işyerine  Otobüs yolculuğu yaklaşık 30 dakika sürüyordu. Çalışma sahasındaki herhangi bir gaz sızıntısı için bir güvenlik önlemleri vardı. 

Yanımızda Bireysel gaz maskelerimiz vardı. Petrol sahası boş bir taş / kum çölünün ortasındaydı, ortada hiçbir hayvan yoktu, hiçbir yerde bitki yoktu.


Haftada 6 gün artı Pazar sabahı, her gün 06-18 saat arası ve bir saat öğle yemeği molası ile çalışıyorduk.


Tengiz petrol sahası, dünyanın en büyük petrol sahalarından biridir. 24 milyar varil yüksek kaliteli petrol ve 6-9 milyar varil geri kazanılabilir petrol içermektedir. Çok Derindir, hedef derinliği 4,500 metredir. Aynı zamanda önemli gaz rezervleri (18.000 milyar metreküp) içerir.


Büyük bir jeopolitik rekabet alanı, petrolün bu petrol sahasından çıkarılmasını içerir. Tengiz sahasından gelen petrol, Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu (CPC) projesi aracılığıyla Rusya'nın Karadeniz kıyısındaki Novorossiysk limanına yönlendirilir.


Alan geliştirmek için büyük bir altyapı yatırımı gerekmektedir. Bunların çoğu Rus Teknik Tasarım Enstitüleri tarafından tasarlanmıştır ve uygulanmıştır, işleme tesisini batılı müteahhitlerden oluşan bir konsorsiyum inşa etti. Konsorsiyumda Lurgi, Litwin ve Lavalin vardı.


İkinci gün, kapalı alanda 7 adet herbiri saatte 40 ton buhar çıkış kapasitesi bulunan, çok kötü çalışma koşullarında, uzun süre bakımları yapılmamış, ancak tesislere zar zor hizmet veren buhar kazan santrali inceledik.


Önümüzdeki iki tam haftayı enerji santralinde geçirdik, buhar kazanları, fırın duvarları, dom, buhar üretim boruları, süperheater, emniyet valfleri, enstrümantasyon ve kontroller, pompalar, iç ve dış buhar boruları / tüpleri, teknik çizimlerin içi ve dışı hepsini incelendik. Fotoğraflar çektik, boru ve dom kalınlıklarını ölçtük. Söz konusu kazanlarla ilgili her bilgiyi not ettik. Şantiyede, ana ofislerimize döndükten sonra fiili "Durum Değerlendirme" raporunu sonuçlandırmak için ön "Saha Raporumuzu" hazırladık.


Şantiyede bulunduğumuz tek Pazar günü, birkaç km ötedeki Türk müteahhitlik sahasını ziyaret ettik. Eski Macar Devleti müteahhitleri kamp tesisinden satın alınan ve minimum yenileme ile işletilmeye devam edilen tesisimize kıyasla, Türk şantiye tesisi yeni, ve çok daha iyiydi. Her işçi / teknisyen / mühendisin duş ve tuvaletli ve ayrı bir odası vardı. Uydu TV erişimleri, en son wifi PC donanım ve yazılımları, inşaat makineleri, hepsi iyi durumda, makine atölyeleri vs. vardı. Lezzetli taze yemekleri olan lokantası ve çok uygar bir çalışma ortamları vardı. Türk müteahhitlik şirketi, Petrol sahası boru hattı inşaatı yapan ve ofis mühendisliğinde TCO ve Bechtel'in alt yüklenicileriydi.


Petrol sahası çalışma sahasındaki TCO ofislerimizde, her kişi / mühendis / işçi tam dört hafta çalışıyor, ardından sonraki dört hafta tatile gidiyor ve yerini / masasını / sorumluluğunu yerine koyduğu kişiye veriyordu. Bu tür çalışmalara "28/28 rotasyon" deniyor. Normal çalışma pratiği, günlük kolay sorunları çözecek ve sorunları yerinde  uygulayacak şekildeydi. Ofislerde çalışanların çok gergin, zor akran ilişkileri, stresli, mobbing koşulları yaşadıklarını hissettik.


Akşam yemeğinde, et / tavuk / balık seçeneklerimiz vardı, hepsi donmuş stoktan, pilav / makarna / biraz yeşil salata, sütlü tatlı ve meyve suyu ile patates veriyorlardı. Yemekten sonra yapacak bir şeyimiz yoktu. Çay / kahvemizi alıyorduk, yemek masamıza oturuyorduk ve diğer insanları izliyorduk, yerel Kazakh Rus hanımlarla biraz sohbet ediyorduk ve sonra hepimiz yatıyorduk.


Büro / Yemek / Servis işleri, nispeten iyi eğitimli personel, avukatlar / idari personel, daktilo / çevirmenlik işleri yerel Rus / Kazak kadınlar tarafından yürütülüyordu. Tolstoy ve Dostoyevski'nin güzel kızları ile Tolstoy, Dostoyevski, Çaykovski, Mussorgsky ve başka birçok entelektüel konularda konuşmalar yapabiliyordunuz.


Sonunda santralde saha gözetimi yaptık, saha faaliyetimizi tamamladık ve ilgili ülke  ofislerimize döndük. Notlarımızı email ile değiş tokuş ettik ve mevcut buhar kazanları ile ilgili son “Durum Değerlendirme Raporu” nu tamamlayarak TCO yetkililerine sunduk.


Özetle, onlara mevcut buhar kazanlarını söküp değiştirmelerini, uluslararası piyasalardan yeni paket buhar kazanları satın almak için bir uluslararası  ihale açmalarını tavsiye ediyorduk.


Ayrıca bütçelerine uygun olarak herbiri 70 tph kapasiteli 4 adet yeni paket buhar kazanı  için bütçe / tahmini / götürü / fiyat önerimizi de ekledik.


1997 yılında, toplam 12 ay içinde bitirilecek,  4 adet yeni paket kazanın yapımı / imalatı / montajı / işletilmesi için açık uluslararası rekabete dayalı ihalede sipariş aldık.


Müşterimiz Birleşik Krallık'ta BECHTEL International Inc. idi ve kapsamımız şöyleydi. Tasarım ve detay mühendisliği, 4 adet herbiri 70 ton paket tip buhar kazanı temini ve yerinde montajı, Besleme suyu sistemi, üfleme ve drenaj sistemi, dış boru tesisatı, ham su arıtma sistemi, kondensat arıtma sistemi, Boya, refrakter, izolasyon, malzeme temini ile ilgili ekipmanların otomasyonu, Testler ve devreye alma, İşletme ve bakım kılavuzu. Fiyat yaklaşık 10 milyon ABD Doları idi (1997 fiyatlarıyla).


1996'da ilk gidişten sonra Tengiz TCO ile yakın ilgim oldu, ordaki olayları takip ettim

Bizden sonra turk kazak işçileri arasında ücret eşitsizliği yüzünden kavga oldu, müteahhit Türk şirketi 50 personelini hızla çekti, bu boşlukta kazak işçiler aynı kalifiye işçiliği sağlayamadılar


2006 yılında yine başka bir işçi çatışması oldu. Libyalı bir işçi kazak kızla beraber çektiği fotoğrafı facebook sayfasında yayınlatı, kazak işçiler yabancıları dövdüler

1996 yılında tco başında türk asıllı bir amerikalı vardı, yerine ziyaret ettim, türkçeyi unutmuştu


Şimdi TCO tengiz bölgesinden çok sayıda covid-19 vaka haberleri geliyor, 28/28 rotasyonla değişen yeni personel sahaya enfeksiyon getirmiş, 2000 vaka'dan bahsediliyor, şu anda TCO sahasi kapalı karantina altında bulunuyor.

1996 yılından bugüne sahadaki rezerv tahminleri olumlu yönde gelişti, zorluk rezervin çok derinlerde olmasından kaynaklanıyor


Sahada tanıştığımız genç yetenekli  yabancı mühendislere ne oldu? 

Dostoyevski ve Tolstoy'un son derece eğitimli, güzel, samimi, romantik ve narin Rus ve Kaakh kızlarıyla kısa süreli aşk ilişkileri vardı, 

Bu ilişkiler sonunda uzun süreli evliliklerle sonuçlandı. 

Tengiz çölünün güzel kadınları  ülkelerini terk ederek Louisiana ABD, Londra İngiltere veya İstanbul Türkiye'ye gelin gittiler, göç ettiler. 

Uluslararası mühendisler, uzun Sovyet hükümdarlığı nedeniyle yerel meslektaşların çok az veya neredeyse hiç sahip olmadığı yüksek derecede sahip olma içgüdüsüne sahipti.

Türk müteahhitler 28/28 rotasyon uygulamıyorlar, giden personel orda 6-ay kalıyor, çalışma şartlarının zorluğundan dolayı sürmenaj, depresyon çok görülüyor, çaresi Kazak kız arkadaş edinmek,  arkasından evlilik geliyor, ve çok güzel çocukları oluyor

Şirketlerimiz  kültürleri ve genleri karıştırmak için de çalıştı.


Yorumlarınızı her zaman beklerim. Email (HalukDireskeneli at yahoo dot com)


Büyükada, 26 Ağustos 2020


Türkmenistan'da bir Müteahhitlik Serüveni- 1990'lar



1990'larda Türkmenistan Türkmenbaşı rafinerisine, uluslararası bir ihalenin sahada yer görme görevi için bir grup öncü mühendis gönderdik. Büyük bir nakliye uçağına bindiler. Uzun sarsıntılı hava yolculuğunun ardından Aşkabat havaalanına indiler. Hazar Denizi'nin doğu yakasında bulunan Türkmenbaşı rafinerisine 578 km gitmek için minibüs kiraladılar. Rafineriye vardıklarında öğle yemeği vaktiydi. Rafineri restoranına davet edildiler. Güzel ve lezzetli taze balıklar servis edildi. Çok memnundular. Akşam yemeğinde menüde votka vardı. Önlerinde aynı balık yemeği vardı. Sabah olunca yine çay ve balık eşliğinde kahvaltı ikram edildi. O hafta günde üç öğün balıktan başka bir şey yememişlerdi. Türkmenbaşı rafinerisi Hazar Denizi kıyısındaydı, o zamanlar sadece yenecek balık vardı, başka bir şey yoktu.


Daha sonra rafineri tevsi ihalesi yapıldı, 1997 yılında tecrübeli bir Türk firması işi aldı. Kendi şantiyelerini kurdular. Şantiyeye deneyimli bir aşçı gönderdiler, Türk aşçı işçiler için harika yemekler yaptı.


İhale gezisine gönderilen ilk öncü mühendisler, geceleri aynı barakada 12 kişilik çift katlı ranza yataklarda kaldılar. Kadın ve erkek işçiler için uyku mekanları ayrıydı.. Sabah 05: 00'da herkes havluya sarılarak ortak banyoya koşuyordu.


Erkek ve kadın banyoları ayrıydı, ancak banyoların kapıları sonuna kadar açıktı. Çalışanlar havluyu yakındaki askılara asıyordu. Doğu tipi alaturka tuvaletler arasında perde, ayırma duvarı yoktu.


Herkes sıraya girip doğu tipi alaturka tuvaletlerde mahremiyet olmaksızın büyük bertaraf ediyordu. Duş kabinlerinde perdeler yoktu. İnsanlar hep beraber duş alıyor, kendilerini temizliyor, tıraş oluyor ve önümüzdeki iş gününe hazırlanıyorlardı. Çıplaklığı gizlemek için hiçbir utangaçlık yoktu. Banyo temizlik hizmetlerinde mühendis, ustabaşı, işçi, memur farkı yoktu.


Türk müteahhit firma rafineri sahasına geldiğinde, şantiyede kendi lojmanını kurdu. Mühendislere ve yönetime bağımsız banyolu tek kişilik odalar verdiler. İşçiler yine 6-12 kişilik ortak yerde kaldılar, ancak kapalı tuvaletleri, ayrı rahat banyoları vardı. Sabah herkese yumurta, çay, peynir ve zeytin içeren standart Türk kahvaltısı verdiler. Menüde kuru fasulye, pilav ve yoğurt gibi yemeklerin yanı sıra diğer sebzeli yemekler de yer alıyordu.


Türkmenistan, dünyanın en büyük doğal gaz yataklarından birine sahiptir. Ülke, Hazar Denizi'nin doğu kıyısında yer alan 6 milyondan fazla nüfusa sahiptir. Arazi çoğunlukla sıcak ve kuru çöldür, uygun yerlerde pamuk tarımı yapılır. Hazar Denizi'nde açık deniz petrol ve gaz üretim tesisleri vardır. Devlet vatandaşların temel ihtiyaçlarını, ücretsiz eğitim, sağlık, elektrik, su vb. Karşılar. Emekli meslek kadınları, tıp doktorları, hemşireler, vasıflı öğretmenler Türkiye'ye ve hatta Avrupa veya diğer Ortadoğu ülkelerine gidip, yaşlı bakımı ve bebek bakıcılığı hizmetlerini karşılamaktadır. Bu şekilde ailelerine eve göndermek için daha fazla para kazanırlar. 


Bugün Türkmenistan, otoriter bir yönetime sahip bir ülkedir. Tüm ülkenin kaynakları tek kişi tarafından yönetiliyor. 6 milyonluk nüfusun ortak servetten aldığı pay çok az.


Türkmenistan, 20 trilyon metreküp kanıtlanmış doğal gaz yataklarına sahiptir. Yıllık doğalgaz üretimi 60 bcm civarında olup, iç tüketimde 20 bcm kullanılmaktadır. Geçmişte komşu ülkeler Rusya ve İran doğalgaz alıyorlardı ama bu satışlar artık durduruldu. Bugün Türkmenistan, sadece doğu sınırında bulunan Çin'e  üç boruhattı üstünden gaz satabilmektedir. Daha önce Türkmen gazı 1000 m3 başına 160 ABD Doları olarak fiyatlandırılırken, şimdi gaz ihracat fiyatı 50 ABD doları altına düşürüldü. Komşular, Türkmen gazını 50$'a alıp başkalarına 200$'a satıyorlar. Doğalgaz satış gelirleri zamanla azaldı.


Türkmenistan Cumhurbaşkanı Gurbanguly Berdymukhamedov (60), 7 Şubat 2017'de yapılan genel seçimlerde% 98'in üzerinde oy alarak üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi.


Cumhurbaşkanının çalışma süresi 5 yıldan 7 yıla çıkarıldı. Ayrıca cumhurbaşkanının 70 yıllık yaş sınırı kaldırıldı. Aslında kendisi diş hekimi. Çok güzel gitar ve elektronik org çalıyor. Türkmen vatandaşların 4000 kişilik büyük konser salonlarında  hep birlikte başkanın pop müzik bestelerini söylediği konserlerine ait youtube videoları var.


Başkanın karısı ve üç çocuğuvar, ayrıca bir Rus metresi ve ondan bir çocuğu var.

Tesmi nikahlı Karısı şu anda Londra'da yaşıyor.


Devlet kurumları Afganistan ve Pakistan'a ulaşmak için yeni gaz boru hatları inşa etmeyi planlıyor. TAPI, (Türkmenistan Afganistan Pakistan India pipeline) 3000 mil, 50-60 bcm yıllık kapasite planlandı. Ancak 3.3milyar $ para lazım, finansman yok.


Azeri gazını Avrupa pazarlarına taşımayı planlayan Tanap boru hattına katılmak için Türkmenistan'ın Hazar denizinde yeni denizaltı boru hattı inşa etmesi gerekiyor. 

Bu masraflı projenin finansmanı belirsiz.


Geçmişte, bütçe fazlasıyla Aşkabat'ın merkezinde görkemli binalar inşa etmişlerdi. Başkentin merkezinde başka hiçbir şey yok. İşadamlarına hizmet verecek birkaç tane düzgün ticari otel var. Uluslararası Yolsuzluk gözlemcileri, devlet fonlarının kötüye kullanılması konusunda ülke yönetimine uyarıda bulunuyorlar.


Türkmenistan, Orta Asya'da kilitli bir coğrafyada, topraklarının çoğu sıcak ve kuru çöl. Herkes ücretsiz sağlık, eğitim ve sosyal hizmet alır. Neredeyse her tesise sahipler, ancak gerçekte pamuk ve hububattan başka hiçbir ürünleri, malları ve hizmetleri yok. Üç öğün balık var. Sabah aradığınızda, hala düzgün bir kahvaltı yok. 

Düzgün bir üretim olmadığı için gerçekten hiçbir şey yok.

Yükseltme için yönetime itiraz yok, ortada ortak bir bilgelik, ortak akıl  yok. İstişare yok. Ülke tek bir adamın yönetimine, her şey tek kişinin kararına bırakılmış. 

Dolayısıyla bu nihai karar asla sokaktaki ortalama insana ulaşmaz, hiç işe yaramaz.


İstanbul, 25 Ağustos 2020