Sunday, December 27, 2015

Çingene Baron (Der Zigeunerbaron)




Çingene Baron (Der Zigeunerbaron) Ankara Opera Sahnesinde

Müzik: Johann Strauss II. Libretto: Ignaz Schnitzer
Gala: 24 Ekim, 1885, Theater an der Wien Viyana, Avusturya

Ankara operasında 26-Aralık 2015 cumartesi gecesi balkon ikinci sırada yerimi aldım. Balkon ikinci sırada yerim çok iyiydi, sahne çok net görünüyor, sesler çok net duyuluyordu. İnternet biletini ilk açıldığı gün almayı unutunca bilet kalmadı. Her gün takip ettim, neyse son hafta bir iade oldu, yer açıldı, bileti kaptım. Premier gecesi operaya erken gittim. Hava dışarda çok soğuktu. Tüm gün operanın CD kaydını dinledim (1987 EMI Munih Rundfunkorchester kaydı), müziği öğrenmeye çalıştım, melodileri kafamda takip eder hale geldim.

Premier (ilk gün) sahnelenmenin özel durumu vardır. Eser seyirci karşısına ilk defa çıkıyordur. Herkes çok heyecanlıdır. Eser, yorum, sesler, oyun henüz daha oturmamıştır. Çok fazla aksilikler olur, herşey birbirine karışır. Tüm bunları seyirci olarak sıcak rahat koltuktan, yerinizden izlemek çok keyiflidir. Son alkış sırasında sahnede tüm yaratıcı kadroyu izlersiniz. Daha sonraki seyirlerde ilk oyunla kıyaslama yaparsınız. Deneyimli sahne yönetmenimiz Gürçil Çeliktaş, klasik okula bağlı, yeni maceralar aramıyor. Sanatçılar ile arasında sağlam birliktelik var.

Çingene Baron (Almanca: Der Zigeunerbaron) Johann Strauss II (oğul) tarafından Viyana opereti için hazırlanmış üç perdelik bir operettir. Eserin liberettosu yazar Ignaz Schnitzer tarafından Macar yazarı Mor Jokai'in aynı adı taşıyan romanından uyarılarak yazılmış. Çingene Baron'un prömiyerinin sahnelenmesi 24 Ekim,1885 de Viyana'da "Theater an der Wien"de yapılmış. Bestecinin hayatında ve sonradan bu operet bestelemiş olduğu "Yarasa" operasından sonra en popüler olarak dünya opera evlerinde oynanmış. Strauss'un bu eser için yazdığı müzik, orkestrasyonun ve işlenen konunun ayrıntıları nedeniyle, hafif konulu ve müzikli bir operet olmaktan daha çok, bir komik opera veya bir lirik opera olarak tanımlanır.

Eserin konusu sürgünden dönen bir toprak sahibi ile bir eski Türk Paşası'nın kızı olan ve gizli bir hazinenin gerçek sahibi olan ama bir çingene kızı olarak büyüyen kızın evlenmesini anlatır. Operada "Türk Paşasının saklı kızı", detayı bizlere çok dikkat çekici geldi. Çok renkli olarak, doğru çıkan fallara bakan bir çingene kraliçesi, kendini beğenmiş zengin ve köy idarecisi olan bir domuz yetiştiricisi, kendini soylu gören bir domuz yetiştiricisinin kızı, bir hazine arayıcısı, her şeyin hukuka uygun olmasını isteyen ama karısını yıllarca önce terk etmiş bir Kraliyet komisyonu üyesi, bir askeri eyalet valisi, büyük bir çingeneler grubu ve Hussar süvarilerinden oluşan bir askerî birlik bu operette bulunmaktadır.

Eser yurdumuzda ilk defa 1917 yılında İstanbul'da bir gezici Viyana opera gurubu tarafından oynandı. Daha sonra Ankara operasında 1960 yılında sahneledi. Bu son yeni sahnelemede rengarenk kostümler, derin ve etkileyici dekor öne çıkıyor. Çocukların balesinde koreografi harika. Kadın askerler ayrı renk katıyor. Eserin Türkçe çevirisi üstünden oynanması konuyu daha anlaşılır yapmış. Bu eser sahnelendiği her ülkede oranın diline çevrilerek oynanıyor. Bazı ülkelerde çok popüler melodilere seyirciler tempolu alkış ile destek veriyorlar. Bizde de olabilir. 

Opera üç perde ancak 2. ve 3. perde arasında ara verilmiyor. Çıkışta kulağı keskin gençler, operadaki melodileri mırıldanıyorlardı. Eser 04-18-30-Ocak, 08-15-27 Şubat, 19 Mart, 4 Nisan 2016 günleri tekrar sahne alacak. Diğer "cast" sanatçıları mutlaka sonraki sahnelemelerde izlemek lazım. Gidin mutlaka görün, siyasetin ve piyasanın sıkıcı ortamından bir süre uzaklaşın. Bu operayı çok seveceğinize, çok eğleneceğinize garanti veriyorum. Mekân: Macaristan. Zaman: 18. yüzyıl

ORKESTRA ŞEFİ NEZİH SEÇKİN , ALESSANDRO CEDRONE
SAHNEYE KOYAN GÜRÇİL ÇELİKTAŞ.
DEKOR NİHAT KAHRAMAN KOSTÜM NURSUN ÜNLÜ
IŞIK TAHSİN ÇETİN KOREOGRAF BİLSEL DEMİRELLER
KORO ŞEFİ : LYUBOMIRA ALEKSANDROVA

Homonay, Timaşvar Valisi, bariton, Arda Aktar, Gürhan Gürgen, Umut Kosman
Conte Carnero, Kraliyet Komisyonu üyesi, Levent Akev, Okan Başel
Sándor Barınkay, Bir sürgün genç tenor, Aykut Çınar, Oğuz Çimen, Şenol Talınlı
Kálmán Zsüpán, Banat zengin çiftçi tenor, Bülent Ateşoğlu, Alpcan Kocaay
Arsena, Aslı Akar, Esra Çetiner Tural
Mirabella, Zsüpán kızının mürebiyesi mezzo-soprano, Huriye Apaydın, Elif Onaran
Ottokar, Dadının oğlu tenor, Emre Akkuş, Oğuz Sırmalı
Czipra, Bir çingene kadın, mezzo-soprano, Huriye Apaydın, Elif Onaran
Saffi, Bir çingene kız, soprano, Çiğdem Önol, Feryal Türkoğlu, Sesa Ayaslı
Palı, Bir çingene erkek, bariton, Kamil Kaplan, Çağdaş Koçak

Viyana Belediye Reisi, Seppl, Bir fenerci çocuk, Miksa, Bir kayıkçı, İstván, Zsüpán'in uşağı, Józsi, Ferkó, Mihály, Jáncsı: çingeneler. İrma, Tercsı, Aranka, Katıcza, Julcsa, Etelka, Jölán, İlka, Arsena'nın arkadaşları

2016 ilkbaharında aynı opera, 16, 19, 20, 21, 22 Nisan ve 26, 27, 28 Mayıs günleri İstanbul Süreyya sahnesinde başka bir reji ile yer alacak. Sahne sınırlamaları nedeniyle Istanbul'da modern bir uygulama olursa "hiç şaşmayın", derim. İki ayrı sahnelemeyi yakın aralıkta izlemek ve kıyaslamak çok ilginç olacak.

Http://www.wikipedia.com
Http://www.dobgm.gov.tr

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Ankara, 12/27/15

Sunday, December 20, 2015

2016 yılında Macera aramayın, Risk sakın almayın.



Woody Allen'nın başrol oynadığı "The Mall" (1991) filminde yaptığı kaçamak karısı (Bette Midler) tarafından yakalanır ortaya dökülür. Woody Allen'ın oynadığı karakter kendini şöyle savunur, "bu bir iş hediyesi, ben onlara sattığım ürün fiyatında indirim yaptım, onlar da bana böyle bir hediye aldılar, iade etmek veya kabul etmemek onlara ayıp olurdu", der ama kendini kurtaramaz. Çeremesi pahalı bir tek taş yüzük almak olur. Başka bir arkadaş aynı durumda pahalı bir saat ile kendini affettirmişti.

Bu durum çoğu işadamımızın başına geliyor. Yurtdışında özellikle gelişmekte olan ülkelerde iş yapmaya giden değerli arkadaşlarımız böyle durumlara karışıyorlar. Aşırı risk alanlar oluyor, arkasından doktora görünenler, tıbbi tedaviye başlayanlar. Konuyu anlayışla karşılayan eşler var, müsamaha göstermeyip, eşinin bavulunu kapıya koyanlar var. Muhafazakar inançlı olupta bu konularda çok liberal davranan arkadaşlarım var. Mazeret belli, "Bizim inancımız çok evliliğe müsaade ediyor". Ama 1400-yıl önceki şartlarda evlilik müessesi sosyal güvenlik kurumu gibi çalışıyordu. Yüzyıl öncesine kadar dul kalanlar derhal evlendiriliyordu. Ezik Arap kadınları belki bu durumu kabullenir, ama eşitliğe ve hürriyete alışık Cumhuriyet kadını, bunları düşünen erkeğin gözünü oyar.

İş hayatında zaten parasal olarak yeteri kadar risk alıyoruz, bir de aile hayatımızda almayalım. Bu yıl Abd Fed net olarak açıkladı, 2016 yılı içinde her 3-ayda bir 25bp faiz artışı yapacaklar. Yıl sonuna kadar Abd Fed faizleri toplamda 100bp artacak, bizim MB yılboyu eldeki Abd$ lar kaçmasın diye Fed'e uyumlu faiz artıracak. Bu yıl hiç risk almayın, borçlanmayın, borcunuzu temizleyin, nakitte kalın, elinizde biraz paranız varsa Abd$ Satın alın.

Hiçbir yatırıma bulaşmayın, karışmayın, taraf olmayın. Kuzey komşumuzdan, güney sınırlarımızdan gelen sert rüzgarlara dayanın, eğilin bekleyin geçsin gitsin. Hiçbirşey sonsuza kadar sürmez, herşeyin bir süresi vardır, geçer gider. İşyerini kapatmayın, mümkün olduğunca az masraflı çalıştırın. Yenilenebilir enerji yatırımları için bilgilenin. Fosil yakıtları unutun, varsa elinizden çıkarın. Arabanızın, malınızın, mülkünüzün, gayrimenkulünüzün bakımını onarımını yapın. İş hayatı 2015 içinde zor geçti, 2016 daha zor geçecek. Haberiniz olsun.


Ankara, 12/22/15

Tuesday, December 15, 2015

Türkiye'nin Enerji Analisti, Pdf Ekitap


Çok nadir sayıda bazı değerli akademisyen hocalarımızın, doğruları dümdüz, saptırmadan, dolandırmadan söyleme özellikleri vardır. Bir anlamda her üstad akademisyende olması gereken bu önemli özellik, "Aman insanları üzmiyeyim, onlarla gereksiz kötü olmayayım", düşüncesi ile fazla kullanılmaz. Doğruları dobra dobra söyleyecek bir yakın arkadaşınıza mutlaka ihtiyacınız olur.

Ben bir konu hakkında kararsızlığa düştüğümde Keskin görüşlerine güvendiğim hocama sorarım. Hocam da bana dümdüz söyler. Hocam ne söylemişse, bana ne kadar ters gelirse gelsin, benim için doğrudur.

Taslak kitabımı yazdım, türkçe- ingilizce pdf yaptım, Türkçesini yerli yayımcılara, ingilizcesini yabancı "literary agent" (yayın danışmanlarına) gönderdim. Hepsi olumsuz cevap verdi. Hiç biri yayımlamaya yanaşmadı. Güvendiğim bir tecrübeli yayımcıya durumun nedenini sordum, "Enerji" konusu netameli, oysa duygusal - kurgu bir kitap yayımlamak çok daha kolay ve dertsiz, dedi.

Durumu hocama anlattım. "Kitabın kötü, daha anlamadın, mı? Makalelerin tek tek iyi, ama hepsi bir araya gelince, çok kötü- abuk bir karışım olmuş", dedi. Yılmadım, ingilizce Kitabımı Amazon kindle içine koydum, fiyatı 0,99$, 3-ayda sadece 3-kişi satın aldı.

Bende bu defa ingilizcesini internete doğrudan koydum. Son bir ay içinde dünyanın dört bir tarafından 1000+ indirme (download) oldu. Bu kötü kitap "energy analyst" ismi altında aşağıdaki akademik sitede var. Enerji, termik santraller ve diğer güncel konular üstüne yazdığım ingilizce makalelerin biraraya geldiği bu "aykırı" Ekitabı merak ederseniz, aşağıdaki web adresinden pdf olarak indirebilirsiniz.


Yukardaki Web sayfası önce sizden kayıt (register) yapmanızı istiyor, email adresiniz ile kayıt oluyorsunuz, para istemiyorlar, spam not fazla göndermiyorlar. Kendi makalelerinizi de bu sayfaya ekleyebilirsiniz. Buraya konan makaleler zaman içinde çok atıf alıyor.

Makaleler yayım öncesi Amerikalı bir editörün denetiminden geçti. İsterseniz print alıp kağıt baskı kitap haline de getirebilirsiniz. Bu "enerji" konulu Ekitabı bilgisayarınıza indirip boş zamanınızda okursanız, sonra bana (iyi- kötü- harika- berbat) bir yorum yazarsanız çok memnun olurum. Kitapta hemen hemen bütün termik santrallerimize ait özet bilgiler, onların özelleştirilme safhaları var. Artık kağıt baskı kitap yayınlama çabasından vazgeçtim. İlerde belki olur ama artık önemli değil, çünkü kitap dünyanın dört bir tarafındaki çok sayıda okuyucuya internet üstünden çoktan ulaştı.

Enerji konularından başka, kitabın içinde ABD 2016 seçim tahminleri, Paris Cop21, Antalya G20 toplantı yorumlari, iş hayatı tavsiyeleri, Almanya, Rusya, son 64. hükümet programı "enerji güvenliği" faslı değerlendirmeleri var. Bu duyuruyu arkadaşlarınıza iletebilirsiniz, linkedin, twitter RT yapabilirsiniz, facebook sayfanıza koyabilirsiniz. Slm & saygılar

HalukDireskeneli at gmail dot com

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.



Prinkipo, 12/16/15

Monday, December 14, 2015

Donizetti'den "Aşk iksiri" (L'elisir d'amore)

İstanbul Süreyya Operasında

İstanbul Süreyya Operasında bir "Yekta Kara" sahnelemesi izliyoruz. Yönetmen bizi 2.Dünya Savaşında İtalya'nın ABD askerleri tarafından işgal edildiği Napoli 1944 mekanına ve zamanına götürüyor. Dar ve sınırlı kapasitede bir sahnede yapılabileceklerin sınırlarını zorluyor. Elindeki sanatçı kadrosu çok iyi, koro güçlü ve kusursuz. Başrol karakterler güzel, oturmuş, ses ve tiyatral olarak sağlam. Yönetmen, yine bir modern sahneleme yapmış, zamanı günümüze taşımış. Giyim kuşam kostümler, dekor 1944 Napoli tatil ortamı olmuş. Çiftlik mekanı gitmiş, yerine deniz kıyısında bir Cafe gelmiş. Askerler 1944 yılının italyan bahriyeleri olmuş. Kadınlar, annelerimizin yaz aylarında giydikleri hafif yazlık entarilerle dolaşıyorlar. Dönem için tasarlanmış kostümler çok güzel, dekor pratik ve ekonomik.

Süreyya operasının sıcak rahat mekanında koltuklara gömülüp güncel siyasetten, olaylardan uzaklaşıyorsunuz. Bir rüya alemine gidiyorsunuz. Besteci 6-haftada operayı bestelemiş, ancak sahnelemek günümüzde o kadar kolay ve kısa zamanda olmuyor. Zengin güzel alaycı genç kız ile fakir saf delikanlının mutlu son ile biten, "erkek külkedisi" hikayesini izliyoruz. Sevimli Dr Dulcamara ABD'li Sam amca kılığında sahneye motosiklet üstünde giriyor. Sihirli "aşk iksiri" adı altında ucuz şarap satıyor. İkinci perdede güzel kadınlar Nemorino'yu baştan çıkarıyorlar. Erotizm sınırları zorlanıyor. Güzel melodilerin içinde günün sıkıcı depresiv siyaset ortamından hep beraber kaçıyoruz.

Aşk İksiri (İtalyanca ismi L'elisir d'amore), İtalyan besteci Gaetano Donizetti tarafından hazırlanmış melodrama giocassa (melodramatik oyun) janrında iki perdelik bir opera. Eserin librettosu İtalyanca olarak Daniel-François-Esprit Auber'in "Le philtre" adlı oyunundan uyarlanmış, Eugène Scribe'in hazırladığı librettodan esinlenerek "Felice Romani" tarafından yazılmış. Operanın prömiyer sahnelenmesi 12 Mayıs 1832de Milano'da "Teatro della Canobbiana" tiyatrosunda yapılmış.

Aşk İksiri, dünya opera evleri tarafından en çok sahnelenen Donizzetti operalarından biri. Türkiye'de ilk defa Ankara Operasında 1952 yılında sahnelenmiş. Kuzey Amerika'da en çok temsil edilen opera eseri sırasında ön sıraları almış. Bu eser çok ünlü olan ve müziksel konserlerde ayrı olarak sunulan "Una furtiva lagrima" adlı aryayı içinde bulundurmakta. Eserin çok sayıda ses kaydı ve video kaydı bulunmakta. Youtube içinde çok sayıda tam sahneleme kayıtları var.

Anna Netrebko, Rolando Villazon ikilisinin 2004 Viyana operası DVD kaydı çok güzel. Operaya gitmeden önce evde işyerinde seyir öncesi mutlaka youtube kaydını seyredin. CD alıp boş zamanlarınızda çalın, dinleyin, kulağınız melodilere alışsın.

Sanatçılar zaten sahnede ortada, sesleri iyi- kötü, uyumlu, uyumsuz, yumuşak, detone, hepsi belli, olmuş- olmamış, yapılan işi beğenmemek dinleyiciye kalmış. Benim görece sağır kulağıma normal gelen bir sesi, daha hassas eğitimli kulaklar başka değerlendirebilir. Dulcamara rolünde sevimli sanatçı usta acaip rol çalıyor. 12-Aralık 16:00 suare sonuna yakın, Dulcamara karakterini canlandıran sanatçı Kevork Tavityan yan merdivenlerden salona inerken, ahşah zemin çöktü, sanatçı ve orkestra üyeleri ciddi bir kazadan şans eseri kurtuldular. Geçmiş olsun.

Bir opera eserini eleştirirken, yapılabilecek en kolay iş, acımasızca "yönetmeni" eleştirmek. Çünkü kendisi ortada yok. Hazır kendisi ortada yok iken biz eleştrilerimizi sıralayalım. Yönetmeni eleştirmenin dayanılmaz hafifliğini yaşayalım. Sanatçıların belki kendi içlerine attıklarını biz burada seslendirelim. Yönetmenin kulaklarını çınlatalım.

İkinci perde başında garson karakterindeki tenorun, bu operanın içinde olmayan, bestesi başkasına ait 1898 yılının Neapoliten "O sole mio" aryasını seslendirmesi ne alaka? Yine ikinci perdedeki, baştan çıkaran "kırmızı elbiseli birbirinden güzel kadınların" erotik şovu neden gereğinden fazla uzun tutulmuş? Yönetmen yakaladığı temanın keyfine varmak için işin ucunu kaçırmış, diye mi yorumlamak lazım?

Uvertür sırasında beyaz perdeye yansıyan 2.Dünya Savaşında ABD ordusunun Napoli işgal görüntüleri bizim sahneleme ile ne derece ilintili? Dulcama'nın yardımcıları üç güzel genç kız, belli ki balerin değiller. Hareketleri, dansları ister istemez pek uyumlu değil. Özellikle herhalde böyle seçilmiş. Yönetmen istese balerin bulup koyardı. Çocuk oyuncular bir kız- bir oğlan çok daha uyumlu.

Yönetmen olmasa burada biz ne yazacağız? Kimi eleştireceğiz? Opera 11-12-15- 16 Aralık 2015 günleri arka arkaya sahneleniyor. Tüm sahneleme süresi 140 dakika. Seyircilerden son sunumlarda büyük beğeni topladı. Biletlerin tümü günler öncesinden satılıyor. Biletiva.com web sayfası biletleri sahneleme gününden 1-ay önce sabah saat 09:30'da satışa çıkarıyor. 2016 ilkbahar döneminde herhalde tekrar sahne alacak. Yaz festivallerinde, programlara girmesi bekleniyor. Gidin görün bu güzel operanın keyfini çıkarın.



Müzik: Gaetano Donizetti Libretto: Felice Romani
Gala: 12 Mayıs, 1832 Teatro della Canobbiana, Milano

Oyuncular:
Nemorino: Adina'ya aşık basit bir köylü, tenor, Caner Akın, Ahmet Baykara
Adina, Zengin toprak sahibi kadın, soprano, Ayten Telek, Sevim Zerenaoğlu
Belcore: Çavuş, bariton, Caner Akgün, Önay Günay
Dulcamara: Gezici yalancı sahte hekim, bas, Ali İhsan Onat, Kevork Tavityan
Giannetta: Köylü kızı, soprano, Betül Görgülü
Köylüler (koro), Belcore'nin komutasında müfrezedeki askerler

ORKESTRA ŞEFİ ZDRAVKO LAZAROV SAHNEYE KOYAN: YEKTA KARA
DEKOR EFTER TUNÇ KOSTÜM: ŞANDA ZİPÇİ
KORO ŞEFİ MARCO MORRONE IŞIK: BÜLENT DARCAN

Libretto özeti. Http://www.wikipedia.com
Mekân: İspanya'nın kuzeyinde Bask ülkesinde küçük bir köy.
(Napoli, deniz kıyısı bir Cafe, bazı yapımlarda Sicilya'da bir köy)
Zaman: 18inci yüzyıl sonları (bizim için Napoli 1944)

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

http://www.dobgm.gov.tr

Prinkipo, 12/16/15