Değerli Okurlarım,
Bu
hafta Opera konuşalım. 20-22-25 Mayıs günleri Ankara Operası
sahnesinde Guiseppe Verdi'nin "Rigoletto" operası oynandı.
“Aman bir zarar görmesin, zaten çok zor ayakta duruyor”,
diyerek, bizde yapıcı eleştiri yapılmaz, özellikle konservatuar
eğitimi almamış olanların Opera konusunda eleştiri yazısı
yazmaları beklenmez. Burda sadece müzik yok, sahneleme var, dekor
var, kostüm var, ortam var. İyi bir seyirci iseniz, hepsi hakkında
beğendiklerinizi, beğenmediklerinizi yazmanız gerekir, diye
düşünüyorum.
Para
size herşeyi, her zaman satın almaz, ama Opera biletini satın
alır. Keyfi size kalmış. Bu yazıyı tamamlamadan önce
“Rigoletto” Operasını üç ayrı gece seyrettim. Opera
geçtiğimiz 20-22-25 Mayıs günleri saat 20.00'de Ankara Operası
Sahnesinde oynandı.
Rigoletto
karakteri 16. yüzyılda yaşamış bir saray soytarısı. Konu
Viktor Hugo'nun “ Kral Eğleniyor, 1832” isimli eserinden
alınmış. Libretto'yu (sözleri) Francesco Maria Piave tekrar
yazmış. Yazarken zamanın sansürüne uygun olarak, yeri, zamanı
ve kişileri değiştirmiş.
İlk
defa 1851 yılında Venedik “La Fenice” operasında sahnelenmiş.
Ankara Operasında ilk defa 1950 yılında oynanmış. Ben okul
çağlarımda Rigoletto Operasının klasik 16. yüzyıl Mantua
sahnelenmesini Ankara Operasında Türkçe olarak seyrettim. O
zamanlar 3.perdedeki “La Donna Mobile” aryası, “Kadınlar
dönektir” şeklinde okunuyordu, şimdi İtalyanca oynanıyor ve
tercümesi “Kadınlar değişkendir” olmuş. Daha doğru olmuş.
2010
yılında Hamburg Operasında yine 16.yüzyıl Mantua ortamında
izledim. Almanlar eseri ara vermeden tek perdede bitirdiler. Saat
1700'de başladı, 19'da bitti. Biz seyirciler de bittik. Parter en
arka sırada yerim vardı. Başrol oyuncular Alman değildi.
Eserde
çapkın Duke hazretlerinin soytarısı Rigoletto, kızı baştan
çıkarılan baba Montereno Kontu tarafından lanetlenir.
Rigoletto'nun kızı Gilda kaçırılır, tecavüze uğrar.
Rigoletto, kızının intikamını alması için kiralık katil
Sparafucile'yi tutar. Final çok acı biter.
Opera'yı
önce evde ve işyerimde önce CD'den dinledim. Melodileri az-çok
takip edebildim, şimdi dinleme sayım çoğaldı, daha kolay takip
edebiliyorum, ve baştan sona operanın melodik müziğini çok
sevdim.
İnternet
youtube videoları arasında en güzeli 16. yüzyıl İtalyan
“Mantua” ortamında sinema filmi olarak çekilmiş olanı idi.
“Placido Domingo”, Rigoletto karakterini oynuyordu. İki saati
aşkın süre nefes almadan seyrediyorsunuz. “Luciano Pavarotti”nin
Duca di Mantova rolünde oynadığı Viyana Operası filmi abartılı,
görkemli, daha bir başka.
NewYork
Metropolitan Operasında, “LasVegas 1960” yılları ortamına
uyarlanmış 2012 sahnelenmesi var. Duke rolünde “Frank Sinatra”
benzeri karakter oynuyor, “Marilyn Monreo”, Kontes olarak
karşımıza çıkıyor. Rigoletto, gece kulübünde barmen.
Londra
National Operasında 1982'de oynanan ve “NewYork Mafia” ortamına
uyarlanmış başka bir modern sahneleme var. Galler Operası, aynı
eseri Amerikan Başkanının çalışma ofisine (Oval Office)
taşımış. Çapkın Duke, bu defa Başkan John F. Kennedy olmuş.
Bu
modern sahnelemelerde, Rigoletto artık kambur soytarı değil,
normal bir insan.
Yönetmen
Yekta Kara hanım, bizdeki yeni sahnelemeyi 1924 yılına Napoli
Mafya ortamına götürmüş. Sahnede çok güzel kadınlar, ve
40'tan fazla mafya üyesi var. Duke, bu defa Mafya patronu olmuş.
Erkekler korosu acaba bu kadar çok üyeli mi olmalıydı? Diğer
seslendirmelerde 20 kişiden fazla değiller. Bizim koro söylerken
ses o kadar yükseliyorki, ön sıralar bu sese herhalde zor
dayanıyorlardır, sanırım.
Rigoletto
rolünde Eralp Kıyıcı, muhteşem sesi ile her zamanki
mükemmellikte. Ancak Rigoletto rolünü sanki 1924 yılında
oynamıyor. Klasik 16. yüzyıl Mantua soytarısı karakterinde
oynuyor, izlenimini veriyor. Daha önceleri klasik oynadığı için
belki bu karakterden henüz çıkamadı.
Öte
yandan aynı rolde Çetin Kıranbay, daha modern bir Rigoletto
karakterine bürünmüş. Harika bir “Al Pacino” tiplemesi
eklemiş.
