Wednesday, January 27, 2016

Bernie Sanders, #DemDebate

Amerika Yahudi bir Başkana hazır mı?


Kimsenin fazla merak etmediği konularda sizler icin kafa yoran yazarınız bu defa ABD başkanlık aday adayı Bernie Sanders üstünde düşünüyor. CNN, NBC, ABC, BBC TV kanallarında ABD seçim tartışmalarını sabaha karşı canlı- anında seyretmek futbol maçı seyretmek kadar heyecanlı oldu.

Son günlerde ABD kamuoyu yoklamalarına bakıyorum, 1941 NewYork doğumlu Chicago üniversitesi Siyaset bilimi lisans diplomalı, eski belediye başkanı, eski temsilciler meclisi üyesi, halen Vermont Senatörü Bernie Sanders önde gidiyor. Kamu ouy yoklamalarında kıyaslayınca Hillary Clinton'dan daha iyi, Donald Trump'tan daha iyi. Bernie Sanders'in seçim kampanyasına yapılan bağışlar çalışanlardan, onların sendikalarından, bireysel seçmenlerden gelmiş. Hillary için bağışlar büyük şirketlerden, bankalardan, finans kurumlarından (SuperPac) yapılmış.

Bernie Sanders, Vietnam savaşı sırasında "Vicdani redçi" olduğunu beyan etmiş, Vietnam savaşına katılmamış. Savaşa karşı olduğunu biliyoruz. Afganistan, Irak hatta Suriye savaşları karşıtı oy kullanmış. Öte andan vatandaşların kişisel silahlanması konusunda söyledikleri net değil. Silah kullanımı konusunda tam engelleme yapmıyor, "Silahı kullanan insandır, insanın akıl sağlığını korumak gerekir", diyor.

Genel sağlık sigortasını yaygınlaştırmayı, sigortaya ulaşımı kolaylaştırmayı hedefliyor. Kendinden sosyalist, veya sosyal demokrat. Israel savas politikalarina karşı çıkışları var. Dünya siyasetinde çok fazla tecrübesi yok. Kariyeri iç siyasete odaklanmış. Bernie Sanders eğer ABD başkanı olursa, rakibi Hillary Clinton herhalde tekrar dışişleri bakanı (Secretary of State) olacak.

Çevre Etkileşim Değerlendirme Çed normlarına önem verecek, termik santral çevre ekipmanları siparişi artacak. Yenilenebilir enerji yatırımlarına teşvik gelecek, kömürden ve fosil yakıtlardan kaçış başlayacak, kayagazı kaya çatlatma yatırımları kontrole alınacak. Çevre- su- hava toprak kirlenmeleri engellenecek. Boruhatları yapımları duracak.

Ailesi, annesi babasi Eshkenaz Doğu Avrupa Yahudi göçmenleri imiş. Avrupa'da kalan baba tarafı akrabaları 2.Dünya savaşında soykırım (holocoust) içinde yok olmuşlar. Bernie, iki kez evlenmis. Iki evliliği arasında, evlenmeden yaşadığı kadından bir yetişkin oglu, son eşinden üç manevi çocuğu var.

Nükleer konusunda yine net değil, kendi seçim bölgesindeki Vermont nükleer santral atıklarının, Texas eyaleti Sierra Blanca kenti Latin toplumu topraklarına gönderilmesini desteklemiş.

Yeni göçmen Amerikan vatandaşları, Türk Amerikalılar, azınlıklar, kadınlar, yaşlılar, emekliler, siyahlar, genellikle Demokratlara oy verirler. Silah üreticileri, beyaz zenginler, Cumhuriyetçi olur. Demokratlar genelde Türkiye'ye mesafeli dururlar. Hillary Clinton kazanırsa, Barrack Obama politikalarını aynen devam ettirecek, yeni birşey önermiyor. Ancak hesabını hala veremediği Libya Bengazi ABD BüyükElçisinin kaybı sorumluluğu var.

