Antalya'da yıllardır elektrik sıkıntısı vardı. Bir yerli yatırımcımız ilgi duydu doğalgaz yakacak kombine çevrim santrali için müracaat etti. Zamanın Enerji Bakanının şahsi desteği ile tüm izinler kolayca alındı. Önce Antalya OSB de yer verildi. Ancak Antalya OSB dogalgaz giris cikisindan %.. (herhalde %3) aracı bedeli istedi. DoğalGaz’ın miktarı belli, yıllık OSB’ye ödenecek rakam çok yüksek. Yerli yatırımcımız kendisine OSB'nin kuzeyinde yeni bir boş yer aradı.
Böyle durumlarda ana doğalgaz boru hattına yakın yer ararsınız. Sonra bu ana boru hattı üstünde en yakın elektrik yüksek gerilim hattı bulursunuz. ikisinin çakıştığı yerde su da varsa tam yerine geldiniz. Eğer yakında deniz, nehir, akarsu, göl yoksa dert degil. Hava soğutmalı kuleler yaparsınız. Su soğutmaya göre biraz daha pahalıdır ama işinizi görür. Tarım arazisi suyunu kullanmazsınız, çevre tarım nüfusu ile aranız bozulmaz. Çevre insanı size her zaman lazımdır.
Yatırımcımız Selimiye Kovanlık bölgesinde Ankara Antalya karayoluna yakın bir tarım arazisi buldu. Kendisine yaklaşık 400-500 dönüm yer lazımdı. Satmak isteyenlere piyasa rayicinin 4-5 kat üstünde para verdi. Elinden yaklaşık 100 milyon TL çıktı. Sonra işin temel tasarımını bir Türk muhendislik firmasına verdi. Mühendislik firması yöneticilerinin, daha önce çalıştıkları başka büyük müteahhitlik şirketlerinden geçmişlerinde iyi referansları vardı. Konuyu çok iyi biliyorlardı. Cok iyi iş cikardilar. Dünyada benzer iş yapan mühendislik firmalarının kullandıkları bilgisayar yazılımlarını kullandılar.
Temel mühendisliği bitirdiler. Öne 4 adet LM6000, ilk faz kombine çevrim yaptılar. Arkaya daha büyük Siemens GT’leri koydular.
SatınAlımlar belirlendi. En iyi ekipmanlar alındı. Montaj başladı. Yatırımcı zaten enerji konusunda işbilir tecrübeli bir firmaydı. Sağlam tecrübeli kadrosu vardı. Kendi kadrosu ile işi kotardı, 1150 MWe kapasiteli santral şu anda basit cevrim (simple cycle) sistem calisiyor. Mevcut Doğalgaz hattı 16" tam kapasite için yetmiyor. 36"e çıkarılması lazım. Yeni 36” ek kapasite doğalgaz hattı yapılıyor.
Yatırımcı bu yatırım için toplam 1.1 milyar US Dolar eşdeğeri para harcadı.
Ancak yatırımcı kararvericileri kendilerine göre haklı, ufak bir fiyat ayarlaması yaptılar. Mühendislik firmasının hava soğutmalı kule tavsiyesi yerine, daha ucuz olan su soğutmalı sistemi seçtiler. Antalya'daki makina muhendislerinden de montaj desteği sağladılar. Sistem hava soğutmalı olsaydı yaklaşık 20m US Dolar eşdeğeri ilk kuruluş parası harcıyacaklardı. Su soğutmalı olunca 5 m US Dolar civarında hemde Antalya üretimi bir soğutma sistemi yaptılar. Hava soğutmalı sistemin ilk kuruluş masrafı çoktur, ama işletme masrafı azdır. Su soğutmalı sistemde ise ilk kuruluş masrafı düşüktür fakat işletme masrafı çoktur.
Ancak soğutma sisteminde kullandıkları su çevre tarım arazisi suyu, Antalya'ya içme suyu sağlayan Toros'lardan gelen yeraltı suyu. Antalya'da kimse onlara "Bu su bize lazım, burda hava sogutmalı yapmalısın, su sogutmalı sistem olmaz", demedi. Belki Ziraatçiler dedi ama sesleri cılız çıktı. Enerji kamu yönetimi zaten yatırımcıya tam destek veriyordu. ÇED raporundan kimsenin haberi olmadı. EPDK lisansı hemen çıktı. Gerekli arazi satın alınması hemen yapıldı.
Şimdi Antalya'da 1150 MWe elektrik üretebilecek bir Kombine cevrim santrali var. Bugünün DUY, PMUM fiyatları ile yatırım kendini 2-3 yıl içinde geri ödeyecek. Yatırımcı eşdeğer kapasitede yeni ikinci santralin yatırım ön çalışmalarına başladı. Türk mühendisleri temel tasarımını yaptılar. Yine Türk mühendisleri satınalmasını, inşaatını, montajını yaptılar. Bunlardan memnun olmalıyım, şimdi Antalya'da belki gerektiğinden fazla elektrik kapasitesi var.
Ama santralin soğutma sistemi komşu tarım arazileri için gerekli Toros dağlarının 0-5C arasındaki güzel yeraltı içme suyunu kombine cevrim sırasında kullanıyor. Isınan ve 34+C‘ye çıkan geri dönüş suyu en kolay herhalde yandaki çaya verilecek/ veriyor, 34+C’deki sıcak suyun artık tarım değeri yok. Bundan sonra komşu tarım arazileri su bulabileceklermi?? Şüpheliyim. Neden böyle, herşey çok güzel yapılıyordu?? Neden önemli bir temel tasarım sonrası ucuza kaçıyoruz??
Yatırımcıya diyecek birşeyim yok, Yatırımcı, itiraz gelmedigi sürece, her malın en iyisini en ucuza ister, veya en ucuz malın en iyisini almaya çalışır. En doğal hakkı, sizde olsanız öyle yaparsınız
Yerel çevre örgütlerinin, sivil toplum örgütlerinin, TMMOB'un, EMO'nun, MMO'nun konuyu sahiplenmesi gerekmezmi?? Yerel birkaç gazete köşe yazarının arada bir yazdıkları yazılarla bu sahiplenme olabilirmi??
Antalya kendi çevre sorunlarına sahip çıkmamıştır. Daha büyük sorun üretmiştir. Eskiden elektrikleri yoktu. Önümüzdeki yaz aylarında yüzlerini yıkayacak içme suyu bulamayacaklar. Deniz suyunu kullanırlar artık-
Çevre köylüler şimdiden yeraltı suyunun azalmasından dolayı şikayet ediyorlar. Sulama zorlaştı, tarım ürünleri azaldı, herhalde daha da azalacak. Geçmiş ola. Uzun vade işletmede, komşunuz olan yerel insanı mağdur etmeyeceksiniz. Komşu tarım arazisi sahiplerini küstürmeyeceksiniz, onları zora sokmayacaksınız. Son durumun yatırımcı açısından da uzun vadede doğru olduğuna inanmıyorum. Çevre köylülerin oyları doğrultusunda yeni bir politik yönetim değişimi sonrası ne olacak?? Yatırımcı finansman ihtiyacı yüzünden halka arz yaptı. Alıcılar uzun vade riskleri gördüler. Çoğu "Bu kadar para etmez", dediler.
Allah herkese akıl fikir ihsan etsin. Biz risk belirleriz, yatırımcıya hatta daha önemlisi yatırımcıya proje kredisi veren finansman kuruluşuna yol gösteriririz. Güzel yanlış haberleri herkes verir, önemli olan zor güç problemli kötü haberleri, risk analizini, zor çözümleri verebilmek, daha da önemlisi bunları erken verebilmektir.
En derin saygılarımla
Haluk Direskeneli
No comments:
Post a Comment