Ankara
Operasının muhteşem sesli üç güzel sopranosu değişmeli olarak
başrole çıktılar. Gilda rolünde Çiğdem Önol, Görkem Ezgi
Yıldırım, ve Esra Çetiner. “Her üç gece her birini ayrı ayrı
seyretmek lazım”, diye düşünerek hepsine bilet aldım. Bu yıl
Türkiye'de başka benzer yeni Opera sahnelenmesi yok.
Duca
di Mantova rolünde İhsan Ekber, Şenol Talınlı ve Murat Karahan
güçlü, lirik, erkek sesleri ile rollerinin hakkını iyi
veriyorlar, ancak birinci perdede kızlara fazla dokunmadan/
sarkmadan/ taciz etmeden oynasalar, bence daha iyi olur. Dokunmadan
da aynı maço, ve çapkın yorumu vermek mümkün. İhsan Ekber son
perdede, sesini kaybetti, tekrar toparladı.
Başrol
sopranolarımız arasında ister istemez ayrım yapacağım. Çiğdem
Önol, tecrübeli bir ses, ancak sahneye sesini iyice ısıtmadan
çıktı herhalde, birinci perdede bir ara sesi duyulmaz oldu. Yan
locada idim, o anda sesgeçirmez yönetmen locasından – herhalde
yönetmenin- kızgın, mutsuz, ümitsiz, çılgınca bağırışını
duydum. Sopranomuzun sesi ikinci perdeden sonra açıldı, üçüncü
perdede inanılmaz melodik oldu.
Ben
en çok 22 Mayıs günü yapılan sahnelemede Gilda rolüne çıkan
Görkem Ezgi Yıldırım'ın sesini beğendim. Ufak tefek masum genç
kız rolüne, yaşı, fizik yapısı ve melodik yumuşak sesi ile çok
uygundu.
Son
sahnelenmede Gilda rolüne çıkan Esra Çetiner, başka bir yeni
yetenek. Harika bir gırtlak yapısı var, en zor aryaları harika
söyledi.
Özellikle
Görkem ve Esra'nın yaşları henüz genç ve bu role çok uygun,
çok yakında her birini dünya çapında büyük Opera sahnelerinde
seyredeceğiz.
Duke
(Duca di Mantova) rolünde sırayla İhsan Ekber, Şenol Talınlı ve
Murat Karahan'ı izledik. Aralarında Murat Karahan'ı çok beğendim.
Genç çapkın rolüne çok uymuş.
“La
Donna Mobile” şarkısını oturarak ayaklar masanın üstünde
iken söylemek doğru olmuyor. Vücuttan ses çıkmıyor. Ses
boğuluyor. NewYork Metropolitan operasında aynı şarkıyı Frank
Sinatra esinlenmesi Duke, sahnede ayakta rock söyler gibi
söylüyor-du.
Sahnede
2. ve 3. perdede Platform iskele motorlarının sesi, orkestra sesine
karışıyor, orkestranın müziğini bozuyor. Motorlar, sahne
açılmadan çalıştırılmalı idi. Ayrıca üç kat platform
iskelesine inip çıkmak zor, sanatçılar üç kat merdiven çıkıp
iniyorlar, sonra nefes nefese şarkılarını söylüyorlar, yönetmen
yönetmen beni duyuyormusun?? Bunları acaba okuyacakmısın?
En
son sahnede Rigoletto tabanca ile intihar ediyor, sonra orkestranın
müziği operayı dolduruyor, ve eser bitiyor. Bu ilk defa konmuş
bir yenilik. Doğru mu? Bilemem. Orijinal sahnelemelerde yok. İlk
defa bir sahnelemede Rigoletto intihar ediyor.
Geleneksel
bizim ortamda olsa, Rigoletto herhalde Duke ve Sparafucile'yi bulur,
bir şekilde cezalarını verirdi. Bence eser sonunda, Rigoletto
acı çekerek yaşasaydı çok daha iyi olurdu, yönetmen kolay yolu
seçmiş. Evet final çok dramatik olmuş ama doğru olmamış.
Sonunda
Duke ve Sparafucile cezasız kalıyor, “bu ne adalet?”
diyorsunuz.
Kısa
rollerde “Contessa di Ceprano” olarak Güzin Yıldız, Meltem
Gençtürk, Sinem Mustafaoğlu, fettan Maddalena rolünde Ferda
Yetişer, Oylun Erdayı, Şebnem Algın, özellikle kötü adam
kiralık katil Sparafucile rolünde Tuncay Kurtoğlu, Sabri
Karabudak, Can Kocaay çok iyiydiler. Ben Operada kötü adamları
severim. Kötü adam rolünü hakkıyla oynamak zordur. Hepsini ayrı
ayrı tebrik ediyorum.
Ankara
Operamızda "Rigoletto" eserinin bu yeni modern sahnelemesi
bence dünya çapında. Her üç gün salon tam dolu idi. Salon
yanlarında ayakta seyredenler vardı. Yaklaşık 40 kişilik
erkekler (Mafya) korosu, operayı baştan sona çok güzel ve çok
güçlü taşıyor. Şefler, ilk iki gün Rengin Gökmen ve son gün
Alessandro Cedrone eserin tam hakkını verdiler.
Bu
muhteşem Opera'yı kaçıranlar için duyuralım, 2013 Aspendos
Festivali kapsamında Antalya'da 15 Haziran gecesi saat 21'de
tekrar sahnelenecek. Biletler "www.dobgm.gov.tr" den
alınabiliyor. Umarım gelecek sezon Ankara Operasında tekrar
sahnelenir. En
derin saygılarımla
HalukDireskeneli
at gmail dot com, Ankara
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2013-05-28
No comments:
Post a Comment