Değerli
okurlarım,
2013
yılı içinde toplam 245 milyar kw-saat elektrik tükettik. 2013
elektrik üretimi artışımız bir önceki yıla kıyasla %6 oldu.
Ürettiğimiz elektrik için ithal yakıt dışa bağımlılık
oranımız %71-72 civarında oldu. Cari açık içinde ithal yakıt
toplam harcamamız 60 milyar ABD doları oldu. Fosil yakıtlı termik
santral elektrik üretim payımız %60.
2013
sonu itibariyle kurulu gücümüz 64,044 MWe. Peak (en çok) elektrik
kullanım saatlerinde 39,000 MWe talep oldu. Bu peak (en çok) talebi
karşılarken kesintiye gitmemek en büyük endişemiz oldu. Kurulu
gücü artırmak yeterli değil. Çünkü her santralin, özellikle
yenilenebilir santrallerin emre amadelik saatleri, üretim
kapasiteleri zamana bağlı, suya- güneşe ve rüzgara bağlı
farklılıklar gösteriyor.
2013
yılı içinde toplam 157 yeni özel sektör enerji santrali devreye
girdi, toplam 4329 MWe ek kapasite artımı sağlandı. Toplam kurulu
güç içinde özel sektör payı %66'a çıktı. Doğal gaz
bağımlılık oranımız eski %50'lerden geçtiğimiz yıl %44'e
düştü.
Yenilenebilir
enerji kaynaklarımız (YEK), kanal tipi nehir üstü hidrolik
santraller, rüzgar santralleri, güneş santralleri ve biyokütle
enerji santrallerini kapsar. Büyük rezervuarlı 15 km2'den büyük
yapma gölü olan hidrolik santraller bu kapsam dışında kalır.
Bu
yıl (2014) ciddi bir kuraklık içindeyiz. Kar- yağmur yağışı
henüz yok. Mevcut temiz rezervuar sularını hoyratça, çok müsrif
kullanıyoruz. Tarım arazisi sulamasında gereksiz uygulamalar var.
Sulak alanların azalması var.
Öte
yandan kapasitemizin %85'ini sağlayan termik- fosil yakıtlı
santrallerden çıkan bacagazı CO2 gazı emisyonlarında artış
var. Hızla artan enerji ihtiyacımız yüzünden fosil yakıtlara
bağlı enerji üretimine kısıtlama getirmek çok zor. Sadece artış
hızını düşürebilmeyi hedefleyebiliyoruz.
Yenilenebilir
enerji kaynaklarımıza daha çok önem vermek zorundayız. Fosil
yakıtlı bir termik santralin her 1MWe kapasitesi için bacadan
çıkan CO2 salınımını tekrer O2 haline çevirebilmek için
yaklaşık yetikin dikili 120 bin ağaca ihtiyacımız var.
Mevcut
süregelen kuraklık ve su azalması yüzünden Hidrolik
Santrallerdeki kurulu güç kapasitemizin ancak %30'unu
kullanabiliyoruz. Depolama ucuz bir çözüm değil. Enterkonnekte
şebekemiz üretilen güç için yeterli değil. Peak (en çok)
çekiş saatlerimiz değişken. Kuvvetli- güçlü yeni iletim hatları
gerekli. Yenilenebilir enerjiler dağınık, maliyeti yüksek.
Yazarınız
yatırımlara teşvik verilmesine tümüyle karşıdır. Teşvik mekanizmasını
gereksiz maliyet artırıcı, kolaylıkla amaç dışı
kullanılabilir bulur. Son kullanıcıya ulaşan gereksiz ek masraf
getiriyor. Ama yinede isteniyor ve teşvik veriliyor, yetersiz
bulunuyor, hızlı değil, bürokratik işler uzun, yorucu, gekeli
gereksiz bir sürü evrak isteniyor. Sonunda teşvik alması
gerekenler değil, başkaları yararlanıyor. Kolaylıka suistimal ediliyor.
Yenilenebilir
enerjilerin uygulanması, yatırımların yapılması için bir süre
gecikme kamu politikası olarak uygulandı. Çünkü fiyatlar
yüksekti. Yapılacak yatırımlar yabanci Ar-Ge firmalarına
gidecekti. Fiyatların daha makul seviyelere inmesi beklendi. Zaten
iletim şebekemiz de bu yatırımlara yeter seviyede değildi.
Şimdilerde
fiyatlar düştü, üretilen elektriğin birim fiyatları, fosil
yakıtlı termik santral üretim fiyatları seviyesine indi. Eskiden
yapılabilir olmayan projeler yapılabilir hale geldi. Özel,
abartılı teşviğe ihtiyaç kalmadı. Özellikle rüzgar ve güneş
enerjisi elektrik birim fiyatları, fosil enerji santralleri elektrik
üretim fiyatlarına yaklaştı. Yerli imalat imkanları
araştırılmaya başlandı.
Rüzgar
enerjisi santrallerinde yerli imalat önceleri yapılabilir değildi.
Şimdi artık rüzgar türbini kulesi, pervane yaprakları yurtiçi
imkanlarda yapılabiliyor. Güneş enerjisi için gerekli PV paneller
artık yurtiçinde 17 firmada üretilebiliyor.
Önceleri
YEK için finansman yoktu, kamu politikası konuyu erken buluyordu.
Şimdilerde 5-10 yıl içinde tüm hidrolik potansiyelimiz üretime
amade hale gelecek. Yerli üretim payları artacak.
Öte
yandan devlete ödenen elektrik birim fiyat payları projeleri
yapılabilir olmaktan uzaklaştırdı. Projelerin geri dönüş
süreleri uzadı, geri ödemeler zorlaştı. Yeterlilik
değerlendirmelerinde objektif uygulamalar olamadı.
"Özel
sektör iyi hesap yapar, yatırımlarını doğru yapar"
düşüncesi her zaman doğru değildir. Özel sektör yatırımcısı
da hata yapar, yanlış yapar, modaya sürüye uyar, yanliş
harcamalar yapar. Projeler kendisini geri ödeyemez olabilir. İşler
yarışma usulüne dönünce yanlış hesaplamalar, yanlış aşırı
yüksek fiyatlar verilmeye başlandı. Büyük paralar ödendi, büyük
finansmanlar istendi, sonunda işler tıkandı.
Rüzgar
için 2-yıl saha ölçüm çalışması isteniyor. Bu makul. Ancak
aynı durum güneş enerjisi yatırımları için de isteniyor. Güneş
haritamız belli. Satral yerinin enlem- boylam değerleri, yıllık
güneş alma süreleri belli. Yatırımcı neden zora koşuluyor,
kamu neden bu konuda ısrarcı anlaşılır değil. Ciddi yatırımcı
para harcasın, ciddi olmayan zayif finansmanlı projeler elensin
isteniyor olabilir. Güneş enerjisi lisans onayı için istenen
belgeler abartılı, çoğu gereksiz. Bu kadar çok belge döküman
veriyorsunuz, ne işe yarıyor?
Lisans
gerektirmeyen, verimsiz sıcak su kollektörü güneş panelleri
yatırımı arttı. Biraz daha kaliteli PV panelleri kullanrak
elektrik üretmek mümkün iken, hala ucuz imalat ile verimsiz sıcak
su üreten güneş panelleri kullanıyoruz.
YEK
yatırımlarının ilk kurulum maliyetleri fazla. Performans düşük,
emre amadelik düşük, çoğu ulusal iletim şebekesine uzak. Teşvik
var. Minimum 5.50 ABD cent/kwsaat alım garantisi var. Yerli imalatı
artırırsanız, alım garantisi fiyatı 22 ABD cent/kw-saat fiyata
kadar çıkabiliyor. Bence 5.50 makul, 22 çok abartılı ve hiç makul değil.
YEK
yatırımlarında enerji kaynağı, santral yeri, alınacak izinler,
bağlantı görüşleri, yasal kısıtlamalar, garantili satış
fiyatları hep göz önünde bulundurulmalıdır. İşalemi ortamı,
"iş yapmamak, zaman doldurmak, problem üretmek" üstüne
olmaz, olamaz. İş ortamı "iş yapmak, problem çözmek"
amaçlı yönlendirilir.
Cari açığımızı azaltmamız lazım.
İthal fosil yakıt alımını azaltmamız lazım. Uzun dönemde
yenilenebilir enerji yatırımlarını ve yerli imalatını mutlaka
artırmamız lazım.
Ankara,
24-Ocak 2014
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık
vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları
üyesidir.
No comments:
Post a Comment