Değerli
okurlarım,
Yaz
dönemi açık hava festivalleri bitti. Yeni sezona giriyoruz.
Bakalım yeni dönemde neler var?? Başka operalarda yıllık
programı çok önceden takip edebilmeniz mümkündür. Bizde çeşitli
nedenlerle olamıyor. "dobgm.gov.tr" web sayfasında yeni
sezon için bazı sahnelerde programlar henüz yenilendi. Samsun
programı daha genel müdürlükçe onaylanmadı. Çeşitli
kaynaklardan, duyduklarımızdan, önümüzdeki dönem opera programı
için sizlere bir derleme (hatta taslak) yapmaya çalıştık.
İzmir
Opera’mızda harika eserler var. Sezon 1-Ekim günü Verdi'den
"Aida" ile başlıyor. Sonra Puccini'den “Madame
Butterfly”, çok yeni sahnelenecek "Tosca" var. Brams"tan
"Requem". Repertuarda Donizetti “Don Pasquale”
ve "Alayın Kızı", Haendel “Agrippina”, Bellini “La
Sonnambula” (Uyurgezer Kız) kaçırılmamalı. Herbirine çok
kereler gitmek lazım, tüm "cast" sanatçıları tek tek
izlemek lazım.
İzmir'de
Opera mekanlarımızın sayısı 5 (beş) oluyor. Ne mutlu bizlere.
Elhambra, Sabancı, Ahmet Adnan Saygun, Karşıyaka, Bostanlı.
Ayrıca üniversite konser mekanlarımız ve antik tiyatrolarımız
da opera seslendirmeleri için müsait. Bu yıl İzmir operaları
için detaylı program yapmam lazım. Hepsini görsem ne iyi olur.
İzmir'de
Avrupa'lı bir yabancı misafiriniz geldiğinde, ona akşamları
rakı- balık- meze ısrar etmeyin. Tekne gezisine çıkarın ama
geziyi fazla abartmayın. En iyisi adamları haftasonu Ovacık veya
Urla'da şarap tadımına götürün. Eğer program tutuyorsa,
Elhambra'da operaya loca bilet alın. Çok daha etkili olursunuz.
Sicilya'nin
Taormina kentindeki Opera Festivali'nde 6-Eylül gecesi Ankara Devlet
Operasi yapımı 'Saraydan Kız Kaçırma'yı oynadık. Değerli
yönetmenimiz Yekta Kara tarafından modern kurgu ile sahnelenen
Verdi'nin "Rigoletto" operası Ankara Opera sahnesinde
oynanmaya devam edecek. Strauss'tan "Yarasa", Puccini'den
"Tosca", Verdi'den "Macbeth" ve "Attila",
Mozart operaları “Don Giovanni” ve “Saraydan Kız Kaçırma”,
Bizet'in "Carmen", programda yine var.
Yeni
olarak Wagner’den “Das RheinGold” için hazırlıklar yapıldığı
söyleniyor.
Bale
programında "Zorba", "Kont Drakula" ve
"Coppelia" tekrar sahnelenecek.
Bilkent
Senfoni orkestrası 11 Ekim gecesi sezonu açıyor. Odeon ve kapalı
salonda yeni opera seslendirmeleri bekleniyor. CSO programında da
opera var.
Ankara'da
TürkOcağı (Operet Sahnesi)'nin opera bale temsillerine kapanması
iyi bir haber değil. Doğruda değil. Salonlar kullanıldıkça
yenilenirler. Kapalı salon çürür. Tüsak (Türkiye Sanat
Kurumu) yasa tasarısı da ayrı rahatsızlık oluşturdu. Bu aralar
Operalarda görevden almalar, istifalar, yeni görevlendirmeler
yaşanıyor. Opera-bale sanatını etkileyebilecek olumsuzluklar
umarız uzun dönemde geçer, sanatçılarımız sanatlarını en
iyi şekilde icraya devam ederler.
Istanbul
Süreyya'da Benjamin Britten “Kötülüğün Döngüsü”, Mozart
“Opera Müdürü”, Salierri “Önce müzik sonra söz”,
Donizetti “Aşk iksiri”, Strauss “Ariadne Naksos'ta”,
Offenbach “Hoffman'ın masalları”, Rossini'den "La
Cenerentola", (Kül Kedisi) programa konmuş. AKM hala kapalı,
yenilenemedi. Fulya ve Bakırköy'de opera için uygun yeni salonlar
var ama düzenli programlara henüz geçilemedi.
Istanbul
Zorlu Performans Sanatları Merkezinde 18-20-22-24 Ocak 2015 günleri
Londra Royal Opera House sanatçıları "La Boheme"
operasını seslendirecekler. Koltuk fiyatları 95-350 Lira
aralığında düzenlenmiş. Zorlu PSM 2500 kişilik mekanda tümüyle
ticari çalışan bir kuruluş. Altı ay sonrası için şimdiden
biletler satışa çıktı.
Operası
olmayan bir megakent dünya kenti olamaz, ancak bir büyük köy
olur, burda büyük organizasyonlar, olimpiyat, Expo düzenlemek, bu
organizasyonlara aday olmak hayal. AKM'nin yenilenmesi, yeni
mekanların inşaası şart.
Samsun
operasında yeni sezon Franz Lehar'dan "Şen Dul",
Mozart’tan “Sihirli Flüt” operaları oynayacak. Repertuarda
ayrıca Puccini'den "Madame Butterfly" ve "La Boheme"
var. Sezon 24 Eylül gecesi "Carmina Burana" konseri ile
açılacak.
Mersin'de,
Son-Osmanlı, Levanten dönemden kalan Tarihi Kültür merkezinde
Puccini “La Boheme” ve “Madame Butterfly”, Bizet “Carmen”
oynuyor.
Antalya'da,
Modern Kültür merkezinde Verdi “La Traviata”, Puccini “Tosca”,
Mozart “Figaro'nun Düğünü” ve "Don Giovanni", Ali
Hoca “Lale Çılgınlığı”, Verdi “Macbeth”, Hendel
"Herkül", Rossini "İtalya'da bir Türk"
sahnelenecek.
Opera
günleri için o şehirde kendimize iş/ program/ görüşme/ seminer
ayarlamalı, nasıl olsa önümüzde 15 gün veya 1-ay zaman var.
Kendimizi sadece yurtiçi operalarla sınırlamayalım. Moskova,
Münih, Paris, Londra ve Milano LaScala bizleri bekliyor. İş
seyahatlerinde, akşamları opera seyretmek harika olur.
Ayrıca
youtube eski performansları tam veriyor. Münih operası her ay bir
operayı canlı internet üstünden yayınlıyor. Londra Royal Opera
House ve NewYork Metropolitan operalarının paralı internet
yayınları var.
DigiTürk
Mezzo TV programlarını da izleyelim. Seçilen yayınlar çok
başarılı. Ayrıca DVD değiştokuşu da yapılabilir. OdtüMd
bünyesinde opera gecelerine başladık, çok güzel DVD'ler
seyrettik, ancak katılımcı sayısını artıramadık, mecburen ara
verdik.
Operaya
öyle hazırlıksız gidilmez! Evde, arabada, işyerinde, kaset, CD,
iPod, mp3 çalar alacaksın, PC’de youtube açacaksın, hiç ara
vermeden dinleyeceksin, en az 1-2 gün hatta bir hafta boyunca başka
müzik dinlemek yok. Her bir nota ses müzik kafana girecek, Opera
konusunda konservatuar eğitimi almamış olsan da baştan sona
melodiyi kafanda takip edebileceksin.
Münih
operasında en ufak çıt çıkarırsan herkes yüzüne kötü kötü
bakmaya başlıyor.
Milano
LaScala operasında seyirci detone olan sanatçıyı affetmiyor,
beğendiği sanatçıyı çiçek yağmuruna tutuyor, beğenmediğini
belli ediyor. Moskova'da ayağa kalkıyorlar ve sahneye
yaklaşıyorlar, sanatçılara demet demet çiçek atıyorlar.
Bizde
ise salonda çok kişi iphone mesajlarına bakıyor. Anlaşılır iş
değil.
Detone
olan, sesi kısılan, şarkıyı unutan sanatçının operadan
ayrılması lazım, sesine- kendine- sağlığına dikkat etmemiş,
hazırlanmamış, sesini gerektiğince ısıtmamış. Bizde eser
bitince sadece standart alkış var, çiçek göndermek yok. Ön
sıralar çiçek getirmeli, beğendiği sanatçıyı çiçek
yağmuruna tutmalı.
Bir
oyuna hiç ses- hiç yorum- eleştiri gelmemesi iyi değildir.
Biz
eleştirmenler her sahnelenmeyi, her yorumu beğenmek zorunda
değiliz.
Program
kitapçığından mutlaka almak lazım, kaç kişi geldiyseniz o
kadar program kitapçığını beklemeden almalı, son dakikada konu
okunmaz, perde üstündeki dijital yazıları okumak için kendinizi
zorlamayın, kendinizi müziğin keyfine bırakın, zaten çok
tanıdık bildik bir müzik, mutlaka bir yerlerde duymuşsunuzdur.
Son ara verildiğinde bir fincan sade kahve içmek insanı uyanık
tutar. Opera sonrası araba sürmek daha kolay olur.
Çıkışta
yürüyüş mesafesi bir Kafe'de yarım saat geçirmek, kahve ya da
salep içmek iyi olur, kalabalık dağılır, taksi bulmak daha
kolaylaşır.
Opera
programları hakkında sizin bir yeni duyumunuz, uyarınız,
düzeltmeniz, yorumunuz, tavsiyeniz varsa lütfen bana yazın.
E-posta
adresim; "HalukDireskeneli at gmail dot com"
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2014-09-18
No comments:
Post a Comment