68' kuşağına neler oldu?
1968 yılında üniversitede okuyan gençlere toplu olarak 68'kuşağı diyoruz. Bu kuşak 1964-1974 arası okuyanları kapsıyor. Zor yıllardı. Sağcı iktidar üniversite öğrencileri üstünde sert yöntemler kullanıyordu. İçişleri bakanı Faruk Sükan'ın güvenlik güçlerine telefon talimatı verdiği, "öyle dövün ki, sokağa çıkacak cesaretleri kalmasın", dediği söyleniyordu. Sonraları cumhurbaşkanı olunca iyi geçinmeye çalıştığı entel aydın kuşak için Süleyman Demirel'in duruma destek verdiği biliniyordu.
68 kuşağı gençleri dövüldüler, işkenceye uğradılar, hapsedildiler, öldürüldüler.
Peki psikolojik bozukluk geçirenler, dağıtanlar, delirenler ne oldu?
Onları kimse yazmadı. Bu yazı onların anısına yazıldı.
1968 yılı başında odtü makina birinci sınıftayım, tüm mühendislik öğrencileri hep beraber üçlü anfinin büyük alalonunda fizik kimya dersleri alıyoruz. Şehirden sevis otobüsleri ile gelen yurtlarda kalmayan öğrenciler son on dakikada derse yetişiyorlar, önler yurtlarda kalan öğrenciler tarafından kapılmış, biz arka sıralardan ders dinlemeye çalışıyoruz. Özel otomobil fazla yok.
Zengin fakir hepimiz aynı servis otobüslerini kullanıyoruz. Üstümüzde fitil kadife pantalon, boyunlu yün kazak, çoğumuzda parka ve asker botu var. Derse gelen bir delikanlı var. Üstündeki elbiseler farklı, hepsi marka. Derste arkalardan soru soruyor, ingilizcesi net çok güzel. Herhalde istanbul robert veya alman lisesi mezunu, belli oluyor. Arkadaşları da o zengin, iyi eğitimli guruplardan. Farklı, zengin olduğu belli. Odtü'nün ismine kapılıp gelmiş, istanbulda veya yurtdışında okuyabilirdi.
Burda şehirde herhalde bir kiralık evde kalıyor. Servis kullanıyor, yurtta kalmıyor.
Okul yarım yıl tatiline girdi, sonra boykotlar oldu, gözaltına alınmalar, ölümler.
Fakir öğrenciler daha dayanıklı çıktılar. Onlar okumak sınıf atlamak zorunda idiler.
Sonra dersler tekrar başladı. Delikanlı bu arada nasılsa tutuklanmış, içeri alınmış bırakılmış, ama onda ciddi bir değişiklikler olmuş, hiç haketmediği şeyler başına gelmiş.
Dengesi gitmiş, giyim değişmiş, kirli itinasız bir giyim, konuşamama, göz teması kuramama başlamış. Etrafındaki arkadaş gurubu kaybolmuş.
Kütüphanede saatlerce zaman geçirmeler, boşa harcanan zaman.
Herhalde o yıl sınıfta kaldı, okula devam edemedi,
Aradan on yıla yakın zaman geçti, ankara amerikan kütüphanesinde onu gördüm. Kütüphane açılınca geliyor, kapanıncaya kadar kalıyor, kitap karıştırıyordı.
Üstünde ütüsüz bir takım elbise, eskimiş ayakkabılar vardı.
Amerikan kütüphanesi kapandı, bu defa onu arasıra Cinnah caddesinde amaçsız yürürken, Botanik veya Anayasa parklarının banklarında uyurken gördüm.
Saçlar uzamış, sakal uzamış. Tipik bir homeless - evsiz görünümündeydi.
Okul arkadaşları herhalde onu tanıyamazlardı, ben aralıklı olarak onu gördüğüm için tanıyabiliyordum. Şimdi artık onu göremiyorum, belki o taraflarda işim yok ondan göremiyorum. Dönemin güçlü siyasileri artık yok, arkalarından hayırla hatırlandıklarını sanmıyorum. İsimleri unutuldu. Bu arada 68 kuşağı ezildi, yok oldu, geleceğimiz hiç olmadık insanların ellerinde yönetiminde olmadık yere geldi, yazık oldu.
Ankara 22-Mayıs 2019
No comments:
Post a Comment