Tuesday, September 06, 2016

ABD'de Kıble Nerde? Hangi yönde?



Enerji yatırımlarında yer görme, müşteri ile görüşme, teklif verme, kontrat müzakerelerinde çok zaman İslam ülkelerine ziyaret yapmam gerekti. Ordaki insanlarla beraber yemek yemek, müzakere etmek, kontrat pazarlığı yapmak, görüşmek konuşmak, projenin yürütülmesinde durumu gözlemek gereği hep oldu. Bu sürelerde başka şeyler de yaptım. Mesela bayram veya Cuma namazına gittim.

Tanzanya'da bayram namazına gittim. Çok farklı bir cami mimarisine namaz kıldık. Ben bizim ülkede kıblenin güneyde olmasına alışkınım. Mihrab güney ışığı alır, sabah saatlerinde içeri ışık dolar. Tanzanya'da kıble, yani Mekke kenti, kuzey doğu yönünde kalıyor. Güneş arkanıza düşüyor. Pakistan'da ise batı yönünde kalıyor.

Türk üniversite öğrencilerinin sayısı Boston, Massachusettes kentinde artınca dindar ve muhafazakar olanları kendilerine bayram, cuma namazları için cami aramışlar. Daha önce oraya gelen Arab toplumunun camilerine gitmeye başlamışlar. Ancak birşey dikkatlerini çekmiş. Arab camileri çok eski. Arablar 19. yüzyıldan itibaren çok sayıda ABD'ye göç etmişler, kendi ibadet mekanlarını kurmuşlar. Arab camilerinde Kıble, yani mihrab Kartezyen haritasına uygun olarak doğuya bakıyor. Kıble (Yani Mekke kenti yönü) acaba gerçekten doğuda mı?

THY'nin İstanbul (ve ABD'ye göre aynı yönde olan Mekke) - Boston arası non-stop en kısa uçuşu KuzeyDoğu'da yani NewFoundland yarımadası üstünden geçiyor. Türk öğrenciler, "Sizin camilerde kıble yönü yanlış", demişler ve namaz kılarken cami içinde kuzeydoğu'ya dönmüşler. Ortalık karışmış. Arab cemaat ile aralarında anlaşmazlık çıkmış, Arablar Türklere, "Gelmeyin bizim camiye" demişler.

Bunun üstüne Türk toplumu kendi mescitlerini kurmuşlar, sonra bağış alıp cami inşaatına geçmişler. Şimdi tüm ABD kentlerinde aynı anlaşmazlık varmış. Houston, LosAngeles şehirlerinde durum daha da keskin ayrımda, çünkü THY İstanbul - Houston non-stop uçuşu kuzey kutup üstünden geçiyor, bu yüzden Türkler için kıble iyice Kuzey yönünde oluyor.

Diyanet Center, Turkish Islamic Community Center, (9704 Good Luck Rd, Lanham, MD 20706) adresinde bulunan yeni Türk camisi net bir şekilde kuzeydoğuya bakıyor. Osmanlı tarzı modern cami konusunda tecrübeli Mimar Muharrem Hilmi Şenalp, tasarımı yaparken Fatih Camiinden esinlendi. 60 dönüm arazi üstüne 2000 metre2 kapalı alanda 100 milyon ABD Doları bütçe ile yapılan inşaatta Türkiye'den giden 150 süsleme ustası çalıştı. Muhteşem bir yapı ortaya çıktı.

ABD içinde yaşayan Arab toplumu kendi camilerinde tam doğu yönünde secde ediyor. Aslında dünya yuvarlak olduğu için hangi yönden bakarsanız bakın Mekke kenti yönünü bir şekilde bulursunuz.

Kıble kuralı açık seçiktir, "en kısa yoldur", buna "Great Circle Distance" (büyük çember mesafesi) diyoruz. Dünyadaki her bir noktanın "great circle" haritasını yapan programlar var. Houston için 45 derece yani kuzey doğu çıkar.

Kutsal kitabı onlar kendi dillerinde okuyorlar ancak kutsal kitabın dili 7. yüzyıl Arapçası. Modern Arapça'dan anlam olarak çok farklı. Biz çoğunlukla ninelerimizden namaz dualarını öğreniyoruz. Bizim dua okumamız, aksanımız onlara göre çok farklı. Namaz hareketlerimiz de çok farklı, rüküya varış, el bağlama, oturma kalkma her yerde, her ülkede çok farklı. Biz Türkler, Arab değiliz. Biz onlardan farklıyız.

Arab'larla aramızda her konuda bildik bileli ciddi bakış açısı farkımız var. Onları 1517'den 1917'e kadar idare etmişiz, ama epey sert idare etmişiz, unutmaları zor. Araplar bizi sevmez. Sevmeleri için de neden yok. Arab ülkelerinde iş yapmış, onlarla yakın mesafede görüşme fırsatı bulmuş, beraber müzakere yapmış tecrübeli bir eski satış elemanı olarak söylüyorum. Onlar bizi günahları kadar bile sevmezler. Kimse kendini kandırmasın. Kutsal emanetleri 1517'de Istanbul'a getirip önce Topkapı sarayına koymuşuz, cumhuriyet ilanından sonra aynı sarayı müze yapmışız. O emanetler ile hilafet kurmayı hayal ederler. Bugünlerde İslam Birliği ortak ordu çalışmaları var. Ben bu tür oluşumları doğru bulmuyorum.

Onların "müslümanız" diye bizi çok sevdikleri zannına kapılmayalım. Kendimizi kandırmayalım. Biz onları seviyoruz diye onların da bizi sevmesi, ya da tam tersi durum gerekmiyor. Ortak iş yapmak için muhataplarımızla birbirimizi çok sevmemiz şart değil. Karşılıklı saygı çerçevesinde, her milletten, her ırktan, her dinden, bütün inanç sistemlerinden insanlarla, ülkelerle iş yapmamız gerekiyor. Bunu yaparken, hiç bir ortak paydamızı gereğinden fazla abartmamalı, hiç bir farklılığı da ortak iş yapmanın karşısında bir engel olarak görmemeliyiz. İş hayatının kendi kuralları vardır. Bu kurallar çerçevesinde ilerlemek en iyisidir.



Prinkipo, 04/02/16

No comments: