Değerli
Okurlarım,
7-8
Haziran 2015 günleri Almanya Schloss Elmau G7 toplantısında,
gelişmiş ülkeler 2020-2050 yılları arasında kendi CO2
emisyonlarını 2010 yılına kıyasla %40-70 arasında azaltmayı,
ayrıca gelişmekte olan ülkelere bu konuda yardım için yılda
200 milyar US Dolarlık destek yapmayı ortak karara bağladılar.
Konuya ilgisiz kalan Çin için gerekli uyarıyı da yaptılar.
Gelişmiş
ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde artan fosil yakıt yakan termik
santrallerin oluşturdukları "Sera Gazı Emisyonları"
hakkında çok ciddi endişelenmeye başladılar.
Küresel ortamda
sera gazı artışına sebep olmak doğru birşey değil. Ama bütün
bunların tek sorumlusu biz, yani gelişmekte olan ülkeler değil.
Paris'te 30 Kasım-11 Aralık 2015 tarihleri arasında "Birleşmiş
Milletler İklim Değişikliği" müzakereleri başlayacak.
Almanya Bonn kentinde 1-11 Haziran 2015 arası ön görüşmeler
yapıldı. Amaç küresel ısınmayı endüstri devrimi öncesine
göre en fazla (2Celsius) artış ile sınırlamak. Konferans
öncesinde bilgilendirme, politikalar oluşturma, uluslararası medya
desteği sağlama çalışmaları devam ediyor.
Gelişmiş ülkeler
son 100- yıldır fosil yakıt yakıyorlar, Sera Gazı Emisyonlarına
yaptıkları olumsuz katkı çok fazla. Türkiye'nin bu konudaki
olumsuz katkısı son 10-yılda oluştu, önümüzdeki yıllarda
yerli kömür ağırlıklı yeni termik santral yatırımları ile
daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Gelişmekte olan ülkelerdeki
artış son 10-yılın sonucu. İklim değişikliği müzakerelerinde
gelişmiş ülkeler kendi olumsuz katkıları konusunda birşey
yapmıyorlar. Ama iş gelişmekte olan bizim gibi ülkelerin durumuna
gelince, bizi engellemeye kalkıyorlar. Kim ne kadar katkı koyacak?
Herkes katkıyı başkasından bekliyor. Bizim iktisadi kalkınmaya,
çocuklarımız için daha iyi hayat standardına ihtiyacımız var.
Bunlar için elektrik üretimimizi artırmamız gerek. Öncelikle
kendi kaynaklarımızı kullanmamız gerek. Yerli linyit
yataklarımızı kullanmamız gerek. Bu bizim için de zor bir
ikilem.
Yenilenebilir
rüzgar, güneş, hidrolik kaynaklarımızı da artırmalıyız ancak
bunlar baz yük karşılamıyor. Yenilenebilir kaynakların baz yük
çalışabilmesi için yeni pahalı Pompalamalı Hidrolik santrallere
ihtiyaç var. Bu santraller henüz bizde yok. Bunlara yapılacak
yatırımlar bugünden yarına kısa zamanda gerçekleşmiyor.
Almanya'da, Danimarka'da yenilenebilir enerji çokça üretebilir,
çünkü baz yüke ihtiyaç olunca yandaki ülkenin Fransa'nın, Çek
cumhuriyetinin nükleer santrallerinden, Polonya termik
santrallerinden elektrik alabiliyorlar.
Bizim öyle bir
imkanımız lüksümüz yok. Avrupa ortak iletim ENTSO-E hattı
bağlantımız sınırlı. Çevreci gurupların, Türkiye'nin yerli
fosil yakıtlı santral yatırımlarına hız vermesine ciddi karşı
tavırları var. Herkes bizim ne kadar kömürlü yakıt yakan termik
santral yatırımı yapacağımızı merak ediyor. Eskiden dert
etmiyorlardı, çünkü ABD ve Batı Avrupalı üreticilerine
bağımlıydık. Şimdilerde ucuz Çin ortaya çıktı. Pazar yön
değiştirdi. Satış bitince herkes çevreci oldu. Önerilen çözüm
termik santral "yapmamak", oldu.
Halbuki termik
santral yeni "temiz kömür teknolojileri" ile, yerli
imkanlarla, yerli mühendislikle, yerli imalatla daha iyi, daha
randımanlı yapılır, daha iyi işletilir. Toz filtreleri ve baca
gazı kükürtsüzleştirme tesisleri daha büyük yapılır. Sera
gazı emisyonları daha az artar, en fazla bugünkü gelişmiş
ülkeler seviyesine çıkar.
Dünyayı en çok
kirleten termik santrallerin çoğu gelişmiş ülkelerde bulunuyor,
çünkü eski. Gelişmekte olan ülkelerdeki santraller yeni
teknolojiye sahipler, çevre ekipmanları tam yeterli konmuş ise
nisbeten çevreyi daha az kirletiyorlar. Gelişmiş ülkelerin son
100-yıldır, bizim ise sadece son 10-yıldır ciddi seviyede sera
gazı ürettiğimizi unutmayalım. Onların son 100-yıldır
atmosfere gönderdiği karbon gazlarının toplamı bizim son
10-yıldır gönderdiklerimizden çok çok fazla. Ortadoğu'da
yapılan son savaşlarda, ateşe verilen Kuveyt ve Irak petrol
kuyularının atmosfere gönderdiği petrol yangınlarının sera
gazları artışına olan etkilerini de hesaba katmak gerek. Bu
savaşları biz çıkarmadık.
Kişi başına
yıllık CO2 emisyonumuz 2010 yılı itibariyle 4.2 ton civarında.
TUIK 2013 açıklamasında 6 tonu geçmişiz. ABD için (2010) kişi
başına yılda 17 ton. AB ortalaması 7 ton, Almanya 9.1 ton, Fransa
5.5 ton, Rusya 12 ton. Ürettikleri doğal gazı basit çevrim
yakmakta ısrar eden ülkelerde, Saudi Arabistan'da 17 ton,
Kazakistan'da 15 ton. Küresel ısınma konusundaki önlemlere
ilgisiz kalan Çin'de termik santrallerde yakılan fosil yakıtlar
yüzünden kişi başına 6.2 ton ciddi miktarda sera gazı emisyonu
var.
"Paris
İklim Değişikliği" müzakerelerine bizden kimler katılacak?
Nasıl bir hazırlık yapıldı? Sadece kamu görevlileri mi
katılıyor? Bu işin içinde bizden yerli yatırımcılar da olmalı.
Eli taşın altında olan şirketlerimiz de ciddi olarak katkı
koymalılar, Türkiye'nin enerji durumunu ciddi sunumlarla
açıklamalılar. "Paris
İklim Değişikliği" müzakerelerine Türkiye olarak
hazırlıklı gidelim, "Kyoto" müzakerelerinde olduğu
gibi hazırlıksız yakalanmayalım, belirli bir politika saptayalım
ve bu politikayı sürdürelim, götürelim. Unutmayalım, iklim
değişikliği, ciddi bir durumdur.
Atmosferde
biriken karbon salınımları gelmiş geçmiş en kapsamlı ve büyük
"piyasa çöküşüne" yol açacak. Piyasaların bundan
böyle müdahale olmaksızın verimli dengeler oluşturması mümkün
değil. Başta Almanya olmak üzere, bu işlere kafa yoran ülkelerin
zaman içinde hepimizi etkileyecek önlemlere yönelmeleri söz
konusudur.
Küresel
ısınma kapsamında, kendi durumlarına uygun politikalar üretmeyen-
üretemeyen ülkeler, sonunda başkalarının iradesine- kararlarına
tabi olacaklar.
Ref. COP21,
Paris 2015, http://www.cop21.gouv.fr/fr
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2015-06-10
Ankara
No comments:
Post a Comment