Tuesday, April 23, 2013

Bayerische StaatsOper, Münih Operası



Değerli Okurlarım,

Bizim İzmir Elhambra Sahnemiz, Ankara Devlet Operamız ve İstanbul Süreyya Operalarımız var. Her biri dünya çapında sanatçılara sahip.

Bayerische StaatsOper, Münih Operası çok görkemli bir yapı, içinde birkaç kere opera seyretme fırsatım oldu. Biletleri aylar öncesinden ve internet üzerinden kredi kartı ile alabiliyorsunuz. Orkestra büyük, sanatçı kadrosu harika. Wagner Operalarını burada seyretmek mümkün.

Alman milliyetçiliğini yücelten kısımlar olduğu için Wagner operaları Almanya dışında çok fazla seslendirilmez. İsrail'de, Holocaust- Soykırım etkisi yüzünden hiç sahnelenmez.

Wagner (1813-1883) ile Hitler (1889-1945) ayrı zaman dilimlerinde yaşamışlar. Hitler, Wagner operalarından çok etkilenmiş, 1920lerde Münih'te Wagner operalarını seyretmiş, hatta opera sanatçılarının abartılı tavırlarını kendi başına önceden prova etmiş ve sonra parti toplantılarında- büyük kalabalıklar önünde yaptığı konuşmalarında taklit etmiş, sonuçlara bakılırsa 1933 yılında iktidarı ele geçirme konusunda ve sonrasında çok başarılı olmuş.

Bu konu bile başlı başına bir akademik araştırma konusu olacak kadar önemli ve derin! Düşünsenize, “opera izleyen ve taklit eden bir diktatör”!

Richard Wagner'in Parsifal operasına yer bulmakta zorlandım, son hafta parterde bilet yoktu, üst balkonda buldum, alışılmadık şekilde ayakta seyretme yeriydi, yorulduğunuz zaman arkanızdaki koltuğa oturabiliyorsunuz, ancak oturduğunuz zaman sahneyi görme imkânınız kalmıyor. Münih'te eğer Opera seyredecekseniz mutlaka oturma yeri olan bilet alın, tercihan parter ve arka bilet en iyisi. Büyük sahne, tecrübeli sanatçılar, harika orkestra.

Haftalık programı görmek için 20 Nisan cumartesi günü internet sayfasına girdim, saat 21.00'de internet üzerinden Wagner'in “Uçan Hollandalı” isimli operasını yayınlayacağını duyuruyordu. Daha önce aynı eseri Hamburg Operasında parter son sıradan izlemiştim. Saati gelince yine internet üzerinden büyük ekranda harika bir opera seyrettim. Müziği muhteşemdi. Wagner 30’lu yaşlarında bestelemiş.

Bir sonraki internet yayını 11 Mayıs günü saat 20.00'de. Guiseppe Verdi'nin Macbeth isimli operası sahnelenecek, sakın kaçırmayın. Gün içinde “youtube” üzerinden müziğini dinleyin, kulağınız alışsın, zaten biliyorsunuzdur, reklamlarda- sunumlarda çok kullanılır.

Wagner'in “Uçan Hollandalı” operasını 2005-2006 sezonunda İzmir Elhambra Sahnesinde seyrettik. 2011-2012 sezonunda Wagner'in “Tannhauser” operası Ankara Opera sahnesinde oynandı, muhteşemdi. Bizim sanatçılarımız hakkını vermişlerdi. Opera konusunda hiçbir eksiğimiz yok. Umarım yine sahnelenir. Bende her sahnelenmesini izlemeye çalışırım.

En derin Saygilarimla

Haluk Direskeneli

Wednesday, April 17, 2013

Kurulu Gücümüz



Türkiye'nin kurulu gücü nedir?

Değerli Okurlarım,

Bugün bir detay konusunu gündeme getireceğim. Şu anda açıklanan kurulu elektrik üretim gücümüz 58,000 Mwe. Peak (en çok) olarak çekişimiz - Ağustos 2012 itibari ile- 39,000. Aslında açıklanan bu kurulu gücümüz 58,000 içinde hiç kullanılmayan, son 6-7 yıl hiç üretim yapmayan santraller, üretimden çıkmış Hidro Elektrik santraller, HES'ler var. 

Ancak bu kullanılmayan santraller envanterden düşülmüyor, peki sebep? Prosedür uzun ve gereksiz imiş, siyasi irade kararı lazım, imiş. Kararname gerekli imiş. 

Hopa Termik Santrali son 6- yıldır çalışmıyor. Tunçbilek termik santralinin 1-2 üniteleri son 10 yıldır çalışmıyor, bundan sonra çalışabileceği şüpheli. 

Afşin-A termik santralinin 2 ünitesi son 10-yıldır çalışmıyor. Diğer üniteler de tam kapasite çalışmıyor. Afşin-B termik santralinin 2. Ünitesi bakım sırasında çıkan yangın sonrası onarımda, herhalde uzun bir süre tam kapasitede çalışmayacak. 

Hamitabat 1154 MWe kombine çevrim termik santrali uzun süredir devamlı azami yükte çalışmıyordu, özelleştirme sonrası artık çalışacak. 

Çalışmayan ve prosedürü uzun olduğu için envanter dışına alınmayan alınamayan santrallerin gücünü toplarsanız epey bir yekün ediyor. 

Türkiye'nin toplam kurulu gücünü konuşurken bürokrasinin netleştiremediği bu durumu göz önüne alırsanız daha sağlıklı rakamlar kullanırsınız – derim. 

Aynı durum eskiden Türkiye'nin toplam görünür- ispatlanmış kömür rezervleri için de vardı. Neyseki sonunda gerçek ispatlanmış kapasite rakamı ile düzeltildi. 

Piyasamızda yatırım yapan yabancı uluslararası firmalar, uluslararası kuruluşlar, Uluslararası Enerji Ajansı IEA, özellikle Amerikan EIA kayıtları bu düzeltmeyi bizim için bizim adımıza yapıyorlar. Kurulu gücümüzü daha mantıklı, rakamlarda tutuyorlar. 

Diyeceksinizki yine ne gerek vardı, başka konumu kalmadı? Hepinize güzel bir hafta dilerim. En derin selam ve saygılarımla.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


2013-04-21

Tuesday, April 09, 2013

Güneş enerjisi Ege'de neden önemli?



Değerli Okurlarım,

Esas işim olan “termik santral yatırım danışmanlığı” konuları için İzmir, Ankara, İstanbul üçgeninde bulunur idim. Şimdilerde bu üçgen durumu bitti, artık dörtgen oldu. Bir süre Münih'te olmam lazım. Burda çevremde değişik evsel PV(Photo-Voltaic) Solar- güneş enerjisi üretimi uygulamaları görüyorum.

PV solar- güneş enerjisi konusu benim konum degil. Ben esas olarak termikçiyim. Ancak sokaktaki ortalama bir dünya vatandaşı olarak, sizlere Münih güneyinden gözlemlerimi aktarmak istiyorum. Taufkirschen S-bahn durağında iniyorsunuz, 111 numaralı belediye otobüsü sizi güney İkea merkezine götürüyor. Yolda sadece 2-katlı villalar var. Bu bölgede villaların üstü PV (Photo-Voltaic) Solar (güneş) panelleri ile dolu, hergün yeni bir villanın çatısına Solar PV panel konuyor.

Villa çatısının ve kolon kiriş yapısının, üstüne konacak en az >1,000 kg toplam ağırlıkta PV solar panel için güçlendirilmesi veya baştan ona göre inşaa edilmesi lazım. Bir villa yapılırken eskiden standart yan duvar ısı izolasyon mantolaması ve çatıaltı ısı izolasyonu yapılırdı, şimdi PV tipi Solar panel baştan standart konuyor. Otopark sundurmalarının üstü bile PV Solar panellerle kaplanmış.

Türkiye şartları için beraber basit aritmetik yapalım. Solar PV hesapları kullanılan malzemeye uygun olarak “watt-peak” birimi olarak hesaplanıyor, ancak yeni bir birim ile kafamızı karıştırmamak için hesabı bildiğimiz m2 üstünden yapalım.
Bir ortalama ailenin aylık elektrik kullanımı azami 300 kw-saat/ ay (40m2), ortalaması herhalde 150 (20m2) oluyor. PV (240 watt poli-kristal) panel kullandığınızda, hesapladığınız PV Solar panel kurulu güç, ortalama bir ailenin tüm ihtiyacını karşılıyor. Bir ailenin yıl boyunca kullanacağı tüm elektrik, kendi çatılarından üretilebiliyor.
Bugünkü yurtiçi maliyet hesapları ile M2'si herhalde 250-300 ABD $ üstünden ilk kurulum yatırımını Türkiye'de tahminen 4-8 yıl içinde geri alabiliyorsunuz. 


Şu anda 4(dört) kişilik bir Türk ailesinin yaklaşık en çok 2-Kw kurulu güç ihtiyacı için 20-25m2 polikristalize PV solar panel ve çıplak >4K ABD$ piyasa fiyatı var. Öte yandan yine 4(dört) kişilik bir Alman ailesinin 3600 kw-saat/yıl peak ihtiyacı için 40m2 PV solar panel montajı ve yaklaşık >12K Euro bütçe ilk yatırım bütçe harcaması tavsiyesi geldi.
Sonuçta iç piyasada Ege ve güney sahillerimizde PV solar paneli elektrik üretimini teşvik etmemiz gerekir. Bu teşvik konusu çok önemli, abartmamalı, ve kötüye kullanılmamalı.
Aynı mantolamada yaptığımız gibi en fazla 10K ABD$ gereken ilk yatırımın makul miktarını bir süre (%10-20) hibe olarak vermek mümkün, kalanı olan kısmı banka borcu makul faizli vermek mümkün. Banka faizini kamu fonlarından karşılamak mümkün.
PV solar panellerin tasarımı bu konuda ihtisaslaşmış firmalarda, imalatı ise ucuz işgücü sağlayan uzak-doğu ülkelerinde yapılıyor. Baştan başlamaya imkan yok. Onların fiyat seviyesine bir anda inmeye imkan yok. Panellerin zorunlu ithal temini için ortak girişim başlatılabilir. Panel maliyeti, toplam maliyetin şu anda yarısı kadar tutuyor. Sonuçta PV solar evsel sistem azami oranda yurtiçinde OSB'lerde yapılmalı, montajı yurtiçi istihdam kullanılarak bitirilmeli.
Kullandığınız evsel elektrik enerjisini kendiniz üretirseniz, maliyeti size çok ucuza gelir. Ayrıca ulusal şebekeden elektrik çekmezsiniz. Ulusal şebekenin yükü azalır. PV solar panel sahibi olan evlerde, çamaşır- bulaşık makinası- ütü gibi çok elektrik harcamaları otomatik kontrol ile öğle vakti yapılmalı, evin aküleri gündüz dolmalı, akşam sadece aydınlanma ve küçük sarfiyatlı PC- TV kullanımı olmalı- derim.
Bu iş bizde Ege bölgesinden başlar. Sonra Akdeniz bölgesine iner, daha sonra GüneyDoğu Anadolu'ya geçer. Çeşme, Alaçatı, Seferihisar, Dikili Çandarlı, Kuşadasında çatıların, güneş paneline uygun olarak yenilenmesi, en az 1-ton paneli taşıyacak – kaldıracak kolon kiriş kontrolü yapılması gerek. Çatı üstü PV solar panel montajının çevreyi rahatsız etmiyecek kısalıkta hızlı yapılabilmesi için kule ve/veya seyyar vinç desteği gerek.
PV Solar- Güneş enerjisi ev- villa ölçeğinden başlar, gelecekte daha büyük kapasitelere çıkar. Ortada henüz kullanılmamış bakir bir büyük iç piyasa potensiyeli var. PV solar panel sistemlerin evsel uygulaması ile ithal yakıt dışalımı ciddi miktarda azalır, cari açık düşer, yerli imalat- işçilik- istihdam artar. Ortak çözüm hepimize yarar getirir.
Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


2013-04-09

Sunday, April 07, 2013

Güney Kıbrıs'ta neler oluyor?


Değerli okurlarım,

Güncel olayları beraber yorumlayalım. Güney Kıbrıs banka ve finans sistemi iflas edince Almanya'nın başı çektiği Avrupa Birliği finans gurubu tavır koydu ve Güney Kıbrıs'taki tüm banka hesaplarından bir anlamda “Varlık Vergisi” kesti. Güney Kıbrıs bankalarında bulunan Ruslara ait kara para da, bu vergiyi ödemek zorunda kaldı. Güney Kıbrıs'ta yerleşik- uzun süreli yaşayan Avrupalı ve özellikle İngiliz emeklilerin banka hesaplarındaki paralar kilitlendi. ATM'ler boşaldı.

Sadece Güney Kıbrıs değil her yerde bunun etkisi görülecek. Ekonomileri, bankacılık sistemleri zayıf- her ülkede benzer riskler arttı. Kamu borcu ile milli gelir oranı çok yüksek ülkeler aşırı risk altında görülüyor. Bizim öyle ciddi bir durumumuz yok.

Ancak bu konuda ciddi aydınlanmaya ihtiyacımız var. Euro'dan kaçış ve banka hesaplarında kilitli paranın tekrar altın olarak yastık altına kayması olası görülüyor. Siyasi iradenin piyasalara, bizlere güven verici açıklamalar yapması lazım.

Ben öncelikle Coşkun Küçüközmen hocamın bu konuda yazacağı makaleyi bekliyorum.

Selam ve saygılar

Haluk Direskeneli, Muenchen Deutschland

Yenilenme Zamanı


Değerli Okurlarım,

Ankara'da 1999 yılında çalıştığım şirkette yeniden yapılanma süreci başlatıldı. Türk-Amerikan Ortak Girişim şirketinin Amerikan ortağı, kendi ülkesinde finansal krize girdi ve yeniden yapılanmak için ABD'de “Chapter 11” olarak adlandırılan kanuni işlem başlatıldı.

Amerikalı ortak, ABD dışındaki tüm yabancı ortaklıklarını öncelikle o ülkelerdeki yerli ortaklarına satıp kendi içine döndü. Halbuki ortak girişim şirketi olarak bölgemizde iyi bir yıl geçirmiş, yeni işler almış, iyi ikramiye ve iyi maaş artışı beklentisi içinde idik.

Bunun yerine hızlı bir şekilde yeniden-yapılanma adı altında küçülme kararı verildi. Şirket tümüyle yerli ortağın mülküne geçti, çok kısa süre içerisinde küçüldü, hızla personel azaltımına gitti. Bunun adına “sizinle yollarımızı ayırıyoruz” , dendi.

Nisan ayı sonunda kendimi bir anda kapı önünde buldum. 15 yılın üzerinde çalısmanın, sadakatin ve fedakarlığın karşılığı buydu. Küçük bir kıdem tazminatı, ne olacağı belirsiz bir gelecek, şirket içi kariyer beklentilerinin sonu, üniversite ve özel okulda okuyan iki çocuk...

Bilgisayarımı formatladım, önemli gördüğüm bilgileri 3.5” disketlere koydum, kalan her şeyi sildim. PC, Printer, dökümanlarımı teslim ettim, kimlik (ID) kartımı verdim, muhasebede hesabımı kapattım. Bürodaki fazla kitaplarımı, dokümanlarımı arkadaşlarıma dağıttım. Öğle vakti arabamı ön kapıya yanaştırıp önemli eşyalarımı bagaja doldurdum.

Eve döndüm. Moralim taban yapmış; ne yapacağımı bilemez bir haldeydim.

Öğleden sonra liseden bir eski arkadaşım beni telefonla aradı. Hal hatır sordu. Durumu öğrenmişti. Başından benzer olaylar geçtiği için, benden daha tecrübeliydi.

Benim için İstanbul’da bir randevu aldığını, bir yabancı IK/HR şirketinde ertesi gün mülakata beklendiğimi bildirdi. Bir anda moralim düzeliverdi. Piyasa benim farkımdaydı. Piyasada hala para eder bir geçmişim, tecrübe birikimim vardı.

O akşam İstanbul otobüsüne bindim. Ertesi sabah saat 11:00'de İstanbul’da IK/HR şirketinde iş mülakatına girdim. Yabancı bir uzmana kendimi anlattım.

Kısa özgeçmişimi verdim, tavsiyeler aldım, beni arayacaklarını söylediler. Bu kod/şifreli konuşmanın ne anlama geldiğini henüz bilmiyordum. Ama önemli değildi, moralim düzelmişti. İlerleyen günlerde arkadaşlarım yardım etti, bazı projelerde önce gönüllü, daha sonra part-time çalıştım. Fazla geçmeden zaman içinde yeniden para kazanma düzenimi oturttum. Kendime yeniden farklı bir network/ arkadaş/ dayanışma ağı oluşturdum.

ODTÜ Mezunları Derneği’ne, MMO Şube faaliyetlerine katıldım. İnternet sayfalarında enerji konularında makaleler yazmaya başladım. Enerji panellerinde, konferanslarında davetli konuşmacı olarak yer aldım. Yurtdışına çıktım, paneller, konferanslar izledim.

Her hafta düzenli sosyal komite toplantılarına katılmaya başladım. Daha çok opera/ tiyatro/ konser dinler, seyreder oldum. Arabamın bakımını yapmak eziyet değildi artık, keyif alıyordum. Otomobil tamir ustam benim en yakın arkadaşlarımdan biri oldu.

Şirket içi yeniden yapılanma her şeyin sonu değilmiş, onu anladım. Yeniden yapılanma aslında herkes için bir yenilenme oluyor. Her taraftan şirket içi yeniden yapılanma haberleri geliyor, her kademede bir yenilenme var. Yaşlanan üst yönetim yerini genç kuşaklara bırakıyor. E-mail’lerini okuyamayan, PC kullanamayan kadrolar emekli oluyor, yeni fikirler dolaşıyor, daha mobil, daha hızlı, daha kendine güvenen, engel tanımayan kadrolar oluşuyor. Her yerde oluşuyor; siyasi partilerde, STK'larda, meslek odalarında oluşuyor.

Yeniden yapılanmada eğer piyango size vurduysa sakın panik olmayın. Şansızlık olarak değil, tersine kendiniz için bir yenilenme fırsatı olarak düşünün. CV/özgeçmişinizi yenileyin, imla ve gramer hatasız tek sayfalık CV/ özgeçmişinizi İngilizce ve Türkçe hazırlayın. „LinkedIn“ sayfanızı tekrar gözden geçirin. Gereksiz bilgileri ayıklayın.

İş aramak ayıp değil, e-gruplara kısa iş arama mesajları gönderin, talep geldiğinde uzun pdf CV/özgeçmişinizi gönderin, mülakatlara gidin, piyasayı/şirketleri tanıyın.

„5
0 yaşını geçtikten sonra CV yenilemek abesle iştigal demektir, ancak seni tanıyan, bilen birilerinin ihtiyacı varsa iş bulabilirsiniz, onlar da CV istemezler",
diye sakın düşünmeyin; CV size her zaman lazımdır. İş ilişkisi kurarken, karşı taraf artık önce kendi CV'sini size göndermekte, sonra da sizin CV'nizi istemektedir.

Enerji sektöründe iş arama konusu üzerine endişelenmeyin. Enerji sektörünün teorisini okumuş ve pratiğini yaşamaya devam eden kişiler olarak biliyoruz ki, enerji sektöründeki mühendis tekeli şu anda ister istemez vardır, ama bu durum zaman içinde yine ister istemez değişecektir.

Bugüne kadar enerji sektöründe pozisyon ne olursa olsun, yapılması gereken iş neleri içerirse içersin, iş ilanlarında mutlaka mühendis aranması durumu vardı. İlk aşamada mühendis aranması, her çevrede bugün için mantıklı görülebilirdi. Çünkü enerji sektöründe satış işi de yapsanız, iş geliştirme de yapsanız teknik bilgilere sahip olmanız gerekir ve bu bilgilere mühendisler sahiptir. Ama bugün artık yetmez, mühendis her işi yapamaz.

Enerji sektöründe, hukuk, iktisat, uluslararası ilişkiler, sosyal bilimler okumuş ve sosyal bilimler ekolünde kendini yetiştirmiş kişilere, yorum kabiliyetleri açısından ihtiyaç vardır.

İyi yetişmiş bir sosyal bilimci, biraz teknik bilgiye sahip ise, enerji konusunda önüne gelen bilgileri yorumlamakta bir mühendisten daha etkin olabilir.

Enerji konuları çok-disiplinli konulardır. Sadece mühendislik değil; hukuk, uluslararası ilişkiler, insan kaynakları, finans, işletme, iktisat uzmanlıkları da ister.
Benim uzmanlık alanım, “Termik santraller”. Bu konuda iyiyimdir. Yıllar içerisinde oluşmuş bir tecrübe birikimim vardır. Bu birikim uzun yıllar termik santrallerde çalışma, daha sonra imalat/satış uğraşları sonunda oluştu. Yabancı firmalarla çalışarak masanın öbür tarafını anlama imkanım oldu.

İş arama/yeni iş bulma konusu önemli, ama ileride kendi işinizi kurabilirseniz bu çok daha iyi. Bu yeni iş “konferans düzenleme” olur, “dergi çıkarmak” olur, “uluslararası danışmanlık” olur, “atölye kurmak” olur, “mühendislik bürosu” olur, yurtdışı işler olur.

Sağlığınız uzun dönem için en önemli sermayenizdir. Spor yapın, uzun yürüyüşler yapın, sağlıklı beslenin, kilo verin, kendinize önem verin.

Hepimiz için yenilenme zamanı... Kendimizi yenileme zamanı... Kendinize bir bilet alın, bir yerlere gidin, HR/IR mülakatlarına girin, arkadaşlarınızla yemeğe çıkın, okul arkadaşlarınızla toplanın, TMMOB, MMO, EMO toplantılarını – panelleri- konferansları sakın kaçırmayın, teknik gezilere gidin, yeni bir dil öğrenin, yeni bir şehre veya ülkeye gidin, yeni bir ofis açın, yeni bir iş kurun, yeni ufuklarda yeni fırsatlar için yeni bir şeyler yapın.

Kendiniz, aileniz ve çocuklarınız için yapın... En derin saygılarımla

HalukDireskeneli at gmail.com, Muenchen, Deutschland

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

2013-02-25

“Ekonomik Çözüm 20. yılında”


Fotoğraf- 

HKW-Nord Münich, 411 MWe kömür ve belediye çöpü yakan şehiriçi termik santral


Değerli Okurlarım,


20 Mart 2013 tarihi itibari ile “Ekonomik Çözüm” Gazetemiz 20. yaşına ulaştı. Benim için son 26 hafta çok zor geçti. Bir gazetede haftalık köşe yazıları yazmak aklımın ucundan dahi geçmiyordu. Her gün gazete alırım, kâğıt baskı olarak, ayrıca internet üzerinden de her gün gazete köşe yazarlarını okurum. Öncelikle İzmirli gazete yazarlarını okurum.

Ancak “Enerji” ağırlıklı köşe yazıları konusunda talep gelince, “kendimi bir deneyeyim”, – dedim. Televizyona çıkmam, radyo programı yapmam, demeç vermem. Sadece TMMOB MMO- EMO panellerinde eğer davetli isem konuşurum. ODTÜ Mezunlar Derneği panellerine katılırım. Kendime göre notlar alırım, bunları blog sayfama koyarım.

Son 26 hafta makale başına yaklaşık önce 500 kelime bazen 1000 kelimeyi bir araya getirip, sizlere sunmak tahminimden zor oldu. Her gün köşe yazısı yazanlara saygım büyük. Bu işin ne kadar zor bir iş olduğunu insan ancak aynı işi kendisi yaptığı zaman anlıyor.

Bizim gazetemizde çok büyük bir akademik ve piyasa bilgi birikimi var. Haberlerin ardından köşe yazılarını her hafta büyük keyifle okuyorum, çok şey öğreniyorum. Gazetemiz web üstünden sadece İzmir, sadece Ege bölgesi gazetesi olmaktan çıktı, Ulusal ve Uluslararası etkinliğe ulaştı. Gazetemizin sahibi olan değerli aile gurubuna, bu çabaya destek olan değerli Yazarlarımıza, Editörlerimize, Çalışanlarımıza ve siz değeri kağıt basılı yayın ve web okuyucularımıza şükranlarımı sunuyorum. Meslekte, piyasada, basın sektöründe geçen 20. yılımızı kutluyorum, daha nice başarılı seneler diliyorum.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


2013-03-14

Friday, April 05, 2013

Carpe Diem- Nisan 2013 Odtü Makina 1972-73-74 Yünel buluşması




Değerli okurlar, Sevgili arkadaşlarım
Dün saat 1200-1500 arası Yünel Elektomekanik Esenboğa Ankara tesislerinde 40 yıllık arkadaşlar buluştuk, harika bir gün geçirdik, bu güzel güne ait birkaç fotoğrafı aşağıda sunuyoruz. Mustafa Kemal Yünel arkadaşımıza, bu güzel günü düzenledikleri için burdan şükranlarımızı sunuyoruz. Slm & saygılar, Ankara