Okul
arkadaşım futbolcu Sebahattin (Sebo) okul bitince, mezuniyet
belgesini aldı, Mersin'de bulunan ailesinin yanına gitti. Henüz iş
aramaya başlamamış. Daha ne yapacağını bilmiyor, boş zamanı
çok. Mahalle takımında gün içinde futbol oynuyor. Ufak tefek ama
acar futbolcu, pasları gole çevirmekte üstüne yok. Mahalle
takımlarının maçlarını izleyen bir teknik direktör, bizim
Sabo'yu sahada farkediyor, "Gel bizim takımda bu haftasonu
oyna", diyor. Sabo önce yedek kulübesinde bekliyor, ikinci
yarıda maça giriyor ve galibiyet golünü atıyor. Maçlar devam
ediyor, Sebo'yu asıl kadroya alıyorlar. Takımın sponsoru yerel
firma, takım oyuncularını şirket içi geçici işçi olarak
kadroya almak istiyor. Oyuncular maddi olarak biraz ferahlasınlar,
asgari ücrette olsa biraz para alsınlar, istiyor.
Sponsor
firma yetkilisi, Teknik direktör ile beraber takım oyuncularını
topluyor, durumu açıklıyor. "Çocuklar son bitirdiğiniz okul
neyse diplomanızı getirin, ilkokul ortaokul lise, ne varsa bize
getirin, sizi şirket bünyesinde geçici işçi olarak kadroya
alalım", diyor. Sebo, ODTU Makina mühendisliği bitirme
belgesini götürüyor. Şirket yetkilisi şaşırıyor. "Oğlum
sen eğer ODTÜ Makina mezunu isen ingilizce de biliyorsundur, doğru
mu?" diyor. Sebo doğruluyor. Yıl 1973, o sıralar İngilizce
bilen Mersin'de yerleşik ODTÜ mezunu genç makina mühendisi kaç
tane var? Sebo şirkette doğrudan işe alınıyor. Şirket yeni
yatırım yapmış, yabancı firmalardan yeni makinalar alınmış,
işletme katologları gelmiş, makinaların devreye alma çalışmaları
başlamış, yabancılarla mukavele görüşmeleri, yabancı
süpervizörlerle makina montaj çalışmaları var. Sebo fabrikada
yoğun bir iş yükü altına giriyor.
Futbol
akşamları ve haftasonları stress atma için devam ediyor. Ancak
fabrikadaki yoğun iş yükü devamlı futbol oynamasına uygun
değil. Bu arada futbol oynarken aynı zamanda yerel takımın teknik
direktör yardımcılığını üstleniyor. Takım başarılı bir
grafik çiziyor. Yıl sonunda takım yöneticileri Sebo'ya "Yeni
teknik direktör sen ol", diyorlar. Sebo iki arada kalıyor.
Şirkette devam mı etsin? yoksa teknik direktör olup futbol
hayatını mı sürdürsün? Şirket kariyerine devam kararı alıyor.
Şirket içinde hızla terfi alıyor, makina bakım şef, müdürü,
genel müdür yardımcısı, daha sonra şirket üst yöneticisi
oluyor. Zaman içinde başka şirketlerden transfer teklifleri
alıyor. Yıllar geçiyor, evleniyor, çocukları oluyor. İş
hayatında 40.yılını tamamlıyor. Kendini emekliye ayırıyor,
kışlarını sıcak Antalya'da, yazlarını serin Ankara'da
geçirmeye başlıyor. Kışın fırsat buldukça arkadaşları ile
futbol oynuyor.
Odtu
Makina 1972-73-74 mezunlarının her ayın ilk perşembesi Ankara
Odtü Mezunları derneği Kış bahçesinde öğle yemeği var. Bu
hikayeyi Sebo'dan, kendi ağzından dinledim. Çok sevdim, birkaç
toplantıda tekrarlattım. Sebo'nun bu güzel hikayesi, iş hayatına
yeni başlayan yeni mezunlar için muhteşem bir ders içeriyor.
İş
hayatında ilk işi bulmak, doğru işi bulmak çok önemlidir. Bu
işi ararken mutlaka düzgün doğru ve kısa bir özgeçmiş yazmak
gereklidir, ama yeterli değildir. Piyano çalmanızın, iyi dans
etmenizin, güzel pop şarkıları söylemenizin fabrika bakım
onarım atölyesinde bakım mühendisi veya özel bankada bankacı
olmanız için bir faydası veya önemi yoktur. Kariyer şirketlerinde
insan kaynakları uzmanlarının horlamalarına da katlanmak zorunda
değilsiniz. Mutlaka linkedin.com kaydınız olsun. Yeni bir iş
bulmak farklı alışılmışın dışında çalışmalar gerektirir.
Bunlardan biri sosyal hayatı genişletmek, farklı uğraşlar
yapmak, değişik gönüllü organizasyonlarda çalışmak olabilir.
Gönüllü organizasyonlar, yeni bir iş bulmak için harika imkanlar
vaad eder. Büyük firmalar yeni işe girenler için geniş öğrenme
imkanları sunar. Yabancı firmalarla temas, onlarla görüşmek,
mukavele detaylarını öğrenmek, pratiğini kavramak çok
önemlidir. Her yaptığınız ve size başta angarya gibi gelen iş
yükünden mutlaka kalıcı birşeyler öğrenirsiniz.
İş
bulmak için ben ne mi yaptım? Tatil bitti, Şeker şirketi genel
müdürlüğünde Bakım Onarım Daire başkanından randevu aldım,
görüşmeye gittim. "Alpullu Şeker fabrikasında bakım onarım
mühendisi olarak çalışır mısın?" diye sordu. "Olur",
dedim. Alpullu'nun nerde olduğunu bilmiyordum. Turhal fabrikası ile
yerini karıştırmışım. Trakya'da olduğunu öğrenince çok
şaşırdım. Ertesi gün trene binip Alpullu'ya gittim. 9-Nisan 1973
günü fabrikada işe başladım. Ortada ne özgeçmiş, ne bir
referans vardı. Fabrikanın bana ihtiyacı vardı, benim de yeni bir
işe. Sizin de benzer, alışılmışın dışında bir işe girme
hikayeniz varsa, bize yazın hep beraber okuyalım, öğrenelim,
bilgilenelim. Prinkipo, 30 Mayıs 2016
No comments:
Post a Comment