ABD bir yahudi senatörün başkan olmasına hazırlanıyor. Peki buna dünya hazır mı? Bizim coğrafya hazır mı? Bugüne kadar iki kez Yahudi Amerikalı, başkan adayı olmuş ve kazanamamış. Peki bütün bunlara siz ne diyorsunuz? Zaten hep aynı isimlerden sıkılmıştık, belki de iyi olur, Suriye'de Ruslarla olan soğuma sonrası, İsrael ile ilişkileri ısıtma aşamasında kimbilir belki yeni oluşumlar, fırsatlar doğar.

Kapitalizmin merkezi ABD, sosyalist / sosyal demokrat / Yahudi bir başkan tarafından idare edilebilir mi? Seçilebilir mi? Büyük şirketler, bankalar, fosil yakıtlı enerji santralleri sahipleri buna müsaade ederler mi? Sovyetler çözülüp piyasa ekonomisine geçerken, ABD nasıl olacak bir sosyalist başkan ile idare edilecek?

Belki panel bile yaparız, bir yabancı akademisyen davet ederiz, Abd elçisini çağırırız.

-----

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Ankara, 01/26/16

Monday, January 25, 2016

Yerel Danışmanlık Hizmetleri



Yıllar önce bir ABD - Türk ortak girişim şirketinde çalışırken, bir yeni Abd'li genel müdür 3-yıl süreli kontrat ile Ankara'ya geldi. Gelir gelmez bizden Türkiye'nin enerji ve genel ekonomik durumu ile ilgili raporlar istedi. Her birimiz ayrı ayrı aklımızın erdiğince raporlarımızı İngilizce hazırladık, verdik. O da raporları birleştirdi, TDN, Hürriyet, JTW gibi yerel kaynaklardan gelen İngilizce haberleri, yorumları ekledi, tek rapor yaptı, sonra raporu ABD şirket merkezine gönderdi.

Daha sonraki günlerde bir sabah işe erken geldim. Benim için önemli bir yazışmayı bekliyordum, gelen faks belgelerine baktım. İçlerinden bir tanesi yeni gelen Abd'li genel müdüre hitap edilmişti. ABD'li bağımsız bir araştırma - mühendisik şirketinden geliyordu. Türkiye ile ilgili genel görünüm raporu için teşekkür ediliyordu. Abd deki özel kişisel banka hesabına 5-rakamlı bir meblağın yatırıldığını bildiriyorlardı. Daha sonra ABD'li genel müdür evine faks makinası aldı, bu yazışmalar şirket iletişiminden çıktı.

Son yatırım öngörü 2016 raporumun ingilizcesi yabancı bir araştırma internet sayfasına girmiş. Şirket rapor için 1250 Abd$'ı istiyor. JTW sayfasında aynı rapor bedava. Eğer iletişim kirlenmesinden sakınabilirseniz, basit google araması ile çok sayıda önemli bilgiye ulaşmanız günümüzde mümkün.

Danışmanlık konusunda fikirlerim değişti. Bence Türkiye daha danışman kullanma seviyesine çıkamadı. Herkesin aklı danışmandan daha fazla. Herkes kendini daha üstün görüyor. Kimsenin danışmana ihtiyacı yok. Danışman eğer konuyu iyi biliyorsa kendisi para kazanır, kendisi yatırım yapar, diyorlar. Türk yatırımcısı para vermeden danışmanlık hizmeti almayı marifet sayar.

Ben artık danışmanlık yapmıyorum, danışmanlık hizmeti vermiyorum. Ama şirketler genç yeni mühendisleri için toplantılar düzenliyor ve beni konuşmacı olarak davet ediyorlarsa, seyahat masraflarımı öderlerse gidiyorum, zaten böyle Ankara dışı davetlerde seyahat masrafımı karşılıyorlar. Muhasebe açısından seyahat masrafı ödemek kolay, ama bana günlük para vermeleri zor.

Makalelerimden alıntı yapılmasına çok memnun oluyorum. Yazar düşüncelerimi beğenmiş ve kendi makalesine, veya raporuna taşımış. İsmimi vermese de olur. Üniversiteler çağırıyorlarsa mutlaka gidiyorum, vakıf üniversiteleri yine seyahat masrafını karşılıyorlar. Devlet üniversiteleri ödeme yapamıyorlar. İyi danışman bence danışmanlık yapmaz, makale yazar, kitap yazar.

Ben de bunları yapmaya çalışıyorum. Ekonomik Çözüm basılı kağıt gazetede haftalık yazılarım çıkıyor. Benzer yazılar ingilizce olarak JTW sayfasında yer alıyor. Yazılarımı alan, kullanan, raporuna doğrudan ekleyenler var. Hiçbir itirazım yok.

Prensip olarak radyo- TV haberlerine, programlarına çıkmıyorum. Daha önce tatsız tecrübelerim oldu, 3-4 saat telefonda bekliyorsunuz, bağlandığınızda anchor " çok kısa olarak söylermisiniz.." Diye başlıyor, konuya giriyorsunuz 30 saniye sonra saçma bir soru ile sözünüzü kesiyor, "Konuyu hiç bilmeyen sokaktaki insanın anlayacağı basitlikte anlatın, lütfen", uyarısı geliyor, ben daha ne söyliyeyim, İlber Ortaylı hocaya hak veriyorum "Yarım yanlış öğreneceğinize, cahil kalın daha iyi", diyorum.

Siz ne dersiniz? Danışmanlık yapıp para kazanan var mı?

-----

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Ankara, 01/25/16

Friday, January 08, 2016

Amerikan usulü pazarlık nasıl yapılır?

Amerikan Usulü Pazarlık Nasıl Yapılır?

1999 ilkbaharında, Ankara'da 15 yıldır çalıştığım şirketten ayrıldım. Onlar "yollarımızı ayırıyoruz" dediler, ben ise durumu "Beni şirketten attılar" diye yorumladım. Kanuni kıdem tazminatımı aldım. Hanımla beraber Abd'deki rahmetli biraderim Haldun'un yanına, Virginia- Newport News şehrine gittik.

NASA için çalışan mühendislik şirketinin Washington DC merkez ofisinde Haldun'un rutin görüşmesi vardı. Beraber gittik. Washington DC'de birkaç şirket ile yeni bir iş için öngörüşme yaptım. DC dışında bir otelde birkaç gün kaldık, müzeleri gezdik. Kongre, BeyazEv (White House) önünde fotoğraf çektirdik. GeorgeTown üniversite bölgesinde kahve içtik. Akşam geç saatte dönüş yoluna çıktık.

Toyota sedan ikinci el bir otomobilimiz var. Interstate I-95S south (güney) otoyolundan güneye ineceğiz, sonra Interstate I-64E East (doğu) otoyolunu takip edeceğiz. NewportNews şehrinde eve varacağız. Yaklaşık 55-65 mhp (mil/ saat) hız ile 3-saatlik yol. Yola çıkışta direksiyonu ben aldım. Otomatik vites otomobil, ancak ben hız kontrol (auto cruise) kullanmasını bilmiyorum. Otomobili gece karanlığında otoyolda sürerken, Türk usulü herşeye dikkat kesilmişim. Yolun yarısı bitti. Direksiyonu Haldun'a verdim. Otoyol haritasını aldım. Bugünkü gibi iphone gps navigator yok. Otoyol çıkışlarını sürücüye önceden haber vermek lazım.

NewportNews çıkışına (255B exit) yaklaşıyoruz, atlamamak lazım. Otoyol çıkışını atlarsak 20-30 mil daha gidip u-turn (u-dönüşü) yapabiliyorsun. Saat gece yarısını geçmiş. GeorgeTown Üniversitesi öğrenci kahvesinde damardan sağlam bol kafeinli kahve içmişim. Yine de üstümde yorgunluk var. Çıkış levhasını son anda farkettim. Haldun'a haber verdim.

Haldun hızla sağa direksiyonu kırdı. Otoyolu yapan adamlar sanki sürücüyü cezalandırmak istercesine çıkış yolunun iki tarafına yüksek kaldırım yapmışlar, üstünden geçtik. Araba sallandı ve sol arka tekerlek patladı. O zamanlar tubeless lastik yaygın değil. Lastik patlarsa tam patlıyor. Cant'ın üstünde gittik ve durduk.

Saatler geceyarısı 03:00. Arabayı kenara çektik, otoyol gerisine ışıklı fünye koyduk. Bagajdaki bavulları indirdik, en altta duran stepne lastiği çıkardık. Haldun o zamana kadar hiç lastik değiştirmemiş. Ben ise klasik Türk şöförüyüm, her uzun yolda en az bir kez patlamış lastik değiştiririm, elim alışık. Patlayan lastiği, stepne ile beraber çok çabuk değiştirdik. Yola devam ettik. Eve geldik, yorgunuz, yattık uyuduk.

Ertesi gün Haldun hemen yeni lastik almak istedi. Lastik yine patlar, risk almayayım, dedi. Değiştirdiğimiz stepne lastik yeni. Stepne için yeni lastik almaya gerek yok. Virginia'a çok kar yağmıyor. Hep 4-mevsim lastik kullanıyorlar. Bir hurdacıya gidelim, az kullanılmış, tarihi nisbeten yeni, dişleri fazla aşınmamış, ikinci el lastik alalım, stepne olarak onu kullanalım, dedim.

Haldun'a söylediğim makul geldi. İnternet google yok, telefon rehberinden oto yedek parça satıcısı hurdacı aradık. En yakındaki "Pete's Used Auto Parts" junkyard (hurdacı) adresini bulduk, telefon ettik, sorduk, eşdeğer lastik onlarda var. Arabaya atladık, adresi bulduk. Futbol sahası kadar açık bir bir alanda her türlü oto hurda parçası belli bir mantıkla sıralanmış. Güneşten etkilenebilir daha hassas parçalar, yine çok büyük kapalı alana istiflenmiş.

Lastik markasını ve boyutlarını söyledik, 4-5 yıllık bir lastik raftan indi. Tek bir satıcı var. Eskiden belli ki ağırlık çalışmış, ama sporu bırakınca kilo almış bir güreşçi tipi adam, yarım ağız bize cevap veriyor. Haldun bana "Bu adam bir Redneck, dikkat et", diye fısıldadı. Güneşte, ağır işte çalışanların enseleri güneş yanığı olduğu için bu adamlara "ensesi yanık- kırmızı ense anlamında" redneck diyorlar. "Redneck" beyaz, okumamış, muhafazakar, zenci düşmanı, silah sever, çok içki içen, ağır abiler oluyor.

Redneck bana lastiğin fiyatını söyledi, 60$. Kullanılmış lastik 15-20 $'dan fazla etmez. Ben Türk usulü "40$ olmazmı?", dedim. 60$ diye tekrarladı. Ben 40$, diye üsteledim. Adam sanki anasına küfredilmiş gibi bir surat ifadesi aldı.

Son olarak, "You have 2-minutes to decide, buy it or f*ck off" (2-dakikan var, ya satın al, ya da defol), dedi. Pazarlığı bıraktım, dışarı çıktım. Haldun'u çağırdım, aramızda kardeşler arası sözsüz anlaştık, ordan ayrıldık. Yakındaki Sam's Club supermarket'e gittik, yeni lastiği 120$'a satın aldık. Üste parasız 4-teker rod - balans yaptırdık.

***
Bizim coğrafyamızın kültürel prosedürleri Amerikalılar için geçerli değil. Bizim pazarlık düzenimiz onlarda "halı tüccarı -carpet merchant" olarak adlandırılıyor. Sadece bizde değil tüm ortadoğu coğrafyasında pazarlık kültürü böyle. Pazarlık bir türlü bitmez. İran'da daha da beter. İş bitene kadar müzakere devam eder.

Ruslar, eski Sovyet sisteminden geldiklerinden pazarlık bilmezler. Fiyat nasıl belirlenir, onu da bilmezler. Sıradan insanlar bilmez. Önemli emtia fiyatları üst düzey yöneticiler tarafından kamu çıkarları, uluslarası ilişkiler göz önüne alınarak çok dikkatle düzenlenir. Akademisyenler, matematikçiler, siyasetçiler katkı koyar. Bunlara doğalgaz, petrol, kömür fiyat belirlemeleri dahildir.

Amerikalı için pazarlık çok basit. Amerikalılarla yaptığım diğer pazarlıklarda aynı eğilimi gördüm. Bizdeki pazarlık yapma ritüeli orda olmuyor. "Ya al, yada bırak", eğilimi onlarda ağırlık kazanıyor. Amerika'da pazarda tabanca bile satıyorlar. Alıcılar için daha çok yeni kayıt zorunluluğu getirildi.

Amerikalılar, bizdeki pazarlık protokolünü anlamıyorlar, zorlanıyorlar. Eğitimli tecrübeli olanlarda da "non-negotiable" kırmızı çizgiler var. Bütün bunlar sadece basit bir kullanılmış otomobil lastiği satınalma ile sınırlı değil. Uluslararası diyaloglarda, siyasette, termik santral satışlarında, askeri techizat anlaşmalarında bu durum aynen geçerli. Kültür farklılığını bilelim ve baştan hazır olalım.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Ankara, 01/11/16

Wednesday, January 06, 2016

Editör ne iş yapar?

Türk Amerikan ortak girişim şirketlerinde çalışırken, her iş toplantısı sonunda bir "tutanak (minutes of meeting)" yazmam gerekiyordu. Toplantıda konuştuklarınızı karşı taraf yazar, siz de yazarsınız. Sonra bu yazdığınızı toplantıya katılanlar ve ilgili diğer taraflara gönderirsiniz. Bir yanlış anlaşılma varsa herhangi bir uyarıda hemen gerekli düzeltmeyi yaparsınız. Böylece isteğinizin dışında ekleme- çıkarmalardan kurtulursunuz, hem de yazılı olarak kayıtlara girer, sözlü hafıza yanlışlıklarından uzak olursunuz.

Aradan zaman geçti, asıl işimin yanında son üç yıldır haftalık enerji konulu makale (köşe yazısı) yazıyorum. Makaleler eski tutanak notlarından oluşuyor. Eski tecrübelerimi yansıtıyor. Ingilizce, türkçe olabiliyor. Bu yazılar önce taslak olarak benim blog sayfamda duruyor. Yorumlar ve eleştriler geldikçe düzeltiliyor, güncelleniyor. Editör denetiminden geçiyor, sonunda eğer yayınlanma olgunluğuna gelmiş ise basılı kağıt gazetede, daha sonra web sayfalarında yayına giriyor.

Aynı işlem makalenin ingilizce metninde de sürüyor. Amerikalı editörün düzeltmesi bizim editörlerden daha acımasız oluyor. "Ben teknik bir kişi değilim. Ben sıradan bir okurum. Benim anlamadığım bir makaleyi yayınlayamazsın", diyor. İngilizce metnin düzeltilmiş geri gelen hali çok farklı oluyor.

Yayın kurulundan veya Editör denetiminden geçmeyen bir makalenin yayınlanması doğru değildir. Editör olmadan bir yazı yayınlanamaz. Sizi tanımayan bir editör, sizin için daha iyi editör olur, düzeltmelerinde daha net, daha dürüst, daha objektif davranır. Okuyucu, arkadaş yorumları da çok faydalıdır. Gelen yorumları çok ciddiye alırım. Bazan taslak yazıyı tümüyle çöpe attığım yeniden yazdığım olur. "Delete" tuşu bu işe yarıyor.

Bir yazar için yazdığı yazı çok kıymetlidir. Üstünde değişiklik yapılmasını kabullenemez. Basılmamasını hiç kabullenemez. Öte yanda makalenin fiziki sınırlamaları vardır. Yazı kısa yazılacak. Uzatma cümleleri olmayacak. Uzun cümleler olmayacak. Kolay okunacak. Sıradan okuyucu rahatça anlayacak. Anlaşılmaz, özel kısaltmalar kullanılmayacak veya kısaltmalar için başta uzun açıklaması verilecek.

Köşe yazısının kuralları var, iki A4 sayfasını, 500-700 kelimeyi geçmeyecek. Tercihan "Times Roman" veya "Ariel", 10-12 font ile yazılacak. İmla, ifade, mantık hatası olmayacak. Editör ne okuduğunu mutlaka anlayacak. Sıradan okuyucu anlayacak. Kolay, rahat ve bir anda okunacak.

İyi bir Editör'ün, düşündüklerini dümdüz, saptırmadan, dolandırmadan söyleme özelliği vardır. Bu özellik, "Aman insanları üzmiyeyim, onlarla gereksiz kötü olmayayım", düşüncesi ile genelde başkaları tarafından fazla kullanılmaz. Hoşunuza gitmeyecek doğruları size dobra dobra söyleyecek bir yakın dostunuza, arkadaşınıza mutlaka ihtiyacınız olur.

Editörün işi budur. Benim durumu, bir tecrübeli yayıncıya sordum, "Kitabın fazla teknik, sıradan okuyucu anlamaz, bu yüzden satmaz, işin zor", dedi.

Makale yazmanın dahası var. Teknik makale, "teknik" olacak. Kimseyi rahatsız etmeyecek. Hiçbir kişi, kurum veya şirketi hedef almayacak. Okuyan kişi, yazara hak verecek. Bizim işimiz zor. Bu işi kitap için düşünürseniz, iş daha zor.
Aynı kurallar orda da var. Sadece metin daha uzun olabiliyor.

Taslak ingilizce kitap internet üstünde aşağıdaki web sayfasında pdf olarak duruyor.

İngilizce olduğu için son 3-ayda dünyanın dört bir tarafından 1000+ indirme oldu. Yayımcı aramayı bıraktım. İsteyen indirir, isteyen kağıt çıktısını alır. Kağıt basılı kitap olsaydı, zaten herhalde en fazla bu kadar sayıda satılırdı, diyorum.



Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Prinkipo, 01/16/16





Monday, January 04, 2016

Enerji Piyasalarında 2016 Öngörüleri

Değerli Okurlarım,

Her yıl sonu, bir sonraki yıl için öngörüler (tahminler) yaparım. Bu öngörülerin bir kısmı tutar, bir kısmı tutmaz. Yıl içinde enerji piyasalarını etkileyen çok şeyler olur, siyasi iradenin politika tercihleri değişir, iç dış siyaset olaylara farklı yön verir. Yine de öyle- böyle bir tahmin yapmak lazımdır. Siz bir öngörü çizersiniz, yıl içinde gelişen olaylara göre tahminlerde düzeltmeler yaparsınız.

Proje finansmanında ciddi bir tıkanma görüyorum. Yatırım yapılabilir ülke konumundan çıktık. Yabancı yatırımcılar ellerindeki malı, mülkü, hisseyi bırakıp gidiyorlar. Buna ABD Fed faizlerinin yükselmesi, 2016 yılında 3er aylık yenilemelerle 25bp artışları eklenince, para dünyadan emilip ABD piyasasına yönlenecek.

Petrol varil fiyatı geçtiğimiz yıl içinde 100$'dan 35$'a indi. Daha ne kadar iner belli değil. Bizim gibi petrolü olmayanlar için iyi. Kuzey Irak gazı, Israil gazı konuları henüz daha kağıt üstünde duruyor. Gerçekleşmesi en az 4-5 yıl ister.

Rus doğal gazında uzun süreli anlaşmalardan dolayı bir fiyat ucuzlaması henüz görmüyoruz. Alman sınırında Rus gazının fiyatı 1-MMBTU için 11$'dan 6$'a indi. Alman yenilenebilir enerji teşviklerinin bunda payı var. Petrol fiyatına bağlı olarak Rus doğal gazında indirim olması gerek. Ancak bizim tarafta son tüketiciye ulaşan bir değişiklik yok. SU-24 uçağının düşürülmesi sonrası ekşiyen ilişkiler henüz doğalgaz fiyatlarına yansımadı. Ruslar "Parasını ödediğin sürece gaz alırsın, bizden daha fazlasını bekleme", havasındalar. "Ukrayna boru hattında bir aksama olursa, biz karışmayız", diyorlar. Üstü kapalı uyarılar alıyoruz.

Yeni boru hatları projeleri şimdilik rafa kalktı. Rusya'da çalışabilir Türk firmaları çok dikkatle seçilmişler. Aralarında eskiden iş yapmış, ancak işini bitirmiş ayrılmış müteahhitlik firmaları görmüyoruz. Yani özetle eski işler devam, yeni iş imkanı yok.

Akkuyu nükleer santral çalışmaları durma noktasına geldi. Sinop nükleer santralinin Japon-Fransız fizibilite çalışması devam ediyor. Ortak girişim gurubunun pek bir acelesi yok.

Körfez sermayesi için çok ucuza alınacak yatırım imkanları ortaya çıktı. Özellikle Saudi, Katar ve diğer körfez ülkelerinin finans kuruluşları, özelleşen ve ucuzlayan enerji santrallerini satın almak için danışmanlar kullanmaya başladılar. FinansBank, Katar sermayesine satıldı. Enerji piyasamızda el değiştirmeler yakında bekleniyor.

Etkb ve Epdk, yeni elektrik üretim santrallerinin devreye girmesinde kolaylıklar göstermeye başladılar. Eskiden test deneme kontrol geçici kabul işlemleri ciddi ve uzun sürede yapılırken, şimdilerde çok çabuk yapılmaya başlandı. Yerli yakıt kullanacak olan Tufanbeyli, Bolu Göynük, Mihalıçcık, Soma, Konya, Afyon, Afsin termik santralleri hızla devreye girsin isteniyor. Yeni santrallerde refrakter bozulmaları, ekipman ve i&c sistem, senkron arıza duyumları geliyor.

Hamitabad kombine çevrim santralinde yeni 1500-MWe inşaatı devam ediyor. Bu yıl sonunda herhalde biter, deneme çalışmaları başlar. Ancak bir sebepten Rus gazı bir şekilde kesilirse ne olur? Ciddi bir gaz tedarik riskimiz var.

Afsin Elbistan -A için, özelleştirmeyi alan gurup 4x344 MWe rehab, ve yeni 2x344Mwe üniteler için mühendislik çalışmasına başladı. Böyle büyük projeler için büyük finans paketi ve tecrübeli kadro istihdamı gerek.

Afsin Elbistan -B santralinin iki-ünitesi arızalı, rehab hala bitmedi. Çalışan ünitelerin emreamadeliği istenen seviyede değil. Çöllolar, heyelan dolayisiyle kapalı. Kışlaköy kömür sahasından, çoğu kamyon taşımasıyla gelen yerli açık ocak kömür bu sistemi daha ne kadar götürecek?

Afşin Elbistan'daki diğer yeni termik santral yatırımları için öylesine gelen çok, ortada ciddi yatırımcı yok. Herkes gelip bakıyor. Kore, Çin, Katar firmaları meraklarından gelip geziyorlar ancak ortada net bir durum henüz yok. "Bank of China", eskisi kadar istekli değil. Kore, Japon, Katar, BAE finansman gurupları beklemede, durum değerlendirmesi yapıyorlar, yeni yatırımlar için aceleleri yok. Değeri çok düşmüş eski tesisleri satın almak için durum değerlendiriyorlar.

İskenderun körfezi, Biga yarımadası, Çatalağzı bölgesinde ithal kömür santral yatırım projeleri var. Bunlar nasıl finanse edilecek, nasıl inşaa edilecek, nasıl çalışacak, nasıl kömür bulacak, ciddi endişeler var. Paris iklim değişikliği COP21 toplantılarından sonra ciddi yaptırımlar gündeme gelebilir. Henüz ortada birşey yok ama bilgilenme, konumlanma devam ediyor. Çevre ekipmanlarına, temiz kömür teknolojilerine yatırım gerekecek. Kömürden tamamen kaçış söz konusu olabilir.

Güneydoğu HES yatırımları bölgedeki olaylardan etkilendi. Güneydoğu'da yeni yatırımlar engelleniyor. Bölge enerji - elektrik emiyor, kullanıyor, fakat insanlarımız fatura parasını ödemiyor. Güvenlik için daha çok para harcamak yerine sorunları diyalog ile çözme imkanlarını araştırsak daha akılcı olacak, derim.

Kurulu gücümüz 70Gwe, peak Ağustos çekişimiz 42Gwe oldu. Ortada artan bir elektrik üretim, yatırım, rehab faaliyeti görmüyoruz. Özelleştirme ile özel şirketlere geçen santrallerde yeni yatırım, çevre ekipmanları ESP- FGD rehab yatırımları hala yok, varsa bile çok az, hepsi 2018 sonrasında uzatılacak muafiyete sığınıyorlar.

Yekdem uygulaması yenilenebilir enerji piyasasına belli öğretiler getirdi. Şirketler ne yapacaklarını iyi öğrendiler, hidro, güneş, rüzgar yatırımları yoluna girdi. Birim elektrik üretim maliyetleri azalmaya başladı. Bunlar en sevindirici haberler, yerli imalat imkanları da artıyor. Güneş ihtisas bölgelerinin faaliyete geçmesi ile üç haneli GES kurulu güçlerine ulaşılabilir.

Bu yılki büyümemiz %3-4 tahmin ediliyor, iyimserler %4, kötümserler %3 diyor. Yılda %3-4 büyüme bizi kurtarmaz. Enerji yatırımlarının, büyüme oranından daha fazla oranda artması lazım. Mevcut ortamda bunları telaffuz etmek zor. Siyasilerin denetimsiz harcamalarını karşılayacak gelirleri bulmak kolay değil.

2016 içinde beraber cevaplamak zorunda olduğumuz sorular var. Enerji pazarların durumu ne halde? Belirgin bir toptan fiyat oluştumu? ETKB, EPIAŞ, EPDK yatırımcılara ve bankalara yeni yatırım için yeterli güveni vereceklermi ?

Kapasite fiyatlamaya ne zaman geçilecek? TEIAŞ 10 yıllık planları yeni bağlantıları için değişip EPDK'dan tarife izni aldımı? Hidro ve termik gaz için yeni ulusal planlar varmı, ulusal şebeke (grid) müsaitmi ? Ulusal şebekede son durum nedir, "n-1" için güvenlimi ? Hükümet programında rakam, hedef göremedik.

Rüzgar ve güneş enerji üretimi artık ucuz, elektrik pazarına güvenle ve belki çok daha fazla yatırım olabilir. Bu yeni maliyeti son tüketici kaldırabilecekmi ?

Nükleer için yerli yakıt imkanı nedir, birden fazla ülkeden yakıt import imkanı bulundu mu? Kullanılmış yakıt nereye, ne maliyetle gidecek ? Cevaplar yoksa, nükleer işinden vaz geçme imkanı nedir ? Vazgeçmenin maliyeti nedir?

İleriye dönük üretim ve tüketim tahminleri için en az maliyetli modeller ne zaman yapılacak?

COP21 Paris Anlaşmasından sonra termik santral maliyetleri ne olacak. Bu santrallere proje finans nerden gelecek, ?

Enerji stratejilerinin kritik hedefi ekonomik büyüme olurken, verimliliği artırmak, talep artışını azaltmak veya sabit tutmak gerek. Yapabilecekmiyiz? Nasıl olacak? Açık hava sigara içme mahallerini ısıtan elektrikli ısıtıcıları tümüyle yasak etmeliyiz. Açık havayı ısıtmanın, enerjiyi ve parayı israf etmenin hiçbir anlamı yok. Avrupada tamamen yasak. Sigara içmek isteyen açık havada, soğukta istediği kadar içebilir.

Suriye'de sıcak çatışma olabilir mi? Savaşta kazanan taraf olmaz. Savaştan kaçınmak istiyorsanız, her zaman savaşa hazır olmalısınız.
İş hayatı 2015 içinde zor geçti, 2016 daha zor geçecek. İşlerinizi yönetirken, yatırım hesabınızı kendi öngörülerinize uygun yapın. Olumsuz olayların moralinizi bozmasına izin vermeyin, Arkadaş toplantılarını kaçırmayın. Sosyal faaliyetlere katılın. Çocuklarınızın eğitimi için para harcayın. Seyahatlere götürün. Birden fazla yabancı dil öğrenmeleri için imkanlar üretin. Aile fertlerinizin sağlığına önem verin.

Sağlıklı beslenin, tatlı, içki, sigara, katı yağlar, kırmızı et kullanmayın. Her sabah sağlam kahvaltı yapın. Her gün en az 1-saat yürüyün. Merdiven çıkın. Borçlanmayın, nakitte kalın, artan paranız varsa tasarruflarınız ile ABD Doları alın, masraflarınızı azaltın, mevcut işletmenizi yürütün. Reklam, mühendislik, fizibilite çalışmalarınıza devam edin. Zor günler gelir geçer, merak etmeyin.

Yeni yılınız kutlu olsun, tüm okurlarıma ve gazetemiz çalışanlarına ve onların ailelerine yeni yılda sağlık mutluluk ve işlerinde başarılar diliyorum

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Prinkipo, 01/04/16