Tuesday, April 27, 2010

Termik Santraller üstüne öylesine...


Foto. Gerze 25 Nisan 2010, GerzeHaber

Değerli Arkadaslarım,

Çocukluğumdan beri gazete okurum. Gazetelerde özellikle çevre konularını çok dikkatle okurum. Ancak bir mühendis olarak gazete köşe yazarlarının/ muhabirlerinin çevre/ enerji konularında taraflı, kolaycı, slogan saplantılı tavır aldıklarını düşünüyorum. Çevre /Enerji sorunları tek taraflı bakış açısıyla çözülmez. Burda doğru ve yanlış, siyah ve beyaz gibi net değildir. Arada çok gri tonlar ağır basar. Zaten üniversite eğitimi boyunca "TermoDinamik" dersi almamış olanların, "volt" ile "watt" kavramını ayıramayanların enerji konusunda fikir beyan etmelerine, bu :-) cesarete hep şaşmışımdır. Termik santrallerle ilgili çevre konusu öyle basit "istemiyoruz" diyerek çözülecek konu değildir.

Aklımda bu haftasonu termik santrallerle ilgili önemli konular vardı, Pazar sabahı onları burda- bu blog sayfasında sizlerle paylaşayım istedim.

Ben termik santral yapımı, tasarımı, pazarlanması, satışı, proje yönetimi, işletimi konusunda mezuniyetinden itibaren (1973) çalışmış bir makina mühendisiyim.

Benim ve benim gibi makina muhendisliği konusunda eğitim almış bu konuda yıllarca çalışmış kişilerin doğrudan termik santral karşıtı olması herhalde beklenmez. Biz termik santral yapmak , tasarımını gerçekleştirmek, inşaa etmek, düzgün, çevreye zarar vermeden işletmek için eğitim aldık. Toplum bizi bu amaç için eğitti, yetiştirdi, kaynaklarını seferber etti, biz de en iyisini yapmak, topluma daha çok enerji, daha çok elektrik, daha iyi çevre şartlarına uyumlu santral kurmak için çalıştık, bugünlere geldik.

Doğrudan termik santrallere karşı olmak bence komik, anlamsız hatta absürt bir durumdur. Konudan anlamam deseniz, diyelimki otelci, cevreci, veya TIP doktoru olsanız, yine elektrige ihtiyacınız var, otelci iseniz yazın otelinizde klimalar çalışacak, havuz filtresi sirküle olacak, Doktor/ Cerrah için ameliyat masasında cihazlar çalışacak, lambalar yanacak, sterilizasyon yapılacak, en azından lambanız, kaloriferiniz, bilgisayarınız çalışacak,

Termik santralleri doğru tasarımla, çevreye en az zarar verecek şekilde, en uygun yerde, tüm filtreleri yapılmış çalışır şekilde inşaa etmek gerekir. Güneş santralleri geceleri çalışmaz, rüzgar santralleri rüzgar esmezse çalışmaz, güneş ve rüzgar santralleri çalışmadığı sürelerde devreye girecek eşdeğer kapasitede termik santrali sıcak hazır beklemede tutmak zorundasınız. "Rüzgar, güneş bize yeter" demek, bu konuyu hiç bilmeyenlerin ifadesidir, sadece güneş rüzgar değil, termik, hidrolik, nükleer her tür santrali uygun oranda, düzgün tasarımlarla, çevreye en az zarar verecek şekilde ve yerli kadrolarla yapmak gerekir

Kömür yakan termik santrallerde eski pülverize kömür yakma teknolojileri terk edilmeli, yeni temiz kömür teknolojileri, CFB, IGCC, Oxy-firing, yeraltı gazlaştırma sistemleri uygulanmalıdır. Kombine çevrim santrallerinde deniz suyu ile santral soğutma sisteminin deniz canlılarına zarar vermesi önlenmeli, derin deniz dejarjı düzgün yapılmalı, deniz suyu sıcaklığı, NOx, SOx emisyonları kontrol altında tutulmalı, santralin yapılacağı mekan orman arazisi olmamalıdır.

Enerji, elektrik üretimi olmadan toplum gelişemez, refah seviyesini yükseltemez. Toplum kültürel, sosyal olarak ta ilerlemeli, ama elektrik olmadan opera seyredemezsiniz, trafik ışıkları olmadan karayolunda gidemezsiniz, akşamları evinizde rahat aydınlık sıcak ortamda oturamazsınız. Gazeteler basılmaz, uçaklar kalkmaz, tarlalar pompalarla sulanmaz.

Enerji üretimi şarttır, elektrik üretimini artırmak zorunludur. Herkes elektrik ister, ancak kimse kendi arka bahçesinde termik santral/ enerji santrali/ hatta çok gürültü yapıyor diye rüzgar santrali bile istemez. Bu açmaz nasıl düzelecek?

Düzelecek, yatırımcı düzgün yerde, çevre ile barişık, yerli insanla barişık santral yapacak, filtreler çalışacak, derin deniz deşarji doğru düzgün olacak, ortam hava su kirlenmeyecek, insanlar aldatılmayacak,

"Ben CED raporu yazdım, işte burda gel bak oku incele"- demek komiktir, CED raporunu pdf yapar internet sayfası açar koyarsın, hepimiz okuruz, varsa itirazımız yazarız

Ekonomisi batmış (Yunanistan) bir ülkenin müteahhitlik firmasına (Metka) Türkiye'de (yatırımcı RWE) 770 MWe Denizli Honaz Kaklık köyünde hemde Çardak havaalanı uçak iniş koridoru üstünde kombine çevrim santrali inşaatı işini vermek, yetmiyormuş gibi aynı firmaya Samsun Terme Kozluk köyünde (yatırımcı OMV) 870 MWE kapasiteli başka bir kombine çevrim santrali işini vermek herhalde az rastlanır başka bir absürt durumdur.

Bizim firmalarımız doğalgaz yakan dolayısıyla kömüre göre çevreyi daha az kirleten kombine çevrim santral tasarımını, ekipman satınalmasını, inşaasını, saha montajını, işletmesini yaparlar, yapabilirler, bu tip yabancı firmalarin yurtiçi santral yapımına kanuni olarak her platformda karşı çıkmak en doğal hakkımızdır- Kendi yerli mühendislik istihdam hakkımızı sonuna kadar savunmak şarttır.

Aynı şekilde Amasra'da olanlar başka bir absürt / anlaşılmaz durumdur. Ortada anlaşılmaz, uyduruk hatta yer yer komik bir CED raporu vardir, bazı milletvekilleri "Bartin için en iyisi neyse yapılacaktir" seklinde anlaşılmaz bir ifadenin arkasına saklanmaktadırlar. Benim eski oto tamirci ustamda açıklamadan/ detaydan kacmak isteyince öyle diyordu, hemen baska bir usta buldum. İnternet ortamında BartınPlatformu.org olarak ortaya çıkan yerel gurubu tebrik ediyorum. Yatırımcının kendini anlattığı bir internet sayfası yok, ama BARTIN halkının var. Çok güzel, internet sayfası henüz baslangıç aşamasında ancak ilerleyen günlerde cok daha iyi olacak eminim. Ortada yanlış işler var, bunları gelecek nesillere birakmadan şimdiden çözmek zorundayız

Yalova'daki 100 MWe ithal kömür santrali için yatırımcının ve yerel halkın ayrı ayrı tanıtım internet sayfaları var, yatırımcı yerli halkı, çevredeki eğitimli emeklileri ikna edecek, güven tazeleyecek, eski yanlışlarını tekrarlamayacak, külü tutacak, filtreleri en iyi şekilde çalıştıracak, derin deniz deşarjını düzgün yapacak, bütün bu işler için yerli mühendisliği sonuna kadar kullanacak. Biz mühendisler bu yurdun insanlarıyız, yabancı firmaların yaptığı gibi işi bitirip kaçmak bizde yok,

Gerze YAYKIL köyünde yapılması düşünülen 1200 MWe kapasiteli ithal kömürlü termik santral projesi tanıtımında yatırımcı danışmanının "Biz en iyi termik santrali yapacağız, zaten yapmaz isek devlet kontrol eder ve santrali kapatır" demesi yanlış bir ifadedir. Bugüne kadar kapatmadı, artan enerji ihtiyacı yüzünden kapatamadı. Çevre konusu sadece kamu kurumlarına, Çevre bakanlığına bırakılmayacak kadar önemli bir konudur. Çevreye ne kadar zarar verdiği herkesce bilinen, Afşin-Elbistan-A, TunçBilek, Yatağan santralleri örnekleri varken bunları söyleyebilmek, yurt gerçeklerinden uzak olmak, akademik izole kulede yaşamak anlamındadır.


Foto. Gerze 25 Nisan 2010, GerzeHaber

Yerel Sivil toplum örgütlerinin, TMMOB, EMO, MMO'nun düzenleyici, denetleyici ve yönlendirici olarak mutlaka devrede olmaları şarttır.

Afşin Elbistan -A ünitesinde filtreler devrede olmadan çalışmak anlaşılır değildir. Durumu anlatacak, söyleyecek söz bulamıyorum. ETKB, EPDK, Cevre, DPT, Hazine bu durumu önlemek için yıllardır birşey yapmıyor. 280 milyon Euro uygun krediyi kullanamadan iade etmek hiç anlaşılır değildir, bu yapılanlar/ aslında yapılamayanlar anlama sınırları ötesindedir. Afşin Elbistan-B santralinde kül barajı hala yoktur, kül tutulmakta ancak yanda stoklanmaktadır, rüzgar esince ortalık kül içinde kalmaktadır. Bu yatırımın da bitirilememesi anlamanın ötesinde bir büyük hatadır.

Rehabilitasyonları yapılmamış, amil'i- mütehassıs usuluyle çok pahalıya yabancılara ihale edilerek yapılmış termik santrallerin varlığı ayrı bir hatadır, 10 senedir rehabilitasyon ihalesi yapılamamış eski kullanılmaz halde duran termik santraller vardır, kamu bu işleri çabuk ve düzgün ihale etmek zorundadır.

Termik santrallere karşı olmak "Çocuk hastalıkları olmasın"- diyerek "Çocuk yapmayalım"- çözümünü önermek gibi absürt birşeydir. Daha çok elektrik üretimi maddi gelişmişlik için şart, bunlara kafa yormak sadece biz mühendislerin işi değil, ayrıca toplum için sosyal, zihinsel, entellektüel, kültürel gelişmişlik lazım ve bunlar zaten herkesin işi.

En derin saygılarımla

Haluk Direskeneli

No comments: