Sana Sarı Laleler Aldım Çiçek Pazarından.
PowerGen
Europe enerji fuarı her yıl Haziran ayında Avrupa'nın önemli bir
ticaret kentinde yapılır. Fırsat oldukça, para buldukça, zaman
ayırıp katılmaya çalışırım. Daha önce Milano, Barselona,
Madrit, Viyana, Duesseldorf, Koln kentlerinde yapıldı. Bu yıl
21-22-Haziran günleri Milano'da yapılacak.
Eskiden
tek başıma minimum süre kalıp dönerdim. Şimdi hanımla beraber
gitmeyi ve orda 5-6 gün kalmayı tercih ediyorum. Gittiğim kentte
oranın yerlisi gibi yaşamak istiyorum. Sokaklarda gün boyu
yürüyeyim, kiralık bisiklete bineyim, parklarda gezeyim, çarşı
pazar dolaşayım. Kitapçıdan kitap, CD alayım. Ev işi yemek
yapan lokantalarda yemek yiyeyim, bir yolüstü cafe'de oturup kahve
içeyim. Bulursam opera seyredeyim. Müze gezeyim.
2010
yılında Amsterdam da idik. 6-ay öncesinden Thy uçak biletimizi
aldık. Makul fiyatlı bir Apart otelde yer ayırdık. Bir hafta için
80-m2, geniş, balkonlu manzaralı bir apartman dairesi tuttuk. Zaten
eğer apart tutarsanız 5-günden kısa kalamıyorsunuz.
Uçaktan
indik, evimizin anahtarlarını aldık, bavulları yerleştirdik,
çarşı pazar gezmeye çıktık. Çiçek pazarından geçiyoruz, her
taraf kesme lale dolu, fiyat standart, 40-adet ucuz hercai (hibrid)
sarı lale 3.99€. Laleleri götürüp evde masa üstüne koyduk,
bir hafta dayandı. Dönüşte baktık, Amsterdam Schiphol
havalimanında 40-adet 19.99€. Hanıma, "bizim ülkede de bu
sarı laleler var, ben sana ordan alırım, söz, yolda elimizde
bozulur, burdan almaya gerek yok", dedim. O da kabul etti.
Döndük
geldik, Ankara'da yaz ayında sarı lale yok, mevsimi geçmiş.
Mevsimi nisan ayında geldi, kadınlar hiç umutur mu? Hatırlattı.
40-adet lalesini istedi. İlk başlangıç fiyat GüvenPark
çiçekçiler sokağında tanesi 5 Lira ile başladı. Sonra
10-tanesi 40 Lira, 30 Lira, 20 Lira oldu. Neyse her hafta 10-tane
aldım, 4-haftada 40-adedi toparladım. Sonra her yıl mevsimi
gelince eve 40-adet sarı lale almak bizde adet oldu.
Şimdi
işin üretim satış ekonomisine gelelim. Uçakla Amsterdam için
alçalırken renk renk çok sayıda lale tarlası görüyorsunuz.
Kesme çiçek olarak üretiliyor, tüm Avrupa'ya satılıyor.
Yetmiyor, güney Avrupadan, kuzey Afrika'dan hatta bizden uçaklarla
taşınıyor, Hollanda'lı lale üreticileri en yeni teknolojileri
kullanarak tüm yıl boyunca Kenya'daki çiftliklerde lale
üretiyorlar. Hollanda'ya girdi çıktı yapılıyor, etiketleniyor,
tekrar satılıyor. Munih Tengelmann süpermarkette 10-adet 2.99€'dan
her mevsim var.
Önce
tiyatro için yazılmış, sonra sinema filmi yapılmış, "Carnage"
isimli bir oyun var. Çocukları kavga etmiş iki çifti anlatır.
Filmde Jody Foster ve Kate Winslet kadınları oynarlar. Başta
çiftler birbirlerini hiç tanımazlar. Çocuklar kavga etmiş, biri
diğerinin dişini kırmış. Bir oturma odasında bir araya gelip
konuyu halletmeye çalışırlar. Tüm oyun boyunca sehpanın üstünde
sarı laleler vardır. Tıpkı filmin başında duvarda görünen
silahın filmin sonunda mutlaka patlaması gereği gibi, oyunun
sonunda sarı laleler havada paramparça edilir, birbirlerine
kızarlar kavga ederler sarı laleleri paralarlar. Sarı laleler bir
entellektüel gösterge. Muhafazakar bir ailede masada hiç kesme
sarı lale gördünüz mü? Saksıda canlı çiçek vardır.
Lalenin
evde vazo ömrü en fazla 1-hafta. Hergün vazo suyunu değiştirmek,
sapından 1-cm kısaltmak, geceleri balkonda serinde tutmak
gerekiyor. Pazarlama kesimden nakliyeye, ambalajdan pazarda satışa
ayrıca 1-hafta. Salonda vazoda sarı laleleri bir ay boyunca görmek
benim de hoşuma gidiyor. Sonra mevsimine göre karanfile, daha sonra
kasımpatı ve çayır papatyasına geçiyoruz. Peki bu işin mantığı
ne?
Besin
değeri yok. Kokusu yok. Yenmez, sadece göz zevki, masa süsü,
gönül almaca. Neden yetiştiriyoruz, neden üretiyoruz, satış
pazarlama yapıyoruz? Bunca emek çaba harcanan zaman para enerji
neden? Bilen var mı?
MFÖ
Mazhar neden "sana sarı laleler aldım çiçek pazarından"
diye şarkı yazar? Bu şarkı neden tüm dönemlerin en sevilen
şarkılarından biri olur, neden hiç eskimez?
Prinkipo,
06/08/16
No comments:
Post a Comment