Önümüzdeki
günlerde enerji piyasalarımızda epey hareketli durumlar
bekleniyor. Şimdiden tahminler yapmak, strateji geliştirmek,
elimizden geldiği kadar hazırlıklı olmak lazım. Okuduğunuz bu makaleyi, 31 Ekim 2014 Cuma günü Istanbul Yeditepe Üniversitesi Kimya mühendisliği 4.sınıf ve M.Sc. öğrencilerine vereceğim saat 13:00 konferansına hazırlık için yazdım.
Doğalgaz
konusunda çok ciddi gas tedarik sorunumuz var. Ukrayna ve Rusya ile
aramızda bir problem olmasa bile, İstanbul'da dış ortam sıcaklığı
-5C altına indiği günlerde, ciddi talep sıkıntımız olacak.
Şahdeniz-2, İsrail offshore ve Kuzey Irak doğalgaz yataklarından
bize gaz gelebileceği tahminleri var. Bütün bunlar bizce bu
karışık zamanda, bu karışık coğrafyada fazlaca "iyimser
beklentiler", yani "wishful thinking". Bu iyimser
beklentiler üstüne gelecek yapılandırılamaz.
Kurulu
gücümüz 68,000 Mwe oldu, ancak peak (en çok) çekiş 40,000 Mwe'ı
geçemiyor. Son yıllarda başlayan yeni termik santral yatırımı
yok.
Şu
anda devreye giren, girecek olan santrallerin yatırım kararları
2007 ve öncesinde başlatılmıştı. Rüzgar ve jeotermal
santrallerde iyimser yatırım artışı var. Termik santrallerde
yeni bir durum yok. Yeni yatırımlar, Tufanbeyli, Göynük,
Adularya, İskenderun santrallerinin en geç 2015 içinde devreye
girmesi bekleniyor. Başka yeni termik santral yok.
HES'ler
durdu, işletmede su sıkıntısı var, yağışlar az gitti, baraj
gölleri dolmadı. HES enerji üretimi az. Kış sonrasında belki
kış yağışları ile barajlar dolabilir, ama herhalde talebe
yetmez.
Yeni
doğalgaz santrali yapsanız bile ortada yeni doğalgaz temin
anlaşması yok. Ortada yeni "Doğalgaz" kapasitesi yok.
Ortada serbest piyasa şartları yok, olmazsa olmaz hukuki güvenceler
yok.
İstediğiniz
kadar yönetmelik yazın, kanun kabul edin, uzun dönemde ortada gaz
yok. Gaz fiyatlarını subvanse etmenin bir anlamı yok. 2002-2007
arasında elektrik fiyatları sabit tutuldu. 2005-2007 arası
doğalgaz fiyatları arttı, ama elektrik fiyatları değişmedi,
sonuçta kimse yeni yatırım yapmadı, piyasa çöktü.
Shell
2-ayrı yerde Shale gaz için herbiri 40m $ maliyetli sondajlar
yaptı, 3. Sondaj için onay bekliyor. Türkiye'de özellikle
GüneyDoğu bölgesinde 1.8 trilyon m3 shalegas rezervi olduğu
tahmin ediliyor, yani şu anda 45-milyar m3 görünen toplam yıllık
ihtiyacımızı en az 40-yıl karşılayabilir. Yeni sondajlar için
ciddi harcamalar yapmak gerek. Bu harcamayı kim yapacak?
Son
10-yılda kamu enerji yatırımı yapmadı, yapamadı. Sadece yerli-
yabancı yatırımcıya kolaylıklar gösterdi. Kanuni sorumluluk
almadı, enerji satışlarında satın alma garantisi vermedi. Hukuki
ve finans sorumluluğu almadı. Artık yatırım zor. Ortada sıcak
para yok. Yatırımcıların yatırım ortamının güvenilirliği
bakımından ciddi endişeleri oluştu.
Eski
yerli kömür yakan termik santraller satıldı, bunların
emreamadeliği düşük, santral işletme randımanları düşük.
Yenilenmeleri lazım. Rehabilitasyon lazım. Şimdilik 2018 yılına
kadar rehabilitasyon muafiyeti var. Konu yargıya taşındı karar
iptal edildi, ancak kararın yerine yenisi konmadı, uygulama aynen
devam ediyor. Çevre ekipmanlarını kullanmadan çevreyi kirlete
kirlete santrali kullanma imkanı herhalde var. 2018 sonrasında
muafiyeti 3-yıl daha uzatma durumu ayrıca söz konusu.
Diler
600-1200 MW, Cen-AL 1200 MW, Biga 1200 MW, Şırnak 405 MW, Soma 450
MW, Kırıkkale 800 MW, Bandırma 920 MWe ve küçüklerden 400 MW
termik yatırımları devam ediyor. HES'lerden ise çoğu barajlı,
1200 MW Ilısu, 300 MW Kalehan başta olmak üzere birkaç yıl
içinde 3-5 GW devreye girebilir. Yılda 500 MW civarı RES
önümüzdeki 4 yıl boyunca girebilir.
Bu
santrallerin çoğu yatırıma başlamış ve inşaatları/ ekipman
satınalma işlemleri ilerlemiş tesisler olduğu için, finansal
piyasadaki olumsuzluklara rağmen gecikme yaşansa bile devreye
girecekler.
Özellikle
yaz puantına katkı yönüyle 1-3 GW da GES 4-5 yıl içinde
öngörülebilir. Toplarsak yaklaşık 10-13 GW yani 4 yılda
ortalama 3 GW civarı yeni yatırım imkanı var. Sonra sıra
Nükleer'lere gelebilir. Bu yatırımların bir kısmı normal
finans, sosyal ve siyaset iklimi şartına bağlı görülüyor. Yeni
Orta Vade Ekonomik Programıa göre Türkiye'nin büyüme oranının
düşeceği, elektrik talep artışının artık ortalama yıllık
%4,5'u geçmeyeceği kabul ediliyor.
Doğalgaz
tedariği konusunda, eğer ülke içi iletim kapasitesi aksamaz,
Ukrayna-Rusya krizi tırmanmaz, özellikle Rusya'dan gaz giriş
noktalarında teknik kapasite var ise, kontrat miktarlarının
üzerinde yeni ekstra gaz alımı olabilir. Avrupa'da gaz tüketiminde
%10 civarında tahmin edilen önemli bir düşüş varken, bunun
sonucunda doğalgaz fiyatlarında kaçınılmaz bir düşüş
beklenirken (herhalde 240 USD/1000m3), Rusya için kısa vadede halen
yüksek olan fiyattan gaz satışı (halen 400$/1000m3) çok
değerlidir.
Afşin
Elbistan'da A santrali hala tek ünite 240 Mwe- yükte çalışıyor.
Özelleştirme müzakereleri devam ediyor. Afşin-B santralinde
2-ünite arızalı, bakım kapsamı ve ihalesi için danışman
tutuldu, bakım onarım yenileme tamir süreci epey zaman alacak.
Çöllolar kapalı, Hurman çayı yatağı değişimi ve kömür
sahası susuzlandırma işleri yürüyor.
Yeni
C-D-E sahalarının PPP finans modelinde değerlendirilebilmesi için
Çin, Güney Kore, Japon, Katar gurupları ile müzakereler devam
ediyor. 12-milyar $ yatırım bütçesinden bahsediliyor. Kamu tarafı
risk almadan, yükümlülük almadan bu işi ne kadar sürdürebilir
bilemiyoruz. Afşin Elbistan yatırımlarında 4(dört) ana risk
üstünde kamu insiyatifi şart. Hurman çayı yatağının
değiştirilmesi, mevcut iletim hatlarının taşınması, arazi
kamulaştırma ve yeniden iskan, yeni baraj gölü yapımı kamu
kapsamında olmak zorunda.
Öte
yandan uluslararası piyasalarda ithal kömür için ton başı FOB
fiyat 60-70 ABD Doları seviyelerine indi. MMBTU başına 2.50 ABD
Doları eder. Bu fiyatlar salgalanan fiyatlardır. Uzun süre 80-90
Dolar aralığında kaldı, çok özel teslimat sıkıntılarında
160 Dolar seviyelerine çıktı. Yani kumar gibi, fiyat riski çok
yüksek. Yerli kömürün maden çıkışı MMBTU birim fiyatı da
2.00-2.50 ABD Doları civarında. Bu fiyatta dalgalanma riski az
hatta yok.
Öte
yandan düşük kalorifik değerde olan yerli kömürümüzün
Sentetik Gaz "SynGas" olarak üretilip değerlendirilmesi
mümkün. Doğalgaza kıyasla daha düşük kalorifik değerde (1500-2500
kcal/1000m3 HHV) ancak, çevre kirletme riskleri az. Birkaç pilot
sahada test çalışmaları devam ediyor.
Son
durumlar, son gelişen olaylar, enerji piyasalarımızda ciddi
sorunları beraberinde getiriyor, değerli akil okurlarımız
düşüncelerini yazsınlar, bizde kendimize göre fikir sahibi
olalım. Selam ve saygılar.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2014-10-16
No comments:
Post a Comment