Bir
süre için Münih'te olacağım. Yanımda sadece küçük ipad var,
yazı yazmak zor, bu yüzden haftalık makalem bu süre için
göreceli kısa olacak.
İlk
akşam Gasteig konser salonunda piyano konserine gittik, beş (5)
ayrı sanatçı klasik bestecilerin eserlerinden seslendirmeler
yaptı, "küçük salon" demişler ama 200- dinleyici vardı. aynı
mekanda çok sayıda konser salonu var. Filarmoni salonunda ayrı
konser verdiler.
Dün
akşam Münih operasında Verdi'nin Rigoletto sahnelenmesi vardı.
Biletler koltuk başına 50-300€ aralığındaydı. Ayrıca eğer
dayanabilirseniz ayakta en üst balkonda (6.balkon) 10€ luk
biletler satılıyordu. Tüm biletler bitmiş. Münih operası
değişik sahnelendirmeleri özendiriyor, yeni alışılmışın
dışında denemeleri sunuyor. Kalabalık koro var, meşhur isimleri
davet ediyorlar.
Ayakta
seyretmek zor daha önce denedim, ancak bir perde dayanabildim, bana
göre değil, ama yine de epey alıcısı var. Korkuluğa dayanıp
tüm süre ayakta seyrediyorsunuz. Dün akşam en üst 6. Balkon
biletleri bile bitmişti. En iyisi orta alt balkon veya, salon
arkası. Hem seyir açısı iyi hem de makul fiyatlı. Nabucco
operasına bilet bulabilirmiyim? Bilemiyorum.
Haftasonu
müzelerin fiyatı 1 €, haftaiçi 14 €. Bu haftasonu epey müze
gezerim herhalde. Öncelikle arkeoloji müzesi favorim. İçinde
bizim coğrafyadan getirilmiş çok sayıda heykel var. Müze gezisi
sonrası Lipton siyah çay ve elma keki (apple pie) iyi gidiyor.
Kitapçı dolaştım, kimsenin kitap aldığı yok. Tüm kitapçılar
kütüphane gibi olmuş, kitabı alıyorsun, berjer koltukta zamanın
varsa tüm gün okuyorsun, sonra kitabı orda bırakıyorsun.
Gasteig
konser salonu içinde, kitapçıda, büyük lokantalarda, sosyal
mekanlarda, okullarda, kütüphanede, Apple store mekanında internet
bağlantı imkanı var. İlerde bu hizmet şehir içinde daha da
yaygınlaşacakmış.
Tv'lerde
Berlin duvarının yıkılmasının 25. Yıl kutlamalarını
seyrettik. Şansölye Angela Merkel her zamanki popülerliği,
sevecenliği, sevimliliği içindeydi. Burda siyaset daha bir seçmene
yakın, insanlar korkusuz, demokratik haklar daha rahat kullanımda
görünüyor.
Hava
kapalı, serin, hatta soğuk. Gündüz süresi kısa. Paltosuz,
beresiz dışarı çıkmaya imkan yok. Evde kaloriferler üstünde
ısı payölçer var. Payölçer kullanım talimatını okudum. Evi
havalandırmak istiyorsan önce kaloriferleri kapatacaksın. Çünkü
kalorifer gereksiz fazla çalışıyor, ısı kaybı oluyor. Geceleri
"3" konumunda duracak. Gündüzleri "2" konumuna
getireceksin. Hatta konumu hiç değiştirmeyeceksin. Ben "2"
konumunu koruyorum. Kalorifer üstünde çamaşır kurutmayacaksın.
Çamaşır kurutmak ısı kaybını artırıyor. Isıpay ölçer
masrafı evsahiplerine bizdeki gibi her ay fatura edilmiyor.
Yılbaşında dökümlü detaylı tek bir hesap geliyor. Geçtiğimiz
yıl şu kadar ısı kullandın, fazlası veya eksiği şu kadar.
Yeni yılda yeni masrafın şu kadar. Yılboyu sabit bir rakam
ödüyorsun, yılsonu hesaplaşma yapıyorlar.
Bizim
çevrede bina mantolama işleri başlamış, çevre sokaklarda,
caddelerde isleleler kurulmuş, yoğun bir şekilde bina cephesi ısı
izolasyon çalışmaları var. Bizim eve herhalde gerek yok, bizim
mantolama bina yapılırken tamamlanmış. Eski binaların mantolanma
kalınlıklarına baktım, köpük ve kaya yünü kullanmak üzere
15-20cm mantolama yapıyorlar. Isı izolasyon plakaları dış duvara
çakılıyor, üstü sıva geçiyor, sonra su geçirmez bir boya ile
örtülüyor. Bu işler yapılırken, yol üstünde gerekli önlemler
alınıyor. Yayalar için üstü kapalı geçiş yolları ayrılıyor.
Çalışan işçiler için soyunma, ambar, ofis amaçlı andakondu
modüller hazır, hatta seyyar tuvalet bile var. İşi mümkün
olduğunca hızlı bitirmeye çalışıyorlar. İşçinin saat ücreti
alıcıya 60€'dan faturalanıyor.
Şehir
içinde otomobil kullanmak nerdeyse eziyet olmuş, her yer paralı
park yeri, nereye park etsen yakındaki makinaya park ücreti
ödüyorsun. Bisiklet kullanımı artmış, hava soğuk. Bizim de bir
bisikletimiz var.
Ancak
önce bisiklet kullanma protokolünü öğrenmem lazım. İlk
öğrendiğim, sağdan bisiklet yolundan gideceksin, tek gideceksin,
yanyana iki bisiklet gitmek yok. bisiklet yolundan çıkmayacaksın,
her yerde her zaman yayaların geçiş önceliği var. Yaya görünce
yol vereceksin, köşelerde ani dönmeyeceksin, zil uyarısını
devamlı yapacaksın. Sağa veya sola dönerken kolunla kısa süreli
işaret vereceksin. Her iki elinle bisiklet süreceksin, tek elle
sürmek yasak. Elini gidondan çekmek yasak. Emin olmadığın yerde
duracaksın. Caddeye inebilirsin ama bunu kısa süreli yapacaksın.
Her an duracak hızda bisikleti süreceksin. Miğfer-kask mutlaka
takacaksın. Bisiklet sürerken kulaklıkla müzik dinlemek, telefon
konuşmak yok. Şehir merkezinde Yaya bölgesinde bisiklet sürmek
yok. Yaya bölgesine bisiklet sokmak yok. Bisikletini kilitleyip
dışarda bırakacaksın. Kural ihlalleri durumunda ciddi trafik
cezaları var.
Coğrafyayı
değiştirince memleket haberleri azaldı. Soma, Yırca, Ermenek,
Validebağ konuları email'lerde kaldı. Tv'lerde bolca BayernMünchen
futbol takımını izliyorum. Burdaki süremde tuttuğum takım
Bayern München. Bir de haftasonu maça gidebilirmiyim, bilemem.
Dışarda bu kadar soğuk varken Tv'den seyredeyim daha iyi, diye
düşünüyorum.
Bir
süre burdayım. İpad ile bu kadar yazılabiliyor. Slm ve saygılar
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2014-11-12
No comments:
Post a Comment