Değerli
Okurlarım,
Bizim
coğrafyada her türlü iyi niyetle verilen teşvik itina ile
suistimal edilir. İhracatı teşvik ederiz, arkasından hayali
ihracat çıkar. Termik santral yapılsın diye prosedürlerde
kolaylaştırma yaparız, hoyrat yatırımcı orman arazisinin
istimlakini ister, yöre tarım halkı ayağa kalkar. Kombine çevrim
yapsın diye ÇED raporu işlemleri kolaylaştırılır, ÇED
muafiyeti getirilir, yine hoyrat yatırımcı insanların içme
suyunu santral soğutma suyu olarak kullanır.
25
Kasım 2014 günlü ve 29186 sayılı yeni ÇED yönetmeliği Resmi
Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 300 MWt (yaklaşık 100
MWe) altındaki termik santraller ÇED uygulanmasından muaf tutuldu.
300 MWt az bir kapasite değil. Tarım, orman, sulak araziler,
zeytinlikler, sit alanları "Duyarlı Yöre" kapsamına
alındı. Yönetmelikte son kararı ilgili bakanlık verecek. Yani
son karar siyasi iradenin elinde olacak.
Termik
Santraller mutlaka çevre normlarına uymalıdırlar. Çevre
normlarından muafiyet kesinlikle söz konusu olmamalıdır.
Çıkarılan teşvikleri iyi niyetli batı kafasıyla kaleme alırız.
Uygulamada doğulu kurnaz kafalar devreye girer, işin doğru
uygulanması bozulur. Teşvikleri gerçek ihtiyacı olan alamaz,
siyasi iradeye yakın olanlar teşvikleri kapar.
ÇED
muafiyetini, çevre normlarına uyma zorunluluğuna getirilen
muafiyeti kesinlikle kaldırmak gerekir. Bu işin kolay tarafı
yok. Yatırımcı ciddi ÇED hazırlamalı ve yerli insana kabul
ettirmeli. Kabul ettiremiyorsa demekki doğru değildir. Böyle
durumlarda o yatırım yapılmamalı. 6000 zeytin ağacını kesmek
yok etmek, hiçbir şekilde kabul edilebilecek bir durum değildir.
6000 zeytin ağacını bir gecede kesen yatırımcı, bizlere iyi
yapmamıştır.
Zeytin
ağacı kutsal kitaplarda adı geçen ağaçtır. Termik santrallerin
gereğini, önemini savunan, tasarımını yapan, yatırımına para
koyan, inşaa eden herkes kamu oyu önünde zor durumda kalmıştır.
Bu olayın savunulacak bir tarafı yoktur. Bırakıldığında
500-yıl yaşayan canlı zeytin ağacı ile, ömrü 20-30 yıl olan
cansız termik santralin ekonomik karşılaştırması basit
aritmetikle yapılmaz.
Eğer
uygulamada yanlış yapılmışsa, yanlışı yapan derhal
uyarılmalı, düzeltme önlemleri, düzeltme işlemleri hemen
alınmalı. Eğer rüzgar santralleri Tarım arazisinde, konut
alanları yakınında çevreyi rahatsız edecek seviyede çok gürültü
yapıyorlarsa bu durum söylenmeli, ki yatırımcı daha sessiz
rüzgar turbinleri alsın koysun, uyarılmalı ki rüzgar santrali
yaparken orman arazisinden yol geçirerek ormanı yok etmesin.
Güneş
enerjisi yatırımlarında tarım arazisi gaspı riski varsa, tarım
insanı topraksız kalmamalı, verilen satınalma garanti fiyatı
cent/kw-saat az geliyorsa, bunlar söylenmeli, aşırı teşvik
talebi yönlendirilmeli, piyasa şartlarında serbest rekabet unsuru
söylenmeli, tüketicinin pahalı elektrik alması önlenmeli.
Yatırımcı
orman arazisine eğer 1000 MW ithal kömür santrali yapmak
istiyorsa, kendisine en az 2000-3000 dönüm boş arazi gerekirken,
yanıltıcı olarak 300-400 dönüm müracaatı yapmış ise bu da
söylenmeli. “Bu yanlıştır, 400 dönüm sana yetmez sana en az
2000 dönüm lazım ve sen bu şartlarda eğer boş arazi yoksa,
orman arazisine, tarım arazisi üstüne, zeytinlik üstüne burda bu
yatırımı yapamazsın”, denmeli.
