Sunday, May 09, 2021
Kahire 1995
Kahire 1995 Ortak Girişim Şirketleri Yıllık Toplantısı
Ankara'da 1990 yılında kurulmuş olan Türk Amerikan Ortak Girişim (Joint Venture, kısaca JV) şirketimiz, Amerikan ortağının düzenlediği JV şirketleri toplantısına her yıl katılıyordu. 25 Nisan 1995 haftasında toplantı Kahire (Mısır) da düzenlenmişti. Toplantının ev sahipliğini Amerikan şirketinin Mısır JV şirketi yapıyordu. Kahire'de Nil nehri kıyısında eski bir Osmanlı Paşasına ait saray otele çevrilmiş. Bize orda yer ayırtmışlar.
Toplantılar aynı otel-sarayın bize bir hafta için ayrılan bir toplantı odasında yapılacaktı. 1995 yılında henüz laptop PC kullanımı yaygınlaşmamıştı. Sadece Amerikalılar yeni çıkmış PC'lerle PowerPoint sunum yaptılar. Ankara'da bizim JV şirketin tanıtım bilgilerini tepegöz transparant föylere geçtim. Neyiz, ne zaman nasıl kurulduk, ne yapıyoruz, neler yapabiliriz? Referanslarımız neler? Yıllık toplantıya dünyanın çeşitli yerlerinde kurulmuş diğer JV şirketlerinin genel müdürleri ve satış pazarlama yetkilileri katılıyorlardı. Çin, Hindistan, Endonezya, Türkiye, ev sahibi Mısır ve Amerika merkezinden katılım vardı.
Herbir şirket kendini sırayla tanıttı. Ben de bana verilen yarım saat içinde kendimizi tanıttım. Biz genelde Amerikan lisansı altında endüstriyel boy paket buhar kazanları yapıyorduk. Büyük termik santral kazanları için de tasarım kapasitemiz vardı ancak henüz referansımız yoktu.
Mısır JV şirketi ise Amerikan şirketi tarafından 2x325 MWe kapasiteli konvansiyonel tip fueloil yakacak termik santralin basınçsız aksamının Mısır içinde yerli imkanlarla yapılması için kurulmuştu. Ortaklık yapısında %49 payı Mısır yerli kamu buhar kazanları şirketine, %51 payı Amerikan ortağa aitti. Amerikan ortak 1994 yılında termik santral ihalesini almış, işi yürütebilmek ve ihale şartı olan azami yerli imalat sorumluluğunu yerine getirebilmek için bir kamu şirketi ile 1996 yılında bu JV ortaklığını kurmuştu. %51 büyük ortak olduğu için, genel müdür, muhasebe, satınalma, üretim müdürleri Amerikalı idi.
Hafta arasında bir gün bizi yerli kamu ortağının Kahire dışındaki imalat tesislerine götürdüler. Fabrikanın 1200 personeli vardı. Yan duvarları olmayan, çok geniş bir kapalı alan içinde çelik konstrüksiyon imalat yapıyorlardı. Yan duvarları yoktu, çünkü gerek yoktu. Isınma sorunu yoktu, sert güneşten korunmak için ortamı soğutma gereği vardı. Üstü kapalı, yanları açık alanda devamlı bir doğal hava sirkülasyonu vardı.
Termik santral basınçsız aksam ağır çelik konstrüksiyon imalatı yanında kendi alev-duman borulu düşük kapasiteli buhar kazanı imalatına devam ediyorlardı. Fabrika alev duman borulu buhar kazanı imalatı için gerekli makinalarla donatılmıştı. Çok sayıda kaynakçı vardı. İmalat hollerinde ağır aksam taşıyacak, 10-15 ton kapasiteli köprülü vinçler mevcuttu.
Otelde toplantı bir hafta sürdü, Mısır iş ortamında hafta sonu günleri farklı olduğu için Mısırlı ev sahibimiz şirketin personeli cuma günü toplantıya gelmediler. Ben de o gün yakındaki Arkeoloji müzesini gezdim. Otelimiz Nil nehri kıyısındaydı, öğle arasında ve akşam üstü Nil nehri kenarında yürüdüm. Karşı kıyıda çok sayıda Uluslararası otel vardı. Son gece bunlardan birinde bize akşam yemeği verdiler.
Biz toplantı bitince ayrıldık. Termik santral 2001 yılında bitirildi. O günden beri santral çalışıyor. Arkasından Mısır'daki ortaklık sonlandırıldı. Burdaki Amerikalı personel merkezde daha üst görevlere geldiler. Yerli ortak alev duman buhar kazanı imalat işine devam ediyor.
Daha sonra ilk termik santralin yanında yeni 2x340 MWe kapasiteli bu defa doğalgaz yakacak yap-işlet- devret modeli ile yeni bir kombine çevrim termik santral yapımına karar verildi. Yeni santralin yapımını başka bir Amerikan şirketi üstlendi, başka bir Amerikan yatırımcı tesisi sahiplendi işletiyor.
Mısır piramitlerini gördüm mü? Fabrikaya giderken yolda piramitleri çok uzaktan gördüm, yanlarına gitmek fırsatı olmadı, sadece otele yakın Arkeoloji müzesini gezdim. Oradan çok sayıda Antik Mısır medeniyeti konusunda kitap satın aldım. Hediyelik küçük heykeller, eski Mısır parşömenleri üstünde resimler vardı, ama gerek görmedim.
Kahire'ye gelirken taşıma sırasında bavulumun kilidi bozulmuş. Otelde bavulumu açamadım. Bir hafta toplantılara aynı elbise ile katılmak zorunda kaldım. Neyseki toplantıda kullanacağım bilgi katalog transparant föyler yanımdaki büyük evrak çantasında idi. Son gün otelin alışveriş merkezinde bavul satan dükkandaki iş bilir satıcı bavulun kilidini açtı, ama bavulu kapatma imkanı yoktu. Dönüşte bavulu öylesine kapadım, kilitleyemedim sadece bantladım. Gümrüklerde kimse bavulumu açmak istemedi. Ankara Karanfil sokaktaki bavulcu kilidi onardı, ama bir daha o bavulu seyahatlerde kullanmadım.
Son günlerde Mısır ve Türkiye arasında istihbarat, savunma dışişleri konularında başlayan inkişafi görüşmelerden dolayı çok memnunum. Umarım ticari ilişkilerimiz de başlar ve karşılıklı olarak gelişir. Bu coğrafyada tüm komşularımızla iyi ilişkiler içinde olmak çok önemlidir.
Ankara 9 Mayıs 2021
Friday, May 07, 2021
Viyana 1996
Viyana Konsortium Toplantısı, 1996
Okurlarım beni bilirler, benim anılarım/ makalelerim, eski toplantı notlarıma/ günlüklerime dayanır. 25-30 yıl öncesi olayları net anlatabilmek insan hafızasının sınırlarını zorlar.
Burda anlatacağım konsorsiyum toplantısı, Covid-19 sürecinde 3-hafta evde kapalı kalmak zorunda olan iki doz SinoVac aşısı olmuş 65+ yaşında yazarınızın, evinde çalışma odasında hazırladığı yine böyle bir olaylar zincirinin günlük yazıya dökülmüş halidir. Umarım size benzer toplantıların nasıl geçtiği konusunda bir fikir verir.
Bu toplantı çok büyük pazar liderlerinin temsilcilerinin katıldığı üst düzey temsil edildikleri bir organizasyon idi.
1996 yılı başında bize Türkiye'de çok işler yapmış bir Avusturya firmasından Viyana'da yapılacak bir konsorsiyum için bir davet geldi. En büyük Amerikan ve Japon ST-GT üreticileri de toplantıya davet edilmişlerdi. Biz de bir büyük kombine çevrim termik santralinin atık ısı kazanı tedarikçisi ve saha montaj ortağı olacaktık.
Herkesin projede payı belliydi. Önceden bizlere toplantı gizlilik anlaşmaları imzalatıldı. Bu makaleyi yazarken bu anlaşmayı imzalayan taraflar artık piyasada yoklar, çoğu artık termik santral işlerini bıraktı. Gizlilik anlaşmasının süresi 25 yıl idi. Bu süre bitti. Yine de etik olarak katılımcıların isimlerini vermeyeceğim, ama piyasanın tecrübeli okurları zaten hemen tahmin edebilecekler.
Şirketimin yetkilisi olarak İstanbul aktarmalı THY uçağı ile Viyana havalimanına toplantıdan bir gün önce vardım. Otelime yerleştim. Ertesi gün Avusturyalı proje liderimiz firmanın genel merkezine gittim. Çok büyük bir salonda davetli herkes vardı. Amerika'dan Japonya'dan şirket temsilcileri gelmişlerdi. Önce tekrar gizlilik anlaşmaları imzalandı. Aynı sayfaya tüm katılımcı şirket temsilcileri imza attılar. Birer nüsha kendilerine alıkoydular.
Tüm görüşmeler İngilizce dilinde gerçekleşti. Her temsilci üye kendi toplantı notunu tuttu. O sıralarda henüz PC'ler notebook'lar yaygın değildi, ben toplantı notlarını el yazımla tuttum. Sonra ofiste bilgisayar çıktısına aldım. Toplantı moderatörlüğünü Amerikan firması yaptı.
Sonra bize proje ihale evrakları dağıtıldı. Türkiye'nin kamu enerji elektrik üretimi şirketinin ihale evraklarını bizler çok önceden zaten satın almış okumuş, incelemiştik. Bizim payımız belli idi. Biz Ortak girişim JV buhar kazanları üreticisi olarak projenin atık ısı kazanları tasarım tedarik üretim ve yerinde montaj işlerinden sorumlu idik. Bizim kapsamımız angarya emek yoğun saha işleri idi, kimse bizim kapsama karışmadı. Zaten projenin gerçekleşme süresinde harcanacak adam-saat işçilik önceden tahmin edilmiş, maliyet hesaplarına konmuştu, bizden sadece adam-saat fiyat isteniyordu, daha az veya çok adam-saat talebimiz olamazdı. Adam-saat fiyatımız o sıralar 5 ABD dolar fiyatından veriliyordu.
Yerli ortağımız büyük müteahhitlik şirketi ise projenin saha montajını ve inşaat işlerini yapacaktı. Avusturya Amerikan ve Japon şirketleri genel tasarım, Gaz Türbini ve Buhar Türbini tedarik işlerini paylaşacaklardı. Toplantıda projeyi finanse edecek Türkiye'de ofisi bulunan çok büyük bir Amerikan ticari bankası da temsil ediliyordu.
iki gün toplantı odasından çıkmadan uzun görüşmeler yaptık. Proje genel tasarımını Avusturya firması lider olarak üstlenmişti. Proje tasarımı ve proje yönetimi için gerekli olan mühendislik çalışmaları için fiyatın tartışmasız ciddi bir %10 kısmını kapmışlardı. Aslında piyasada serbest satılan saklı gizli olmayan makul fiyatlı bir Termik santral yazılım programını kullanıyorlardı. İlerki yıllarda biz de aynı yazılım programını satın aldık ve benzer işlerde proje liderliğini biz yapmaya başladık.
Ekipman tedariki konusunda Amerikan ve Japon firmalar aralarında anlaştılar. Pazarın en iyi ekipmanları ellerindeki mevcut imalat sırasına göre teslim edecekler, saha montajı için süpervizör göndereceklerdi. Süpervizörlerin günlük fiyatı ulaşım barınma yemek masrafları dışında 1000 ABD doları idi.
Verilen fiyatlar Lider Avusturya firması tarafından alındı, teklif bilahare hazırlanıp Türkiye'deki alıcı kamu kuruluşuna belli tarihten önce istenen sayıda teslim edilecekti. Şirket yetkilisi olarak tüm ihale evraklarını imzaladım. İkinci imza için yanında getirdiğim imza kaşesini kullandım. Bu herkes tarafından kabul edilebilir bir uygulama idi.
İkinci günün sonunda işler bitti, toplantının gerilimini gidermek için, ev sahibimiz Avusturya'lı firma bizi minibüslerle Viyana dışında bir açık hava lokantasına götürdü. Viyana usulü haşlama av etleri salata meze ve soda ile seyreltilmiş beyaz şarap sundular. Beyaz şarap yarı yarıya soda tonik ile seyreltildiği için çok kolay içiliyordu. Amerikalılara hafif geldi, ama Japonlar kolay içilen bu içki ile çabuk keyiflendiler. Patronlarından "fazla içmeyin" uyarısı geldi. Ben her zaman olduğu gibi iş toplantılarında yaptığım usulü uyguladım, yarım kadehten fazlasını almadım.
Ertesi gün herkes kendi ülkesine döndü. Teklif dosyası Avusturyalı lider firma tarafından oluşturuldu, istenen sayıda çoğaltıldı, bizim verdiğimiz şirket katalogları eklendi. Teslim edildi. Üç aylık değerlendirme süresi beklendi. Sonra idareden cevap geldi, ihale iptal edilmişti. Kapasite gereksiz büyüktü. Yeterli yakıt yoktu.
Daha sonra benzer ama daha küçük kapasitede başka bir ihale Karadeniz kıyısındaki büyük demir çelik tesisleri tarafından yapıldı. Bu defa Amarikan Japon firmaları gelmediler. Avusturyalı lider firma onların ST-GT ekipman tedarik kapsamlarını da üstlendi. Daha önce konsortium toplantısı yapmış olduğumuz için bu defa daha çabuk hazırlandık. Herşey belli idi. Biz yine aynı kapsamda atık ısı buhar kazanı ve saha montajı işlerini üstlendik.
Sonunda ihaleyi aldık, 2 yılda yaptık bitirdik teslim ettik. Bugün sorsanız Viyana'da ne yaptın diye? 25 yıl sonrasında söyleyecek çok şeyim yok, havalimanı, toplantı odası ve kır lokantasını hatırlıyorum. Detaylar günlük notlarımda var ama bunların bugün için bir anlamı yok. Viyana'yı çok sonra Haziran 2018 ElectrifyEurope konferansında gezebildim.
Ankara 3 Mayıs 2021
Subscribe to:
Posts (Atom)