Değerli
Okurlarım, Bu makale Çinli şirketler ile kontrat müzakeresi
konularında tecrübelerimi, ve tavsiyelerimi kapsayan çok bölümlü
yazılar serisinin ilkidir. "Müzakere taktikleri evrenseldir",
denir, ancak Çinli şirketlerle yapılan görüşmeler, pazarlıklar,
müzakereler, kontrat bağlama imzalama çalışmaları az- çok
farklılıklar gösterir. Bizler uluslararası müzakereciler
kazan-kazan (win-win) prensibiyle çalışırız. Alırız veririz,
sonunda işi bağlarız.
Çin'de
Çinlilerle işler böyle yürümez. Çinli şirketler için kontrat
müzakeresi bir "Savaş"tır. Çinliler müzakere süresinde
ve sonrasında 2500 yıl önce Sun-Tzu tarafından yazılmış "Savaş
Sanatı (The Art of War)" kitabının kurallarını her safhada
uygularlar. Türkçe tercümesi çok-satan bu kitabı alın okuyun,
sonra Çinlilerle müzakereye başlayın. Bu kitap sadece savaşan
askerler için yazılmadı.
Yurt
içinde ithal kömür veya yerli kömür santralleri yapımında çok
sayıda Çinli firma, exim proje finansman desteği ve çok ucuz
fiyatlarla iş aldılar, alıyorlar. Bu müzakerelere bizim yerli
yatırımcılarımız çok hazırlıksız girdiler- giriyorlar.
Müzakerelerde Çin müzakere taktiklerine kurban gidiyorlar.
Projeler sürünüyor, performanslar tutmuyor, bitirme süreleri
uzuyor, geçici kabul, kati kabul çok üstünkörü yapılıyor.
Yedek yok, veya verilen yedek çok az. Kati kabulden sonra santral
çabuk devre dışı oluyor. Yedek gelmiyor. Elektrofiltreler
bozuluyor, baca gazı kükürtsüzleştirme sistemleri devre dışı
oluyor. Tasarımlar yanlış. Yerli kömür %100 baz yakıt olarak
çalışamıyor, büyük miktarlarda devamlı ilave sıvı yakıt
kullanmak gerekiyor. Bütün bunlar için ciddi ceza nerdeyse yok,
uygulanabilir yaptırım yok.
Çinli
şirketlerle müzakereyi öncelikle kendi ülkenizde kendi
ortamınızda yapın. Olmadı, arada bir yerde 3. bir ülkede-
mekanda yapın. Olmadı, Çin içinde daha önce bulunduğunuz-
bildiğiniz bir şehirde yapın. En kötü alternatif, hiç
bilmediğiniz bir Çin şehrinde, onların mekanında kontrat
müzakeresi yapmaktır.
Sizi
havalimanında karşılayan yetkisiz genç Çinli şirket personeli,
ilk önce size ne zaman döneceğinizi sorar. Sakın tam gün saat
vermeyin. Bu bilgi derhal tüm karşı tarafta paylaşılır ve sizi
son gün, son saate kadar zorlarlar. Dönüş bileti almadığınızı,
müzakere bittikten sonra döneceğinizi söyleyin,
Çinli
taraf müzakere süresince hiç durmadan ilgili ilgisiz yeni sorunlar
ortaya çıkarır. Onların zamanları vardır. Beklerler, sizin
herşeyi kabul etmenizi isterler. Bu taktik yabancı tarafı
yıpratmak için kullanılır. Bütün bunlar onlar için çok
doğaldır. Sakın karşı taraf ile beraber imza öncesi yemek
yemeyin. Sosyalleşmek çok tehlikelidir.
Çinli
taraf mutlaka müzakere sonu her iki tarafın en üst düzey
yetkililerinin katılacağı bir ihtişamlı imza töreni hazırlar.
Bu imza töreni günü yaklaşırken sözleşme öncesi, onlar için
çok önemli pürüzler öne sürerler. Temel konularda mukavelenin
revize edilmesi gereğini söylerler. Tipik olarak Çin tarafındaki
bir bankanın, bir sigorta şirketinin veya bir düzenleyici devlet
kurumunun kuralları o güne kadar konu edilmemiş istekleri öne
sürülür ve mukavelenin revizyonu istenir. İmza töreninin iptali
söz konusu edilir, sizin üst düzey yetkilileriniz gelmiştir. İmza
töreni öncesi zaman baskısı yaparlar, ve kendileri için pürüz
olan, problem olan, gecikme cezası, performans cezaları, fiyatlar
konularında değişiklik isterler. İmza törenine şirketinizin,
kurumunuzun en üst yetkililerini çağırmayın, ilk anlaştığınız
şartlarda direnin, geri adım atmayın, ısrarcı olun. Bırakın
imza töreni iptal olsun. Bırakın uçak bileti yeniden alınsın.
Siz kontratınızı sonuna kadar götürün, sakın taviz vermeyin.
Çinli
müzakereciler kendileri için temel sorunları tekrar tekrar masaya
getirirler. Anlaşma imzalanır, proje başlar, arkasından Çinliler
o güne kadar hiç lafını etmedikleri kendi devlet düzenleme
kurumlarının yasal şartlarını ortaya sürerler. Değişiklik
isterler.
Projede
sonsuz sayıda revizyon talebi yaparlar. Sonsuz sayıda revizyonun
sonu gelmez. Bunu çok doğal olarak, karşı tarafı yıpratmak için
yaparlar. Onların kültürü bu uygulamayı doğal bulur. Her yeni
revizyonun incelenmesi zaman alır, iş gecikir, sorumlu taraf
öyle-böyle siz olursunuz. Başlangıç anlaşması Çinliler için
bir hiçtir. Sizin için ise mutlak geçerlidir. Gerilemeyin, ceza
şartlarını konuşturun, revizyon almayın, kabul etmeyin, çünkü
sonu gelmez.
İmza
töreni sizin için önemli olabilir, aslında onlar için hiç
önemli değildir. Değişmelere karşı dirençli olun, eğilmeyin,
bükülmeyin, revizyon kabul etmeyin. Direndikçe Çin tarafının
saygısını kazanırsınız. Kaybettikçe hor görülürsünüz.
Sözleşmenin fesih, tazminat, ceza maddelerini uygulamaktan
çekinmeyin. Mukavelenizi ve projenizi Çinlilerin müzakere
taktiklerine kurban etmeyin. Konuyu kendi haline bıraktığınız
durumlarda bu işlerin sonu gelmez, Çinlilerin proje yönetme
taktiklerini, taviz isteklerini, sayısız revizyon taleplerini, sizi
yıpratmalarını önleyemezsiniz.
Çinlilerle
"al- yada- bırak" anlaşması yapın. Çünkü taviz
istekleri bitmez. Çinliler düzgün kapsamlı uzun mukaveleler
sevmezler. Onlar, üstünde oynayabilecekleri değiştirebilecekleri,
sürüncemede bırakabilecekleri kısa baştan savma mukaveleleri
severler. Sizin onların önüne koyduğunuz mukavelenin her
maddesini irdelerler, tekrar tekrar açıklama isterler. Bu işi en
alt düzeyde yetkisiz, yeni işe girmiş genç personel ile yaparlar.
Bu arada en zorlayıcı cezai maddeleri hükümsüz kılabilmek için
karşı öneriler sunarlar ve ısrar ederler. Açıkca kötü
niyetli, ticari mantıksızlıklarla dolu, deli saçması karşı
maddeler ile boğuşursunuz. Sağlam yere basın, ısrarcı olun,
gerilemeyin, şartlarınızı koruyun, kabul etmezlerse, bırakın
anlaşma olmasın, kötü bir anlaşma ile sakın geri dönmeyin.
Toplantılara
katılan Çinlilerin müzakere ekibi, başsız veya sürücüsüz
ata benzer. Aralarında yetkili yoktur. Karar verici yoktur. Teknik
veya ticari hiçbir bağlayıcı karar yetkileri yoktur. Dinlerler,
not alırlar. Mutlaka üst yönetime sormaları, onay almaları
gerekir. İşi almak, bağlamak için karşılıklı kazan- kazan
tavizler verebilirsiniz. Sizin verdiğiniz tavizler onlar için
geçerlidir, ama onları bağlayan hiçbir şey yoktur. Kendilerini
hiçbir şekilde bağlamazlar. En yetkili Çinli patron, sonunda
toplantıya gelir ve verilen tüm tavizleri tümüyle iptal eder.
Çinli taraftan mutlaka karar verici, son yetkilinin gelmesini,
görüşmelere katılmasını isteyin, gelmiyorsa, müzakere
yapmayın. Yapacağınız müzakere boşunadır.