"Kombine
çevrim santral yapıyorsan komşu tarım arazisinin yeraltı suyunu
kullanamazsın, sonra bu durum başına dert olur, risk yükselir,
halka arz yaptığında alıcı çıkmaz, 20 milyon USD kazanacağım
derken 1 milyar dolar kaybedersin" denmeli, uyarılmalı.
Eğer
santral için kül barajı, kül depolama yapılmamışsa, derin
deniz deşarjı denizi kirletiyorsa, bu söylenmeli, yapan
uyarılmalı, yapılan iş düzeltilmeli.
"Param
var, istediğim yere santral kuramayacak mıyım?", diyen
konudan habersiz yatırımcılar var. Para sahibi olmak, canının
istediği yere yatırım yapmaya yetmez. Herkes kurallara, yerel
kanunlara, yerel ve uluslararası çevre normlarına, ÇED şartlarına
uymak zorundadır.
Kamu
termik santrallerine 2018 yılına kadar çevre ekipmanları
yatırımından muafiyet getirildi. Çevre normlarına uyum şartı
ertelendi. Özelleştirme yaparız, 2018'e kadar yatırımcıya çevre
yatırımlarından muafiyet hakkında devam veririz, yeni yatırımcı
daha fazlasını ister. 3-5 yıl daha muafiyet için süre uzatımı
ister. Yenileme yatırımı yapmaz. Personel azaltımına gider.
İnsanlarımız işsiz kalır. Ortalık gereksiz gerilir ve karışır.
Ormanların,
tarım arazilerinin, zeytinliklerin yok edilmesi devam ediyor, ortada
yakında orman kalmayacak. Şimdi yenilenebilir enerjiye teşvik,
daha yüksek satınalma garantisi veriyoruz. Bu teşvik öncelikle
ekipman ithalatçılarına yarayacak. Ortalık ucuz, kalitesiz,
yedeksiz, bakım anlaşması olmayan ithal mallar ile dolacak.
Yerli
imalat teşviği nasıl uygulanacak bilemiyoruz. Ya çıkacak
yönetmeliklerle bürokratik işlemlere boğulur kullanılamaz olur,
ya da çok kolaylaştırılır yine kötüye kullanılır. Beş yıl
içerisinde kim turbin/generatör fabrikası kuracak, piyasanın
güvenini kazanacak, yeni iş alacak, imalat yapacak, yerinde
kuracak, işletecek ve yerli üretim teşviği alacak? Olacak şey
değil. Ancak belki yabancı firmaların montaj fabrikaları kurulur,
kısmi üretim yapılır. Yerli kömür termik santrali yapımına,
yerli imalatına teşvik nasıl getirilecek belli değil, kamu
tarafından özet bir yol haritası yayınlandı ancak detaylar
ortada yok.
Öte
yandan yerli müteahhitlerimiz yurtdışında ağır işçilik
yaparak, santral inşaatlarında en basit insan gücünü
pazarlayarak rekorlar kırıyorlar, ancak temel tasarım yapmıyorlar,
mühendislik yapmıyorlar, sonunda yatırımın ana müteahhitliği
yine yabancılara gidiyor, işin karını onlar alıyor. İç
piyasada ise uygulanabilir yerli imalat teşviği yok, yenilenebilir
enerji kanununun yerli üretimi teşvik maddelerinin iyi incelenmesi
gerektiği düşüncesindeyim. Bir yatırım eğer yerli istihdam
yaratmıyorsa hiçbir önemi yoktur, "Papao YeniGine'de bile
böyle", diye bana örnek göstermeyin. Onların şartları ile
bizimkiler elma armut gibi farklı. Bir enerji santrali yatırımı
azami yerli imalatla yapılmış olmalı. Teşvikler eğer
verilecekse, yerli kömür santralleri için de verilmeli.
Enerji
yatırımları için geçerli standart genel vergi indirimleri ve
elektrik alım garantileri dışında hiçbir teşvik verilmemeli.
Konu burda bitmedi, termik santral yatırımları için teşvikler ve
muafiyet konularına gelecek hafta devam edeceğiz. Sizin bir
duyumunuz, uyarınız, düzeltmeniz, yorumunuz, tavsiyeniz, katkınız
varsa lütfen bana yazın. E-posta
adresim; HalukDireskeneli at gmail dot com
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2014-11-27
No comments:
Post a Comment