Enerji
Piyasalarında Kapasite Mekanizması
Elektrik
Piyasası Kapasite Mekanizması Yönetmeliği ile elektrik
piyasasında arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite
de dâhil olmak üzere yeterli kurulu güç kapasitesinin
oluşturulması ve/veya uzun dönemli sistem güvenliğinin temini
için güvenilir kurulu güç kapasitesinin korunması amaçlanıyor.
Yani
ihtiyaç olan yurtiçi azami üretime, kapasite desteği garantisi
verecek öncelikle termik santrallere fiyat desteği- teşviği
sağlanıyor. Yüksek fiyatın zararını karşılıyor.
Destek verilmez ise ise
bu santraller kapanmak zorunda kalacak.
Toplumların
önünde verilmesi gereken kararlar vardır.
Bu
kararları hepimiz adına seçtiğimiz siyasi irade verir.
Atatürk
havalimanının genişletelim mi? Yoksa kapatıp yeni üçüncü bir
hava limanı mı yapalım? S-400 mü alalım, yoksa F-35 mi? Nükleer
santral yapalım mı? Yenilenebilir enerji yatırımlarına destek
verelim mi? En son siyasi karar "Kapasite Mekanizması",
destek verelim mi? Vermeyelim mi? Toplum için faydası zararı,
getirdiği götürdüğü nedir?
Bu
kararlar siyasi kararlardır, doğrusunu yanlışını anlamak için
konuyu bilenlerin görüşlerini söylemesinde büyük fayda vardır.
Enerji piyasalarına
kapasite mekanizması verildi, öncesinde çevre ekipmanlarından
muafiyet uygulaması getirildi. Doğalgaz santralleri, ithal kömür
santralleri kapasite mekanizması uygulamasından faydalanıyorlar.
Güneş, rüzgar, nükleer
için bu destek yok. Termik santrallere bir anlamda teşvik geliyor,
muafiyet ile çevre ekipmanlarının yapımında yatırım
harcamalarında erteleme sağlanıyor.
İşletmeci nasıl olsa
muafiyet var diyerek, çalışan çevre ekipmanlarını e/p, toz
filtrelerini, fgd bacagazı kükürtsüzleştirme tesislerini
kapatıyor, çalıştırmıyor. Çünkü bu ekipmanlar santral
bazında %6-8 arasında iç ihtiyaç tüketiyor, çalıştırmadığınız
zaman bu kadar daha fazla elektrik satış yapabiliyorsunuz. Çevre
toza gömülmüş, verimli tarım alanları zarar görmüş ne gam.
"Kapasite
mekanizması" uygulaması Avrupa ülkelerinde var, ancak
coğrafya değişik, şartlar değişik.
Onlarda bile tüketicide
yüksek fiyat ve uygulama rahatsızlığı var.
Yunanlı tüketici "Neden
eskimiş, randımanı düşük, ithal yakıta bağımlı, termik
santrallere destek vereyim?" diyor.
Fransız elektrik
üreticisi ve Alman tüketici uygulamadan memnun. Fransa'da eski
santraller çalışıyor, durumdan Alman tüketici faydalanıyor.
Kapasite mekanizmasını
bizde kimlere uygulanıyor?
Destek almaya değer
bulunan kapsam listeleri bize belli bir fikir veriyor.
Bizim coğrafyada her
türlü teşvik (ve muafiyet) maalesef itina ile suistimal edilir.
Bizde kapasite
mekanizması kapsamındaki termik santraller fiyat açısından
dezavantajlı durumdalar. İthal yakıt pahalı, düşük kalorifik
değerde yerli yakıtı ilave ithal yakıt olmadan yakmak zor.
İthal kömür yatırımı
kumardır, 6000 kcal/kg LHV için ton başına 60 ABD$ fiyatın
üstünde spot piyasa fiyatı olursa zarar edersiniz, şimdi 80-90
ABD$/ton fiyatla zarar ediyorlar, serbest piyasada yatırımcının
zararını tüketiciye ödetmek doğru değildir.
Bizde doğalgaz bizde
dışa bağımlıdır, ülke ekonomisinde cari açığı gereksiz
artırır. Çok sayıda doğalgaz kullanan kombine çevrim
yatırımları yapıldı, şimdi fiyatlar pahalı olmaya başladı,
santralleri kapatmayı düşünmeye başladılar.
İthal Kömür - ithal
yakıtlı termik santral yatırımı yapmak için verimli tarım
arazileri işgal edildi, ormanlar yok oldu, deniz kıyıları
kapatıldı kömür boşaltma limanları yapıldı.
Yanlış yatırımın
bedelini bu yatırım kararını alan yatırımcı kendi ödemeli.
Kapasite mekanizması
uygulaması kamu kurumlarını rehin almak demektir. Başka ülkeler
rüzgar güneş yenilenebilir yönelişinde, biz ise başka yöne
gidiyoruz. Piyasaları serbest bırakın. Üreticiler elektriği bu
yakıt fiyatları ile ucuz üretebiliyorlarsa üretsinler. Yoksa
santrali kapatsınlar. Pahalı elektrik fiyatları ile
çalıştırmasınlar.
Tüketici ve vergi
ödeyenlerin sırtından termik santral desteği teşviği neden
veriyoruz? Ortada 90-bin MWe kurulu güç var, ama 50-bin MWe peak
çekişi karşılayacak güvenli kapasite yok.
Kapasite mekanizması
uygulamasını yazarınız doğru bulmuyor.
Bizce teşvik uygulaması
hiç bir yerde hiç bir şartta doğru değildir.
Bu işin çözümü
yurtiçi yatırım ortamını geliştirmekten geçer.
Demokrasilerde çare
tükenmez.
82 milyonluk bu muhteşem
zengin ülke mutlaka bir çıkış çözüm bulur.
Ankara 10-Haziran 2019
No comments:
Post a Comment