Wednesday, June 08, 2022

Annelerim

Bizim ailenin kadınları hep çalıştı Benim babaannem Hacı Ziynet hanım 1900 yılında Eğirdir’de doğdu. Çocukluğundan itibaren 1977 yılında vefat edene kadar ömür boyu halı tezgahında, akrabası olan amcaları halı tüccarları için boğaz tokluğu karşılığında çalıştı. Elli yaşına vardığında oğlu İsmal bey Ankara Hukuk fakültesini bitirip yargıç olduğunda ona aylık para göndermeye başladı. Eğirdir imaret mahallesinde göle bakan ahşap evinde alt katta oturdu. Oğlundan gelen aylık para ile çarşı pazar mutfak alışverişini yaptı. Halı tezgahında çalışmayı bırakmadı. Para için çalışmasına artık gerek yoktu ama halı dokumaya devam etti. Dokuduğu el emeği göz nuru halılarını oturduğu sokağın az alt çaprazındaki imaret mahallesi camisine hediye etti. Ömrünün son yıllarında gözleri net göremeyince Isparta’ya özgü halı motifleri takip etmeyi bıraktı, artık yünlerden karmakarışık hercai yolluklar halılar seccadeler dokudu. Onun halı tezgahında çok hızlı halı dokuma maharetine hayran olmuşumdur. Rahmetli kocası istiklal madalyası sahibi Mülazimı Sani Abdullah beyden kalan küçük ahşap evde ömrü geçti. Akrabaları komşuları ile yanyana barışık yaşadı. Evinde musluk akarsu yoktu, abdest alacağı su ibriklerle sokak çeşmesinden gelirdi. Haftada bir mahalle hamamına gider yıkanırdı. Kışları bize gelirdi, sabahlara kadar namaz kılar kuran okur dua ederdi. Pazar günleri biz çocukları yıkamak onun görevi idi. 1912 Balkan harbinde Edirne siperlerinde şehit olan babası Rafi beyden kalan elma bahçesini ve Cire Balkırı tarlalarını ömür boyu elinde tuttu direndi satmadı, icar kiradan gelen parayı almakla yetindi, elma bahçesinde gelen birkaç sandık tatlı çok sulu starking elma kışın bize gelirdi. Bir Ağustos sabahı sabah namazı için mahalle camine giderken yolda kalp krizi geçirdi, cami kapısında ruhunu teslim etti. Mezar yeri, kefeni, herşeyi hazırdı, ikindi namazına yetiştirdiler ve aynı gün toprağa verdiler. Ertesi gün gittiğimde yapılacak sadece mezarında dua edip geri dönmek kalmıştı. Anneannem Fatma Müzeyyen hanım 1900 yılında Bosna Sarayevo Pazarköy de doğdu. 1912 Balkan savaşında bir sabah sobadaki çayı yanar bırakıp tüm aile göç kaçış yollarına düştüler. Kış aylarında 2000 km yürüyüp Istanbul’a vardıklarında ailenin tüm büyükleri yolda ölmüşlerdi. Sadece yanında Teyzesi yaşıyordu, daha önce istanbul’a gelip yerleşmiş akrabalarının yanına sığındılar. Fatma Müzeyyen , istanbul Aksaray Kıztaşı Hobyar mahallesi gelinlik kızlarının vaz geçemediği ev terzisi oldu. Evlere gider ev kadınlarının genç kızların beğendikleri modellere uygun kumaş biçer, dikim işini onlara bırakırdı. 1930 yıllarının güzel istanbul Aksaray mahallesi kadınlarının Paris modasına uygun modern entarileri, harika elbiseleri onun makasından çıkmıştı. 1924 yılında Aksaray mahkemesi katibi Abdulkadir beyle evlendi. Abdülkadir beyin yıllar sonra ikinci evliliği idi. Erken kaybettiği ilk eşinden yetişkin bir kızı vardı. 