Tuesday, June 11, 2019

Kapasite Mekanizması



Enerji Piyasalarında Kapasite Mekanizması

Elektrik Piyasası Kapasite Mekanizması Yönetmeliği ile elektrik piyasasında arz güvenliğinin temini için gerekli yedek kapasite de dâhil olmak üzere yeterli kurulu güç kapasitesinin oluşturulması ve/veya uzun dönemli sistem güvenliğinin temini için güvenilir kurulu güç kapasitesinin korunması amaçlanıyor. Yani ihtiyaç olan yurtiçi azami üretime, kapasite desteği garantisi verecek öncelikle termik santrallere fiyat desteği- teşviği sağlanıyor. Yüksek fiyatın zararını karşılıyor.
Destek verilmez ise ise bu santraller kapanmak zorunda kalacak.
Toplumların önünde verilmesi gereken kararlar vardır.
Bu kararları hepimiz adına seçtiğimiz siyasi irade verir.
Atatürk havalimanının genişletelim mi? Yoksa kapatıp yeni üçüncü bir hava limanı mı yapalım? S-400 mü alalım, yoksa F-35 mi? Nükleer santral yapalım mı? Yenilenebilir enerji yatırımlarına destek verelim mi? En son siyasi karar "Kapasite Mekanizması", destek verelim mi? Vermeyelim mi? Toplum için faydası zararı, getirdiği götürdüğü nedir?
Bu kararlar siyasi kararlardır, doğrusunu yanlışını anlamak için konuyu bilenlerin görüşlerini söylemesinde büyük fayda vardır.
Enerji piyasalarına kapasite mekanizması verildi, öncesinde çevre ekipmanlarından muafiyet uygulaması getirildi. Doğalgaz santralleri, ithal kömür santralleri kapasite mekanizması uygulamasından faydalanıyorlar.
Güneş, rüzgar, nükleer için bu destek yok. Termik santrallere bir anlamda teşvik geliyor, muafiyet ile çevre ekipmanlarının yapımında yatırım harcamalarında erteleme sağlanıyor.
İşletmeci nasıl olsa muafiyet var diyerek, çalışan çevre ekipmanlarını e/p, toz filtrelerini, fgd bacagazı kükürtsüzleştirme tesislerini kapatıyor, çalıştırmıyor. Çünkü bu ekipmanlar santral bazında %6-8 arasında iç ihtiyaç tüketiyor, çalıştırmadığınız zaman bu kadar daha fazla elektrik satış yapabiliyorsunuz. Çevre toza gömülmüş, verimli tarım alanları zarar görmüş ne gam.
"Kapasite mekanizması" uygulaması Avrupa ülkelerinde var, ancak coğrafya değişik, şartlar değişik.
Onlarda bile tüketicide yüksek fiyat ve uygulama rahatsızlığı var.
Yunanlı tüketici "Neden eskimiş, randımanı düşük, ithal yakıta bağımlı, termik santrallere destek vereyim?" diyor.
Fransız elektrik üreticisi ve Alman tüketici uygulamadan memnun. Fransa'da eski santraller çalışıyor, durumdan Alman tüketici faydalanıyor.
Kapasite mekanizmasını bizde kimlere uygulanıyor?
Destek almaya değer bulunan kapsam listeleri bize belli bir fikir veriyor.
Bizim coğrafyada her türlü teşvik (ve muafiyet) maalesef itina ile suistimal edilir.
Bizde kapasite mekanizması kapsamındaki termik santraller fiyat açısından dezavantajlı durumdalar. İthal yakıt pahalı, düşük kalorifik değerde yerli yakıtı ilave ithal yakıt olmadan yakmak zor.
İthal kömür yatırımı kumardır, 6000 kcal/kg LHV için ton başına 60 ABD$ fiyatın üstünde spot piyasa fiyatı olursa zarar edersiniz, şimdi 80-90 ABD$/ton fiyatla zarar ediyorlar, serbest piyasada yatırımcının zararını tüketiciye ödetmek doğru değildir.
Bizde doğalgaz bizde dışa bağımlıdır, ülke ekonomisinde cari açığı gereksiz artırır. Çok sayıda doğalgaz kullanan kombine çevrim yatırımları yapıldı, şimdi fiyatlar pahalı olmaya başladı, santralleri kapatmayı düşünmeye başladılar.
İthal Kömür - ithal yakıtlı termik santral yatırımı yapmak için verimli tarım arazileri işgal edildi, ormanlar yok oldu, deniz kıyıları kapatıldı kömür boşaltma limanları yapıldı.
Yanlış yatırımın bedelini bu yatırım kararını alan yatırımcı kendi ödemeli.
Kapasite mekanizması uygulaması kamu kurumlarını rehin almak demektir. Başka ülkeler rüzgar güneş yenilenebilir yönelişinde, biz ise başka yöne gidiyoruz. Piyasaları serbest bırakın. Üreticiler elektriği bu yakıt fiyatları ile ucuz üretebiliyorlarsa üretsinler. Yoksa santrali kapatsınlar. Pahalı elektrik fiyatları ile çalıştırmasınlar.
Tüketici ve vergi ödeyenlerin sırtından termik santral desteği teşviği neden veriyoruz? Ortada 90-bin MWe kurulu güç var, ama 50-bin MWe peak çekişi karşılayacak güvenli kapasite yok.
Kapasite mekanizması uygulamasını yazarınız doğru bulmuyor.
Bizce teşvik uygulaması hiç bir yerde hiç bir şartta doğru değildir.
Bu işin çözümü yurtiçi yatırım ortamını geliştirmekten geçer.
Demokrasilerde çare tükenmez.
82 milyonluk bu muhteşem zengin ülke mutlaka bir çıkış çözüm bulur.

Ankara 10-Haziran 2019

No comments: