Bienal kapsamında İstanbul Pera müzesinde, Mimar Sinan Güzel sanatlar üniversitesi, istanbul resim heykel müzesinde etkinlikler düzenlendi, sergiler açıldı. Nakkaştepe Abdülmecit köşkü sergisi gerçek ötesi- hiper realist eserlerle çok enteresandı.
Adalarda ilk kez 2015 yılında Bienal etkinlikleri düzenlenmişti. 2017'de yapılmadı. Bu yıl' 14 eylül -10 Kasım günlerinde Büyükada'da beş ayrı mekanda etkinlik düzenlendi. Çok sayıda yerli yabancı sanatsever Adalar'a (Büyükada'ya) geldiler.
Kadıyoran Taşmektep bahçesi gün boyu ziyaretçi doldu. Tur gurupları, meraklı tek tek ziyaretçiler geldiler. Sanatçı Hale Tenger'in bahçede hazırladığı sesli enstelasyon çok enteresandı. Mekanda misafirleri gezdiren bilgilendiren gönüllü rehberler günlük ziyaretçi sayısının bin civarında olduğunu söylediler. Taşmektep 1870 -1880 yıllarında inşa edilmiş. İskenderiye başpiskoposu Sofronios tarafından yazlık ev olarak 1922 yılına kadar kullanılmış. Belliki Sofronios İstanbul Fener patrikhanesinde üst göreve gelmek istemiş olmamış, ama istanbul'da bir yer hep tutmuş. Mısır'ın sıcak yaz aylarından kaçıp Büyükada'da serin mekanına sığınmış. O zamanlar iskenderiye istanbul arası lüks yolcu gemileri Mısır'ın eğitimli elit zengin insanlarını buraya taşırmış.
Taşmektep bir Fransız mimar tarafından tasarlanmış. Arka solda kalan iki katlı bina, kahya ve hizmetçilerin yaşadığı müştemilat, onun arkasında ambar- ahır yapılmış.
Şimdi bu yerler, özel mülkiyet, güzel bakımlı yazlık evler olarak kullanılıyor.
Taşmektep 1922 yılında başpiskopos ve mahiyeti tarafından terkedilmiş, yeni Cumhuriyet döneminde 1967 yılına kadar ilkokul olarak kullanılmış. Kadıyoran yokuşunun çocukları, yazlı kışlı Büyükada'da yaşayan bizim kuzenler burda ilkokulu okumuşlar. Yüksek tavanlı iki kat, altta ayrıca bodrum var. Üstte sağlam bir çatı, kalın dış duvarlar yapılmış. Çok görkemli çok güzel bina 1970'lerde tamamen terkedilmiş, eşyalar alınmış, bina boşaltılmış, sağlam pencereler camlar sökülmüş. Binanın ahşap kat zeminleri zaman içinde çürümüş. Şimdi içerde yürümek dolaşmak çok tehlikeli, çürümüş ahşap zemin her an çökebilir.
Bienal süresince çok kez Taşmektep bahçesine girdik, diğer ziyaretçilerle bahçede konuştuk. Bu güzel bina ne yapılabilir? Keşke tekrar ilkokul olsa, bahçesi çocuk sesleri ile dolsa. Gönül ister bir kültür merkezi olsun, Berlin "literatur hous", gibi edebiyatçıların geleceği toplanacağı bir yer olabilir. Berlin Kudam yakınlarındaki gibi, alt bodrumda bir kitapçı, bahçe bir cafe, çay kahve pasta servisi, alt kat cafe lokanta, üst kat kütüphane olabilir. Kimbilir belki bir gün olur. Ne olursa olsun, burası kullanılsın, çalışsın, sahibi olsun, bakılsın, onarılsın.
Bienal'in önemli özelliği Adalarda yaşayanlara ve ada dışından gelen ziyaretçilere yılboyu kapalı olan mekanların açılması, oraları gezebilme imkanı yaratması oluyor. Taşmektep kapısı tüm yıl kapalı, Biennalle sayesinde bahçe açıldı, güvenlik gözetiminde bina dışardan gezildi incelendi.
Nizam yolundaki kuleli Mizzi köşkünü hep merak ederdim. Bu yıl Bienal sayesinde içeri girmek gezmek imkanı oldu. Restorasyonu yeni sahipleri tarafından yeni bitirildi. İç mekan yüksek tavanlı çok görkemli. Ön bahçeden güzel manzara alıyor. Burda "Glenn Ligon" tasarımları sergilendi.
Yine nizam yolunda eski kaymakamlık Hocopoulo köşkünde ön bahçede bir "Monster Chetwynd" enstelasyonu vardı. Bahçesinde banklarda oturmak, çok keyifli idi. Bina yeni restorasyona girmiş. Çok eskimişti, umarım güzel olur. Sonra ne olarak kullanılacak henüz belli değil. Burası da Adalılar için nostraljik bir yer. Kaymakamlık adliye nüfus, sağlık hizmetleri hep burdaydı. İçersi kullanıldığı için bina yaşıyordu. Hepimizin orda işi oluyordu, giriyorduk, iş takip ediyorduk, her katını her yerini biliyorduk.
Kaymakamlık buradan taşındıktan sonra bina hızla yaşlandı, tahta zemin çürüdü, içeri girmek dolaşmak tehlikeli oldu.
İlk binası 1900 yıllarında ingiliz yelken kulübü olarak yapılan 1926 yılında Anadolu kulübü olan elit mekan yılboyu üye olmayanlara kapalı, biennalle sayesinde dış açık alan ziyaretçilere açıldı. Sarı köşk içinde "Armin Linke ve Ursula Ayer" sanat yapıtları sergilendi. Üst kat deniz manzarası harikaydı. Yandaki ikiz köşkteki sergi ayrıca ilgi çekti. İkiz köşkün arkada kalan ikincisi ciddi tamirat bakım onarım istiyor. Umarız yakında para bulunur orası da onarılır. Anadolu kulübünün bahçesinde açık havada oturmak çay kahve içmek büyük keyif.
Deniz kıyısında motor iskelesi karşısında Atatürk heykeli önündeki açık mekanda sergilenen "Andrea Zittel" düzenlemesi ziyaretçiler için son durak, dinlenme mekanı oldu. Beton dikdortgen çalışma enteresandı. Adalar Bienal sayesinde çok farklı profilde ziyaretçi aldı. İstanbul'un eğitimli akademisyenler öğrenciler gençler buraya akın etti.
Bir sonraki Bienal iki yıl sonra 2021 ekim- kasım aylarında yapılacak. Bu bienal için yeni yerler bulmak önermek sunmak lazım. Aklıma kilise bahçeleri geliyor, Mehmetçik caddesinde boş duran yeni resorasyon geçirmiş onarılmış, Ermeni kilisesi mekanı olabilir. Burda biennal süresince klasik müzik konserleri verilebilir. Maden yolunda eski Gözlü Mason köşkü olabilir. Reşat Nuri Güntekin evi olabilir. John paşa köşkü olabilir. Trochki köşkü onarılıp ziyarete açılabilir. Rum yetimhanesi, Hristos tepesi, Aliye Berger evi, AyaYorgi tepesi, sinagog bahçesi, her biri ayrı geçmişi tarihi olan ayrı güzellik.
Bienal diğer adalara da yayılmalı. Adalarda yaşayan yerli halk, emekliler yazlıkçılar Bienal süresince gönüllü rehber olmalılar. Gönüllü olmak için düzenleyici organizasyon İksv internet sayfasına iksv.org başvuru yapıp özgeçmiş gönderiyorsunuz. Tarihinizi geçmişinizi adalara gelen yerli yabancı ziyaretçilerle paylaşıyorsunuz. Adaları tanıdığınız için kendinizden birşeyler katarak anlatıyorsunuz.
Bu güzel mekanlarda bulunmak ziyaretçilerle konuşmak bilgilendirmek, Adalar için daha iyisini aramak, dertlere çözüm aramak güzel şey. Adalılar olarak bizim de mutlaka katkımız olmalı. Bienal'i düzenleyen iksv vakfına ve eczacıbaşı gurubuna, sponsor Koç gurubuna destekleri için çok teşekkür ederiz. Onlar sayesinde istanbul iki ay süren çok güzel bir etkinliğe sahip oldu. Prinkipo, 10 Kasım 2019
---
Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.
No comments:
Post a Comment