Enerji yatırımlarında yer görme, müşteri ile görüşme, teklif verme, kontrat müzakerelerinde çok zaman İslam ülkelerine ziyaret yapmam gerekti. Ordaki insanlarla beraber yemek yemek, müzakere etmek, kontrat pazarlığı yapmak, görüşmek konuşmak, projenin yürütülmesinde durumu gözlemek gereği hep oldu. Bu sürelerde başka şeyler de yaptım. Mesela bayram veya Cuma namazına gittim.
Tanzanya'da
bayram namazına gittim. Çok farklı bir cami mimarisine namaz
kıldık. Ben bizim ülkede kıblenin güneyde olmasına alışkınım.
Mihrab güney ışığı alır, sabah saatlerinde içeri ışık
dolar. Tanzanya'da kıble, yani Mekke kenti, kuzey doğu yönünde
kalıyor. Güneş arkanıza düşüyor. Pakistan'da ise batı yönünde
kalıyor.
Türk
üniversite öğrencilerinin sayısı Boston, Massachusettes kentinde
artınca dindar ve muhafazakar olanları kendilerine bayram, cuma
namazları için cami aramışlar. Daha önce oraya gelen Arab
toplumunun camilerine gitmeye başlamışlar. Ancak birşey
dikkatlerini çekmiş. Arab camileri çok eski. Arablar 19. yüzyıldan
itibaren çok sayıda ABD'ye göç etmişler, kendi ibadet
mekanlarını kurmuşlar. Arab camilerinde Kıble, yani mihrab
Kartezyen haritasına uygun olarak doğuya bakıyor. Kıble (Yani
Mekke kenti yönü) acaba gerçekten doğuda mı?
THY'nin
İstanbul (ve ABD'ye göre aynı yönde olan Mekke) - Boston arası
non-stop en kısa uçuşu KuzeyDoğu'da yani NewFoundland yarımadası
üstünden geçiyor. Türk öğrenciler, "Sizin camilerde kıble
yönü yanlış", demişler ve namaz kılarken cami içinde
kuzeydoğu'ya dönmüşler. Ortalık karışmış. Arab cemaat ile
aralarında anlaşmazlık çıkmış, Arablar Türklere, "Gelmeyin
bizim camiye" demişler.
Bunun
üstüne Türk toplumu kendi mescitlerini kurmuşlar, sonra bağış
alıp cami inşaatına geçmişler. Şimdi tüm ABD kentlerinde aynı
anlaşmazlık varmış. Houston, LosAngeles şehirlerinde durum daha
da keskin ayrımda, çünkü THY İstanbul - Houston non-stop uçuşu
kuzey kutup üstünden geçiyor, bu yüzden Türkler için kıble
iyice Kuzey yönünde oluyor.
Diyanet
Center, Turkish Islamic Community Center, (9704 Good Luck Rd, Lanham,
MD 20706) adresinde bulunan yeni Türk camisi net bir şekilde
kuzeydoğuya bakıyor. Osmanlı tarzı modern cami konusunda
tecrübeli Mimar
Muharrem Hilmi Şenalp, tasarımı yaparken Fatih Camiinden
esinlendi. 60 dönüm arazi üstüne 2000 metre2 kapalı alanda 100
milyon ABD Doları bütçe ile yapılan inşaatta Türkiye'den giden
150 süsleme ustası çalıştı. Muhteşem bir yapı ortaya çıktı.
ABD
içinde yaşayan Arab toplumu kendi camilerinde tam doğu yönünde
secde ediyor. Aslında dünya yuvarlak olduğu için hangi yönden
bakarsanız bakın Mekke kenti yönünü bir şekilde bulursunuz.
Kıble
kuralı açık seçiktir, "en kısa yoldur", buna "Great
Circle Distance" (büyük çember mesafesi) diyoruz. Dünyadaki
her bir noktanın "great circle" haritasını yapan
programlar var. Houston için 45 derece yani kuzey doğu çıkar.
Kutsal
kitabı onlar kendi dillerinde okuyorlar ancak kutsal kitabın dili
7. yüzyıl Arapçası. Modern Arapça'dan anlam olarak çok farklı.
Biz çoğunlukla ninelerimizden namaz dualarını öğreniyoruz.
Bizim dua okumamız, aksanımız onlara göre çok farklı. Namaz
hareketlerimiz de çok farklı, rüküya varış, el bağlama, oturma
kalkma her yerde, her ülkede çok farklı. Biz
Türkler, Arab değiliz. Biz onlardan farklıyız.
Arab'larla
aramızda her konuda bildik bileli ciddi bakış açısı farkımız
var. Onları 1517'den 1917'e kadar idare etmişiz, ama epey sert
idare etmişiz, unutmaları zor. Araplar
bizi sevmez. Sevmeleri için de neden yok. Arab
ülkelerinde iş yapmış, onlarla yakın mesafede görüşme
fırsatı bulmuş, beraber müzakere yapmış tecrübeli bir eski
satış elemanı olarak söylüyorum. Onlar bizi günahları kadar
bile sevmezler. Kimse kendini kandırmasın. Kutsal
emanetleri 1517'de Istanbul'a getirip önce Topkapı sarayına
koymuşuz, cumhuriyet ilanından sonra aynı sarayı müze yapmışız.
O emanetler ile hilafet kurmayı hayal ederler. Bugünlerde İslam
Birliği ortak ordu çalışmaları var. Ben bu tür oluşumları
doğru bulmuyorum.
Onların
"müslümanız" diye bizi çok sevdikleri zannına
kapılmayalım. Kendimizi kandırmayalım. Biz onları seviyoruz diye
onların da bizi sevmesi, ya da tam tersi durum gerekmiyor. Ortak
iş yapmak için muhataplarımızla birbirimizi çok sevmemiz şart
değil. Karşılıklı saygı çerçevesinde, her milletten, her
ırktan, her dinden, bütün inanç sistemlerinden insanlarla,
ülkelerle iş yapmamız gerekiyor. Bunu yaparken, hiç bir ortak
paydamızı gereğinden fazla abartmamalı, hiç bir farklılığı
da ortak iş yapmanın karşısında bir engel olarak görmemeliyiz.
İş hayatının kendi kuralları vardır. Bu kurallar çerçevesinde
ilerlemek en iyisidir.
Prinkipo,
04/02/16
No comments:
Post a Comment