Türk
Amerikan ortak girişim şirketlerinde çalışırken, her iş
toplantısı sonunda bir "tutanak (minutes of meeting)"
yazmam gerekiyordu. Toplantıda konuştuklarınızı karşı taraf
yazar, siz de yazarsınız. Sonra bu yazdığınızı toplantıya
katılanlar ve ilgili diğer taraflara gönderirsiniz. Bir yanlış
anlaşılma varsa herhangi bir uyarıda hemen gerekli düzeltmeyi
yaparsınız. Böylece isteğinizin dışında ekleme- çıkarmalardan
kurtulursunuz, hem de yazılı olarak kayıtlara girer, sözlü
hafıza yanlışlıklarından uzak olursunuz.
Aradan
zaman geçti, asıl işimin yanında son üç yıldır haftalık
enerji konulu makale (köşe yazısı) yazıyorum. Makaleler eski
tutanak notlarından oluşuyor. Eski tecrübelerimi yansıtıyor.
Ingilizce, türkçe olabiliyor. Bu yazılar önce taslak olarak benim
blog sayfamda duruyor. Yorumlar ve eleştriler geldikçe
düzeltiliyor, güncelleniyor. Editör denetiminden geçiyor, sonunda
eğer yayınlanma olgunluğuna gelmiş ise basılı kağıt gazetede,
daha sonra web sayfalarında yayına giriyor.
Aynı
işlem makalenin ingilizce metninde de sürüyor. Amerikalı editörün
düzeltmesi bizim editörlerden daha acımasız oluyor. "Ben
teknik bir kişi değilim. Ben sıradan bir okurum. Benim anlamadığım
bir makaleyi yayınlayamazsın", diyor. İngilizce metnin
düzeltilmiş geri gelen hali çok farklı oluyor.
Yayın
kurulundan veya Editör denetiminden geçmeyen bir makalenin
yayınlanması doğru değildir. Editör olmadan bir yazı
yayınlanamaz. Sizi tanımayan bir editör, sizin için daha iyi
editör olur, düzeltmelerinde daha net, daha dürüst, daha objektif
davranır. Okuyucu, arkadaş yorumları da çok faydalıdır. Gelen
yorumları çok ciddiye alırım. Bazan taslak yazıyı tümüyle
çöpe attığım yeniden yazdığım olur. "Delete" tuşu
bu işe yarıyor.
Bir
yazar için yazdığı yazı çok kıymetlidir. Üstünde değişiklik
yapılmasını kabullenemez. Basılmamasını hiç kabullenemez. Öte
yanda makalenin fiziki sınırlamaları vardır. Yazı kısa
yazılacak. Uzatma cümleleri olmayacak. Uzun cümleler olmayacak.
Kolay okunacak. Sıradan okuyucu rahatça anlayacak. Anlaşılmaz,
özel kısaltmalar kullanılmayacak veya kısaltmalar için başta
uzun açıklaması verilecek.
Köşe
yazısının kuralları var, iki A4 sayfasını, 500-700 kelimeyi
geçmeyecek. Tercihan "Times Roman" veya "Ariel",
10-12 font ile yazılacak. İmla, ifade, mantık hatası olmayacak.
Editör ne okuduğunu mutlaka anlayacak. Sıradan okuyucu anlayacak.
Kolay, rahat ve bir anda okunacak.
İyi
bir Editör'ün, düşündüklerini dümdüz, saptırmadan,
dolandırmadan söyleme özelliği vardır. Bu özellik, "Aman
insanları üzmiyeyim, onlarla gereksiz kötü olmayayım",
düşüncesi ile genelde başkaları tarafından fazla kullanılmaz.
Hoşunuza gitmeyecek doğruları size dobra dobra söyleyecek bir
yakın dostunuza, arkadaşınıza mutlaka ihtiyacınız olur.
Editörün
işi budur. Benim durumu, bir
tecrübeli yayıncıya sordum, "Kitabın fazla teknik, sıradan
okuyucu anlamaz, bu yüzden satmaz, işin zor", dedi.
Makale
yazmanın dahası var. Teknik makale, "teknik" olacak.
Kimseyi rahatsız etmeyecek. Hiçbir kişi, kurum veya şirketi hedef
almayacak. Okuyan kişi, yazara hak verecek. Bizim işimiz zor. Bu
işi kitap için düşünürseniz, iş daha zor.
Aynı
kurallar orda da var. Sadece metin daha uzun olabiliyor.
Taslak
ingilizce kitap internet üstünde aşağıdaki web sayfasında pdf
olarak duruyor.
İngilizce
olduğu için son 3-ayda dünyanın dört bir tarafından 1000+
indirme oldu. Yayımcı aramayı bıraktım. İsteyen indirir,
isteyen kağıt çıktısını alır. Kağıt basılı kitap olsaydı,
zaten herhalde en fazla bu kadar sayıda satılırdı, diyorum.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
01/16/16
No comments:
Post a Comment