1925 yılında Ayşe Hadiye ismini verdikleri bir kızları doğdu. Abdülkadir bey 1930 yılında kalp krizinden vefat etti. Ana kıza oturdukları iki katlı ev kalmıştı. Evin yarısı Abdülkadir beyin kardeşine ait idi. Uzun yıllar bubahçeli evde oturdular, alt katı kiraya verdiler. Hadiye mahalle ilkokuluna, ortaokuluna gitti. Çok çalışkan öğrenciydi, çalışmaktan başarılı olmaktan başka çaresi yoktu. Çapa öğretmen okulunayatılı devam etti. Haftasonları evci çıkıyor, hafta içinde kahvaltıda verilen küp şekerleri biriktirip annesine getiriyordu. Çapa öğretmen okulu bitti, Hadiye Ankara Gazi Terbiye Enstitüsünde Türkçe Edebiyat branş öğretmenliği eğitimine başladı , iki yıl sonra bitirdi. Bu arada amcanın açtığı izalei şuu davası 1950 yılında sona erdi. Ev satıldı, parasının yarısını amca varisleri aldılar, kalan yarısını Fatma Müzeyyen hanım, Hadiye ve Abdulkadir beyin ilk eşinin çocukları torunları paylaştılar. Fatma Müzeyyen hanımın evi elinden gitti, kızının yanına taşındı, istanbul’a gittiğinde yakın mahalle arkadaşlarının evinin bir odasında kiracı oldu. 1950 yılında öğretmen Hadiye, yargıç ismail beyle görevli oldukları Isparta’da Ordu evinde evlendiler. Fatma Müzeyyen hanım kızından ayrı kaldığı zamanlarda çok sigara içti, 1952 yılında ani geçirdiği kalp krizi yüzünden genç dayılır yaşta vefat etti. Cenazesi Cihanbeyli mezarlığında toprağa verildi. Yıllar sonra yol üstü geçerken mezarını aradım bulamadım. Konya ovasının kum fırtınaları mezar taşlarındaki yazıları silmişti. İstanbul 1925 doğumlu Ayşe Hadiye 1947 yılında Türkçe Edebiyat öğretmeni oldu, ilk görev yeri Isparta’da Kız Enstitüsünde çalıştı. 1950 yılında evlendi, Aydın Çine, kırıkkale ve Ankara ortaokullarında çalıştı, üç erkek çocuk doğurdu, 1975 yılında emekli oldu, emekli ikramiyesi ile istanbul’da ev aldılar, orda yaşadılar. Evlerinde hiç değişmeyen bir düzen vardı, radyoda trt3 çalar, eve Cumhuriyet gazetesi alınır, çamaşır bulaşık mutfak Annemden sorulur, dışarda alışveriş, para işleri vergi giderler babam tarafından yerine getirilirdi. Annemi 2018 yılında, babamı 2020 yılında, her ikisini de çoklu organ yetmezliğinden kaybettik. Evde çocuk doğduktan donra annenin çalışmayıp bebeğine bakmasını anlarım ve çok doğru bulurum. Bebek annesine muhtaçtır. Bebek yanlız bırakılmamalı, kreşe bakıcıya emanet edilmemelidir. Almanya ve iskandinavya ülkelerinde babaya bile getektiğinde yeni doğan bebeğine bakabilsin diye paralı parasız uzun süre izin hakkı veriyorlar. Bizde annelerin çalışmasını engellemek , onların yerine erkeklerin istihdam imkanını artırabilmek için uzun süre çalışan kadına - yeni doğan bebeği olan annelere izin hakkı verilmedi. Yıllardan sonra uzun süreli parasız izin çıktı. Baba aileye yeterli Seviyede para kazanabilmeli, anne evde oturup çocuğuna okul yaşına kadar bakmalı derim. Günümüzde, özellikle covid sürecinde evden internetbilgisayar kullanarak online çalışmak artık mümkün. Annelerin çocuklarının bakımını yapıp uyuttuktan sonra evin çalışma odasında bilgisayar kullanarak çalışmaları para kazanmaları olabiliyor. Örnekler çok, call-center yani müşteri hizmetleri olarak çalışabiliyorlar, makale roman eleştri yazabiliyorlar. Information technology konularında para kazanabiliyorlar. Bizim ailenin bütün kadınları ömür boyu çalıştılar, Balkan ve 1.Dünya savaşının zor şartlarında, 2. Dünyasavaşının darlık kıtlık döneminde kendilerinden fedakarlık ettiler, çocukları için ellerinden geldiğince herşeyin en iyisini vermeye uğraştılar. Allah hepsinden razı olsun, mekanları cennet olsun. Büyükada 6 Haziran 2022

No comments: