Monday, November 19, 2012

La Sonnambula Izmir Operası Elhamra Sahnesinde


Değerli Okurlarım,

Bu hafta termik konuları yok, çok fazla termik yazısı yazdım, bu hafta biraz dinlenelim. Başka şeyler konuşalım. 

Bir yazı üstünde tüm hafta çalışıyorum. Yazının alt yapısı daha da eskilere gidebiliyor. En son Cuma günü tamamlıyorum. Siz Pazartesi günü hardcopy/ kağıt gazete olarak okuyorsunuz. Yazı Internet/web sayfasında Çarşamba sabahı görünüyor. Yani arada 3-4 gün denetleme/ düzeltme/ edit süresi var. 

Bu hafta Termik yok, Opera konuşalım. 26-27-29 Kasım günleri Izmir Operası Elhamra sahnesinde Vincenzo Bellini'nin "La Sonnambula / UyurGezer KIZ" operası oynandı. Benim Opera konusunda herhangi bir okul/ Konservatuar eğitimim yok. Çoğu Opera seyircisinin de benim gibi Opera okul eğitimi yok. Bu yüzden benim gözlemlerim, çoğu seyircinin de gözlemleri oluyor. Beraber empati kurabiliyoruz. Yönetmene, sanatçıya, idareciye gözlemlerimizi aktarabiliyoruz. Bazı konularda önceden uyarı yapabiliyoruz.

Para konfor satın alır, mutluluk satın almaz. Para size herşeyi, her zaman satın almaz, ama Opera biletini satın alır. Böyle hayat boyu bir defa önünüze çıkacak imkan kaçırılmaz. Ben bu yazı tamamlanmadan önce  La Sonnambula Operasını seyrettim.  Geçtiğimiz 26-27-29 Kasım günleri saat 20.00'de Izmir Operası Elhamra Sahnesinde  oynandı. 

Opera'yı CD'den ilk dinleme sırasında bu eserden hiçbirşey anlamadım, ikinci dinleme sırasında melodileri az-çok takip edebildim, şimdi dinleme sayım herhalde 10 oldu, daha kolay takip edebiliyorum, ve baştan sona melodik müziğini/ "bel canto" çok sevdim. 

İnternet youtube videoları arasında en güzeli Fransız "Collaratura" Natalie Dessay'in NewYork Metropolitan Operasında Manhattan ortamına uyarlanmış 2009 sahnelenmesi idi. Natalie Dessay gerçekten bu role hakkını veriyor. Eserin aynı sanatçı ile Paris Operasında Paris ortamına uyarlanmış sahnelenmesi güzeldi. Anna Netrebko'nun Viyana 2006 yorumu da çok güzel. Dost ve D&R müzik mağazalarında Natalie Dessay, Joan Sutherland ve Maria Callas CD'leri var. Maria Callas 1957 Milano LaScala Operası CD yorumu inanılmaz. 

Izmir'in muhteşem sesli üç güzel sopranosu değişmeli olarak başrole çıkıyorlar. Amina rolünde Birgül Su ARIÇ, Eylem Demirhan DURU ve S.Evren IŞIK. Her üç gece her birini ayrı ayrı seyretmek lazım diye düşünerek hepsine bilet aldım.  Bu YIL Türkiye'de başka benzer yeni Opera sahnelenmesi yok. 

Eser, evlenme çağında olan uyurgezer güzel kızın başından geçen komik yanlışlık üstüne kurulu. Program kitapçığında "Melodram" deniyor ama aslında "KomikOpera". Bence yönetmen konuyu aşırı ciddi yorumlamış.  Aldatılmış erkek rolunde sert yüz ifadesi yerine, hayal kırıklığına uğramış şaşkın bir ifade belki daha iyi olurdu. NewYork Metropolitan ve Paris Operası sahnelemelerinde öyle. 

Elvino rolünde Murat Karahan ve Erdem Erdoğan sesleri ile rollerinin hakkını iyi veriyorlar ancak Almina'ya dokunmadan/ sarsmadan oynasalar iyi olur. Dokunmadan da aynı sert yorumu vermek mümkün. Yönetmen Evin Atik hanım bu yazdıklarımı acaba okuyacakmı? 

Başrol sopranolarımız arasında ayrım yapamıyacağım. Onlar arka arkaya aryaları söylerken inanın kendimden geçtim. Nasıl derler :-) "Enchanted" oldum. Dünya yüzünde bu kadar mı güzel sesler olur? Bu kadar mı melodik, duygusal, romantik, kontrollü, inanılmaz söylenir. Yaşları genç ve role çok uygun, çok yakında her birini dünya çapında büyük Opera sahnelerinde seyredeceğiz.  

Izmir Operamızın "La Sonnambula" eserini sahnelemesi bence  dünya çapında. Bunları opera eğitimi almamış, ama kendince opera meraklısı "termikçi" yazarınız yazıyor. İster inanın ister inanmayın.

İzmir Elhamra sahnesi 1926da sinema olarak yapılmış. 1980lerde sanatseverlerin katkıları ile Kültür Bakanlığımız tarafından yenilenmiş ve Opera olarak Izmir'lilere sunulmus. Sağolsunlar. Geniş hacım, yüksek tavan, rahat kırmızı koltuklar. Seyirciler için herşey çok rahat ve güzel, ancak herhalde kulis ve sahne arkası biraz sıkışık olmalı.

Pazartesi günü salon tam dolu idi. Arkalarda tek tük birkaç koltuk kalmıştı. Salı günü önlerde üç sıra koltuk herhalde protokol için ayrılmıştı. Çoğu gelmemiş. Hemen önlere geçtik. Sizde ışıklar söndükten sonra ön koltuklar boş ise öne geçin. Bu her yerde yapılan normal uygulamadır. Sanatçılar özellikle önlerinde/ ön sıralarda boş koltuk görmek istemezler. Yer gösteren hanım kızlar seyircileri eser başlamadan önce son dakikalarda yönlendirmeli. Ayakta seyirci varsa onları hemen ön boş koltuklara yerleştirmeli.

Elhamra sahnesi iç mekan soğuk, İzmir ılıman ortamında doğal olarak kalorifer çalışması yok ama yine de soğuk. Uzun paltonuzu vestiyere vermeyin, yanınıza alın. Ara verildiğinde herkes tuvalete koşuyor. Tuvalet kabin sayısı yetersiz. Beyler   kolay hallediyorlar ama hanımların durumu zor. En iyisi Opera öncesi sıvı alımını sınırlamak, hanımlar için sırta etol almak, kendinizi sıcak tutmak. Tuvalet ihtiyacını azaltmak.

Koro operayı baştan sona çok güzel taşıyor. İtalyan Şef Tulio Gagliardo Varas eserin hakkını veriyor. Elhamra sahnesi Opera çukurundan alışılmadık derecede yukarda yarı beline kadar görünür duruyor. Benim görüşümü kapatmasın bence bir olumsuz durum yok. Orkestranın seslendirmesi CD'ler de dinlediğimden farklı değil, belki daha hassas bir kulak daha da iyi olduğunu söyleyebilir.

Uzun boylu seyirci beyler çok dik oturmasınlar. Çok sayıda hanım seyirci önündeki beyi uyardı. Arkadan sahneyi göremiyorlar. Hanımlardan birkaç kez benzer şikayete kulak misafiri oldum. 

Izmir Vincenzo Bellini'nin "La Sonnambula" Operası ile şu anda Türkiye'deki en güzel eseri sahneliyor. Bunu çok net yazıyorum, çünkü Ankara ve Istanbul repertuarlarını biliyorum. Diğer büyük kentlerde fırsat oldukça Opera seyrediyorum. Hiçbirinde yeni eser yok.   

Yerli eserler var, ancak dünya sahnelerinde yer bulmadıkça, Türkiye dışında sahnelenmedikçe bence değerlendirme dışı ayrı bir katagori olmalı. Bizim Puccini, Verdi, Wagner, Mozart eşdeğeri bestecimiz yok. Bu bir eksiklik değil. Klasik dönem geçti. Amerikalıların, Rusların, Çinlilerin, Hintlilerin, Japonların da yok. İlerde klasik değil ama modern bestecilerimiz olacak, umarım, dilerim.

Klasik bestecilerimiz yok ama muhteşem genç yorumcularımız, harika sanatçılarımız var. Ekonomik bir dekor, ve kostüm ile koro, şef ve kadro harika idi. Hepsini tek tek kutluyorum. Özellikle başrol sopranolarımızın seslendirmelerine hayran oldum.

Opera bitti, uzun uzun alkışladık. Milano LaScala Operasında seyirci, sanatçılara çiçek atıyor. Sanatçılar da çiçekleri tek tek kapıyor, teşekkür ediyor.  LaScala seyircisi acımasız, eğer bir sanatçıyı, yönetmeni, şefi beğenmediyse, açıkça alkışı kesiyor, yerine "Boo" sesi çıkarıyor. Bunlara gerek yok, beğendiğinizi alkışlarsınız, beğenmediğinizi alkışlamazsınız. Bizim başrol sopranolarımız ayakta uzun alkışı hak ediyorlar. Aralarda alkışlamaya gerek yok, ara öncesi ve oyun sonunda bol bol alkışlayın.

Almanya Münih, Berlin, Hamburg Operaları önlerine çevre kasabalardan, çevre şehirlerden içi opera meraklısı müzikseverlerle dolu günübirlik TUR otobüsleri gelir. Sabah şehri gezerler alışveriş yaparlar, sonra akşamüstü Opera'yı seyrederler ve evlerine dönerler. 

Bizde de Salihli'den, Manisa'dan, Soma'dan, Aliağa'dan, Aydin'dan benzer günübirlik TUR otobüsleri Izmir Operası Elhamra Sahnesi önüne gelse ne güzel olur, diye düşünmeden edemedim.

Hanımlar haftalık arkadaş toplantılarını Opera'da yapmalı. Saat 1800 gibi yakın bir KemerAltı lokantasında toplu akşam yemeği. Arkasından sade kahve. Sonra Opera.  Hanımlar gelirse beyleri de gelir. 

Saat 2230da Opera bitiyor. Izmir Metromuz çalışıyor.  Konak iskelesinden Karşıyaka ve Bostanlı vapurlar seferleri 00.20ye kadar devam ediyor. Eve dönüş kolay. İsteyen arabasına binip gidiyor. Izmir Operası bana Izmir'de kendimi gelişmiş Avrupa kentlerindeki ruh halini hissettirdi. Hiçbir farkımız yok- Bizde en az onlar kadar iyiyiz. Onlar kadar kültürlüyüz. Onlar kadar iyi Opera sahneleme yapabiliyoruz.

Bu muhteşem Opera'yı kaçıranlar için duyuralım, 2012 yılı içinde 24 Aralık pazartesi gecesi son sahneleme var. Biletler "www.dobgm.gov.tr" den alınabiliyor. 

Haftabaşında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin programlı ziyaret içinde Türkiye'ye geliyor. Termik yazılarına biraz ara verelim. Kömür sahaları Redovans ihaleleri sonuçlansın, termik santral özelleştirmeleri yapılsın. Türkiye Rusya ilişkilerini konuşalım. Ne dersiniz?

Selam ve saygılar

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

No comments: