Bizim
şirkette uyanık bir ressam çalışanımız vardı. Eski
otomobilleri bulur, satın alır, Şaşmaz kaportacılarında
yeniler, motorunu onartır, iç döşemeleri yaptırır, sonunda
biraz biner gezer, sonra satar, para kazanırdı. Bir gün haber
almış, gümrükte bekleyen, sahibi bulunamayan eski otomobiller
açık artırma usulü satılıyormuş. Satış günü izin aldı,
gümrüğe gitti. 1962 model bir hurda Chevrolet impala araba aldı.
Kamyona koydu, Şaşmaz oto sanayideki kaportacının atölyesi önüne
indirdi. Sonra boş zamanlarını orda geçirmeye başladı. Hurda
araba yenilendi, motor elden geçti, döşemeler yapıldı. Bir gün
işyeri otoparkına getirdi, çok güzel beyaz bir klasik araba
olmuş. Ailesini alıp gezmelere çıktı. Balık tutmayı seviyordu,
çevrede balık bulunan baraj göllerine haftasonları gitmeye
başladı. Böyle bir haftasonu bu defa yanlız başına yine balık
tutmaya gitmiş. Pazar akşam üstü oltaları arkaya koymuş,
camları açmış, sıcak esinti içinde beyaz pırıl pırıl klasik
1962 Chevrolet impala arabasını keyifle ağır ağır akşam
trafiğinde sürüyormuş.
Kırmızı
ışıklarda yanında bir siyah BMW durmuş. İçinde 2-ağır abi.
Sağ yan koltuktaki bağrıyanık ağır abi camı indirmiş, selam
sabah, "araban çok güzel", demiş. "Satar mısın?"
Bizimkini şeytan dürtmüş herhalde, aklından geçen fiyata %50
eklemiş, nasıl olsa sonunda ciddi birşey olmaz diye söylemiş.
Ağır
abi, "Bir sonraki kırmızı ışıkta sağda dur, bekle beni",
demiş. Sonraki kırmızı ışıkta arka arkaya durmuşlar. Ağır
abi, BMW'nin bagajını açmış, bir bond çanta çıkarmış.
İçinden paraları deste deste saymış, bizimkinin eline vermiş.
Bizimki şaşkın bagajdan oltalarını almş. Ağır abi adres ve
telefon bilgilerini aldıktan sonra Chevrolet arabanın direksiyonuna
geçmiş, iki ağır abi iki ayrı arabayı sürmüş gitmişler.
Bizimki
elinde tomar tomar para dolu bir bohça ve balık oltaları ile
şaşkın bir şekilde ortada kalmış. Bir taksi çevirip eve
gitmiş. Erttesi gün ağır abinin yardımcısı başka bir ağır
abi ile notere gidip satış işlerini yapmışlar. İşyerine geldi,
bu hızlı satıştan hala şaşkın, olanları işyerinde anlattı.
Satış
işleri böyledir, iyi mal alıcısını buldu mu, fiyat makul ve
ulaşılabiliyorsa hemen satılır. Alıcı pazarlık ediyorsa ne
yapsan boşuna. Her iki tarafın da zamanına yazık. Emlak, 2-el
otomobil, hatta endüstriyel tesis satışları aynı böyledir. Mal
satılabilir ise, çok çabuk satılır., hiç şaşırmayın. Bizim
coğrafyada pazarlık başlarsa bitmez.
---
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
02/24/16
No comments:
Post a Comment