Sunday, July 04, 2010

On SyberWorld



Photo: Dilek & Me, ODTU KKM, 4th July 2010, Graduation day

Değerli Arkadaşlarım

Küçük oğlum benim kullandığım deskTop PC'ye geçenlerde baktı,"Baba sana yeni bir laptop" lazım dedi. "Hatta iPodTouch en iyisi". Aynı mealde büyük oglum da dün bana "Sana yeni bir NoteBook alalım, rahat edersin" dedi

"Neden? dedim, evde eski-meski bir tane, isyerinde bir tane, gerektiğinde ödünç alabileceğim annende LapTop bir tane, toplam 3 tane PC var, ne bu bolluk??",

"E-postalarina hemen bakabilirsin" dediler,

"E-postalarima hemen neden bakayim??", dedim
gelen epostalarin yarıdan fazlası spam/ yani istenmeyen Eposta. Zaten onları ayırıyorum

Sonra üç (3) ayrı gözlüğüm var, iPodTouch kullanmak için bir tane daha gözlük alamam. Benim deskTop ekran büyük olmalı, sonra yazdığım yazının imlası düzgün olmalı, iPodTouch'larda imla yok, noktalama işaretleri yok, var da kimse kullanmıyor

Eskiden işyerinde şirketin verdiği bir tane PC vardı, hepimiz onu 1995'lerde ortaklaşa kullanıyorduk, herşeyi onlarla hallediyordum, çoğunluğu işle ilgili iletişim yapıyordum, cumartesi pazar kafam rahat gazete okuyordum, 2000'lerde internet ve Eposta çıktı, herkesin önüne ayrı bir PC koydular, iş saatlerinde internet/ Eposta trafiği devamlı açık, yetmiyor herkes 7/24 hiç durmadan Epostalarına bakmak istiyor. Bakıyorda ne oluyor, cevap mı veriyor?? veriyorsa bile 1-2 kelime, cümle tamamlanmıyor bile,

Zaman içinde oluşan toplam 5 tane ayrı eposta adresim var, iş ilişkilerim, özel aile içi yazışmalar, herbir şirket için ayrı eposta hesaplarımın hepsini bir anda OutLookExpress ile indiriyorum. Benim için 24 saat içinde bir kere baksam ve sadece adıma gelen herbir eposta ya cevap versem yeter.

Zaten ben ePosta ureten bir adamim, canim sıkıldığında çoğunlukla Enerji konularında, enerjiden sıkıldıysam esnaf lokantaları, Opera, klasik müzik, yerli şarap, tatil yöreleri, butik oteller konularında bir taslak metin yazar, e-group'lardan uygun olanına gönderirim, yorum düzeltme, soru, açıklama gelirse sevinirim, blog sayfamda bu düzeltmelere katkılara göre yenileme yaparım

Ingilizce ve Turkce 2 ayrı blog sayfam var. Ingilizce olan epey okunuyor, bizim piyasa ile ilgilenen yabancılar/ yatırımcılar daha fazla bilgi istiyorlar, biraz araştırmacı, biraz geleceğe notlar yazmayı amaçlayan bir yazı düzenim var.

Aklımdan geçeni yazıp blog sayfama gönderiyorum, terapi gibi, kafamdan çıkıyor ama bir yerde dökümante edilmiş duruyor, zamanı geliyor bir konu önem kazanıyor, orda durduğu yerden alıyorum, yeniliyorum, güncelliyorum, kullanıyorum

Gazete köşe yazarlarına Eposta gönderirim, "makalenizi beğendim, veya hiç beğenmedim", derim, gönderdiğim yorumlarıma cevap aldığım nadirdir, ama eposta'lar gidiyor, bir süre sonra bilinç altında bir şeyler filizleniyor, bakıyorum aynı köşede benim yorumlarıma göre yeniden şekillenmiş cümleler çıkıyor, kimbilir belki bana öyle geliyor.

Eposta'ları hemen almak, iPod ile cevap yazmak, en önemli zamanda bire-bir/ yüz-yüze iletişimi birakıp, SMS mesajları okumak bana saçma geliyor. Şurası bence kesin, iletişim yüzyüze yapılır, doğru ve etkili iletişim için telefon bile yetmez, konuşurken karşıdakinin yüz ifadelerini de görmek zorundasınız, eğer farklı kültürlerden geliyorsanız ayrıca vücut dilini, yüz tepkilerini çözmek/ anlamak için özel eğitim almanız gerekir.

Herkes E-Postalarını okuma derdinde, kimse iki satır ePosta yazmıyor, sizde benim gibi freelance/ serbest yazarların öylesine Eposta'larını okuyorsunuz,

Bu sabah (Pazar 4 Temmuz 2010) Ankara'da hava açık, sıcak, çok güzel, öğleden sonra ODTU KKM Diploma töreninde büyük Oglumun iki arkadaşı PhD diplomalarını alacaklar, her PhD bu yurda katkı demek, entellektüel sermayenin artması demek,

Selamlar saygılar

--
HalukDireskeneli@gmail.com

No comments: