Tuesday, June 07, 2016

Sarı Laleler


Sana Sarı Laleler Aldım Çiçek Pazarından.

PowerGen Europe enerji fuarı her yıl Haziran ayında Avrupa'nın önemli bir ticaret kentinde yapılır. Fırsat oldukça, para buldukça, zaman ayırıp katılmaya çalışırım. Daha önce Milano, Barselona, Madrit, Viyana, Duesseldorf, Koln kentlerinde yapıldı. Bu yıl 21-22-Haziran günleri Milano'da yapılacak.
Eskiden tek başıma minimum süre kalıp dönerdim. Şimdi hanımla beraber gitmeyi ve orda 5-6 gün kalmayı tercih ediyorum. Gittiğim kentte oranın yerlisi gibi yaşamak istiyorum. Sokaklarda gün boyu yürüyeyim, kiralık bisiklete bineyim, parklarda gezeyim, çarşı pazar dolaşayım. Kitapçıdan kitap, CD alayım. Ev işi yemek yapan lokantalarda yemek yiyeyim, bir yolüstü cafe'de oturup kahve içeyim. Bulursam opera seyredeyim. Müze gezeyim.
2010 yılında Amsterdam da idik. 6-ay öncesinden Thy uçak biletimizi aldık. Makul fiyatlı bir Apart otelde yer ayırdık. Bir hafta için 80-m2, geniş, balkonlu manzaralı bir apartman dairesi tuttuk. Zaten eğer apart tutarsanız 5-günden kısa kalamıyorsunuz. 
Uçaktan indik, evimizin anahtarlarını aldık, bavulları yerleştirdik, çarşı pazar gezmeye çıktık. Çiçek pazarından geçiyoruz, her taraf kesme lale dolu, fiyat standart, 40-adet ucuz hercai (hibrid) sarı lale 3.99€. Laleleri götürüp evde masa üstüne koyduk, bir hafta dayandı. Dönüşte baktık, Amsterdam Schiphol havalimanında 40-adet 19.99€. Hanıma, "bizim ülkede de bu sarı laleler var, ben sana ordan alırım, söz, yolda elimizde bozulur, burdan almaya gerek yok", dedim. O da kabul etti.
Döndük geldik, Ankara'da yaz ayında sarı lale yok, mevsimi geçmiş. Mevsimi nisan ayında geldi, kadınlar hiç umutur mu? Hatırlattı. 40-adet lalesini istedi. İlk başlangıç fiyat GüvenPark çiçekçiler sokağında tanesi 5 Lira ile başladı. Sonra 10-tanesi 40 Lira, 30 Lira, 20 Lira oldu. Neyse her hafta 10-tane aldım, 4-haftada 40-adedi toparladım. Sonra her yıl mevsimi gelince eve 40-adet sarı lale almak bizde adet oldu.
Şimdi işin üretim satış ekonomisine gelelim. Uçakla Amsterdam için alçalırken renk renk çok sayıda lale tarlası görüyorsunuz. Kesme çiçek olarak üretiliyor, tüm Avrupa'ya satılıyor. Yetmiyor, güney Avrupadan, kuzey Afrika'dan hatta bizden uçaklarla taşınıyor, Hollanda'lı lale üreticileri en yeni teknolojileri kullanarak tüm yıl boyunca Kenya'daki çiftliklerde lale üretiyorlar. Hollanda'ya girdi çıktı yapılıyor, etiketleniyor, tekrar satılıyor. Munih Tengelmann süpermarkette 10-adet 2.99€'dan her mevsim var.
Önce tiyatro için yazılmış, sonra sinema filmi yapılmış, "Carnage" isimli bir oyun var. Çocukları kavga etmiş iki çifti anlatır. Filmde Jody Foster ve Kate Winslet kadınları oynarlar. Başta çiftler birbirlerini hiç tanımazlar. Çocuklar kavga etmiş, biri diğerinin dişini kırmış. Bir oturma odasında bir araya gelip konuyu halletmeye çalışırlar. Tüm oyun boyunca sehpanın üstünde sarı laleler vardır. Tıpkı filmin başında duvarda görünen silahın filmin sonunda mutlaka patlaması gereği gibi, oyunun sonunda sarı laleler havada paramparça edilir, birbirlerine kızarlar kavga ederler sarı laleleri paralarlar. Sarı laleler bir entellektüel gösterge. Muhafazakar bir ailede masada hiç kesme sarı lale gördünüz mü? Saksıda canlı çiçek vardır.
Lalenin evde vazo ömrü en fazla 1-hafta. Hergün vazo suyunu değiştirmek, sapından 1-cm kısaltmak, geceleri balkonda serinde tutmak gerekiyor. Pazarlama kesimden nakliyeye, ambalajdan pazarda satışa ayrıca 1-hafta. Salonda vazoda sarı laleleri bir ay boyunca görmek benim de hoşuma gidiyor. Sonra mevsimine göre karanfile, daha sonra kasımpatı ve çayır papatyasına geçiyoruz. Peki bu işin mantığı ne?
Besin değeri yok. Kokusu yok. Yenmez, sadece göz zevki, masa süsü, gönül almaca. Neden yetiştiriyoruz, neden üretiyoruz, satış pazarlama yapıyoruz? Bunca emek çaba harcanan zaman para enerji neden? Bilen var mı?
MFÖ Mazhar neden "sana sarı laleler aldım çiçek pazarından" diye şarkı yazar? Bu şarkı neden tüm dönemlerin en sevilen şarkılarından biri olur, neden hiç eskimez?



Prinkipo, 06/08/16

No comments: