Memoires
(Hatırat) neden çok önemli?
Bazan
bir arkadaşımdan bir tecrübe, bir hayat hikayesi dinliyorum.
İçimden keşke diyorum hocam bunları yazıya dökse, anlattıkları
böyle sözlü anlatımda kalmasa. İnsanlar yaşlanınca unutulma
korkusuna kapılıyorlar. Ne kadar güçlü, zengin, meşhur, akıllı,
etkin olurlarsa olsunlar, zaman geliyor, bütün bu güç, zenginlik,
etkinlik, ün kayboluyor. Yokolma yaklaşıyor. O zaman kendinden
sonrakiler için kendi varlığını anlatan bir belge, döküman,
kitap oluşturma çabası başlıyor.
İnternet
üstünden bana ulaşan emekli bir Hazine genel müdürünün
mektupları bana aynı durumu çağrıştırdı. Daha fazla
gecikmeden kendi varlığı ile ilgili bugüne kadar biriktirdiği
önemli dökümanları herkesle paylaşmak istemiş. Nixon, Kennedy,
dönemleriyle ilgili gençlik meslek hayatı, ulaşılmaz güç,
etkinlik, emeklilik döneminde devam eden IMF Filipinler
temsilciliği. Bu yazıları, dökümanları belki bir yakını
yazıya döktü. Bu mektupların şimdi bir önemi yok, ilerde sadece tarihçilere
yarar.
Yaşlı
bir eniştemiz vardı. Bir önemli bakanlıkta uzun yıllar genel
müdürlük yapmıştı. Bizim yakınımızdı, ancak bize hiçbir
yardımı olmadı, yardım isteyeceğimiz zaman özellikle kaçardı.
hayatının son yılını yatakta geçirdi. Bir genç akademisyen
kendisinden izin aldı. Günlerce onun hayatının etkin üst düzey
bürokrat dönemlerini sesli banda aldı, bu bantları yazıya
geçirdi, belki ilerde bir kitap yapar. Bu kayıtlar araştırmacının
kişisel kütüphanesinde kaldı.
Bir
doktor tanımıştım. Çok etkili, meşhur, zengin bir kişiydi.
Terminal illness, (kanser) hastalığına yakalanmıştı. İnternette
bir blog açmış, son günlerine kadar hayatını yazmış. Yıllar
sonra google araması sırasında rastladım, hatıralarında
çocukluğunu yeni bitirebilmişti.
ABD
- Türk ortak girişim şirketine iki dönem yabancı genel müdür
aldık. Ayda 12,500$ plus masraflar ödendi. Ben satış müdürü
olarak onlarla yakın mesai yaptım. Süreleri bitti döndüler,
sonra hayata veda ettiklerini duyduk. İkisi de terminal akciğer
hastalığından hayata veda etmişler. Arkalarında yazılı
hiçbirşey yok. Sanki bu insanlar hiç yaşamadılar. Google
taramalarında bizim yazdığımız teknik makalelerde co-author/
ortak yazar isim olarak görülüyorlar. Birkaç İngilizce basın
bülteninde isimleri var.
Yaşlanan
zenginlerimizde "ghost writer (yardımcı yazar)" yardımı
ile hatıralarını yazma eğilimi görüyorum. "Ben bu dünyaya
geldim, yaşadım, toplum için çok işler yaptım, para kazandım,
insanlara istihdam sağladım, beni bilin, benden sonra beni
hatırlayın", diyorlar. Memoires, çok ileri yaşlarda
yazıldığı için eski olayları hatırlamak zorlaşıyor.
Anlatılanlar tekrara giriyor. Netlik ve detaylar kayboluyor.
Margaret
Thatcher, Bill Clinton, Hillary Clinton, Tommy Blair, Mihail
Gorbachov özellikle Henry Kissinger, bütün batı liderleri,
iktidarları sonrası böyle kitaplar yazdılar. Çanakkale 1915
savaş hatıralarını, önce İngiliz General Ian Hamilton
(Gallipoli Diary, 1920), sonra Alman General Otto Liman von Sanders
(Der Kampf um Die Dardanellen, 1927) kitap haline getirdiler.
Mustafa Kemal beyin Çanakkale hatıralarını genç gazeteci Ruşen
Eşref, Şişli evinde yaptığı bir haftalık mülakat ile kaleme
aldı (1919), önce gazete makalesi sonra kitap olarak yığınlara
duyurdu, mülakat kitap onu efsane Paşa yaptı.
Aziz
Nesin, Sabahattin Ali, Orhan Veli, Ahmet Haşim daha kalıcı ve
ölümsüz oldular. Aziz Nesin'in çocukluk hatıraları, Ahmet
Haşim'in 1930'larda Almanya'da tedavi için bulunduğu sürede
yazdığı 20-makaleden derlenen "Frankfurt Seyahatnamesi"
bugün bile çok etkileyici. Sebahattin Ali'nin romanları hala çok
satar listesinde. Son okuma bağımlılığım Avusturyalı yazar
Stefan Zweig (1881-1942) geride muhteşem kitaplar bırakmış.
Sokrates, Aristo, Makyavel yüzyıllar öncesinden bize
sesleniyorlar.
Kraliçe
her akşam dolmakalem ile memoire/ hatırat tutarmış,
biliyormuydunuz? Her gece, hiç aksatmadan o günün izlenimlerini,
muhasebesini yazarmış. Bununla ilgili bir dökümanter TV programı
izlemiştim. Kraliçe kendi gözlemlerini her gece kendi el yazısıyla
kağıda döküyor, tüm yazdıkları 50-yıl boyunca gizli kalacak,
sonra yayınlanacak. Araştırmacılara, tarihçilere kaynak olacak.
Bir
okul arkadaşımın yurtdışı tecrübesini dinledim. Rusya'da son
12-yıldır çalışıyordu. Orda bir işyeri kurmuş, yerel
insanları istihdam etmiş. Rus Su-24 uçağının 24-Kasım 2015
günü düşürülmesi sonrası ordaki herşey bitmiş. "Ben bir
balonmuşum, bir iğne soktular, patlattılar, işim, malım, mülküm,
ofisim herşey bitti. Vize vermiyorlar oraya gidemiyorum. İşimi
yönetemiyorum, herşeyi nerdeyse sıfırladım, burda herşeye
yeniden başlamak zorundayım. Hayatımın son 12-yıllık çalışması,
didinmesi, uğraşı orda kaldı, sıfırlandı." diyor.
Bizim
coğrafyada memoire/ hatırat yazmak nedense pek makbul değil.
"Yazdıklarımdan birisi üstüne alınır, çocuklarıma zarar
verir", korkusu var. Halbuki, yaşlandıkça, çerçeveden
çıkıyoruz, kalıplara sığmıyoruz. Zaman geçtikçe, kendimize
gülebiliyoruz. Bu meziyetler bizim coğrafyada kabul görmüş
geçerli kurallar değil. Amerikalı diyor ki, "Başkalarının
hatalarından öğrenemez isen, tüm hataları yapıp öğrenmeye
yeterli yılların yoktur." Geçmişte yaptıklarımızı,
termik santral inşaat safhalarını, teklif sürecini ara sıra genç
mühendislere anlatıyorum. Onlara masal gibi geliyor. Bence
hatıratlar/ biyografiler çok önemli. Bizim gibi aynı hataları
yıllar boyunca tekrar tekrar yapan toplumlar için daha da önemli.
Hayat, her şeyi tecrübe edebileceğimiz kadar uzun değil.
Başkalarının tecrübelerinden faydalanmak gerekir.
Emekli
hazine genel müdürünün mektup detayları bana bunları
hatırlattı. Düşüncelerinizi,
tavsiyelerinizi, tecrübelerinizi, beklentilerinizi bildirirseniz
memnun olurum. Doğrudan mesaj göndermek isterseniz Epostam
başlıkta var.
---
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
02/08/16
No comments:
Post a Comment