Çinliler
hiç durmadan "Çin farklıdır" derler. Aslında bütün
ülkeler farklıdır. Onların bu dillendirmeleri, müzakerenin
farkını ortaya koyar. Aslında sözleşme hukuku bizim de ortak
kabul ettiğimiz Batı Avrupa veya Kuzey Amerika hukuklarından çok
farklı değildir. Çin ticaret yasaları zaten yıllar içinde bu
yabancı kaynaklardan tercüme ile yerel ortama modellenmiştir.
Dünya Ticaret örgütü kuralları, uluslararası fikri mülkiyet
hakları, uluslararası satış sözleşmeleri üstünde Çinli
yöneticilerin imzaları vardır. Çin kanunlarında alışılmadık
absürtlükler azdır.
Çinli
taraftan söylenen "Çin farklıdır" cümlesine örnekler,
yasa yönetmelik ve tüzük isteyin. Nerde nasıl farklıdır? Özel
hukuk kabul etmeyin, herşey uluslararası hukuk kurallarına uygun
olsun. Anlaşmanızı mutlaka İngilizce yapın, ve İngilizce
anlaşma geçerli olsun, Çin dilinde bir anlaşma yapmak saçmadır.
Onayınıza gelecek teknik resimler, hesaplar mutlaka İngilizce
olsun, burun kıvırırlar ama isterlerse ve siz bastırırsanız
yaparlar. Çin normlarını standartlarını uygulamak isterler. Çin
normlarını bilmenize uygulamanıza imkan yok. Uluslararası
normları, Alman veya ABD normlarını isteyin. Bilmediğiniz
normlara göre mal- ürün- hizmet satın alınmaz. Alman Alman
normlarına uygun, Amerikalı ABD normlarına uygun, Fransız Fransız
normlarına uygun mal- hizmet- ürün satın alır.
Yaptıkları
hesapları mutlaka kontrol edin, veya kontrol edebilecek tecrübede
mühendisleri kadronuzda bulundurun. "Nasıl olsa anahtar
teslimi garanti veriyorlar, hesapları kontrol etmeye gerek yok"
düşüncesine girmeyin.
Sizin
için mukavele, anlaşma sözleşme imzalanmışsa bağlayıcıdır,
orda herşey biter ve proje başlar. Çinliler için imzadan sonra
müzakere bitmez, herşey yeni başlamıştır. Çinliler
tasarımda, projelendirmede, mukavele kapsamında, finansman
şartlarında sürekli değişiklik isterler. Sağlam durun, değişime
engel olun, kabul etmeyin. Proje süresince gerginlik hep olacak,
buna hazırlıklı olun. Bizler için ortak zemin bulmak, "kazan-
kazan" düşünmek önemlidir. Çinli tarafta böyle bir durum
yoktur. Onların şirket kültürü, her noktada kazanmak ve kendi
tarafını korumak üstüne çalışır. Müzakere süresince Çinli
taraf olumsuz görünmek istemez, bu yüzden başlarda çok uyumlu
sessiz görüntü verirler, kanmayın.
Geçici
kabul süresine geçmek için, kontrat hükümleri içine mutlaka
%100 ana baz yakıt ile %100 azami devamlı yükte 60-gün kesintisiz
çalışma testi zorunluluğu getirin. Tasarımlarından emin iseler
kabul etsinler. Bu konuda getirecekleri karşı şartlar, itirazlar,
ayak sürümeler, size tasarımlarının güvenilirliği hakkında
ciddi bilgiler verir. Bu şart eski TEK yeni EÜAŞ kontrat şartıdır,
bu zor testi geçen termik santrali geçiçi kabul kapsamına
alabilirsiniz. Yedek kapsamına ayrıca dikkat edin.
Özelleştirme
öncesi bizim kamu kurumları hiçbir Çin termik santralini satın
almaya uygun yeterli görmediler. Çünkü uluslararası normlara
standartlara uymuyorlardı. Geçici kabul öncesi 60-gün kesintisiz
çalıştırma kuralını okuyunca zaten Çinli satıcı kaçıyordu.
Çinlilerle çalışmış, çalışan değerli okurlarımın tecrübe
paylaşımlarını bekliyorum. Bana doğrudan yazın. Epostam
"HalukDireskeneli at yahoo dot com"
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
http://www.ekonomik-cozum.com.tr/
Prinkipo,
30 Ağustos 2016
No comments:
Post a Comment