Saturday, October 01, 2011

Bir Prinkipo hikayesi... Devam...



Bir Prinkipo hikayesi... Episod-1
(tamamen kurgudur, gerçeklerle ilgisi yoktur)

1970 sonları ve 1980'ler...
Delikanlı yarım bıraktığı Lise eğitimini Heybeli (Halki) Lisesinde tamamlar, Istanbul Universitesi TIP fakültesine girme hakkı alır, vapurlarda mutfak eşyası satarak hayatını kazanır, TIP fakültesi Cerrahi bölümünü başarı ile bitirir,  ilerki yıllarda önemli ameliyatları yapan ve dünya çapında tanınan bir cerrahtır artık. Ünü öylesine yayılmıştır ki dünyaya; kabuğundaki Türkiye'nin adeta sesi olmuştur bütün dünyada. 70 cente muhtaç Türkiye'ye avuç dolusu para getirmektedir her yurtdışı operasyonlarında ve Türkiye'ye gelen Avrupalı ve Amerikalı hastaların başarılı ameliyatlarıyla... Bu arada kendine Prinkipo adasında Maden tarafında eski bir köşk alır. Yeniletir yerleşir, yazlarını orda geçirir. Sosyetik bir kızla evlenmiştir. Henüz çocukları yoktur.
Kader bu ya... bir süre önce eski kayınpederi olan yaşlı bey... önemli bir beyin kanaması geçirir ve operasyon için ,  Nizam tarafında Trocky köşkü yanındaki kendi köşkünden, Belediye Hasta Taşıma minibüsü ile cerrahımızın part-time çalıştığı BüyükAda Devlet hastanesine getirilir; (Yolda Prinkipo'lu Sisyphos'u söylene söylene PlastikPet/ Cam  şişeleri toplarken görürüz, senaryoya girmezsem çatlarım) Celalettin Cerrah henüz polis olma aşamasında olduğundan Istanbul'da terör hat safhadadır ve elektriklerin de kesik olmasına rağmen bu cerrah tüm ekibini ve malzemelerini toparlayıp başarılı bir operasyonla gaddar kayınpederi bu dertten kurtarır...
Kayınvalide çoktan Hakkın rağmetine ermiş; kayınpeder de Rusya'dan genc ve güzel yeni gelin almış olduğundan ve Amerikalı Mimar KIZı ''O bana...O bana'' diyen küçük kızını babasız büyüten bir 'Çaresiz Kadın' olarak ''Of Bağırma...'' diyerek ancak hayatını idame ettirmektedir. Zavallı KIZcağız bir süre de barlarda ''Direkler Arası'' showlarda çalışmıştır; gaddar babasının Rus geline para saçıp, onu unuttuğu yıllarda.... 
1980'lerin ortasına doğru büyük değişime giren Türkiye'nin Başbakanı bir Amerika gezisine cerrahımızı da götürür; ''Benim Cerrahım işini bilir'' edasıyla övünmektedir...Tam Amerika'ya vardıkları anda Türk (asıllı Amerikalı) bir kadının beyin sarsıntısı ile hastaneye kaldırıldığı ve durumunun ağır olduğu bildirilir... Başbakan hemen cerrahını da alarak hastaneye bir basın ordusuyla koşar...ve hasta yatmaktadır yatağında... Cerrah meslekdaşlarından hızla bir bilgi aldıktan sonra; ''What is name of our patient?/ Hastamızın adı nedir?'' der ve dosyadan ismini okuyan Dr JohnyWalker cevap verir: "An architect Mrs. ... originally from Turkey/ Turkiye'den Mimar Misis...".  Episod-1' in sonu.... 
Prinkipo'lu Sisyphos

No comments: