Değerli
okurlarım,
Izmir
Opera’mızda bu sezon harika eserler var. Donizetti “Don
Pasquale”, Haendel “Agrippina”, Verdi “Aida”, Puccini
“Madame Butterfly”, Bellini “La Sonnambula” kaçırılmamalı.
2012-2013 sezonunda Izmir Devlet Operası Elhamra sahnesinde Vincenzo
Bellini'nin "La Sonnambula / UyurGezer KIZ" operası
oynandı. Her üç sahnelenmeyi de büyük keyifle seyrettim.
Opera'yı
CD'den ilk dinleme sırasında bu eserden hiçbirşey anlamadım,
ikinci dinleme sırasında melodileri az-çok takip edebildim, şimdi
dinleme sayım herhalde 10 oldu, daha kolay takip edebiliyorum, ve
baştan sona melodik müziğini/ "bel canto" çok sevdim.
Internet
youtube videoları arasında en güzeli Fransız "Collaratura"
Natalie Dessay'in NewYork Metropolitan Operasında Manhattan ortamına
uyarlanmış 2009 sahnelenmesi idi. Natalie Dessay gerçekten bu role
hakkını veriyor. Eserin aynı sanatçı ile Paris Operasında Paris
ortamına uyarlanmış sahnelenmesi güzeldi.
Anna
Netrebko'nun Viyana 2006 yorumu da çok güzel. Dost ve D&R müzik
mağazalarında Natalie Dessay, Joan Sutherland ve Maria Callas
CD'leri var. Maria Callas 1957 Milano LaScala Operası CD yorumu
inanılmaz.
Izmir'in
muhteşem sesli üç güzel sopranosu değişmeli olarak başrole
çıkıyorlar. Amina rolünde Birgül Su ARIÇ, Eylem Demirhan DURU
ve S.Evren IŞIK. Her üç gece her birini ayrı ayrı seyretmek
lazım diye düşünerek hepsine bilet aldım.
Eser,
evlenme çağında olan uyurgezer güzel kızın başından geçen
komik yanlışlık üstüne kurulu. Program kitapçığında
"Melodram" deniyor ama aslında "KomikOpera".
Bence yönetmen konuyu aşırı ciddi yorumlamış. Aldatılmış
erkek rolünde sert yüz ifadesi yerine, hayal kırıklığına
uğramış şaşkın bir ifade belki daha iyi olurdu. NewYork
Metropolitan ve Paris Operası sahnelemelerinde öyle.
Elvino
rolünde Murat Karahan ve Erdem Erdoğan sesleri ile rollerinin
hakkını iyi veriyorlar ancak Almina'ya dokunmadan/ sarsmadan
oynasalar iyi olur. Dokunmadan da aynı sert yorumu vermek mümkün.
Başrol
sopranolarımız arasında ayrım yapamıyacağım. Dünya yüzünde
bu kadar mı güzel sesler olur? Bu kadar mı melodik, duygusal,
romantik, kontrollü, inanılmaz söylenir. Yaşları genç ve role
çok uygun, çok yakında her birini dünya çapında büyük Opera
sahnelerinde seyredeceğiz.
İzmir
Elhamra sahnesi 1926’da sinema olarak yapılmış. 1980’lerde
sanatseverlerin katkıları ile Kültür Bakanlığımız tarafından
yenilenmiş ve Opera olarak Izmir'lilere sunulmuş. Sağolsunlar.
Geniş hacım, yüksek tavan, rahat kırmızı koltuklar. Seyirciler
için herşey çok rahat ve güzel, ancak herhalde kulis ve sahne
arkası biraz sıkışık olmalı.
İlk
gece salon tam dolu idi. Arkalarda tek tük birkaç koltuk kalmıştı.
İkinci gün önlerde üç sıra koltuk herhalde protokol için
ayrılmıştı. Çoğu gelmemiş. Hemen önlere geçtik. Sizde
ışıklar söndükten sonra ön koltuklar boş ise öne geçin. Bu
her yerde yapılan normal uygulamadır. Sanatçılar, özellikle
önlerinde/ ön sıralarda boş koltuk görmek istemezler. Yer
gösteren hanım kızlar seyircileri eser başlamadan önce son
dakikalarda yönlendiriyorlar. Ayakta seyirci varsa onları hemen ön
boş koltuklara yerleştiriyorlar.
Elhamra
sahnesi iç mekan soğuk, İzmir ılıman ortamında doğal olarak
kalorifer çalışması yok ama yine de soğuk. Uzun paltonuzu
vestiyere vermeyin, yanınıza alın. Ara verildiğinde herkes
tuvalete koşuyor. Tuvalet kabin sayısı yetersiz. Beyler kolay
hallediyorlar ama hanımların durumu zor. En iyisi Opera öncesi
sıvı alımını sınırlamak, hanımlar için sırta etol almak,
kendinizi sıcak tutmak. Tuvalet ihtiyacını azaltmak.
Koro,
operayı baştan sona çok güzel taşıyor. İtalyan Şef Tulio
Gagliardo Varas eserin hakkını veriyor. Elhamra sahnesi Opera
çukurundan alışılmadık derecede yukarda yarı beline kadar
görünür duruyor. Benim görüşümü kapatmasın bence bir olumsuz
durum yok. Orkestranın seslendirmesi CD'ler de dinlediğimden farklı
değil, belki daha hassas bir kulak daha da iyi olduğunu
söyleyebilir.
Uzun
boylu seyirci beyler çok dik oturmasınlar. Çok sayıda hanım
seyirci önündeki beyi uyardı. Arkadan sahneyi göremiyorlar.
Hanımlardan birkaç kez benzer şikayete kulak misafiri oldum.
Izmir
Vincenzo Bellini'nin "La Sonnambula" Operası ile şu anda
Türkiye'deki en güzel eseri sahneliyor. Bunu çok net yazıyorum,
çünkü Ankara ve Istanbul repertuarlarını biliyorum. Diğer büyük
kentlerde fırsat oldukça Opera seyrediyorum. Hiçbirinde henüz
yeni eser yok.
Yerli
eserler var, ancak dünya sahnelerinde yer bulmadıkça, Türkiye
dışında sahnelenmedikçe bence değerlendirme dışı ayrı bir
katagori olmalı. Bizim Puccini, Verdi, Wagner, Mozart, Rossini,
Donizetti eşdeğeri bestecimiz yok. Bu bir eksiklik değil. Klasik
dönem geçti. Amerikalıların, Rusların, Çinlilerin, Hintlilerin,
Japonların da yok. İlerde klasik değil ama modern bestecilerimiz
olacak, umarım, dilerim.
Klasik
bestecilerimiz yok ama muhteşem genç yorumcularımız, harika
sanatçılarımız var. Ekonomik bir dekor, ve kostüm ile koro, şef
ve kadro harika idi. Hepsini tek tek kutluyorum. Özellikle başrol
sopranolarımızın seslendirmelerine hayran oldum. Opera bitti, uzun
uzun alkışladık. Bu muhteşem Opera'yı kaçıranlar için
duyuralım, 2013-2014 sezonu içinde tekrar oynanacak. Biletler
"www.dobgm.gov.tr" internet adresinden alınabiliyor.
Operasız
kalmayın. En
derin selam ve saygılarımla.
2013-11-07
No comments:
Post a Comment