Yok
aslında böyle biri.
ABD
Başkanı Barrack H. Obama yönetimi, Alman Şansölye Angela
Merkel'in cep telefon trafiğini dinliyordu. Alman teknolojik
engellemelerine rağmen bu durum ayan- beyan açığa çıkınca
Angela Merkel çok tatsız oldu, ekşi bir yüz ifadesi ile
memnuniyetsizliğini belli etti. BeyazEv açıklama yaptı, "Evet
dinledik, peki bundan sonra Merkel'i dinlemiyeceğiz, ancak yakın
çevresini- danışmanları dinlemeye devam edeceğiz, bu bizim kendi
güvenliğimiz için şart", dediler.
"Internet
fenomeni" hesaplarını bilmeyeniniz yoktur. "FaceBook"
hesabımı kapattım. Twitter hesabımda benim takip listemde yok,
ama arada bir öylesine bakarım. Tembel muhabirler, onların
mesajlarını arka arkaya koyup masabaşı haber yapıyorlar, ister
istemez gazetelerde okuyoruz. Bence bu hesaplar tek kişi değil, bir
ekip. Herhalde yurtdışında konuşlanmış bir ekip- veya ekipler.
Bence
bu ekip- veya ekipler, her ülkenin üst yönetim çalışanlarının-
danışmanlarının cep telefonlarını öyle- böyle dinliyorlar.
Dinlediklerini bir araya getiriyor, bir editör gurubunun önüne
koyuyor. Sonra bu editörler sanki tek kalemden- tek klavyeden çıkar
gibi yayın yapıyorlar. Arada kalan boşluklarda kendilerine göre
kurgulama yapıyorlar. Bazan boş atıp dolu tutturmaya çalışıyorlar.
Doğrudan devletin en üst yetkililerinin cep telefonları
dinlenmiyor olabilir, ama yakın danışmanlarının telefonları
herhalde dinleniyordur.
Söylentilere
göre bilgisayar IP kayıtları HongKong'dan yayın yapıyor
görünüyor. Herhalde devlet mekanizması içine yerleşmiş eski
kadrolar edindikleri bilgileri aktarıyorlar, sonra bir noktadan
yayın yapıyorlar. Yani ortada bir tek şahıs yok, ortada
teşkilat(lar) var. İstihbarat bilgileri yanında kara propaganda da
yapıyor. Hangisinin gerçek bilgi, hangisinin kara propaganda
olduğunu ayırmak size kalmış. Aslında bunlara hiç ilgi
gösterilmese, dikkat çekmeyecekler, unutulup gidecekler. İnternette
benzer çok sayıda hesap var. Çoğu üç gün sonra kapanıyor.
Merkel
ve Obama yönetimi, hatta teknolojik yeteneği olan başkaları,
bizim üst yönetimi de herhalde dinliyorlar. Danışmanlarını
dinliyor. Merkel ve Obama artık doğrudan iletişim kurmuyor. Çünkü
gerek yok, herşeyi danışmanların cep telefonu trafiğinden
öğreniyorlar. Uzun zamandır kendilerine ters gelen konularda,
kendilerine ters gelen ülkelere karşı, "ilgisizlik-
kayıtsızlık indifference- ignorance" politikası
uyguluyorlar. Batı kültüründe, ilgisizlik- kayıtsızlık, birine
doğrudan kötü söz söylemekten daha kötüdür, diye bilinir.
Bizler,
iş dünyasının insanları, müşterinin ilgisiz- kayıtsız
kalmasından, bize cevap vermemesinden çok korkarız. Müşteri
ilişkiyi kestimi, işiniz bitmiş demektir. Sadece ilişkiyi kesen o
tek müşteri değil, onun yakını arkadaşı olanlar da sizinle
ilişkiyi keser. Krediniz, güvenilirliğiniz biter. Mal, ürün,
hizmet satamaz olursunuz, piyasadan dışlanırsınız.
ABD
ve AB ülkeleri yöneticilerine göre, bizim coğrafyadaki ülkeler
olarak, batıda genel kabul görmüş demokrasi anlayışlarına
uymadık. Saydamlık, ifade özgürlüğü, kuvvetler ayrımı,
mahkemelerin bağımsızlığı konularında belirgin şekilde batı
normlarından farklıyız. Bizim normlar, onların normlarına
uymuyor. Söylediklerimiz ile yaptıklarımız birbirleri ile tutarlı
değil. Bizim coğrafyadaki ülkeleri uyarmaktan bıktılar. Sonunda
bizim uygulamalardan bıktılar. Bizden bıktılar. Zorunlu bir araya
gelmeler sırasında konuşmayı kısa kesiyorlar, toplantıya
katılanların aile fotoğrafı çekilirken basit birkaç medyatik
hareket yapıyorlar. Birbirlerinin sırtına dostça vuruyorlar.
ABD
Başkanı Barack H. Obama 2016 başkanlık seçimlerine kadar geçecek
sürede her türlü dış probleme karışmamayı gerekli görüyor.
Dünya batsa umrunda değil. ABD askerini hiçbir şekilde
uluslararası- okyanus ötesi maceralarda harcamak istemiyor. Hiçbir
uluslararası soruna doğrudan karışmak niyetinde değil. Herşeye,
her probleme karşı ilgisiz kalıyor. Bu boşluğu Rusya ve İran
doldurmaya çalışıyor. Onların da kapasiteleri, kaynakları
yetmiyor.
Antalya
Belek 15-16 Kasım 2015 toplantısında bence çok birşey olmayacak.
Batı ekonomilerinin G20 liderleri yasak savma olarak gördükleri bu
toplantı için günübirlik gelip gidecekler. En rahat- en zararsız
konu olan "Küresel Isınma" için birkaç cümle sarf
edecekler. Çok bağlayıcı olmayan birkaç sonuç bildirisi
yayınlayacaklar. Kendi aralarında ikili görüşmelerde önemli
konuları (Suriye mültecileri, Ukrayna) saklı gizli mutlaka
konuşacaklar. Bu arada "küresel ısınma" konusunda
söylediklerimiz ile yaptıklarımız birbiri ile tutarlı olmalı.
"Internet
fenomeni" dünyada çok var. Bunlar herhalde bulunamaz. Çünkü
bu hesaplarda öyle bir tek kişi yoktur. Karşıda bir ekip, bir
teşkilat vardır. Bu ekip- teşkilat çok profesyoneldir, ve
herhalde hiçbir zaman deşifre olmayacaklardır. En doğru şey, bu
tiplere karşı ilgisiz- kayıtsız kalmak, kendi yaptığınız
işlerde her zaman etik, doğru, saydam, hatasız davranmaktır.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
Prinkipo,
11/10/15
No comments:
Post a Comment