PowerGen Europe 2016 Milano, İtalya Enerji Konferansı ve Sergisi,
Değerli
Okurlarım,
"PowerGen
Europe" Konferans Fuar ve Sergisi için 21-22-23 Haziran 2016
günleri Milano (İtalya) kentinde idim. Milano'ya Konferans öncesi
eşimle beraber geldim. Bir hafta süreli fuara yakın makul fiyatta
küçük kullanışlı bir apart otel bulduk. Beraber haftasonu
Milano'yu yürüyerek gezdik, Trenle Como gölü kıyısına gittik.
Varenna da indik, Feribot ile Como gölünde Menaggio, Bellagio
kasabalarına uğradık. Yine feribotla Como kentine geldik,
sokaklarda dolaştık, sokak kahvesinde Happy Hour'a katıldık,
Katedrali gezdik. Akşam başka bir trenle Milano'ya döndük.
LaScala
Operasında Çarşamba akşamı Guiseppe Verdi'nin "Simon
Boccanegra" operasını balkondan izledik. "Opera böyle
sahnelenir, böyle oynanır, böyle sunulur" diye ders verdiler.
LaScala operasını gördükten sonra bizimkileri, İstanbul'daki
gereksiz erotik çeşitlemeleri, Ankara'da sahneyi dolduran gereksiz
dekorları eksik bulduğumu ifade edeyim.
Evde
akan musluk suyu çevredeki Alp dağlarından geliyor. Kolay
içilebiliyor. Yaya arterinde sağnak yağmur altında uzun
yürüyüşler yaptık. Eski dönemlerden kalma eski klasik binaları
gördük. Müzeleri gezdik. Yakın parklarda sabah yürüyüşü
yaptık. Hangi lokantaya gitsem spagetti istedim, sade su içtim.
Makul para ödedim.
Konferans
süresince çok sayıda yerli yabancı enerji profesyoneli, çalışanı
ile tanıştım, konuştum, bilgi alışverişinde bulundum. Sunumlar
izledim, tanıtımlar takip ettim. Türkiye'den gelen çok sayıda
piyasa yetkilisi ve çalışanı vardı. Sergi salonunda konuyu ciddi
alanlar, iyi hazırlananlar olduğu gibi, tümüyle panayır havasına
sokanlar, kokteyl yemekleri bolca yiyip düzenlerini bozanlar, içkiyi
kaçıranlar, gezi eğlence tatil alışveriş kapsamında düşünenler
de vardı. Öğleden sonraları, tezgah altlarından, çantalardan,
bavullardan, kutulardan içkiler çıktı, herkes herkese ikramlar
yaptı.
Yabancılar
bana öncelikle ekonomiyi ve yatırım ortamını sordular. Ben ne
diyebilirim ki? Bizdeki uygulamalar onlara ters geliyor. Rekabet,
hukuğun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, güçler ayrımı
konuları onlarda çok net. Bunların olmadığı ortamlara gelen
yok. Genelde bize karşı, bizim piyasaya karşı isteksizlik,
ilgisizlik hissettim. Konuştuğum yabancı yatırımcılarda,
Türkiye'ye karşı temkinli tavır değişikliği, risk iştahının
kaçması, gözlemledim. İlerde yatırım beklentilerinin çok
farklı algılandığını görürsek şaşırmayalım.
Yabancılar
arasında pazarlamayı, satış psikolojisini bilmeyenler
çoğunluktaydı. Teknik eğitimli bir insanı sonradan satış
elemanı yapamazsınız. Müşteriye nasıl davranılacağını
bilmeyenler, çok olumsuz davrananlar, terslenenler, gereğinden
fazla uzun sunumlar yapanlar, başından atanlar, sorulara cevap
vermeyenler, ilgilenmeyenler, “bitsede gitsek, alışveriş
yapsak”, havasında olanlar vardı. Sadece eşantiyon
toplayıcıları, konuyla ilgisiz insanlar çoktu. Herkes için
ayrılmış dinlenme yerlerinde koltuk yer tutanlar, soruları
anlamıyanlar, yabancı dil bilmeyenler, kendi konusunu bilmeyenler
çoktu. Konusunu çok bildiğini sanıp, 1-2 soruda mat olanlar,
saçma sapan bilgilerle dolu süslü ama boş kataloglar
hazırlayanlar.
Yüzyüze
görüşmelerde bolca ilk elden piyasa dedikodusu yapıldı. Zamanı
geçmiş, teknolojisi bitmiş, fiyatları çok pahalı kalmış,
eskinin büyük, şimdilerin hantal firmaları çoktu. Eskilerden
tanışık olduğum, şirketinden ayrılmış, başka yer edinmeye
çalışanlar vardı. UzakDoğulular, çok ataktı ama yabancı dil
konuşma özürlüsü idiler. Almanlar, Fransızlar, İspanyollar,
zaten kendi ana dillerinden başkasını rahat konuşamıyorlardı.
İki
büyük hol sergi alanı içinde, şirket bölümlerinde ziyaretçi
hangi ülkeden gelmiş ise, o ülkenin satış elemanı devreye
giriyordu. Türkiye'den çok sayıda misafirim bana uğradı. Bende
sergide gezerken çok sayıda arkadaşıma rastladım, ayaküstü
lafladık, görüştük.
Bizim
mühendislik şirketlerinin finansman sıkıntısında olduklarını
sezinledim. Çoğunun mülkiyeti değişmiş, projeler takılmış,
çok borçlanmışlar, borçlandıkları şirketlere çoğunluk
hisselerini satmak zorunda kalmışlar. Ayakta olanlar ciddi
zorlanıyorlar. Hazır insan sermayesi olan bu kıymetli şirketleri
satın almak için çok sayıda yabancı finans gurubu var. Bizden
fuara gelen yatırımcı firma yetkilisine ben rastlamadım. bakanlık
ve kamu kurumlarından da gelen yoktu.
Yabancı
büyük enerji ekipman satıcısı şirketlerin üst düzey
görevlilerinde bir bezginlik sezinledim. Aralarından, "Hep
aynı teknolojik çöplükle uğraşıyoruz", diyen bile çıktı.
UzakDoğu imalat rekabeti ile bezmişler. Gümrük duvarları ile
kendi iç piyasa taleplerini rakabetçi ortamda zor götürüyorlar.
Bazı UzakDoğulu şirketler çok sayıda yabancı (İngiliz)
personel işe almışlar, ortalık konulardan habersiz, sattığı
üründen habersiz sadece iyi İngilizce konuşan personel ile
doluydu. Akdeniz ülkelerinin şirketlerinde tam içe dönük ortam
vardı. Bir yabancı ile anlaşmaları çok zor. Tanıtmak aslında
en büyük olay.
Sergide
bizim imalatçı ve mühendislik şirketlerimizin sayısı artmış.
Büyük şirketlerimiz artık ilgi göstermeye başlamışlar, sergi
salonunda yer tutanlar, konferansta bizden sunum yapanlar, sergiyi
gezenler çoğalmış. Enerji piyasasında büyük bir yatırım
potansiyelimiz var.
Eskiden
İnternet-Kafe benzeri parasız yerler vardı, şimdi internet
wireless kullanımı paraya bağlanmış, zaten herkeste iPhone
imkanı var, otellerde wifi zaten standart veriliyor.
Amerikan
büyük enerji yatırımcılarının, GT-ST (OEM) üreticisi- buhar
kazanı firmalarının bizim piyasaya ilgileri hala var, ancak
onların fiyatları artık çok pahalı kalıyor. Piyasada çok daha
makul fiyatta benzer ekipmanlar, ürünler, tesisler var. Yeterki
temel tasarımı yapın, gerisi kolay. ABD fiyatları ile dünya
piyasalarında iş almaları sipariş bağlamaları çok zor.
Gelecek
yıl (2017) PowerGen Europe konferans ve sergisi Almanya'nın Köln
kentinde 20-21-22 Haziran günleri yapılacak. Eğer enerji
sektöründe çalışıyorsanız katılmanızı tavsiye ederim. Bu
kadar çok enerji piyasası şirketini, yatırımcıları,
finansörleri, uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticilerini
bir arada bulmak, onlarla konuşabilmek her zaman kolay değil.
2018-19-20 yıllarında İstanbul kenti aynı konferans için
düşünülüyormuş. Gerçekleşebilmesi için bizdeki yatırım
ortamının cazip hale gelmesi, bölgesel savaşların bitmesi, Batı
standartlarında altyapı- hukuk- yargı- piyasa mekanizmalarının
oluşması şart.
Hepinize
güzel bir hafta dilerim. En
derin selam ve saygılarımla.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
26 Haziran 2016
No comments:
Post a Comment