Saturday, January 18, 2014

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımızın Bugünü Yarını



Değerli okurlarım,

2013 yılı içinde toplam 245 milyar kw-saat elektrik tükettik. 2013 elektrik üretimi artışımız bir önceki yıla kıyasla %6 oldu. Ürettiğimiz elektrik için ithal yakıt dışa bağımlılık oranımız %71-72 civarında oldu. Cari açık içinde ithal yakıt toplam harcamamız 60 milyar ABD doları oldu. Fosil yakıtlı termik santral elektrik üretim payımız %60.

2013 sonu itibariyle kurulu gücümüz 64,044 MWe. Peak (en çok) elektrik kullanım saatlerinde 39,000 MWe talep oldu. Bu peak (en çok) talebi karşılarken kesintiye gitmemek en büyük endişemiz oldu. Kurulu gücü artırmak yeterli değil. Çünkü her santralin, özellikle yenilenebilir santrallerin emre amadelik saatleri, üretim kapasiteleri zamana bağlı, suya- güneşe ve rüzgara bağlı farklılıklar gösteriyor.

2013 yılı içinde toplam 157 yeni özel sektör enerji santrali devreye girdi, toplam 4329 MWe ek kapasite artımı sağlandı. Toplam kurulu güç içinde özel sektör payı %66'a çıktı. Doğal gaz bağımlılık oranımız eski %50'lerden geçtiğimiz yıl %44'e düştü.

Yenilenebilir enerji kaynaklarımız (YEK), kanal tipi nehir üstü hidrolik santraller, rüzgar santralleri, güneş santralleri ve biyokütle enerji santrallerini kapsar. Büyük rezervuarlı 15 km2'den büyük yapma gölü olan hidrolik santraller bu kapsam dışında kalır.

Bu yıl (2014) ciddi bir kuraklık içindeyiz. Kar- yağmur yağışı henüz yok. Mevcut temiz rezervuar sularını hoyratça, çok müsrif kullanıyoruz. Tarım arazisi sulamasında gereksiz uygulamalar var. Sulak alanların azalması var.

Öte yandan kapasitemizin %85'ini sağlayan termik- fosil yakıtlı santrallerden çıkan bacagazı CO2 gazı emisyonlarında artış var. Hızla artan enerji ihtiyacımız yüzünden fosil yakıtlara bağlı enerji üretimine kısıtlama getirmek çok zor. Sadece artış hızını düşürebilmeyi hedefleyebiliyoruz.
Yenilenebilir enerji kaynaklarımıza daha çok önem vermek zorundayız. Fosil yakıtlı bir termik santralin her 1MWe kapasitesi için bacadan çıkan CO2 salınımını tekrer O2 haline çevirebilmek için yaklaşık yetikin dikili 120 bin ağaca ihtiyacımız var.

Mevcut süregelen kuraklık ve su azalması yüzünden Hidrolik Santrallerdeki kurulu güç kapasitemizin ancak %30'unu kullanabiliyoruz. Depolama ucuz bir çözüm değil. Enterkonnekte şebekemiz üretilen güç için yeterli değil. Peak (en çok) çekiş saatlerimiz değişken. Kuvvetli- güçlü yeni iletim hatları gerekli. Yenilenebilir enerjiler dağınık, maliyeti yüksek.

Yazarınız yatırımlara teşvik verilmesine tümüyle karşıdır. Teşvik mekanizmasını gereksiz maliyet artırıcı, kolaylıkla amaç dışı kullanılabilir bulur. Son kullanıcıya ulaşan gereksiz ek masraf getiriyor. Ama yinede isteniyor ve teşvik veriliyor, yetersiz bulunuyor, hızlı değil, bürokratik işler uzun, yorucu, gekeli gereksiz bir sürü evrak isteniyor. Sonunda teşvik alması gerekenler değil, başkaları yararlanıyor. Kolaylıka suistimal ediliyor.

Yenilenebilir enerjilerin uygulanması, yatırımların yapılması için bir süre gecikme kamu politikası olarak uygulandı. Çünkü fiyatlar yüksekti. Yapılacak yatırımlar yabanci Ar-Ge firmalarına gidecekti. Fiyatların daha makul seviyelere inmesi beklendi. Zaten iletim şebekemiz de bu yatırımlara yeter seviyede değildi.

Şimdilerde fiyatlar düştü, üretilen elektriğin birim fiyatları, fosil yakıtlı termik santral üretim fiyatları seviyesine indi. Eskiden yapılabilir olmayan projeler yapılabilir hale geldi. Özel, abartılı teşviğe ihtiyaç kalmadı. Özellikle rüzgar ve güneş enerjisi elektrik birim fiyatları, fosil enerji santralleri elektrik üretim fiyatlarına yaklaştı. Yerli imalat imkanları araştırılmaya başlandı.

Rüzgar enerjisi santrallerinde yerli imalat önceleri yapılabilir değildi. Şimdi artık rüzgar türbini kulesi, pervane yaprakları yurtiçi imkanlarda yapılabiliyor. Güneş enerjisi için gerekli PV paneller artık yurtiçinde 17 firmada üretilebiliyor.

Önceleri YEK için finansman yoktu, kamu politikası konuyu erken buluyordu. Şimdilerde 5-10 yıl içinde tüm hidrolik potansiyelimiz üretime amade hale gelecek. Yerli üretim payları artacak.

Öte yandan devlete ödenen elektrik birim fiyat payları projeleri yapılabilir olmaktan uzaklaştırdı. Projelerin geri dönüş süreleri uzadı, geri ödemeler zorlaştı. Yeterlilik değerlendirmelerinde objektif uygulamalar olamadı.

"Özel sektör iyi hesap yapar, yatırımlarını doğru yapar" düşüncesi her zaman doğru değildir. Özel sektör yatırımcısı da hata yapar, yanlış yapar, modaya sürüye uyar, yanliş harcamalar yapar. Projeler kendisini geri ödeyemez olabilir. İşler yarışma usulüne dönünce yanlış hesaplamalar, yanlış aşırı yüksek fiyatlar verilmeye başlandı. Büyük paralar ödendi, büyük finansmanlar istendi, sonunda işler tıkandı.

Rüzgar için 2-yıl saha ölçüm çalışması isteniyor. Bu makul. Ancak aynı durum güneş enerjisi yatırımları için de isteniyor. Güneş haritamız belli. Satral yerinin enlem- boylam değerleri, yıllık güneş alma süreleri belli. Yatırımcı neden zora koşuluyor, kamu neden bu konuda ısrarcı anlaşılır değil. Ciddi yatırımcı para harcasın, ciddi olmayan zayif finansmanlı projeler elensin isteniyor olabilir. Güneş enerjisi lisans onayı için istenen belgeler abartılı, çoğu gereksiz. Bu kadar çok belge döküman veriyorsunuz, ne işe yarıyor?

Lisans gerektirmeyen, verimsiz sıcak su kollektörü güneş panelleri yatırımı arttı. Biraz daha kaliteli PV panelleri kullanrak elektrik üretmek mümkün iken, hala ucuz imalat ile verimsiz sıcak su üreten güneş panelleri kullanıyoruz.

YEK yatırımlarının ilk kurulum maliyetleri fazla. Performans düşük, emre amadelik düşük, çoğu ulusal iletim şebekesine uzak. Teşvik var. Minimum 5.50 ABD cent/kwsaat alım garantisi var. Yerli imalatı artırırsanız, alım garantisi fiyatı 22 ABD cent/kw-saat fiyata kadar çıkabiliyor. Bence 5.50 makul, 22 çok abartılı ve hiç makul değil.

YEK yatırımlarında enerji kaynağı, santral yeri, alınacak izinler, bağlantı görüşleri, yasal kısıtlamalar, garantili satış fiyatları hep göz önünde bulundurulmalıdır. İşalemi ortamı, "iş yapmamak, zaman doldurmak, problem üretmek" üstüne olmaz, olamaz. İş ortamı "iş yapmak, problem çözmek" amaçlı yönlendirilir. 

Cari açığımızı azaltmamız lazım. İthal fosil yakıt alımını azaltmamız lazım. Uzun dönemde yenilenebilir enerji yatırımlarını ve yerli imalatını mutlaka artırmamız lazım.

Ankara, 24-Ocak 2014

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

No comments: