"Investment in Our Energy Markets"
Değerli
Okurlarım,
Termik
santrallerin özelleştirmede ortaya çıkacak fiyatları hakkında
bir tahmin yapmak istemiyoruz. Yatırımcı hesabını yapar,
yatırdığı parayı belirli bir kısa sürede geri almak ister. Bu
makul kısa süre bizim ülkemizde 4-5 yıldır, en fazla 10 yıldır.
Önemli olan yatırımcının çevre halkına getireceği istihdam
imkanlarıdır. Çevre kirliliğini önlemek / azatmak için yapacağı
yeni yatırımlardır. Türkiye de bugün en az kesin 5 tane, belki
10 tane termik santral tasarımını, malzeme satınalma, imalat,
montaj ve işletmesini yapacak yerli firma vardır.
Elektrik
enerjisinin ucuz, kaliteli, zamanında ve güvenilir şekilde temini
ülke yönetimlerinin en öncelikli, en önemli konularından
biridir. Enerjinin ulusal ve kamusal çıkarları gözeten bir
anlayışla planlama ve yönetimi boyutları önem kazanmaktadır.
Enerji planlamaları, bir ülkenin geleceğini, refahını ve aynı
zamanda krizlerini de belirlemektedir. Enerji Piyasalarımız için
önerilerimizi şöyle sıralayalım,
Yeni
inşa edilecek termik santrallerde öncelik yerli- öz
kaynaklarımızın, yani yerli kömürün değerlendirilmesi
olmalıdır. Yatırımcı yaptığı yatırımı bize/topluma/ yöre
halkına çok iyi anlatmalıdır. Halkla ilişkiler halka daha çok
bilgi vererek yapılır. Sadece ÇED raporu ile, EPDK lisansı ile iş
bitmez. Yerel halkın onayı mutlaka alınmalıdır. Yanıltma, vaya
yanlış bilgi verme durumları olmamalıdır.
Enerji
arz güvenliği en öncelikli konudur. İthal kömür kullanan
termik santrallerini Karadeniz kıyısına yapmak bize göre çok
risklidir. Boğazlar bu kadar yoğun gemi trafiğini kaldıramaz.
Hatta bir zaman sonra Iskenderun körfezi de bu gemi trafiği yükünü
taşıyamaz. Iskenderun körfezine, Mersin, Adana, Hatay kıyılarına
ithal kömür santrali yapma konusunda lisans sınırlaması
getirmeliyiz. Şu anda abartılı sayıda konuyu bilen bilmeyen
lisans almak için başvurmuştur. Başvuru yapan çoğu firmanın,
teknik, ticari, finansal yeterliliği yoktur. Yerel linyit
yakabilecek, yerli mühendislik kapasitesiyle tasarımı yapılmış,
yerli imkanlarla imal edilmiş, yerli personel ile montajı yapılmış,
yerli personel ile işletilen termik santrallerin sayısını hızla
artırmalıyız. Türkiye,
kendi enerji piyasasına, kendi yatırımcısı, imalatçısı,
akademisyeni, mühendislik ve müteahhitlik hizmetleriyle sahip
çıkmalıdır.
Yurtiçi
firmalara sağlam yerel mühendislik kadroları gerekir. Yabancı
mühendislikle bir yere varılmaz. Her ülke kendi yerel yakıtlarına
uygun tasarımını kendi yapar. Enerji piyasasında yatırımcı
veya müteahhit olarak çalışacak firmaların, yatırım
projelerinin temel mühendisliğini yapabilecek sağlam genç,
bilgili ve donanımlı mühendis kadrolarına ihtiyaçları vardır.
Kendi mühendislik kadroları olmayan yerli firmaların, ne kadar
büyük olurlarsa olsunlar, uzun dönemde enerji piyasalarında
başarılı olmaları mümkün değildir.
Kamu
santrallerinin rehabilitasyon yatırımlarına öncelik vermeliyiz.
Termik Santral rehabilitasyon gerçekleştirme sürelerini
hızlandırıcı dolaylı teşvikler almalıyız. Enerjinin üretimi
ve yönetiminde en temel unsur olan insan kaynağımızın eğitimi,
istihdamı, yeterli ücret konularına gereken önem vermeliyiz. Dışa
bağımlı yakıt miktarını azaltmalıyız, enerji arz güvenliği
riskini azaltmalıyız, doğalgaz ve ithal kömür kullanımının
dış alımını azaltmalıyız.
ÇED
raporları ve EPDK lisans detaylarına ulaşımda, kamuoyu için
saydamlık sağlamalıyız. Detaylarda, proje gelişim raporlarında,
aylık güncelleme yapılmasını sağlamalıyız. EPDK bir lisans
veriyorsa çok iyi değerlendirme yapması lazım. Lisans alan firma
piyasadan kolayca finansman da bulabilmeli. Lisans bir anlamda
projeyi “bankable” yapabilmelidir. Eğer bu değerlendirmeyi EPDK
yapamıyorsa, meslek örgütleri yapar, piyasa yapar.
Enerji
ile ilgili tüm kurumların çalışmalarında şeffaf olmaları,
bilgilerin yaygınlaşması, herkesçe erişilebilir ve
kullanılabilir olması gerekir. ÇED raporu ve EPDK lisans tadilat
başvurularında, sonradan yakıt değişimine, özellikle yerli
kömürden ithal kömüre geçişe, abartılı kapasite artırımlarına
kesinlikle izin vermemelidir. Enerji verimliliği yatay ve dikey
sektörlerde artırmalıyız. Enerji sektörünün özellikle arz
politikalarında enerji, verimliliğine özel bir yer vermeliyiz.
Enerji verimliliği konusunu enerji sektörünün arz politikaları
arasında yer vermeli, enerji verimliliği yatırımlarını enerji
sektörü yatırımları arasında saymalıyız.
Daha
çok yerli linyit/kömür/ hatta BiyoKütle yakan, temiz ve verimli
teknoloji kullanan termik santraller inşa etmeli, yeni yazılım ve
donanımları kullanarak kendimiz tasarımlarını yapmalı, kendimiz
imal etmeli, kendimiz monte etmeli, kendimiz çalıştırmalı ve
işletmeliyiz.
Daha
çok yerli imkanı, yerli mühendisliği, yerli tasarımları
kullanmalıyız. Daha çok sayıda rüzgar santrali, güneş
santrali, yenilenebilir enerjiler, hidrolik santraller inşa etmeli,
yeni yazılım ve donanımları kullanarak kendimiz tasarımlarını
yapmalı, kendimiz imal etmeli, kendimiz monte etmeli, kendimiz
çalıştırmalı ve işletmeliyiz.
Yenilenebilir
enerjilerin depolanması için Pompalamalı Hidro Elektrik
Santralleri(PHES), ulusal şebekeye bağlanması için gerekli yeni
iletim hatları yatırımları için bütçe ayırmalıyız.
Enerjinin
en ekonomik yoldan kullanılması için, “yük yönetimi” yaparak
yükün pik saatler dışına kaydırılmasına çalışmalıyız.
Bunun için gerekli stratejileri çizmeli/ projeleri yapmalı/
yatırım programları oluşturmalıyız.
Yerel
Çevre örgütleri, yerel basın, yöre üniversitelerinin
çalışmaları, yatırımcının doğru karar vermesi ve yılda 365
gün/günde 24 saat devamlı denetlenmesi için çok önemlidir.
Yerel STK örgütleri termik santraller konusunda kendilerini doğal
görevli hissetmelidirler.
Üniversitelerimizde
genç mühendislerimize/ akademisyenlerimize daha çok Master/
Doktora/ DoktoraSonrası imkanları vermeli, onlara daha çok
yazılım/ donanım sağlamalıyız.
Yerli
teknolojilere/ yerli yakıt kullanımı için Üniversitelerimizdeki
akademik/ bilimsel araştırmalara daha çok araştırma fonları,
daha çok para ayırmalıyız. TÜBİTAK Marmara MAM benzeri
akademik bilimsel araştırma kuruluşlarımızın, enerji
enstitülerimizin sayısını artırmalıyız. Üniversitelerimize
Enerji Enstitüsü, AfsinElbistan’da Linyit/Kömür Yakma
Teknolojileri, Alaçatı’da Rüzgar Santralleri, Ege Bölgesinde
Jeotermal Enerji, Güney Doğu Anadolu Bölgesinde mutlaka Hidrolik
Enerji Araştırma Merkezleri kurmalıyız.
Kurumların
yaptığı ikili anlaşmaların ticari sır içeren hükümleri belki
kamuoyunun yaygın bilgisine sunulmayabilir, ancak hiç bir anlaşma
ülke çıkarlarının üzerinde olamaz, enerji konularında hiç bir
bilgi bir ülkenin kurumlarından ve yurttaşlarından saklanamaz.
Saklansa bile mutlaka günün birinde ortaya çıkar. Ülke
çıkarlarını koruma görevi de yalnızca gizlenen anlaşmaları
imzalayan kamu görevlilerinin tekelinde olamaz. Bu tekel, eninde
sonunda zaman içinde biter. Enerji konuları hepimizin konusudur,
hepimiz üstünde düşünmeli ve katkı koymalıyız. Yatırımcıyı
her daim denetleyecek Amasra/ Sinop/ Hatay/ Çanakkale/ Samandağ
Çevre Örgütleri benzerlerine, yerel basına, yerel üniversitelerin
çalışmalarına ihtiyaç vardır. “Devamlı Denetleme” sadece
kamu kuruluşlarına bırakılmaz.
Türk
Mühendisine, Türk İşadamına, Türk işçisine getireceği artan
oranda istihdam imkanıdır. Eğer bir yatırım çevre halkına
istihdam imkanı sağlamıyorsa, Türk mühendisine iş,
çalışanlarımıza istihdam, Türk işadamına/ müteahhitine yeni
sipariş imkanı vermiyorsa, bizim o yatırıma toplum olarak
ihtiyacımız yoktur. Bize nükleer santral de lazım, ithal kömür
santralleri de lazım. Elektrik
ihtiyacının karşılanması için öncelik yerli ve yenilenebilir
kaynaklara verilmekle birlikte enerji arzı içinde nükleer ve
ithal kömür santrallerinin de, makul bir payla yer alması bizce
uygundur. Umarız
yatırımcı firmalar kendi yerli mühendislik kapasitelerini ve
yerli işgücünü sonuna kadar kullanırlar, ve yatırımlarını
zamanında bitirirler.
Bizim
işimiz "Risk belirlemek”, yani “Risk Assesment",
yatırımcıya ve hatta daha önemlisi yatırımcıya proje kredisi
veren finansman kuruluşuna yol gösteriririz. Güzel haberleri
herkes verir, önemli olan zor- güç- problemli kötü haberleri,
risk analizini, risk değerlendirmesini, zor çözümleri verebilmek,
daha da önemlisi bunları erken verebilmektir.
Haluk
Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,
mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı
ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak
termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,
satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar
termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,
mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere
danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji
komisyonları üyesidir.
2013-10-30
No comments:
Post a Comment