Bir
kitap nasıl basılıyor? "Enerji Analisti'nin El Kitabı"
Haftalık
"Ekonomik-Çözüm" gazetesinde son 3-yıldır "Enerji-
Termik Santral" öncelikli köşe yazıları yazıyorum.
Yazılarımın sayısı 140+ oldu. Benzer yazıları İngilizce
olarak Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumunun
"turkishweekly.net" web sayfasında yayınlıyorum. Yazılar
başka web- blog sayfalarında da zaman zaman görünüyor. Bu
yazılar güncellensin, bir araya gelsin, bir kitap olsun istedim.
ODTÜ
1973 mezunu makina mühendisiyim. Artan CO2 emisyonlarının, fosil
yakıt kullanımının küresel ısınmayı artırtığını bilirim.
Ama doğrudan "Termik santral istemezük" demem, diyemem.
Termik santralleri tek tek inceler, değerlendirir, herkesin
anlayabileceği şekilde anlatmaya çalışırım. Uzun meslek
hayatım var. Termik santraller benim uzmanlık konum. Enerji
konularında eğrisini doğrusunu yanlışını, eksiğini, olacağı
olmayacağı anlatırım. Teknik mantık neyse onları yazarım.
Bunları yazarken meslektaşlarımdan epey yorum- katkı- eleştiri
alırım.
İnsanlar
enerji üreten santrallerin çevreye uyumlu, temiz, düzgün, verimli
tasarımla çalıştırılabileceğine inanmıyorlar. Bunları
anlatan bir döküman önlerine gelince yayımcı olarak yayımlamak,
okuyucu olarak okumak istemiyor.
Okuyucularımın
ilgisini devamlı tutabilmek için arada bir "Opera",
"Gezi- Münih", "Yemek- lokanta", konularında
yazıyor, "iş hayatı tecrübeleri" anlatıyorum. Onlarda
benim yazılarımın bir çeşnisi oluyor. Yazıları yazarken Daniel
Yergin ve Malcolm Gladwell ustaları örnek aldım. Enerji
konusunda yazılmış kitap sayısı sadece bizde değil, dünyada
çok az. Umarım bu kitap ilginizi çeker, diye düşündüm, ve
yazdım.
Kitap
yayınlamanın safhalarını sizlerle paylaşayım. Kitabı yazdınız
bitirdiniz, kağıt olarak basılıp, kitapçı raflarında
satılmasını istiyorsunuz. Yazar olarak kitap fuarlarına
katılacaksınız. Okurlarınız için kitaplarınızı
imzalayacaksınız, okur sohbetleri yapacaksınız. Günlerce
gecelerce uğraştınız, sonunda 100-200 sayfa kurgu veya kurgu dışı
yazdınız. Sizce kitap bitti. Ama yayımlamak öyle kolay değil,
yayıncıdan geçmesi hiç kolay değil. Yeni bir yazarın kabul
edilmesi çok zor.
Yazdığınız
kitabın daha önce kağıt basılmış benzerlerini pandora, idefix,
amazon sayfalarından buluyorsunuz. Yayıncıları belirliyorsunuz.
Onların web sayfalarından yeni kitap alma kurallarını
okuyorsunuz. Bu kurallara göre, kağıtta basılı olarak kargo ile
adreslerine veya pdf olarak email ile gönderiyorsunuz. Sonra bekleme
süresi başlıyor.
İlk
gelen cevaplar olumsuz, yayın kuruluna bile göndermemişler, şöyle
bir bakmışlar, "Bizim yayın programımıza uygun değil",
demişler. "Biz
daha önce herhangi bir platformda yayınlanmış yazıları kitap
haline getirip yayınlamayı düşünmüyoruz", demişler. "Size
olumlu yanıt veremediğimiz için üzgünüz."
Sonra
yayın kuruluna gidenler var. Burda en az iki uzman okuyor, görüş
bildiriyor, bu süre 4-5 ayı buluyor. Sonra bakıyorlar teknik bir
metin, anlaması zor, "satmaz" diyorlar. Bazıları
dökümanı alır almaz cevap veriyor. "Aldık inceliyoruz, bir
ay içinde cevap vermezsek cevabımız olumsuzdur", diyor.
Aradan iki ay geçiyor, cevap yok.
Genç
yazarların heyecanlı, uçuk konular işleyen, anlatımı karışık,
duygusal kurgu kitapları daha çok ilgi topluyor. Sadece duygusal
kurgu kitapları basarsanız, sizi sadece gençkızlar okur. Bizde
az kitap okumanın sebebi biraz da yayıncıların bu tip eğilimleri
oluyor. Yaşlı yazarların, iş ve yaşam tecrübelerini
anlattıkları düzgün ifadeli ciddi kurgu dışı kitaplara karşı
yayıncılar mesafeli, çünkü satmıyor. Kimse yaşlıların
kitabını okumuyor. Aslında bizde kimse ciddi kitap okumuyor.
Herkes hayat tecrübesini yaşayarak deneme- yanılma yolu ile
öğreniyor.
Yayıncı
için en kolay iş, çeviri kitaplar basmak. Nasıl olsa yazar
kendini ispatlamış, ödül almış. Telif problemi de yok. Çok
ucuz fiyata çeviri hakkını satın alabiliyorlar. Tek çevirmen
değil bazan çok çevirmenle çalışıyorlar, ilk 100-sayfa ile son
100-sayfa arasında, farklı çevirmen yüzünden uslup farkı
oluyor.
Benim
kitapta neler oldu? "Enerji Analisti'nin El Kitabı" isimli
228-sayfalık kitabımı yazdım, word ve pdf döküman yaptım,
özgeçmişimi en sona, tanıtım yazısını en başa koydum.
DoğanKitap 5-ay sessiz kaldı, sonra email ile olumsuz cevabını
gönderdi. Bilgi, Remzi, Nobel, Yky, Optimist, Destek, Can, ISIS
Press eposta ile olumsuz cevap verdiler. "Programımızda böyle
bir kitaba yer yok". İmge, Everest, İşbankası, Sel, Metis,
Epsilon, CKK, Pegasus, Kalem Agency, AnatoliaLit yayıncılık hiç
cevap vermedi. Ben de bu konuyu bıraktım.
***
Meslek
kuruluşları, dernekler kitap yayınlıyorlar, ama bunlar iyi
olmuyor. Kitabınızın piyasa yayıncılarının süzgecinden
geçmesi lazım. Kitabın basım parasını verip bir matbaaya
bastırmanız da mümkün. İlk baskı 1000-adet için 3000-4000 lira
alıyorlar. 200-sayfalık kitabın birim matbaa maliyeti 3-4 lira,
hepsi bu kadar. Sonra dağıtım, tanıtım, satış ile siz
uğraşıyorsunuz. Bu da olmuyor, siz yazarsınız, yayıncı
değilsiniz. Yazarlık başka, gazetecilik başka, yayıncılık
bambaşka işler.
Yayımcı
kitabınızı alırsa, maliyete ayrıca editör, art director, kapak
tasarımı, reklam, dağıtım masrafları ekleniyor. Sonunda
200-sayfalık bir kitap 20-25 lira etiket ile kitapçı raflarına
çıkıyor. Burda yazarın kazancı kitap başına 1-2 lira oluyor.
Eğer
bir ay içinde ilk baskı, yani ilk 1000-adet kitap satılmış ise
yayıncı ikinci baskıya geçiyor, yazara 1000-2000 lira ödeniyor,
bu iş böyle devam ediyor. Kitapların çoğu ikinci baskı
yapmıyor, yapamıyor, çünkü satmıyor.
Gazetecilerin
çala kalem yazdıkları günlük makaleleri topladıkları kitaplar
var, eskiden çok satardı, onların da modası geçti, ilk baskının
ötesine geçen çok az. Bizde eski yazarlar çok satıyor, SaitFaik,
AzizNesin, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal, Haldun Taner. Büyük
ustalar her zaman çok satıyor. Her yıl yeni baskı yapıyorlar.
Yeni kuşak Orhan Pamuk artık satmıyor, ama yabancı dil
tercümeleri çok iyi satıyor. Elif Şafak, kitaplarını kendisi
İngilizce yazıyor ve Penguen publishing yayınlıyor.
Zülfü
Livaneli, DoğanKitap üstünden çok yeni "Kostantiniyye Oteli"
kitabını yayınladı, çok iyi sattı, çok satanlar listesinde
uzun zaman kaldı. DoğanKitap, bir proje geliştirme olarak çalıştı,
beş kadın editör ciddi destek verdi. İmla hatası yok, ifade
hatası yok, kurgu çok güzel. Bence bu yılın en iyi kitabı oldu.
İçinde üstü kapalı olarak güncel konular işleniyor. Usta yazar
dili çok güzel kullanmış. Kitabın bir bölümünde genç bir
yazarın kitabını yayınlatma süreci var, çok gerçekçi
anlatmış. Çok satanlar arasında yabancı dillere tercüme
edilenler yok, yani yeni kitapların çoğu sadece bizim yerli
piyasaya hitap ediyor.
Benim
kitabın İngilizcesini hazırladım. Daha kısa oldu. Bire bir
tercüme değil. Çoğu makalem önce ingilizce yazıldı, sonra
Türkçe güncellendi. Web yayın sırasında Amerikalı Editor
düzeltmesinden geçmişti. Yabancı yayıncılar taslak kitabı
doğrudan almıyorlar, bir "Literary Agent" (Edebiyat
Danışmanı) bulmanız lazım.
Onları
web database'lerden bulup email adreslerine gönderdim, kibarca
olumsuz cevap verdiler. Hep aynı kalıp kibar cümleyi kullandılar,
"Biz, sizin için uygun kişi (Literary Agent) değiliz".
Bir kitabı kabul edebilmeleri için, o kitabın dünya çapında en
az 10,000 adet satış yapabileceğini öngörmeleri lazım. Kolay
değil.
Sonra
"web publishing" yapanları buldum, Leanpub, Lambert
publishing. Burda editör siz oluyorsunuz. Tüm düzenleme yazara
kalıyor, olacak iş değil, bir kitap sadece yazar tarafından
yazılmaz. Editör'ün denetiminden geçmesi lazım. İmla hatası,
ifade hatası her zaman yaparsınız.
Kitabınızın
bir veya daha çok sayıda editörün denetiminden geçmesi
şarttır. İnternet üstünde çok sayıda yayıncı var. Kitabınızı
pdf e-book olarak basıyorlar, yayınlıyorlar, satıldıkça para
ödüyorlar, ancak çoğunun bir ticari değeri yok. Kimse onları
bilmiyor. Benim İngilizce "Energy Analyst" isimli kitabım
Amazon üstünden e-book kindle olarak yayına verildi. Fiyatı
0.99$. Amazon.com Türkçe dilinde yazılmış yeni kitap almıyor.
Türkiye'den banka hesabı kabul etmiyor. ABD vergi mükellefi
olmadığım için ana sayfadan ABD içine satış yapmıyor, ama
Almanya (amazon.de), İngiltere (amazon.co.uk) ve diğer ülkelerin
web sayfalarından sipariş alıyor.
Amazon.com,
İngilizce veya Avrupa dillerinden birinde yazılmış kitabı
alıyor. Önce intihal- plagiarism kontrolu yapıyor. Eğer kitap
metni uygun ise kendi sayfasında e-book olarak yayına veriyor.
Sattıkça masrafları ve vergisini düşüyor. Sonra kalanın
royalty bedelini yazara ödüyor. Ödeme için satışın belirli bir
rakama ulaşması lazım. E-book çok satarsa, editör gözetiminde
daha sonra kağıt baskıya geçiyor. Daha birşey satmış değilim,
kısmet bakalım.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
http://www.ekonomik-cozum.com.tr
Prinkipo,
09/01/15
No comments:
Post a Comment