Monday, November 04, 2013

Odtü Eymir Gölü hakkında bilgilendirme notu


Ankara Büyükşehir Belediyesi 18 Ekim 2013 tarihinde yasal süreçler tamamlanmadan saat 19.15 sularında ODTÜ arazisine hukuk ihlali yaparak sit alanındaki ve yol güzergâhındaki 3000 civarındaki ağacı keserek yol çalışmasına başlamış ve bu durum toplumsal bir gerilime neden olmuştur.
Başkentimizin kentsel yönetim çıkmazlarından bir tanesi ve en önemlisi ulaşım sorununa getirilen çözüm yöntemleridir. Ankara’da ulaşım ana planı en son 1993 yılında hazırlanmıştır. Şehrin büyümesi ve gelişmesiyle beraber şehrin dokusunu bozacak şekilde çok katlı binalara inşaat onayı verilmesi ile kentin ulaşım planı güncelleştirilmek yerine geçici çözümler üretilmiş ve ulaşım onarılması mümkün olmayan bir kaosa sürüklenmiştir. Koca  yirmi yılda bir metre metro  yapılmaması da ayrı bir yeteneksizliktir.
AOÇ’ de olduğu gibi, insanların ve diğer canlıların sağlıklı yaşaması için gerekli oksijeni sağlayan ODTÜ ormanı, yolun gerekliliği ve halkın yararı öne sürülerek yok edilmek isteniyor.
Uygulanan karalama kampanyasında kullandıkları argümanlardan bir tanesi de şu an içinde bulunduğunuz Eymir Gölü arazisinden ‘’Ankaralıların yararlanamadığı’’, ‘’Eymir Gölü’nün Ankara Halkına kapalı olduğu’’ çarpıtmasıdır. ODTÜ Rektörlüğü yıllardır ‘’Eymir Gölü ve arazisinin her Ankaralıya açık olduğunu, isteyen herkesin Göle gelebileceğini, ama doğal hayatın korunması doğrultusundaki bazı zorunluluklardan dolayı Gölden yararlanmanın da bazı kuralları olduğunu’’ söylüyor. Ayrıca Göl ve arazisinden yararlanmayı kolaylaştırmak için de iki yıldır yoğun talebin olduğu tatil günlerinde ücretsiz servis imkânı sunuyor.
Bugün Gölün kullanımıyla ilgili bu çarpıtmayı söylemeye devam eden kişi veya kişiler biliniz ki, rantın peşindedir. Ankara’nın en önemli bakir alanlarından biri olan Eymir Gölü arazisine dikeceği göl manzaralı apartmanların veya ODTÜ Ormanında yapacağı orman manzaralı rezidansların hayaliyle konuşmaktadır, yanıp tutuşmaktadır. Bu tür çarpıtmalarla da bu isteklerini gerçekleştirebilmenin altyapısını oluşturmaya çalışıyorlar.
Kamuoyunda ODTÜ’ye karşı yapılan saldırının sebebi açılan yeni yol olarak gösterilse de, bunun temelinde ODTÜ’ nün gelişmiş ve uygar ülkelerdeki üniversitelerde olduğu gibi farklı düşüncelerin özgürce ifade edildiği bir kurum olması gerçeği vardır. ODTÜ’ nün bilimselliği, özgür düşünceyi, bireyin hak ve özgürlüklerini insan temelinde savunması, evrensel hukuk değerlerine gösterdiği önem ve bu uğurda verdiği mücadelesi, toplumun gelecekteki birkaç kuşak gelişimine katkı koyabilecek büyüklükte projeler geliştirmesi bazı kesimleri rahatsız etmektedir.
Egemen güçler, ellerinde bulundurdukları hukuksal ve kamusal değerleri yok sayarak Dünya sıralamasında ülkenin yüz akı olan, sanayinin ve toplumun gelişmesine büyük katkılar veren üniversitemiz üzerinde siyasi ve ideolojik baskılarla itibarsızlaştırma ve yıpratma politikaları gütmektedir.
Üniversitemizin insanlığa, doğaya ve ülkemize vermiş olduğu katkılar biz mezunların üniversitemiz karşı sorumluluğumuzu ve bağlılığımızı artırmaktadır.
Geçmiş kuşaklardan devir aldığımız ortak değerlerin ve varlıkların yok edilmesine karşı olan duruşumuzla Üniversitemizin kentsel rantın bir parçası olarak görülmesine onay vermeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isteriz.            

ODTÜ  MEZUNLARI  DERNEĞİ
YÖNETİM  KURULU

No comments: