1962
yılında Nobel Edebiyat ödülü almış olan Amerikalı romancı
John Steinbeck'in "Sardalye sokağı" (Cannery Row, 1945)
romanında, roman akışından bağımsız bir hikaye anlatılır.
Kaliforniya'da
1920'lerde SanFrancisco körfezi kıyılarında çalışan çok
sayıda balık fabrikaları varmış. Balıkçıların açık
okyanusta tutup getirdikleri küçük balıkları buralarda konserve
yaparlar, insanların yemeyecekleri balık atıklarını körfeze
geri atarlarmış. Atılan biyolojik atıklar çevredeki yerel
penguenler tarafından tüketilirmiş. Nasılsa buralara gelmiş
vahşi penguenler körfeze dökülen hazır besin atıkları ile
kolayca beslenmeye alışmışlar, bir süre sonra kendi başlarına
balık tutmayı unutmuşlar.
Amerikada
1929 ekonomik buhranı herkesi, bu arada balık konservesi, sardalye
konservesi yapan fabrikaları da finansal olarak vurmuş, işletme
sermayeleri tükenmiş, kapıya kilidi vurmuşlar, işçilere yol
vermişler. Fabrikalar kapanmış.
Fabrikalar
kapanınca balık atıkları, sardalye fazlaları körfeze atılmaz
olmuş, bizim evcilleşmiş penguenler aç kalmış, hergün çok
sayıda kayıplar başlamış, kıyıya vurmuşlar. Bölge kamu
kurumları bu duruma çare aramışlar, yakın yerel üniversitelerin
su ürünleri bölümlerine sormuşlar. Bilim insanlarının çözüm
önerisi, "Buraya vahşi penguenler getirin, evcilleşmiş
penguenlere tekrar kendi başlarına balık tutmayı öğretsinler",
olmuş. Tavsiye yerine getirilmiş, uzaklardan körfeze getirilen
vahşi penguenler, yerel evcil penguenlere tekrar balık tutmayı,
kendi başlarına avlanmayı öğretmişler.
Kamu
ve büyük özel sektörün çalışanları bugün hazır yiyorlar,
evcilleştiler, zorlanmıyorlar, risk almıyorlar, üst kademe
kararvericilerin riskli veya yanlış kararlarına karşı
çıkmıyorlar, herşeye "Evet efendim, olur efendim",
diyorlar, aybaşında belli maaşı alıyorlar.
Ne
zamana kadar? Sistem batana kadar. AfsinElbistan tümden devreden
çıkana kadar, ön kömür kurutması olmayan CFB kazanlar yerel
kömür yakamaz, sistem oturana, çalışmayana kadar, doğalgaz
kesilene kadar, nükleer atıklar başa bela olana kadar, güney
sınırlarımızdan kontrolsüz geçip gelen işsiz göçmenlerle
ortalık dolana kadar. Her durumda bize vahşi penguenler lazım.
Bizi şaşırtacak, sarsacak, "Bu yaptıklarınız yanlış,
doğrusu şu", diyecek.
Ben
piyasada "Vahşi Penguen" sayılıyormuyum, bilemiyorum.
Üniversite öğrenci davetlerine mutlaka gidiyorum, davet alırsam
masraflarım ödenirse şirketlerin toplantılarına, beyin
fırtınası, tecrübe paylaşımı toplantılarına katılıyorum,
davet gelirse yabancı uzmanlarla beraber termik santral yazılım
eğitimleri yapıyorum.
Birşeyin
doğruluğunu bulabilmek için vahşi penguenlerin varlığına
ihtiyaç var, onların doğru veya yanlış değerlendirmelerine
dikkat etmek gerek, daha doğrusu için yeni öneriler ortaya koymak
gerek, diye düşünüyorum.
Ekonomik
buhranlar, zor zamanlar geçer. Ne olursa olsun kendimize özgü bir
demokratik ülkede olduğumuzu bilelim. Demokrasilerde çarenin
tükenmediğini bilelim. Zor zamanlar geçer gider, merak etmeyin.
Hepinize güzel bir hafta dilerim.
---
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
03/10/16
No comments:
Post a Comment