Pages
▼
Sunday, November 28, 2021
2022
EnerjiPiyasalarında 2022 Öngörüleri
EnerjiPiyasaları çalışanları için 2013 yılından beri her yılsonunda bir sonraki yıl için öngörüler- tahminler yaparım.Burada yazılanlar tamamen yazarınızın kişisel görüşleridir.Biz Analistlerden her yıl sonu, bir sonraki yıl için öngörüler(tahminler) yapmaları beklenir. Ekonomistler tahmin yapar, sosyalbilimciler siyasi tahminler yapar, biz enerji analistleri tahminleryaparız. Bu öngörülerin bir kısmı tutar, çoğu kısmıtutmaz. Yıliçinde piyasaları etkileyen çok şeyler olur. Siyasi yönetiminpolitik tercihleri değişir. Seçim yaklaşıyorsa, seçim öncesiiyimser ekonomik finansal siyasi politikalar devreye girer, sonundaiç ve dış siyaset ister istemez ekonomik olaylara farklı yönlerverir. Öyle- böyle hepimiz işimizi işyerimizi yönetmek,yatırımlara yön vermek için kısa- orta- uzun dönem tahminleryapmak gerekir. Bizler beraber önümüzdeki yıl için bir tahminyani öngörü çizeriz, sonra yıl içinde gelişen olaylara göretahminlerde/ öngörülerimizde düzeltmeler yaparız. Bumakaleyi yazma konusunda çok düşündüm. Hiç yazmamak bileaklımdan geçti. Elektrik üretimi- tüketimi geçen yıla kıyaslaçok az değişti. Yakıt kullanımı neredeyse aynı kaldı. Değişenfosil yakıtların piyasa fiyatları oldu. Fosil yakıtlarınfiyatları neredeyse ikiye bazan üçe katladı, fiyatlar dalgalandı.Uzun süreli fiyat vermek imkansız oldu. Yazarken Covid-19 salgınıdolayısıyla güncel olaylar öylesine gelişti ki, yazıyı çok kezyenilemek düzeltmek zorunda kaldım.2020yılı başından itibaren, yüzyılda bir oluşan yeni Covid-19virüs salgını ile karşı karşıya geldik. Biz 65+ yaşındaolanlar 2020 yılında ilkbahar ve sonbaharda uzun süre evlerekapandık. Büyükada Kadıyoran yokuşu Hristos tepesi yamaçlarındaherkesten uzak korumalı yaşam bize ilaç oldu. Şehirde ise sokağaçıkamaz olduk. Korona enfeksiyonundan korunsak bilehareketsizlikten, kalp- diyabet- kemik erimesi gibi yaşlılıkhastalıkları bizleri vurmaya başladı. Maske- hijyen - mesafe önemkazandı. Arkasından mutasyonlar geldi, Hindistan kaynaklı Delta,arkasından Güney Afrika kaynaklı Omikron varyantı ortalığaçıktı. İki doz Sinovak aşı olduk, sonra iki doz Biontech aşıolduk. Yazarınızın kış aylarında gün içinde evde yeri güneşgören arka balkonu oldu. Sabahtan akşama kadar uzun süredirkonuşmadığım arkadaşlarımla uzun telefon konuşmaları yaptım.Enerji komisyonu, Odtü Makina mezunları, başka arkadaş onlineZoom toplantılarını hiç kaçırmadım.Yazayında Istanbul Atatürk Kültür Merkezi açıldı, bir kez operaizledim, mimarisine hayran oldum. Ankara Cumhurbaşkanlığı SenfoniOrkestrası yeni binası açıldı, harika bir Gewandhaus tasarımıyapılmış, seyirciler çevrede orkestra ortada akustik harika, altkapalı garaj otomatik giriş çıkış ödeme sistemi kısa süredeotomobillerin tahliyesini sağlıyor, her iki eserin mimarlarınıkutlarım. Uzunzamandan beri tekrar 7/24 evlerdeyiz, Covid-19 salgını dışındakonuşacak başka konumuz yok. Yerli yabancı tüm TV kanalları, tümmedya tüm haberler sadece Covid-19 bahsediyor. Delta varyantıbitiyor hafifliyor, arkasından Omikron haberleri geliyor. Her nekadar küresel yanlış politikalar uygulansa, geç ve eksik kararlarverilse de, olumsuz yorumlar yapılsa da, bütün dünyada eğrisidoğrusuna şans eseri denk düşen oluşumlar yaşıyoruz. Salgınher yere, her yönetime, her ülkeye ayar veriyor, olması gerekenyöne karar vericileri zorla itiyor. Toplu taşıma araçlarınıkullananlar azalıyor, insanlar evinden çıkmıyor, sağlıkihtiyaçlarını doktor randevularını erteliyor, mecburi dışarıyaçıkışları kendi otomobili ile yapıyor, yollar trafik karmaşasıiçinde kalıyor.Yeninesil F35 savaş uçaklarının, S400 füzelerin, büyük uçakgemilerinin sert gücüne artık gerek kalmadı. Salgın korkusundanihalelere ödemeler ertelendi. Kısıtlı kaynaklar hızla şehirhastanelerine yönlendirildi, yarım kalmış hastane inşaatlarınakaynak sağlandı, yapım hızlandırıldı. İstanbul AnadoluBaşıbüyük ve Avrupa yakasında Başakşehir Şehir hastanelerihızla açıldı. Ankara Bilkent Şehir hastanesi pandemi konusundauzman merkez oldu. Hacettepe Ankara TIP İbniSina hastaneleri tedavikonusunda uzmanlaştılar. Yerli üretim ICU (intensive care units)yoğun bakım üniteleri, tıbbi vantilatör seri imalatı hızlandı,yeni hastanelerin ihtiyacı olan sağlık personeli eski hastaneleringenç kadrolarından alındı, aile hekimleri ve taşra hekimlerigörevlendirildi, tüm illerde "şehir hastanesi"inşaatlarına parasal destek verildi. Haftasonu sokağa çıkmayasağı ve yoğun etkin aşılama ile zaman içinde enfeksiyonyayılımı hızı biraz kesildi. Genç nüfusun sürü bağışıklığıavantajı devreye girdi. Aşı karşıtları hala var, doğru- yanlışdemek için herhalde vakit daha erken. Aşının başka ihtilatlaryapma olasılıkları henüz belirginleşmedi. Üreticiler bile kesingaranti veremiyorlar. Aşı olmadan önce risk benimdir, kağıtlarıimzalatıyorlar. Biontech aşı ile pandemi yayımı görünürölçüde azaldı. Vakalar büyük oranda aşı olmayanlar arasındagörülmeye başlandı. Korunma, maske, hijyen, mesafe önlemlerietkili oldu.***Birara tüm ülkelerde kara sınırları kapatıldı. Omikron varyantıtehlikesine karşı Güney Afrika ülkelerine geliş gidiş seyahatyasaklandı. Havalimanlarındaki önlemler artırıldı. Güneydekigöçmen kamplarındaki salgın, göçmenleri gönüllü olarak hızlaSuriye’ye geri dönmeye zorladı. Sınırlarımızıkapatmak çok önemli bir karardı. Özellikle İran, Irak, Suriyesınırları salgının durdurulması açısından çok önemliydi.İran ve Ortadoğu üstünden enfekte olan insanların yurdumuzagirişi çok tehlikeli idi. Öte yandan salgının komşularımızRusya, Bulgaristan, Yunanistan, Gürcistan içinde de arttığınıduyuyoruz. Yaz döneminde sınırlar havalimanları biraz serbestkaldı, ancak pandemi hız kesmedi. Yaz aylarında açık havadabulunmak mesafe önlemini etkinleştirdi.ABD'ninsalgına hazırlıksızlığı tüm sistemi salladı. İngiltere'deBaşbakan Boris Johnson, Fransız başkanı Macron, Alman ŞansölyeAngela Merkel, Amerikan eski başkanı Trump, hatta başkan Putin,bizim siyasetçiler ara ara 14 gün karantinaya alındılar.Siyasetçilerin korona virüsten korunmaları çok zor.Rusya durumun ciddiyetini yeni yeni anlıyor, öğreniyor. Korona,Vatikan'in ve diğer din kurumlarının kırılmaz inadını bileyendi. Almanya'da kiliseler, katedraller, sinagoglar, camiler ara araibadete kapandı. Kış döneminde kapalı ortamlarda yine bir aradabulunma önlemleri başlayacak. Konser salonları, operalar şimdilikaçık, sinemaların çoğu kapandı. TV Netflix benzeri ortamlardaha popüler oldu.Saudi’ler haç ve umre programlarını hepten iptal ettiler. 2022 yılında dakimseyi kutsal mekanlara almıyorlar. Kadın sağlık personeliihtiyacı yüzünden kapalı çarşaf zorunluluğunu kaldırdılar. Almanya'daAngela Merkel akademisyen hassasiyeti ile Almanya’daki salgınıkontrol altına aldı. Almanya Robert Koch Enstitüsünün salgıntahmin raporunu ciddiye alan ve gerekli önlemleri uygulayanAlmanya'da kayıp sayısı göreceli diğer ülkelerden az. Ancakorda da vaka sayısı 2021 yılı sonunda artışa geçti. Sağlıkkonularında gerekli yatırımları yapan, acil kapasitesi yüksekcihazları hazırolan Almanya salgın kurallarını bu yılbaşı yılbaşında tekrar sertleştirdi.Dünyadapetrol fiyatları varil başına salgın öncesi 20 ABD dolara kadardüştü, sonra bugünlerde 80-90 ABD dolara çıktı. Doğalgazfiyatlarında büyük artışlar oldu. Kömür üretimi şartlarıdeğişti. Artık yeraltı madenlerinden yerli kömür öyle kolayçıkarılamayacak. Sadece sınırlı kapsamda mekanize insansızyeraltı madenleri çalışabilir. Termik santraller ilerde heptenatıl kalacak. İnsan gücü istemeyen rüzgar güneş, hidrokaynaklar önem kazanacak. Covid-19 sonrası tümüyle yenilenebilirenerji odaklı kaynaklara döneceğiz. Yatırımlar hızlayenilenebilir enerji santrallerine akacak.GOP 2021Glaskow toplantıları fosil yakıtlardan dönüşü tekrar ortayakoydu. Fosil yakıtlı termik santral yatırımları zaman içindeazalacak. Yenilenebilir enerji yatırımları artacak. Küreselısınma +1.5C ile sınırlandırılmaya çalışılacak. GOP 21toplantılarına siyasetçilerin ve meşhurların kendi özel jetleriile gelmeleri epey eleştiri aldı.Avrupalılartatil rezervasyonlarını azalttılar, erken rezervasyon geriödemeleri otel uçak firmalarını iflasa götürdü. Lokantalarkafeler barlar kapalı mekanlar kontrollü açıldı, kışa girerkentekrar kapandı açılması uzun zaman alacak. Açıldıktan sonrabile herhalde uzun zaman kimseler gitmeyecek. Uçaklar sadece aciltahliye ve sağlık malzemesi taşımalar için kullanılmayabaşlandı. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı azaldı,karayollarında sadece yiyecek kamyonları çalışıyor. Bu salgıntekrarlayan mutasyonlarla herhalde 3-4 yıl sürecek, sonunda "yeninormal" dünya bambaşka olacak, içe dönük kapalı yaşamayaalışkın yeni alışkanlıklar edineceğiz.Covid-19salgın süreci devam ediyor. Evde kapalı kalma durumu (lockdown) buyılbaşında bütün dünyada tekrar başladı. İyimser siyasiaçıklamalar var ama gerçekçi akademik yorumlar bu sürecin uzunsüre devam edeceğini, hafiflese bile her yıl mütasyon görmüşyeni dalgalarla beraber süreceğini söylüyor. 1918 İspanyolgribi aynı şekilde tekrarlayan mutasyonlarla 1919-1920 yıllarındadaha sert sürmüştü. 1919 dalga mütasyon daha çok can almıştı.
***Salgınınvarlığı hiçbir konvansiyonel savaş silahının gücünebenzemiyor. Covid-19 salgın sürecinde Amerika'nın ağır üstünyeni modern silah gücünün hiç bir anlamı kalmadı. İtalya,İspanya, İngiltere hiç iyi değil. Salgından kurtulmaları epeyzaman alacak. Otoparkta bekleyen lüks otomobiller, yerindenkalkmayan özel uçaklar, boş duran kullanılmayan özel villalar,gereksiz korumalar, bütün bunların hiçbir anlamı yok. Hiçbirsilah kullanmadan tüm ülkeler virüs'e yenildi, sinemalar konsersalonları kapalı, sokaklar caddeler bomboş ortalıkta kimseleryok. Covid-19sürecinde küresel ortamda felç olan iç-dış sosyal politikalarıyeniden gözden geçirmekte fayda var. Covid-19 sonrası yeni normaldünya ilişkilerini yeniden çizmek lazım. Covid-19 sonrasıdünya şimdiden ön göremeyeceğimiz yepyeni bir başka düzenolacak. Bütünbatılı ülkelerde 2020-2021 yıllarında elektrik üretimi vetüketiminde azalmalar oldu. Bizde ise 2021 içinde, bir önceki yılagöre enerji üretiminde çok az değişim olduğu açıklandı.Elektrik üretimimiz 300+ milyar kwsaat, kurulu gücümüz 2021 yılıiçinde 95+GWe, peak (en çok) Ağustos ayı içinde enerjiçekişimizin 52+GWe açıklanması bekleniyor. 2021 sonu itibariile DoğalGaz tüketimimiz 50+ bcm (milyar Sm3), Linyit üretimimiz50+ milyon metrik ton, taş kömürü 2 milyon metrik ton, ithalkömür dış alımlarımız 30 milyon metrik ton olarakgerçekleşecek. Gerçek rakamlar 2022 yılı içinde netleşecek.Covid-19 sürecinde üretim faaliyetlerinin göreceli azalması,elektrik talebini azalttı. Otoyollarda uzun yolculuklara çıkmadık-çıkamadık. Çoğu emekli gittiği deniz kıyısındaki yazlığındaveya memleketindeki köy evinde kışı geçirmeyi tercih etti. Sobakurdu, klima çalıştırdı, doğalgaz varsa kombi bağlattı. Büyükşehirlerdeki evler boş kaldı. Otomobiller kapı önünde parkyerlerinde aylarca bekledi. Petrol benzin tüketimi azaldı. Ekonomikkriz dolayısıyla benzin fiyatları hiç durmadan arttı. Dahafazla elektrik üretimi ihtiyacı Covid-19 salgını yüzündengeçtiğimiz 2021 yılında görülmedi. Ortada durağan elektriküretim, yatırım, ve çok az yenileme rehab faaliyeti gözlüyoruz.Özelleştirme ile özel şirketlere geçen santrallerde yeniyatırım, çevre ekipmanları ESP- FGD rehab yatırımlarıyapılıyor ama ne derece etkin olacak şüpheli görünüyor. Termiksantral sahibi üreticiler 2.5 yıllık yeni muafiyeti parlamentodangeçirme sağladılar ama çevrecilerden büyük tepki aldılar,tasarı veto aldı. 2019 yılsonu itibari ile çevre ekipmanlarınıerteleyen termik santraller mühürlendi. Bir süre çalışmazoldular. 2021yılı içinde çevre ekipmanları yenileme çalışmaları yapıldı,ancak yapılan harcamalar ne derece etkin oldu şüphelerimiz var.150-210 MWe aralığında bir termik santral ünitesininelektrofiltre yenilenmesi için 5-6 milyon ABD Dolar, bir yeni FGDünitesi yapımı için en az 20-25 milyon ABD dolar harcama yapmakgerek. Harcamalara bakıyoruz, bu rakamlara ulaşmıyor. Az harcamaile etkin ekipman yenilenmesi bize pek akılcı ciddi etkin gelmiyor.Termiksantrallerin çevre yatırımlarında muafiyet uzatması zaten baştanberi bizce doğru değidil. Bir an önce eski termik santrallerin çevre ekipmanları yatırımları yapılmalıydı. Uluslararasıpiyasalarda artık termik santrallere finansman yok. Yeni termiksantral yatırımı yapmaya imkan yok, büyük kapasiteli ekipmansatışı yok, yedek parça üretimi yok.
***Geçtiğimizyıl proje finansmanlarında ciddi tıkanmalar görüyoruz.Uluslararası Kredi Derecelendirme kuruluşlarının son raporlarınagöre "Yatırım yapılabilir ülke" konumunda olduğumuzusöylemek zor. Değerlendirme kuruluşları, olumsuz değerlendirmeyapmak yerine, böyle durumlarda zor coğrafyalar için değerlendirmeyapmayı hepten bırakıyorlar. Yeni ABD başkanı Joe Biden yönetimipara politikalar Trump dönemini aynen takip ediyor. Yeni HazineBakanı Janet Yellen eski dönemin para politikalarını aynen devamediyor, ABD FED faizlerinin yükselmesi öngörülebilir, 2022 yılıiçinde 3er aylık yenilemelerle 25bp artışları eklenince, sıcakpara tüm dünyadan emilip ABD piyasasına yönlenelecek.Petrolvaril fiyatı geçtiğimiz yıl içinde 70-80-90ABD$ bandındaoynadı. Doğu Akdeniz gazı var ama nasıl taşınacağı henüzdaha kağıt üstünde duruyor. Çözüm için en az 4-5 yıl, belki10-yıl ister. Rus doğal gazı bizim için çok pahalı, 1000m3 bize310-320 ABD Dolarına geliyor. Karadeniz altından gelen TürkAkımıdoğalgaz boru hattı inşaa edildi bitti ama arkasından ABDyaptırımına maruz oldu, bize gelen 30 milyar BCM gaz Avrupa'yasatılamıyor. Bizim de ödeyecek ne paramız ne de kapasitemiz var.Karadenizde doğalgaz bulundu haberleri çıktı. İspatlanmışrezervin 400+ BCM olduğu açıklandı. Kullanmaya başladıktansonra bize en fazla sekiz yıl yeter. Bu rakamın çok uzun süre içtalebi karşılama durumu yok. Denizaltı boru hattı yapmak, üretimplatformları kurmak, için ciddi yatırımlar başladı, paralarayrıldı, alımlar yapıldı.Yenikombine çevrim santralleri, santral yenilemeleri devreye girdi.Ancak herhangi bir sebepten Rus gazı bir şekilde hepten kesilirsene olur? Ciddi bir gaz tedarik riskimiz var. Türk Akımı devreyegirdi, bize ne miktar verilecek belli değil. Alman sınırında Rusgazının fiyatı 1-MMBTU için 9.50$'dan 5.00$'a indi. ABD içindefiyat 1-MMBTU için 2.50$ civarında. ABD kayaçgazı miktarınınartmasının ve Alman yenilenebilir enerji teşviklerinin enerjifiyatların paçal olarak ucuzlatmasının bunda payı var. Yüksekpetrol fiyatına bağlı olarak Rus doğalgazında genel olarak artış yapılması beklentisi var. Bizim tarafta fiyat konusundason tüketiciye ulaşan büyük değişiklikler var. Alımda toptanfiyatlarda artış var, ama son kullanıcı fiyatlarında durum 2023seçim öncesi politikalara bağlı.Enerjipiyasasında yeniden borç yapılandırması yapıldı, yapılacak.Santral mülkiyetlerinde özelden özel mülkiyete el değiştirmeler tekrar olabilir. 2021 sonu büyümemiz en iyimser durağan olmasıbekleniyor, 2023 seçimlerine endeksli iyimser kamu tahminleri dahayüksek. Siyasiler, enerji yatırımlarının, büyüme oranındandaha fazla oranda artması gereğine inanıyorlar. Kamuharcamalarını karşılayacak gelirleri bulmak kolay değil. ETKB veEPDK, yeni elektrik üretim santrallerinin devreye girmesindekolaylıklar gösteriyorlar. Eskiden test deneme kontrol geçicikabul işlemleri ciddi ve uzun sürede yapılırken, şimdilerde çokçabuk yapılmaya başlandı. EPDK uzun süre enerji piyasasındanlisans ücreti altında para çekti. Bina aldı, harcamalar yaptı.Ancak piyasanın masrafları kaldıracak daha fazla para ödeyecekmecali kalmadı.***İşletmeyegiren yerli kömür yakan ucuz termik santrallerde refrakterbozulmaları, ekipman ve I&C sistem, senkron arıza duyumlarıgeliyor. Emre amadelik düşük seyrediyor. CFB (DönüşümlüAkışkan Yatak) tasarımlar bizim yerli linyite uyumlu çalışmıyor.Konya Ilgın, Tufanbeyli, Elbistan, Kangal bölgesinde çok su (çoknem) ihtiva eden yerli kömür, CFB yanma odasında yanmıyor,devamlı yanabilmesi için devamlı yardımcı sıvı yakıtkullanmak gerekiyor. Kömür yanma odasına kışın buz yazın çamurolarak giriyor. Ön ısıtma ile yerli kömür içindeki suyunazaltılması lazım. Torba filtreler yetmiyor ESP (elektro statikpresipitatör toz tutucular) ekleniyor. Afşin-B benzeri "indirectfiring pulverized coal combustion" ön ısıtmalı dolaylıpülverize kömür yakma tasarımı bizim yerli linyit kömürleriiçin daha uyumlu görünüyor.BatıAnadolu yerli linyit kömürlerinde çok fazla kül oranı var, suyuazaltmak için ön ısıtma gerek, çok kül yanma odası sonrasıbaca kanallarını tıkıyor, çok kül çok cüruf çıkıyor, külütutmak Kükürt tutmak için çok büyük torba filtre ESP FGD gerek,bunları kül barajına taşımak için büyük su pompaları gerek,büyük kül barajı gerek.
***AfşinElbistan-B santralinin arızalı üniteleri onarıldı devreye girdi.Çalışan ünitelerin emre-amadeliği henüz tam istenen seviyededeğil. Çöllolar sahası, heyelan dolayisiyle hala kapalı.Kışlaköy kömür sahasından, ve diğer kömür alanlarındançoğu kamyon taşımasıyla gelen yerli açık ocak kömür busistemi daha ne kadar götürecek? Afşin Elbistan'daki diğer yenitermik santral yatırımları için istekli pek kalmadı, ortadaciddi yatırımcı yok. UzakDoğu Finansman gurupları pandemi veyüksek yakıt fiyatları yüzünden beklemede, yeni yatırımlariçin hiç aceleleri yok. Değeri çok düşmüş eski tesislerisatın almak için durum değerlendiriyorlar.İthalkömür santral yatırım projelerinde başlananlar bitecek, ancaksiyasi irade cari açığı artıran ve olumsuz etkileyen ithal kömürkullanımına net tavır koydu. Bundan sonra ithal kömür yatırımıtavsiye edilmiyor. İthal kömürün uluslararası spot piyasadafiyatı (Güney Afrika, Kolombia, Avustralya) metrik ton başına çokyükseldi.Güneydoğu'dayeni enerji yatırımları yok. Bölge enerji - elektrik emiyor,kullanıyor, fakat insanlarımız fatura parasını ödemiyor. Kayıpkaçak çok. Güvenlik için daha çok para harcamak yerine sorunlarıdiyalog ile çözme imkanlarını araştırmak daha akılcı olacak,deriz.YEKDEMuygulaması ile yenilenebilir enerji piyasasına belli öğretilergeldi. Şirketler ne yapacaklarını iyi öğrendiler, hidro, güneş,rüzgar yatırımları yoluna girdi. Yenilenebilir santrallerde birimelektrik üretim maliyetleri azalmaya başladı. Bunlar ensevindirici haberler, yerli imalat imkanları artıyor. Güneşihtisas bölgelerinin faaliyete geçmesi ile üç haneli GES kurulugüçlerine ulaşılabilir. Her biri 1000 MWe kapasiteli RES ve YEKAGES3 yatırımlarının devreye girmesini bekliyoruz. YEKDEM bizcegereksiz bir teşviktir. Bizce her türlü zorlama teşvikgereksizdir, yanlıştır, çünkü teşvikleri gerçek ihtiyacıolanlar alamaz, siyasi karar merkezlerine yakın olanlar daha kolayalır.Nükleeriçin "Sinop Japon projesi iptal edildi", haberleri çıktı,sonra yalanlandı. Akkuyu için yerinde inşaat çalışması devamediyor. Nükleer enerjide satınalma garantili uzun dönemli yüksekfiyat artışları piyasalara ciddi endişeler veriyor. Çevreekipmanlarına, temiz kömür teknolojilerine daha fazla yatırımgerekecek. Yakın gelecekte tüm dünyada kömürden tamamen kaçış,fosil yakıtlı santral yatırımlarında tümden finansman kesilmesisöz konusu olacak. Enerji stratejilerinin kritik hedefi ekonomik büyüme olurken,verimliliği artırmak, talep artışını azaltmak veya sabit tutmakgerek. Şu sıralar göreceli olarak arz fazlamız var ama bu durum uzunsürmez. Ayrıcaarz fazlamızın çoğu üretimi devamlı olmayan güneş rüzgarsantrallerinden geliyor, bu santraller 7/24 emre amade değiller.Yenilenebilir enerji kaynakları yılda ancak 2000-3000 saatçalışabiliyorlar. Rüzgar- güneş- su varsa enerji var, yoksayok. Çoğu zaman yok. Yani 98 bin MWe kurulu gücün emre amadeliğiancak 50 bin MWe.Zorgünler gelir geçer, her zaman iyimser olun. Yeni yılınız kutluolsun.
---HalukDireskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup,mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancıortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olaraktermik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif,satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadartermik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya,mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversiteleredanışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerjikomisyonları üyesidir.
Büyükada29 Kasım 2021
Friday, July 30, 2021
Koruyucu bakım, Kestirimci bakım
Çalışan makinaya bakım nasıl yapılır?
1973 yılında üniversite bitti, 1975 yılında Ankara Makina fabrikasına yeni mühendis olarak girdim, bir süre sonra bakım onarım atölyesinden sorumlu mühendis oldum. Bakım onarım atölyesinin ustabaşılarından öğrendiğim ilk basit temel kural, "çalışan makinaya tezgaha müdahale etmeyeceksin. Bırak çalışsın, bir bakım onarım ihtiyacı olduğu zaman tezgah kendini belli eder." Bu kural onyıllar boyunca kullanılmış. Bu bakım onarım işlerinin en basit uygulanması.
Artık günümüzde daha detaylı programlı koruyucu bakım yapılıyor. Koruyucu bakım belirli süre sonunda yapılan bakımdır. Genellikle yağ değişimi ile yapılır. Otomobillerin her 15bin km sonrasında yağ değiştirilmeleri gibidir. Bu arada tüm filtreler ve bujiler değiştirilir. Fren balataları kontrol edilir. Eksilen yağ ve su seviyeleri tamamlanır. Aşınmış eskimiş parçaların gözle muayenesi yapılır, gerekenler yenilenir.
Torna freze tezgahlarında 5000-10,000 saat sonrası dişli kutusu yağları değiştirilir. Tezgah çalışmıyorsa, normal dışı sesler çıkarıyorsa, çalışması ağırlaşmışsa, durdurulur, sökülür, aşınan bozulan kırılan parça bulunur yenisi yapılır, yerine takılır, kontrollü olarak tekrar çalıştırılır. Bakım onarımcı makinayı toplarken sökülen tüm parçaları yerine takamayabilir. Bir iş yaparken bir başka yeri bozabilir, bunlar çok doğal olasılıklardır.
Uçaklar belli uçuş süreleri sonrasında kapalı hangara alınırlar, herbir parçası elle gözle cihazla kontrol edilir, yıpranmış aşınmış eskimiş parçalar yenilenir, uçak belli testlerden sonra tekrar servise sokulur.
Offshore platformlarında taşıyıcı çelikler belli çalışma süresi sonrası yük ve vibrasyon testlerine sokulur, eğer testler başarısız geçerse tüm tüm platform sökülür, yeni malzemelerle yeniden yapılır. Genelde offshore platformlari 25 yilligina tasarlanıp yetkili izinler alınır. Yuzen yani su altında kalan kisimlara "Class: A", ABS ya da Turk Loydu gibi test uygulanır. Her 5 senede bir yetkili sörveyan tarafindan yukarıdan aşağıya taranması lazimdır. Her iki senede bir, kalınlık ölçmesi yaptırır paslanma miktarı ölçülür. Bir generator çok arıza verdiginde ; tümden yenilenir.
Fabrikalarda Elektrik aksamında işler daha kolaydır, genellikle aşırı yüklenince tezgahın sigortası atar, sigortayı yenilersiniz. Kabloları kontrol edersiniz. Kablo yenilemek gerekebilir. Koca bir makina fabrikasında onlarca yüzlerce makina tezgahının programlı koruyucu bakımı onarımı nasıl yapılır? Mutlaka ne zaman bakım yapıldığına dair kayıtlarınız, sık arıza yapan aşınan değiştirilmesi gereken parça listeleriniz vardır. Koruyucu programlı bakım tezgahlara mutlaka yapılmalıdır. Hangi tezgahın ne zaman nerden arızalandığını istatistik olarak bilmeniz gerekir.
Biraz teknolojik makina techizat ekipman alındığında çok fazla yedek parça göndermek satmak iyi para kazanmanın başka yoludur. Soma ve Afşin termik santrallerinde çok büyük yedek parça stok ambarları vardır. Yedek parça alımları çok uzun süre dayanacak miktarlarda yapılmıştır. İlk işletmeden itibaren 25- hatta 40 yıl geçmesine rağmen hala yedekler tüketilememiş, başka santrallere yedek gönderilmiştir.
1973 yılında ODTÜ Makina Mühendisliğinden mezun olduğumuzda bildiğimiz, makinayı bozulana kadar çalıştırıp, bozulduğunda bakımının/ tamirinin yapılmasının alternatifi, koruyucu bakım uygulamasıyla periyodik olarak bazı parçalarının gerekli-gereksiz demeden değiştirilmesiydi. Bu yöntem hala, otomotiv sektörü başta olmak üzere bazı alanlarda kullanılıyor.
Çok değil, mezuniyetimizden yaklaşık 6 yıl sonra aynı bölümde başlanan Mekanik Titreşimler dersinde diğer bir seçenek olan "kestirimci bakım" (predictive maintenance) öngörülebilir/ tahmin edilebilir uygulamalarından söz etmeye, temel prensiplerini aktarmaya başlanmıştı. Bu yeni bakım yönteminde, makinaların titreşimleri belli aralarla (haftada bir, iki haftada bir gibi) ölçülür ve elde edilen ölçüm sinyallerinin analizinden o makinanın arıza yapmaya ne kadar yaklaştığı, hangi parçasının neresinin bozulmak üzere olduğu, makinada bakım gerektiren başka bir husus olup olmadığı saptanır. Bununla ilgili özel ölçüm cihazları ve gerekli analizleri yapan yazılımlar vardır. Böylece hiçbir parça ömrünü tamamlanmadan değiştirilmez, ama beklenmedik bir arıza yaşanmasına, makinanın başka parçalarının bozulmasına da neden olunmaz.
Üretim kaybının maliyetinin yüksek olduğu sektörlerde uygulanması daha önemlidir. Özellikle, üretimin aksamasına neden olabilecek makinalar, ya da bir yeri bozulduğu zaman makinanın diğer kısımlarının da zarar görebileceği türden kritik makinalar için bu bakım yöntemi çok uygundur.
Buradaki kritik nokta hangi makinanın bakımından söz ettiğimizdir. Bozulduğu zaman ikincil arızalara neden olmayacaksa ve de makinayı kullanamamış olmanın maliyeti önemsizse, tamam "çalışan makinaya bakım yapma, bırak çalışsın".
Ama, örneğin, bir demir-çelik fabrikasında, bozulduğu zaman üretimi etkileyecek makinalardan söz ediyorsak, koruyucu bakım da doğru çözüm değil, "kestirimci bakım" uygulayacaksınız. Otomobillerde maalesef "kestirimci bakım" henüz tam uygulanabilir değil, koruyucu bakıma mahkumuz.
Büyükada, 23 Temmuz 2021
Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti
Koşulsuz Müşteri Memnuniyeti
1984 yılında kamu fabrikasındaki görevimi bırakmış, bir büyük özel sektör müteahhitlik şirketinde satış pazarlamadan sorumlu mühendis olarak yeni işe girmişim. Amerikan buhar kazanları üreticisi şirketin lisansını almışız. Bizden önce aynı Amerikan şirketi Türkiye'deki Amerikan şirketlerine doğrudan endüstriyel paket buhar kazanları satmış, bunların bakım onarım rehabilitasyon işleri şimdi bize verilmiş.
Bir gün izmit bölgesinde yerleşik Amerikan sermayeli lastik üreticisi fabrikadan bir davet geldi. Kalktım fabrikaya gittim. Davet eden mühendisler bizi karşıladı, bize konuyu anlatmadan doğruca fabrikanın buhar santrali kısmına götürdüler. Bizim buhar kazanı çalışmıyor ama ortada bir olağan üstü durum var.
Su borulu Buhar kazanı yanma odası dikişsiz çelik çekme borulardan yapılmış bir alandır. Dikişsiz çelik çekme buhar kazanı boruları yan yana getirilir, aralarına bir çelik şerit konur, kaynak yapılır, boru duvarı oluşturulur. Bu kazanda çelik çekme dikişsiz borular yerine dikişli borular kullanılmış. ASME ASTM normları bu basınçta dikişli boruya izin veriyor. Ama kim bilir borular nerden alındı, hangi standartlara uygunluğu kontrol edildi. Buhar basıncını görünce dikişli borular boydan boya yarılmış, patlamış. Kazan kullanımdan çıkmış.
Hani derler ya, sanki kafamdan aşağı kaynar sular döküldü, her yanım ter içinde kaldı. Ne diyeceğimi bilemedim. Buhar kazanını bizim fabrikada biz yapmışız. Amerikan normlarını standartlarını kullanmışız. Normlar ASME ASTM kurallarına uygun dikişli çelik boru kullanımına izin veriyor, ancak dikişli borularda bu normlara uygunluk şüphesi var. Güvenilir bir üreticiden almamışız, çakma bir kalite belgesi kullanan bir Balkan ülkesi üretimini kullanmışız. Ayrıca aradaki ince çelik şeritler dikişe getirilmemiş.
Lastik Fabrikası mühendisleri durumu yerinde bana gösterdiler, ben konuyu gördüm, Ankara merkeze döndüm, patrona durumu sözlü yazılı anlattım. Ortada fazla etrafa duyurmadan temizlenmesi gereken bir durum vardı. Patron sonunda "bahsi geçen kazanı sökün, fabrikaya getirin, tüm yanma odası borularını sökün, güvenilir bir üreticiden yeni dikişsiz çelik çekme borular ile değiştirin, kazanı tekrar lastik fabrikasına götürün, yerine koyun çalıştırın, teslim edin, konuyu kapatın", dedi.
Söylenenleri aynen yaptık, ciddi bir ek masraf çıktı, hiç sesimizi çıkarmadık, üste para istemek aklımızdan bile geçmedi. Müşteri konunun çözümlenmesinden memnun oldu. Buhar kazanı eksikliği fark edilmedi, santralde kazan buhar kapasitesi üretime yetiyordu, yenileme sırasında şansımız yaver gitti, yedek buhar ihtiyacı çıkmadı.
Konunun çözülmesinden lisansörümüz Amerikan buhar kazanı firması ve alıcı Amerikan lastik firması memnun kaldılar. Biz ciddi bir harcama yaptık, ama piyasanın bizden beklediği koşulsuz müşteri memnuniyetini sağlamış olduk. Bir daha dikişli boru kesinlikle buhar kazanı üretiminde kullanmadık. Tüm boruları her zaman piyasanın en güvenilir üreticilerinden satın aldık, kalite kontrol belgelerini çok sıkı denetledik. Koşulsuz müşteri memnuniyeti piyasalarda çok önemlidir, bu konuda her türlü harcama yapılmalıdır.
Büyükada, 23 Haziran 2021
Krac des Chevaliers Kalesi
Krac des Chevaliers Kalesi, Suriye
1990'larda Suriye TalSalhap şeker fabrikasından Damascus'a dönüyorduk. Şeker fabrikası için bir buhar kazanı teklifi vermiştik. Rehberimiz aynı zamanda Suriye temsilcimiz vadi içinde çok eski zamanlardan kalma bir Ermeni kilisesini gezdirmek istedi. Kiliseyi gezdik, içinde bin yıllık muhteşem tahta oyma işçiliği eşyalar vardı.
Daha sonra yol üstünde büyük görkemli, isminin Karc des Chevaliers olduğunu öğreneceğimiz ortaçağ kalesini gördük, nerde olduğumuzun, kalenin öneminin farkında bile değildik. Kale kapısına vardık, kapıdaki çocuğa bekçiyi sorduk. Bekçi yandaki evlerden birinden çıktı geldi, cebinde ortaçağdan kalma büyük anahtarlar ile kale kapısını açtı, bizi gezdirdi. İnanılmaz bir şekilde sanki ana dili gibi mükemmel fransızca ve ingilizce konuşuyordu. Sonradan anladık, çocuk iken yabancı rehberlerin konuşmalarını dinlemiş, beyin sanki ses kaydı yapmış, söylediği şeylerin ne olduğunu kendisi bilmiyordu ama her gelen gezgine bu beyindeki ses kaydını söylüyordu, bazı yerlerde orijinal yabancı rehberin esprilerini bile tekrar ediyordu. Esprilere biz gülünce seviniyordu.
Krak des Chevaliers kalesi Haçlılar tarafından Suriye'de eski bir kalenin üstüne 1142 yılında yapılmış. Yüz yıl boyunca bulunduğu bölgenin haracını toplamış. Avrupa ülkelerinden gelen değişik milletlerin 2000'e yakın sayıda Haçlı savaşçıları kalenin kendilerine ait yerlerini kendi ülkelerinin mimarisine uygun olarak düzenlemişler. İngilizlerin yuvarlak masa toplantı salonu düzeni, Fransızların katedralleri, Alman, İspanyol, İtalyan, Macar, Polonya mimarisi aksettirilmişti.
Haçlılar yüz sene bu kalede ortalığı haraca bağladıktan sonra bir anda kaleyi savaşmadan 1270 yılında kısa bir kuşatmadan sonra Müslüman Memlüklere bıraktılar. Bunda Müslümanların kurnazca uyguladıkları sahte mektup kullandıkları savaş hilesi sebep oldu. Daha sonra kale içine çevredeki insanlar taşındı, yıllar boyu kale içinde yaşadılar, burası onların evi yaşam alanı oldu.
1917'de birinci dünya savaşı sonlarında kalenin bulunduğu yer Fransız orduları tarafından işgal edildi. Fransız komutanlar Haçlı döneminden kalan milli hazinelerini korumaya almak için kale içindeki insanları 1934 yılında burdan çıkardılar. Kaleyi temizlediler, boşattılar ve müze haline getirdiler.
İçerde insanlar varken kale yapıları korunuyor, tamir görüyordu. Müze olunca ortalık boşaldı, kimseler kalmadı. Arada sırada şans eseri benim gibi ordan geçen birkaç gezgin Kaleyi geziyordu.
Sonra İkinci büyük savaş bitti, 1946 yılında Fransız sömürge yönetimi gitti, Suriye bağımsız bir devlet oldu. Kale yine müze olarak kaldı, ama bakım için para ayrılamadı, bin yıllık yapı tabiatın, aşındırıcı çöl rüzgarlarının etkisine maruz kaldı.
Beni en çok etkileyen yer zindanlardı. Üç ayrı bölümdü. Hafif suçlular düz kafeslerde tutuluyordu. Orta suçlular daha aşağı seviyede hapsediliyorlardı. Bir de ağır suçluların, savaş esirlerinin atıldığı kuyular vardı. Oraya atılanların dışarı çıkma şansı yoktu.
Kalenin içi eğik düzlem yollarla çevrelenmişti, merdiven yoktu, atlar süvariler arabalar bu yokuş yollardan yukarı insan ve eşya taşıyabiliyorlardı.
Bin yıl önce Haçlı askerlerinin, tapınak şövalyelerinin, Avrupa krallarının, kraliçelerinin, savaşçıların, esir düşmüş düşmanların gururla veya korkuyla girdikleri, bölgeyi haraca bağlamış bir mekanın kapı anahtarları bir yerel garibim bekçinin elinde onun koruması altındaydı. Yenileme bakım onarım artık yoktu.
Kalenin çatısında arkamda Kuzey Suriye manzarası olan fotoğraflarım duruyor. 2016 yılında kale iç savaşta bir süre ayrılıkçıların eline geçmiş, içerde silah mühimmat depolanmış, Suriye savaş uçakları kaleyi havadan bombalamış. Askerler kaleyi geri almışlar. Kale bazı yerlerinden yıkılmış.
Şimdi kale Unesco Dünya Mirası listesinde koruma altında. İçerde hazineler, tablolar heykeller önemli eşyalar yok, bomboş ama ortaçağın günümüzde korunmuş hala ayakta kalan en önemli mimari yapısı olarak duruyor.
Büyükada, 1 Temmuz 2021
Kömürsüz kömür santrali
Kömürsüz kömür santrali
Yatırım kime yapılır? Cevabı aslında çok basit. Yatırım, verdiğiniz parayı çoğaltan kişiye, şirkete, projeye yapılır. Verdiğiniz parayı batıracak, harcayacak, küçültecek, batıracak kişiye, şirkete, veya projeye yapılmaz.
Bugün kömür yakan termik santraline para yatırır mısınız? Devamlı para emen, karşılığında verdiğiniz parayı büyütmeyen bir termik santrale yatırım yapılır mı? Çoğu termik santral halen ilave fueloil yakıt desteği ile çalışıyor. Çoğunun çevre ekipmanları yatırımı etkinliği belirsiz. Çoğunun kömür havzasında kömür kalmadı. Yatağan kömür rezervi bitti, Soma Deniş, Kangal, Kışlaköy, Tunçbilek kömür rezervleri azaldı. Çoğu termik santral ekonomik ömrünü çoktan doldurdu. Buralarda kömür kalmadı. Ürettikleri elektrik piyasa ortalamalarına göre pahalı. Ancak kapasite mekanizması desteği ile fiyatlar ayakta durabiliyor. Çoğunun artık kapatılması ve hurda olarak satılması lazım.
Günümüzde çalışan en iyi termik santrallerden biri hatta birincisi bence Afşin Elbistan-B 'dir. Bu santrale para yatırır mısınız? Afşin Elbistan -B santralinin toz filtreleri yeterli büyük ve güzel çalışıyor. Baca gazı kükürtsüzleştirme ekipmanları var ve onlarda güzel çalışıyor. Kömür susuzlaştırma teknolojisi var. Kömür kurutuluyor ve kalorifik değerli yükseltiliyor, sonra yanma odasında yakılıyor. İlave yakıt ihtiyacı az.
Afşin Elbistan -B santralinin eksikliği, burda kömür yok, eskiden vardı şimdi yok. Yanında çalışan Çöllolar kömür sahasında heyelan oldu, kömür sahası kapandı. Saha artık kömür besleyemiyor. Kömür daha uzaktaki Kışlaköy sahasından, veya çoğu kez başka kömür sahalarından buraya çok pahalıya taşınıyor. Yani ortada kömürü olmayan bir termik santral var. Bu santralin kül barajı yok, çıkan külü stoklayacak yeri yok. Çöllolar santralinden kömür alınacak ve yerine santralden çıkan kül depolanacaktı. Çöllolar kömür sahası heyelan yüzünden kapanınca çıkan kül elde kaldı, konacak depolanacak yer yok, olması yapılması gereken kül barajı da ortada yok. Bu santral kömür sahası üstünde, iletim hatları yine kömür sahası üstünde, altındaki kömürü çıkarmak imkansız. Çöllolar sahasının işletmeye açılması lazım. Heyelan olmamış tarafından başlayarak sahanın devreye girmesi lazım. Eğer bunlar yapılamıyorsa, B santralinin kapatılması hurda olarak satılması lazım.
İthal kömür termik santraline yatırım yaparmısınız? İthal kömürün fiyatı uluslararası piyasalarda belirlenir. Herşey yolunda giderse, ekonomi iyi ise, fiyatlar düşüktür. Ortalama 6000 kcal/kg alt ısıl değeri olan yüksek kalorifik değerde Güney Afrika veya Avustralya kömürünün metrik ton başına fiyatı yaklaşık 60 Abd doları altına inerse milyon BTU fiyatı makul rekabetçi seviyede olur ve santral elektrik üretim kw-saat fiyatı satar. Bu durum kumar gibidir, iyi yatırımcı kumar oynamaz. Sadece kapasite mekanizması desteği ile çalışacak termik santral yatırımına para yatırılmaz. Bu yüzden ithal kömür santrali yatırımları yavaş yavaş birer birer iptal ediliyorlar.
Hazır işleyen santrali satın almak çalışmadan kazanmak gibidir. Santrali kurmayan değerini bilmez. Sadece para kazanmaya bakar. Çevre ekipmanlarına yapması gereken yatırımları geciktirir, iyi elemanlara iyi ücret vermez elinden kaçırır. Nasılsa eline geçmiş olan santralin değerini bilmez, kullanır harcar bitirir, değerini düşürür. Elektrik üretimi pahalıya çıkar, devamlı kapasite mekanizması uygulaması ile kesintisiz taze para girişi gerekir.
Elbistan kömürünün yarısı su, kalanı kül, yanıcı madde çok az. Kömür değil sanki siyah renkli kar topu. Kalorifik değeri yani alt ısıl değeri 500-1000 kcal/kg. Böyle bir kömür için dünyanın hiçbir yerinde milyar dolar yatırım ile termik santral yapılmaz. Başlarken bu kömüre uygun teknoloji de yoktu, ama kimse fark etmedi. Kim bizim kamu karar vericilerini ikna etmiş ise iyi etmiş. Bugün zar zor çalışan iki santralimiz var. Birinin kömür sahası küçüldü, diğerinde heyelan oldu çalışmıyor. Bütün bunların karşılığında yurdumuzun en büyük üçüncü tarım ovasını yok ettik. Elbistan ovasında bugün hala tarım yapılmaya devam ediyor olsaydı çok büyük miktarda tarım ürünleri elde edecektik.
Yenilenebilir enerji kaynakları aynen çocuğunuza yaptığınız eğitim yatırımına benzer. Rüzgar güneş küçük hidro kaynaklarına aynı çocuğunuza yaptığınız eğitim yatırımı gibi para yatırın, çevreyi kirletmezsiniz, geri dönüşü iyidir. Pişman olmazsınız.
Üç kuruşluk mal hizmet ürün hatta yazılım için kırk kere pazarlık eden yurdum insanı, cebinden milyar dolar giden koca iki santralin yapım kararı için ses çıkarmadı. Yurdum insanı termik teknik detaylarını bilemezdi, onların yerine karar veren kamu karar vericileri üç beş yurtdışı seyahati uğruna bu yanlış kararlara imza attılar, onay verdiler.
Piyasanın yeni zenginleri, kerameti kendinden menkul danışmanların aklı ile verimsiz geleceği olmayan termik santrallere yatırım yapıyorlar. Çoğu yanlış, bitmiş, tükenmiş eski termik santrallerin büyüme kapasitesi yok, geri dönüş kapasitesi yok.
Elektrik pahalıya üretiliyor, hiç durmadan kapasite mekanizması ile ek para subvansiyonu istiyorlar. Durumları kara delik, dipsiz kuyu. Bu yatırımlar boşuna yapılıyor.
Eski Termik santrallere yeni yatırım için bugün kimse gönüllü olmuyor. Kimse para harcamak istemiyor. Herkes sadece nakit girişine odaklanıyor. Sonradan yapılan çevre ekipmanları uyumlu değil. Çoğu ekipman yeterli çalışmıyor. Bu durumda eski termik santraller çalışabilecekleri sürece çalışacaklar, sonra kapanacaklar. Başka yapılabilecek yeni birşey yok. Dünyanın her yerinde durum böyle.
Büyükada, 16 Temmuz 2021
Sunday, May 09, 2021
Kahire 1995
Kahire 1995 Ortak Girişim Şirketleri Yıllık Toplantısı
Ankara'da 1990 yılında kurulmuş olan Türk Amerikan Ortak Girişim (Joint Venture, kısaca JV) şirketimiz, Amerikan ortağının düzenlediği JV şirketleri toplantısına her yıl katılıyordu. 25 Nisan 1995 haftasında toplantı Kahire (Mısır) da düzenlenmişti. Toplantının ev sahipliğini Amerikan şirketinin Mısır JV şirketi yapıyordu. Kahire'de Nil nehri kıyısında eski bir Osmanlı Paşasına ait saray otele çevrilmiş. Bize orda yer ayırtmışlar.
Toplantılar aynı otel-sarayın bize bir hafta için ayrılan bir toplantı odasında yapılacaktı. 1995 yılında henüz laptop PC kullanımı yaygınlaşmamıştı. Sadece Amerikalılar yeni çıkmış PC'lerle PowerPoint sunum yaptılar. Ankara'da bizim JV şirketin tanıtım bilgilerini tepegöz transparant föylere geçtim. Neyiz, ne zaman nasıl kurulduk, ne yapıyoruz, neler yapabiliriz? Referanslarımız neler? Yıllık toplantıya dünyanın çeşitli yerlerinde kurulmuş diğer JV şirketlerinin genel müdürleri ve satış pazarlama yetkilileri katılıyorlardı. Çin, Hindistan, Endonezya, Türkiye, ev sahibi Mısır ve Amerika merkezinden katılım vardı.
Herbir şirket kendini sırayla tanıttı. Ben de bana verilen yarım saat içinde kendimizi tanıttım. Biz genelde Amerikan lisansı altında endüstriyel boy paket buhar kazanları yapıyorduk. Büyük termik santral kazanları için de tasarım kapasitemiz vardı ancak henüz referansımız yoktu.
Mısır JV şirketi ise Amerikan şirketi tarafından 2x325 MWe kapasiteli konvansiyonel tip fueloil yakacak termik santralin basınçsız aksamının Mısır içinde yerli imkanlarla yapılması için kurulmuştu. Ortaklık yapısında %49 payı Mısır yerli kamu buhar kazanları şirketine, %51 payı Amerikan ortağa aitti. Amerikan ortak 1994 yılında termik santral ihalesini almış, işi yürütebilmek ve ihale şartı olan azami yerli imalat sorumluluğunu yerine getirebilmek için bir kamu şirketi ile 1996 yılında bu JV ortaklığını kurmuştu. %51 büyük ortak olduğu için, genel müdür, muhasebe, satınalma, üretim müdürleri Amerikalı idi.
Hafta arasında bir gün bizi yerli kamu ortağının Kahire dışındaki imalat tesislerine götürdüler. Fabrikanın 1200 personeli vardı. Yan duvarları olmayan, çok geniş bir kapalı alan içinde çelik konstrüksiyon imalat yapıyorlardı. Yan duvarları yoktu, çünkü gerek yoktu. Isınma sorunu yoktu, sert güneşten korunmak için ortamı soğutma gereği vardı. Üstü kapalı, yanları açık alanda devamlı bir doğal hava sirkülasyonu vardı.
Termik santral basınçsız aksam ağır çelik konstrüksiyon imalatı yanında kendi alev-duman borulu düşük kapasiteli buhar kazanı imalatına devam ediyorlardı. Fabrika alev duman borulu buhar kazanı imalatı için gerekli makinalarla donatılmıştı. Çok sayıda kaynakçı vardı. İmalat hollerinde ağır aksam taşıyacak, 10-15 ton kapasiteli köprülü vinçler mevcuttu.
Otelde toplantı bir hafta sürdü, Mısır iş ortamında hafta sonu günleri farklı olduğu için Mısırlı ev sahibimiz şirketin personeli cuma günü toplantıya gelmediler. Ben de o gün yakındaki Arkeoloji müzesini gezdim. Otelimiz Nil nehri kıyısındaydı, öğle arasında ve akşam üstü Nil nehri kenarında yürüdüm. Karşı kıyıda çok sayıda Uluslararası otel vardı. Son gece bunlardan birinde bize akşam yemeği verdiler.
Biz toplantı bitince ayrıldık. Termik santral 2001 yılında bitirildi. O günden beri santral çalışıyor. Arkasından Mısır'daki ortaklık sonlandırıldı. Burdaki Amerikalı personel merkezde daha üst görevlere geldiler. Yerli ortak alev duman buhar kazanı imalat işine devam ediyor.
Daha sonra ilk termik santralin yanında yeni 2x340 MWe kapasiteli bu defa doğalgaz yakacak yap-işlet- devret modeli ile yeni bir kombine çevrim termik santral yapımına karar verildi. Yeni santralin yapımını başka bir Amerikan şirketi üstlendi, başka bir Amerikan yatırımcı tesisi sahiplendi işletiyor.
Mısır piramitlerini gördüm mü? Fabrikaya giderken yolda piramitleri çok uzaktan gördüm, yanlarına gitmek fırsatı olmadı, sadece otele yakın Arkeoloji müzesini gezdim. Oradan çok sayıda Antik Mısır medeniyeti konusunda kitap satın aldım. Hediyelik küçük heykeller, eski Mısır parşömenleri üstünde resimler vardı, ama gerek görmedim.
Kahire'ye gelirken taşıma sırasında bavulumun kilidi bozulmuş. Otelde bavulumu açamadım. Bir hafta toplantılara aynı elbise ile katılmak zorunda kaldım. Neyseki toplantıda kullanacağım bilgi katalog transparant föyler yanımdaki büyük evrak çantasında idi. Son gün otelin alışveriş merkezinde bavul satan dükkandaki iş bilir satıcı bavulun kilidini açtı, ama bavulu kapatma imkanı yoktu. Dönüşte bavulu öylesine kapadım, kilitleyemedim sadece bantladım. Gümrüklerde kimse bavulumu açmak istemedi. Ankara Karanfil sokaktaki bavulcu kilidi onardı, ama bir daha o bavulu seyahatlerde kullanmadım.
Son günlerde Mısır ve Türkiye arasında istihbarat, savunma dışişleri konularında başlayan inkişafi görüşmelerden dolayı çok memnunum. Umarım ticari ilişkilerimiz de başlar ve karşılıklı olarak gelişir. Bu coğrafyada tüm komşularımızla iyi ilişkiler içinde olmak çok önemlidir.
Ankara 9 Mayıs 2021
Friday, May 07, 2021
Viyana 1996
Viyana Konsortium Toplantısı, 1996
Okurlarım beni bilirler, benim anılarım/ makalelerim, eski toplantı notlarıma/ günlüklerime dayanır. 25-30 yıl öncesi olayları net anlatabilmek insan hafızasının sınırlarını zorlar.
Burda anlatacağım konsorsiyum toplantısı, Covid-19 sürecinde 3-hafta evde kapalı kalmak zorunda olan iki doz SinoVac aşısı olmuş 65+ yaşında yazarınızın, evinde çalışma odasında hazırladığı yine böyle bir olaylar zincirinin günlük yazıya dökülmüş halidir. Umarım size benzer toplantıların nasıl geçtiği konusunda bir fikir verir.
Bu toplantı çok büyük pazar liderlerinin temsilcilerinin katıldığı üst düzey temsil edildikleri bir organizasyon idi.
1996 yılı başında bize Türkiye'de çok işler yapmış bir Avusturya firmasından Viyana'da yapılacak bir konsorsiyum için bir davet geldi. En büyük Amerikan ve Japon ST-GT üreticileri de toplantıya davet edilmişlerdi. Biz de bir büyük kombine çevrim termik santralinin atık ısı kazanı tedarikçisi ve saha montaj ortağı olacaktık.
Herkesin projede payı belliydi. Önceden bizlere toplantı gizlilik anlaşmaları imzalatıldı. Bu makaleyi yazarken bu anlaşmayı imzalayan taraflar artık piyasada yoklar, çoğu artık termik santral işlerini bıraktı. Gizlilik anlaşmasının süresi 25 yıl idi. Bu süre bitti. Yine de etik olarak katılımcıların isimlerini vermeyeceğim, ama piyasanın tecrübeli okurları zaten hemen tahmin edebilecekler.
Şirketimin yetkilisi olarak İstanbul aktarmalı THY uçağı ile Viyana havalimanına toplantıdan bir gün önce vardım. Otelime yerleştim. Ertesi gün Avusturyalı proje liderimiz firmanın genel merkezine gittim. Çok büyük bir salonda davetli herkes vardı. Amerika'dan Japonya'dan şirket temsilcileri gelmişlerdi. Önce tekrar gizlilik anlaşmaları imzalandı. Aynı sayfaya tüm katılımcı şirket temsilcileri imza attılar. Birer nüsha kendilerine alıkoydular.
Tüm görüşmeler İngilizce dilinde gerçekleşti. Her temsilci üye kendi toplantı notunu tuttu. O sıralarda henüz PC'ler notebook'lar yaygın değildi, ben toplantı notlarını el yazımla tuttum. Sonra ofiste bilgisayar çıktısına aldım. Toplantı moderatörlüğünü Amerikan firması yaptı.
Sonra bize proje ihale evrakları dağıtıldı. Türkiye'nin kamu enerji elektrik üretimi şirketinin ihale evraklarını bizler çok önceden zaten satın almış okumuş, incelemiştik. Bizim payımız belli idi. Biz Ortak girişim JV buhar kazanları üreticisi olarak projenin atık ısı kazanları tasarım tedarik üretim ve yerinde montaj işlerinden sorumlu idik. Bizim kapsamımız angarya emek yoğun saha işleri idi, kimse bizim kapsama karışmadı. Zaten projenin gerçekleşme süresinde harcanacak adam-saat işçilik önceden tahmin edilmiş, maliyet hesaplarına konmuştu, bizden sadece adam-saat fiyat isteniyordu, daha az veya çok adam-saat talebimiz olamazdı. Adam-saat fiyatımız o sıralar 5 ABD dolar fiyatından veriliyordu.
Yerli ortağımız büyük müteahhitlik şirketi ise projenin saha montajını ve inşaat işlerini yapacaktı. Avusturya Amerikan ve Japon şirketleri genel tasarım, Gaz Türbini ve Buhar Türbini tedarik işlerini paylaşacaklardı. Toplantıda projeyi finanse edecek Türkiye'de ofisi bulunan çok büyük bir Amerikan ticari bankası da temsil ediliyordu.
iki gün toplantı odasından çıkmadan uzun görüşmeler yaptık. Proje genel tasarımını Avusturya firması lider olarak üstlenmişti. Proje tasarımı ve proje yönetimi için gerekli olan mühendislik çalışmaları için fiyatın tartışmasız ciddi bir %10 kısmını kapmışlardı. Aslında piyasada serbest satılan saklı gizli olmayan makul fiyatlı bir Termik santral yazılım programını kullanıyorlardı. İlerki yıllarda biz de aynı yazılım programını satın aldık ve benzer işlerde proje liderliğini biz yapmaya başladık.
Ekipman tedariki konusunda Amerikan ve Japon firmalar aralarında anlaştılar. Pazarın en iyi ekipmanları ellerindeki mevcut imalat sırasına göre teslim edecekler, saha montajı için süpervizör göndereceklerdi. Süpervizörlerin günlük fiyatı ulaşım barınma yemek masrafları dışında 1000 ABD doları idi.
Verilen fiyatlar Lider Avusturya firması tarafından alındı, teklif bilahare hazırlanıp Türkiye'deki alıcı kamu kuruluşuna belli tarihten önce istenen sayıda teslim edilecekti. Şirket yetkilisi olarak tüm ihale evraklarını imzaladım. İkinci imza için yanında getirdiğim imza kaşesini kullandım. Bu herkes tarafından kabul edilebilir bir uygulama idi.
İkinci günün sonunda işler bitti, toplantının gerilimini gidermek için, ev sahibimiz Avusturya'lı firma bizi minibüslerle Viyana dışında bir açık hava lokantasına götürdü. Viyana usulü haşlama av etleri salata meze ve soda ile seyreltilmiş beyaz şarap sundular. Beyaz şarap yarı yarıya soda tonik ile seyreltildiği için çok kolay içiliyordu. Amerikalılara hafif geldi, ama Japonlar kolay içilen bu içki ile çabuk keyiflendiler. Patronlarından "fazla içmeyin" uyarısı geldi. Ben her zaman olduğu gibi iş toplantılarında yaptığım usulü uyguladım, yarım kadehten fazlasını almadım.
Ertesi gün herkes kendi ülkesine döndü. Teklif dosyası Avusturyalı lider firma tarafından oluşturuldu, istenen sayıda çoğaltıldı, bizim verdiğimiz şirket katalogları eklendi. Teslim edildi. Üç aylık değerlendirme süresi beklendi. Sonra idareden cevap geldi, ihale iptal edilmişti. Kapasite gereksiz büyüktü. Yeterli yakıt yoktu.
Daha sonra benzer ama daha küçük kapasitede başka bir ihale Karadeniz kıyısındaki büyük demir çelik tesisleri tarafından yapıldı. Bu defa Amarikan Japon firmaları gelmediler. Avusturyalı lider firma onların ST-GT ekipman tedarik kapsamlarını da üstlendi. Daha önce konsortium toplantısı yapmış olduğumuz için bu defa daha çabuk hazırlandık. Herşey belli idi. Biz yine aynı kapsamda atık ısı buhar kazanı ve saha montajı işlerini üstlendik.
Sonunda ihaleyi aldık, 2 yılda yaptık bitirdik teslim ettik. Bugün sorsanız Viyana'da ne yaptın diye? 25 yıl sonrasında söyleyecek çok şeyim yok, havalimanı, toplantı odası ve kır lokantasını hatırlıyorum. Detaylar günlük notlarımda var ama bunların bugün için bir anlamı yok. Viyana'yı çok sonra Haziran 2018 ElectrifyEurope konferansında gezebildim.
Ankara 3 Mayıs 2021
Monday, March 15, 2021
Toronto 1991
Bir Büyük Endüstriyel Buhar Kazanı İhale Hikayesi 1992-1994
Karadeniz kıyısında yer alan bir büyük endüstriyel tesis, yeni bir buhar kazanı alımı için ihale açtı. Tesiste mevcut fuel oil yakan iki adet Amerikan, iki adet İtalyan buhar kazanı vardı. Yeni beşinci kazan proses sırasında açığa çıkan yüksek fırın gazlarını (blast furnace gas and coke oven gas) yakacaktı. O güne kadar birim Sm3 alt ısıl değeri 550 kcal olan yüksek fırın gazı bacada yakılarak atmosfere veriliyordu. Yeni buhar kazan (160 ton/saat, 45 kg/cm2, 445C) mümkün olduğunca çok oranda bu gazı yakacak ve boşa atılan gaz değerlendirilecekti. İlave yakıt olarak doğal gaz ve fueloil de yakacaktı.
Mevcut Amerikan kazanları bizim yabancı ortağımıza aitti. Bu yüzden Amerikalı Yabancı ortağımız adına yeterlik belgemizi aldık. Diğer iki kazan İtalyan firmaya aitti ve istenen buhar kapasitesine hiçbir zaman çıkmadığı için boykot edilmişti.
Kazanın tasarımı ve fiyatlaması için Amerikan ortağımızın Kanada Toronto çevresindeki mühendislik merkezine gittik. Aralık ayındaydık. Kaldığımız Holliday Inn otelinin çevresi nerdeyse bir metre kar altında idi. Arabası kapalı garajda olmayanlar arabalarını kullanamıyorlardı. Gündüz dış sıcaklık -20C idi. Bir hafta mühendislik ve teklif ofisinde yabancı ortağımızın mühendisleri ile çalıştık. Yüksek fırın gazı yakacak kazanın tasarımını yaptık, malzeme ekipman listelerini çıkardık. Benzer bir yapılmış kazanın genel görünüş resimlerini, tipik standart detay resimlerini aldık.
Yabancı ortağımızın teklif mühendisleri bize tahmini kendi fiyatlarının montaj hariç 5.25 milyon ABD Dolar olacağını söylediler. Sonraki hafta onlar Noel ve yılbaşı tatiline girdiler. Biz yurda döndük.
Kendi fiyatlamamızı yaptık. Kar koymadan 8 milyon ABD doları fiyat çıktı. Fiyatın %50'si dışardan alınacak malzeme oldu, çelik çekme dikişsiz boru, cebri taze hava üfleme fanı, baca gazı cebri emiş fanı, besi suyu pompaları, emniyet valfleri, seviye göstericiler, enstrumantasyon ve kontrol cihazları, hava ısıtıcısı, kurum üflemeler, en önemlisi çok yakıtlı yakıcı brülörler ve buhar domu.
Sonra %20 civarında fabrikada çelik ve kazan boru duvarı imalatı vardı. %20 oranında yerinde montaj maliyeti çıkıyordu. Kalan kısım yabancı ortağımıza vereceğimiz lisans ve mühendislik parası tutuyordu.
Fiyatı sekiz milyon olarak hazırladık ve işi alabilmek için kar olmadan gönderdik. Amerikalı ortak mühendislik ve lisans parası aldığı için ses çıkarmadı. Kar almanın biz çalışanlar için bir anlamı yoktu. Elinde iş olmayan referansı çok olmayan bir şirket için bu işi almak çok önemliydi. Yerli ortak bu işi karsız almamızın gereğine ikna oldu.
İhalenin sonuçlanacağı fiyatların açılacağı gün İngiliz Genel müdür ile alıcı firmanın merkezinde toplantı odasındaki davete katıldık.
İhale teklif dosyaları açıldı, ilk fiyat Avusturya'lılardan geldi, 23 milyon ABD Doları. Sonra Polonya firmasının fiyatı açıldı 16 milyon ABD Doları, Sonra Japon fiyat 12 milyon ABD Doları. Japonlar "iş bizde kaldı" diye sevinmeye başladılar. En son bizim fiyat açıklanacaktı.
İhalenin açıklandığı büyük salonda bir sessizlik vardı. Bizim fiyatı o anda sadece biz biliyorduk. Sevincimizi gizlemeye çalıştık. Fiyatımız açıklandı ve iş bizde kaldı.
Alıcı firma bu durumdan memnun oldu. Karşısında kendi dillerinde konuşabilecekleri, dertelerini şikayetlerini anlatabilecekleri bir tedarikçi firma vardı. Tasarım kendini ispatlamış, kendi tesislerinde referansı olan bir Amerikan firmasıydı. Alım yapılan ekipmanlar malzemeler yurtdışından kendilerinin onayı ile gelecekti.
Tasarımı yaparken kapasite konusunda eksik kalmayalım diye daha büyük buhar kazanı seçmiştik. İşi aldık 3 yıl içinde tasarım imalat satınalma ve yerinde montaj dahil teslim ettik, geçici ve kati testleri yaptık. İş bitirme belgemizi aldık. Beklendiği gibi fazla kar yoktu.
1994 yılından beri buhar kazanımız yüksek fırın gazlarını azami oranda yakarak tesiste çalışıyor ve buhar veriyor. Benzer buhar kazanlarını yurt içi ve yurt dışı projelerde yaptık imal ettik, teslim ettik. Bedava yanan yüksek fırın gazı kullanımı sayesinde yatırım kendini altı ayda geri ödedi.
Eğer bizim JV şirket bu ihaleye katılmamış olsaydı, alıcı firma bir sonraki en düşük fiyatı veren Japon firmasına %50 daha fazla ödeme yapacaktı. Bizim JV firma katılmamış olsaydı, Amerikan ortak noel yeni yıl tatili yüzünden ihaleye katılamayacak işi alamayacaktı. Bizim firma katılmamış olsaydı, yerli ortak büyük bir imalat ve yerinde montaj işi alamamış olacaktı. O işbilir tecrübeli insanlar mühendisler tasarımcılar süpervizörler şantiyeciler artık emekli oldular. Amerikan ortağımız bizim piyasadan çekildi. Bizim şirketimiz kapandı. Yerine yenisi gelmedi, bugün benzer bir buhar kazanı ihalesine girecek kazanacak yapabilecek yerli şirket ne yazıkki yok. Entellektüel birikim kapital yok oldu. Ne hüzünlü bir sona vardık. Bunları haketmek için ne kabahat ettik, ne yaptık?
Bu kadar detaylı bu hikayeyi ben nasıl anlattım? Şirket olarak 1996 yılında Chicago American Power konferansında bu konuda bir bildiri yayınladık. Ayrıca benim kişisel notlarım 5.25" disklerde hala duruyor.
Ankara 12 Mart 2021
Friday, February 26, 2021
BERLIN 1977
SOĞUKTAN GELEN CASUS, BERLİN 1977
1977 yılında Birleşmiş Milletler bursu ile Batı Berlin'de Carl Duisberg GMBH tarafından düzenlenen iki aylık uluslararası teknik eğitim programına katıldım. Ankara İstanbul, Münih arasını THY ile uçtum. Sonra on saat Munih hava limanında -Berlin PanAm uçağını bekledim. Gece yarısı Berlin Tegel havalimanına vardım. Tegel hava limanı çok yeni kapandı. 2020 yılında yeni yapılan Berlin Brandenburg Willy Brandt uluslararası havalimanı açıldı, diğer havalimanları kapandı.Yakındaki Schoenefeld hava limanı Brandenburg hava limanına eklendi.
Programa dünyanın dört bir tarafından genç benim yaşlarda makina mühendisleri gelmişlerdi. Daha çok endüstri mühendisliği eğitimi görüyorduk. Teknik el kitaplarından derlenmiş çok sayıda ders notu verdiler. Berlin merkezinde kurum binasında kalıyor, aynı yerde üç öğün yemek yiyor, aynı yerde ders görüyorduk.
Bizi Berlin'de gezdirdiler. Meşhur duvara götürdüler. Önümüzde duvar sonrasında mayınlı alan, dikenli teller, silahlı askerler vardı. Platformlara çıkıp ileriyi görmeye çalışıyorduk. Batı Almanlar karşıya geçemiyorlardı. Sıkı güvenlikli otoyol veya tren yolu ile Batı Almanya'dan gelebiliyorlardı. Bir de havayolu vardı ve sadece işgal ülkelerine ait uçaklar çalışabiliyordu. PanAm, AirFrance ve British Airways.
Bizi misafir eden rehbere sordum, acaba duvarı geçmek Doğu Berlin'i ziyaret etmek mümkün müydü?. Doğu Almanya'yı tanıyan ülkelerin vatandaşları pasaportlarını gösterip günü birlik Doğu Almanya'ya geçebiliyorlardı. Ya "Check-point Charlie" kapısından yaya geçebiliyorduk, ya da S-bahn ile Doğu Berlin merkezindeki tek bir metro istasyonundan girebiliyorduk. Türkiye , Doğu Almanya'yı tanıyan ülkelerden biriydi. Türk işçileri aileleri ile İstanbul'dan nonstop bağlantısız Doğu Almanya veya AeroFlot Rus uçakları ile Schönefeld hava limanına varıyorlar, ordan trenle önce merkeze, sonra Batı Berlin'e geçiyorlardı. Benim yaptığım bağlantılı uzun uçuş parkura gerek yoktu.
Bir pazar sabahı pasaportumu yanıma aldım. S-bahn trenine bindim. Tren duvar altından doğu Berlin'in bir tarafından giriyor, HauptBahnhof istasyonunda duruyor, sonra diğer taraftan çıkıyordu. İstasyonda indim, uzun bir pasaport kuyruğuna girdim, 50 DM parayı 50 Doğu Alman mark olarak bozdurdum. Kötü ve şüpheci bakışlı Doğu Alman pasaport memurlarının bakışları altında pasaport kontrolünden, elle üst baş aramadan geçtim. Dışarı çıktım. Bir anda kendimi Doğu Berlin şehri ortasında buldum.
Acaba yürürken Doğu Alman gizli servisi Stasi ajanları beni arkamdan takip ediyorlar mıydı? Kendimi 1965 yapımı Richard Burton'un başrolde olduğu "Soğuktan Gelen Casus" filminde oynuyor gibi hissetttim.
Doğu Berlin'e gelmişsiniz, nereye gidersiniz? Ben en çok merak ettiğim Bergama müzesine gezmek istedim. Yol sora sora Bergama müzesine vardım. Bergama tapınağı içerde tüm ihtişamı ile duruyordu. Ruslar Berlin'i alınca Bergama tapınağına dokunmamışlar. Hava bombardımanından biraz etkilenmiş ama ana yapı heykeller freskler duruyordu. Tren yolu yapılması karşılığında koca antik yapı yerinden sökülmüş, vagonlarla Bergama'dan Berlin'e taşınmış, bir büyük müze binası içine tekrar inşaa edilmiş.
Bütün günüm müzede geçti, elimdeki 50 Alman markı ile müze hediyelik eşya dükkanından oğluma çocuk kitapları aldım. Hepsini harcadım. Akşam aynı s-bahn istasyonundan pasaport kontrolünden geçtim. S-bahn trene bindim, Batı Berlin'e geçtim. Batı Berlin'de kimse beni aramadı, pasaport kontrolü yapmadı.
Pazartesi günü Alman rehberime Doğu Berlin'e pazar günü geçtiğimi, Bergama müzesini gezdiğimi, çok sayıda fotoğraf çektiğimi anlattım. Onun için benim yaptığım geziyi yapmak hayaldi. Berlin Duvarı aradan 12 yıl geçtikten sonra yıkıldı, mayınlı arazi temizlendi, yıkılan tarihi binalar yeniden yapıldı. Eski binalar tamir oldu, yenilendi.
Bergama müzesinde büyütme çalışması hala sürüyor. Bergama tapınağını görme imkanı henüz yok. Mekan kapalı. 1-2 yıl içinde açılacağı söyleniyor ama restorasyon çalışmaları titizce ağır yürüyor. Aceleye gelmez. Zaten Covid-19 sürecinde turist gelişi azaldı, kimse dışarıya çıkmaz oldu, müze gezmeleri azaldı.
Programın son haftası bir otobüse bindik, büyük Batı Alman şehirlerini gezdik. Sonra herkes kendi memleketine döndü. Şimdi Doğu Batı Almanya birleşti. Doğu Batı Berlin de birleşti. 1977 yılında eski bakımsız harap Doğu Berlin yenilendi gelişti, çok güzel oldu. Zaten tüm güzel eski binalar konser salonları opera binaları parlamento hepsi Doğu Berlin tarafında idi. Hepsi yenilendi. Önceleri emlak fiyatları düşüktü, yenilenmeler sonrası emlak değerlendi. Arkasından OrtaDoğu mültecileri geldi. Çok kültürlü bir ortam oluştu.
Üniversite eğitimli, yabancı dil bilen, meslek sahibi genç insanlar akın ettiler, uzun süreli yerleştiler. Çoğu yerde olmayan bir değişik bir çok kültür ortamında yaşamayı sevdiler.
1977 yıllarında bol enerji tüketen, çok sayıda lüks otomobilin olduğu Batı Berlin'de bu zengin hayatın nasıl sürdürüldüğünü herkes merak eder. Batı Almanya'dan her gün çok sayıda tren vagonu ile kömür petrol benzin, yiyecek buraya taşınıyordu. Şehirde kömür yakan termik santraller vardı. Bugün bunlar artık kapanıyor. Eski Doğu Almanya da bulunan Rus yapımı nükleer santraller de kapanıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarına büyük talep var. Zaten bu devirde yeni termik santral yapmak, ofise yeni bir fax makinası almak gibi birşey. Bugün artık kimin fax makinasına ihtiyacı var? İphone ile jpeg fotoğraf çek, whatsapp ile gönder daha kolay.
Batı Berlin ile Doğu Berlin'i bugün bile ayıran en büyük özellik, gece sokak aydınlatmasıdır. Batı Berlin sokakları beyaz LED tasarruflu az enerji harcayan lambalara sahiptir. Doğu Berlin sokaklarında eski sarı ışıklı sokak lambaları vardır. Bu lambalar hala kullanılıyor ve uzay fotoğraflarında bile belirgin olarak hala görülüyor.
Küçük oğlum işini düzenini Berlin'de kurduğu için arada bir yanına gidip, 1-2 hafta orda kalma imkanım oldu. Gözlerim 1977 yıllarını arıyor ama artık yok. Berlin çok değişti.
Ankara 21 Şubat 2021
Londra 2001
KONTRAT MÜZAKERESİ, LONDRA 2001
2001 yılında Batı Anadolu bölgesinde yeralan bir büyük fosil yakıtlı termik santrali işletme hakkı ihalesine girdik. En iyi fiyatı en uygun teklifi biz verdik, iş bizde kaldı, ancak ödeyeceğimiz lisans bedeli çok yüksek, tek başımıza ödememize imkan yok.
Termik santral finansmanı ve işletmesini üstlenecek işbilir uzman bir yabancı ortak arayışına girdik. Amerikan Avrupa firmalarından ilgilenenler oldu. Şirketleri belirledik. Onlara ingilizce çok detaylı Fizibilite- yapılabilirlik ve due diligence (durum değerlendirmesi) raporları gönderdik. İlgilenen yabancı firmaların yetkilileri, onların işbilir uzman santral operatörleri İstanbul şirket merkezimize geldiler. Yüzyüze toplantılar yaptık. Bir Amerikalı gurup santrali yerinde işletme halinde görmek istedi. İstanbul Sarıyer sırtlarında bir helikopter alanından özel bir helikopter ile Bursa'ya uçtuk. Helikoperde iki pilotun dışında bizden üç kişi, Amerikan şirketinden beş kişi vardı.
Bursa OSB içinde heliport isimli terminale 20 dakikada vardık. Bizi bekleyen otobüs ile bir saat yol gittik, termik santrale vardık. İşletmeyi yerinde gördük. Santral yerli kömürü çok güzel yakıyordu. Baca gazı kükürtsüzleştirme sistemi yeni devreye girmişti. Toz tutucular görevlerini yapıyorlardı. Santralde yemek yiyip, aynı akşam İstanbul'a geri döndük. Yabancı teknik uzmanlar memnun ertesi gün ülkelerine geri döndüler.
Sonra bizi Londra merkezinde bir otelde finansman ve hukuki kontrat müzakeresine davet ettiler.
İstanbul Londra THY business uçtuk. Havalimanından merkeze metro ile ulaştık. JW Marriott otele yerleştik. Kaldığımız yer Londra merkezinde Oxford street yakınlarında idi. Bir hafta aynı otelin on kişilik bir konferans salonunda avukatlar ile kontrat müzakeresi yaptık.
Karşımızda bizimle bulundukları sürede, temsil ettikleri müşterilerinden saat başına 250 ingiliz pound ücret alan tecrübeli çok iyi eğitimli İngiliz avukatlar ve finansmancı danışmanlar vardı.
İstanbul Londra business THY uçarken nasıl olmuşsa üşütmüşüm. Yaz gribi diye isimlendirilen bir gripal durum bende başladı. Burnum akıyor. Ateşim var. Toplantılarda başımı kaldıramıyorum. İlk gün Oxford Street üstünde reçetesiz ilaç satan Boot's markete gittim. Satıcıya durumu anlattım, aspirin- paracetamol benzeri sert ateş düşürücü ilaçlar aldım. Yemeklerden sonra birer tane alıyorum. Toplantıyı zor götürüyorum.
Bu arada ilk gün akşamı işbirliği yapacağımız Amerikan şirketinin İngiliz çalışanları sanki bize özel kibarlık yapıyorlarmış gibi, sanki çok lazımmış gibi, sanki biz hiç Türk mutfağı bilmiyormuşuz gibi, bizi Londra'da Türk lokantasına götürdüler. "Çok iyi olduğunu" söylemeyi ihmal etmediler. Londra'da dört ayrı yerde şubesi olan bir Türk lokantasıydı. Önümüze gelen şiş- kebap yemek açıkca berbattı. Gelen kırmızı- beyaz içecek bizim piyasadaki en ucuz yüzüne bakmayacağımız cinstendi. Nedendir bilmem nereye gitsek oranın insanı bizi mutlaka çakma bir Türk lokantasına götürür. Bizim ülkenin harika Türk yemekleri yapan esnaf lokantaları yanında yediğiniz birşeye benzemez. Çoğu kez aç kalırsınız. Neyseki ertesi öğle yeni açılan Saigon isimli Vietnam lokantasına gittik. Orda büyük tabakta sebzeli tavuk haşlaması yedik, gerçekten harikaydı.
İşim zor tüm toplantı notlarını yanımda getirdiğim laptop PC ile ingilizce ben tutuyorum. Toplantı sonrası tüm notları dağıtıyorum, sonra Türkçe'ye çevirip Istanbul'a email ile gönderiyorum. Sonra yatıp tüm gece uyuyorum. Haftasonuna Cuma sabahı ateşim düştü kendime geldim.
Son toplantıyı yaptık, o akşam Türk lokantası teklifine itiraz edip otele yakın çok iyi bir İtalyan lokantasında hep beraber yemek yedik, ve cumartesi günü İstanbul'a döndük.
Müzakerelerde İngiliz karşı taraf çok hazırlıksızdı, herşeyi toplantıda bizden öğrendiler, bizi dinliyorlar, sonra saatlerce İngilizce hukuki finansman terimleri cümleleri ile konuşuyorlardı. Sonunda anlaştık. Her iki tarafın karar vericilerinin imzalayacakları mukavelelerin taslaklarını oluşturduk. Bizim patronun ingilizce hakimiyeti iyi değildi, bu yüzden konuşulan herşeyi benim Türkçe'ye çevirmem gerekiyordu.
İstanbul'a döndük ama projelerde bir belirsizlik başladı, arkasından yabancı ortağımızda bir güvensizlik, bir çekimserlik, bir boşlamışlık oldu. Yapılabilirliği irdelediler, kazancı, geri dönüşüm rakamları, yatırımın geri ödeme süresini az buldular, işi zamana bıraktılar. Atlatmaya başladılar.
Sonra projeler ülke içinde sosyal ortamlarda değerlendirildi, kamu kaynaklarının özel mülkiyete geçmesi tartışıldı, siyasi politik kararlar etkili oldu. İşletme hakkı devri sözleşmeleri hepten iptal oldu. Özel şirketlerin bu konuda yaptıkları harcamalar kendilerine iade edildi.
Yıllar geçti, bu yerli fosil yakan kamu santralleri tekrar özelleştirme kapsamına alındı. Herkes sanıyordu ki, özelleştirme sonrası termik santraller daha iyi işletilecek. Sanıyorduk ki, yatırımlar yapılacak, eksik çevre ekipmanları konacak. Bu konuda çalışmalar gecikmeye uğradı. Santralleri satın alan çoğu şirket santralleri sonuna kadar tam kapasite çalıştırmaya, çevre ekipmanı yatırımlarını geciktirmeye başladı.
Bugün geldiğimiz noktada termik santraller artık kullanılabilir ekonomik ömürlerinin sonuna gelmiş durumdalar. Büyük ekipman buhar türbini yapımcıları artık termik santraller için üretim yapmıyorlar. Teklif taleplerine cevap vermiyorlar. Servis bile yapmıyorlar, yapamıyorlar.
Covid-19 sürecinde çalışanları kapalı madenlere indirmeye, orda uzun süre çalıştırmaya imkan yok. Yerli kömür linyit bundan sonra herhalde bir süre yeraltında kalacak ve kullanım için başka imkanlar aranacak. Artık dünya piyasalarının gerçeğini kabul edelim. Yerli kömür- linyit yakacak termik santral yapımı için artık finansman yok. Gelişmiş ülkeler yavaş yavaş eskileri kapatıyor, yeni termik santral yapmıyor. Ekipman vermiyor, finansman vermiyor. Covid-19 sonrası yeni dünyada yenilenebilir enerji yatırımlarından başka daha çok enerji üretimi için çıkış çözüm yok.
Ankara 23 Şubat 2021
Sunday, February 14, 2021
Friday, February 05, 2021
Bechtel Houston Texas 1998
Bechtel Houston Texas 1998
Amerikan ortak firmamızdan gelen uzmanlarla beraber 1997 yılında Kazakhstan Tenghiz Chevron (TCO) tesislerinde durum raporu (due diligence) çalışması yaptık, arkasından herbiri 80 ton/ saat kapasiteli dört adet B&W paket tipi buhar kazanı sattık. Satışı TCO adına çalışan BEJV ortak girişimin Bechtel ana ortağının Londra merkezinde yaptık. 10 milyon ABD doları karşılığı ihaleyi aldık.
1998 yılı başında Bechtel firmasından bize bir davet geldi. Bir önceki yıl kendilerine mal ekipman makina servis satmış olan firmaların temsilcilerini Houston Texas merkezlerinde açılacak satıcı sergisine bekliyorlardı. Amerikan B&W ortağımız katılıyordu, ancak ihaleyi biz kazandığımızdan JV ortak girişim şirketini de davet etmişlerdi.
Ankara, Frankfurt Dallas Houston Lufthansa uçağına bilet aldım. Seyahat masraflarım karşı taraftan ödenecekti. B&W zaten tüm satış personelini business class gönderiyordu. Benim bilet business alındı. Ankara çıkışlı uzun bir Frankfurt - Dallas uçuşu yaptım, herhalde 15 saat nonstop kesintisiz sürdü. Dallas havalimanında uçakta bekledik.
Sonunda Houston havalimanına vardık. Araba kiraladım, bavulum zaten dağıtacağım şirket katalogları ile doluydu. Otele vardım. Ankara ile aramızda 10 saat fark vardı. Yattım uyudum. Ertesi sabah kahvaltıdan sonra dışarı çıkıp yürüyeyim istedim, dışarda hava korkunç sıcaktı. Kendimi tekrar otel iç mekanına attım.
9 Haziran 1998 günü öğleden sonra B&W Ohio merkezinden iki satış elemanı geldi, onlarla tanıştım, akşam yemeğinde lafladık.
Bir gün sonra sabah arabalarımıza binip Bechtel merkezine gittik. Arabanın içi soğuk dışı sıcak olduğundan buğu dışarda idi. Soğuk havalandırmayı devamlı çalıştırmak gerekiyordu.
Bechtel merkez binasında otoparktan ana binaya kadar yine çok sıcak havadan dolayı zorlandım. Dış mekan +15C sıcaklığa ayarlanmıştı, dışarıya kıyasla çok soğuktu. Alt giriş sergi holünde bize bir masa verdiler. B&W Ohio'dan gelen arkadaşlar hemen seyyar tanıtım panolarını kurdular, şirket kataloglarını hazırladılar. Bizden başka dünyanın dört bir tarafından şirketler kendilerini tanıtmak için gelmişlerdi.
Saat 10'dan sonra tüm binadaki ilgili birimlerden teknik çalışanlar sergi salonuna geldiler, gün boyu çok sayıda ilgili alıcı teknik personele kendimizi anlattık, Bechtel merkezinde çalışan çok sayıda Türk personel vardı. Bir Türk firmasının Bechtel'e dört adet B&W tasarımı paket buhar kazanı satmasına inanamadılar. Onlar için bu olacak iş değildi.
Türk firmaları şantiyelerde angarya işleri yaparlardı. En fazla basit , kolay tasarımlı çelik konstrüksiyon imalatı üretirlerdi.
1998 yılında bizler Ankara fabrikamızda dünyanın en büyük ve gelişmiş teknolojisine sahip Amerikan B&W buhar kazanı firmasının yüksek verimli buhar kazanlarının imalatını çok rekabetçi fiyatla yapıyor ve bunları, Amerikan Bechtel firmasının zor satınalma standartlarını karşılayarak onlara satabiliyorduk.
İhalesini aldığımız dört adet buhar kazanını bir yıl içinde imal ettik, Kazakhstan Tenghiz petrol üretim tesislerine taşıdık, süpervizörlerimiz gözetiminde yerinde kurduk, testlerini yaptık, kati kabulünü yaptık.
Houston'da iken B&W gurubunun o zamanki sahibi Offshore platformları müteahhiti ve işletmecisi firması McDermott firmasında çalışan Türk mühendislerini aradım. Azerbaijan ve Kazakhstan projelerinde çalışmış ODTÜ Makina mezunu bir arkadaşımı buldum, beraber akşam yemeğine çıktık, lafladık. Aradan zaman geçti, hala email ile haberleşiyoruz.
Dönüşte Virginia'da yerleşik rahmetli biraderim Haldun'a uğradım. Norfolk için bir aktarma yaptım. 2-3 gün kalıp, business class NewYork aktarmalı olarak yurda döndüm.
Aradan çok zaman geçti. B&W gurubu McDermott firmasından bağımsız oldu. Ancak fosil yakıtlı buhar kazanı satışları düştü. Şirket bakım onarım rehab işlerinden para kazanıyor.
Ankara'daki buhar kazanı üretimi yapan fabrika satıldı, makinalar kapışıldı. Yerine bir AVM yapıldı, Covid-19 döneminde şimdi bu AVM boş duruyor, yol üstü yerleşim yerlerine uzak olduğu için kimse gitmiyor.
Kazakhstan Tenghiz TCO projesi daha sonra FGP (future growth project- gelecek gelişim projesi) adını aldı. Aktau’da okul ve market dahil Amerikan benzeri şehir kuruldu. Yirmi yıl sonra FGP’nin de sonuna gelindi. İmalat parçaları Kore'den taşımak için özel gemi dahi yapıldı. Milyar dolarlık parçalar Boğazlardan Hazar denizine taşındı. 1998 de buhar kazanı yapıp satıyor iken, şimdilerde Boğazlardan içi Kore malı parçalar yüklü geçen gemilere bakmak kaldı bize.
Ankara 5 Şubat 2021
Sunday, January 03, 2021
2021
Enerji Piyasalarında 2021 Öngörüleri
Enerji Piyasaları çalışanları için 2013 yılından beri her yıl sonunda bir sonraki yıl için öngörüler- tahminler yaparım. Bunlar tamamen yazarınızın kişisel görüşleridir. Biz Analistlerden her yıl sonu, bir sonraki yıl için öngörüler (tahminler) yapmaları beklenir. Ekonomistler tahmin yapar, sosyal bilimciler siyasi tahminler yapar. Bu öngörülerin bir kısmı tutar, çoğu kısmı tutmaz.
Yıl içinde piyasaları etkileyen çok şeyler olur. Siyasi yönetimin politik tercihleri değişir. Seçim yaklaşıyorsa, seçim öncesi iyimser ekonomik finansal siyasi politikalar devreye girer, iç ve dış siyaset ister istemez olaylara farklı yön verir. Öyle- böyle hepimiz işimizi işyerimizi yönetmek, yatırımlara yön vermek için tahminler yapmak gerekir. Bizler beraber önümüzdeki yıl için bir tahmin yani öngörü çizeriz, yıl içinde gelişen olaylara göre tahminlerde/ öngörülerimizde düzeltmeler yaparız. Bu makaleyi yazarken olaylar öylesine gelişti ki, yazıyı çok kez yenilemek düzeltmek zorunda kaldım.
2020 yılı içinde yüzyılda bir virüs salgını ile karşı karşıya geldik. Biz 65+ yaşında olanlar ilkbahar ve sonbaharda uzun süre evlere kapandık. Sokağa çıkamaz olduk. Korona enfeksiyonundan korunsak bile hareketsizlikten kalp şeker kemik erimesi gibi yaşlılık hastalıkları vurmaya başladı.
Yazarınızın gün içinde yeri güneş gören arka balkonu oldu. Sabahtan akşama kadar uzun süredir konuşmadığım arkadaşlarımla uzun telefon konuşmaları yaptım. Zoom toplantılarını hiç kaçırmadım.
Bu yılbaşında tekrar 7/24 evlerdeyiz, Covid-19 salgını dışında konuşacak başka konumuz yok. Yerli yabancı tüm TV kanalları, tüm medya tüm haberler sadece Covid-19 bahsediyor. Her ne kadar küresel yanlış politikalar uygulansa, geç ve eksik kararlar verilse de, olumsuz yorumlar yapılsa da, bütün dünyada eğrisi doğrusuna şans eseri denk düşen oluşumlar yaşıyoruz. Salgın her yere ayar veriyor, olması gereken yöne karar vericileri zorla itiyor.
Yeni nesil F35'lerin S400’lerin, büyük uçak gemilerinin sert gücüne artık gerek kalmadı. Salgın korkusundan ihalelere ödemeler ertelendi. Kısıtlı kaynaklar hızla şehir hastanelerine yönlendirildi, yarım inşaatlar hızlandırıldı. İstanbul Anadolu Başıbüyük ve Avrupa yakasında Başakşehir Şehir hastaneleri hızla açıldı. Ankara Bilkent Şehir hastanesi pandemi konusunda uzman merkez oldu. Hacettepe Ankara TIP İbniSina hastaneleri tedavi konusunda uzmanlaştılar. Yerli üretim ICU (intensive care units) yoğun bakım üniteleri, tıbbi vantilatör seri imalatı hızlandı, yeni hastanelerin ihtiyacı olan sağlık personeli eski hastanelerin genç kadrolarından alındı, aile hekimleri ve taşra hekimleri görevlendirildi, tüm illlerde "şehir hastanesi" inşaatlarına destek verildi. Haftasonu sokağa çıkma yasağı ile zaman içinde enfeksiyon yayılımı hızı biraz kesildi. Genç nüfusun sürü bağışıklığı avantajı devreye girdi.
Tüm ülkelerde kara sınırları kapatıldı. Güneydeki göçmen kaplarındaki salgın, göçmenleri hızla Suriye’ye geri dönmeye zorladı. Sınırlarımızı kapatmak çok önemli bir karardı. Özellikle İran, Irak, Suriye sınırları salgının durdurulması açısından çok önemliydi. İran ve Ortadoğu üstünden enfekte olan insanların yurdumuza girişi çok tehlikeli idi. Öte yandan salgının komşularımız Rusya, Bulgaristan, Yunanistan, Gürcistan içinde de arttığını duyuyoruz.
ABD'nin salgına hazırlıksızlığı tüm sistemi salladı. İngiltere'de Başbakan Boris Johnson karantinaya alındı.
Rusya durumun ciddiyetini yeni yeni anlıyor, öğreniyor. Korona, Vatikan'in ve diğer din kurumlarının kırılmaz inadını bile yendi. Kiliseler, katedraller, sinagoglar, camiler ibadete kapandı.
Saudi’ler haç umre programlarını hepten iptal ettiler. Kimseyi kutsal mekanlara almıyorlar. Kadın sağlık personeli ihtiyacı yüzünden kapalı çarşaf zorunluluğunu kaldırdılar.
Almanya'da Angela Merkel akademisyen hassasiyeti ile Almanya’daki salgını kontrol altına aldı. 2012 Robert Koch Enstitüsünün salgın tahmin raporunu ciddiye alan ve gerekli önlemleri uygulayan Almanya'da kayıp sayısı göreceli diğer ülkelerden az. Sağlık konularında gerekli yatırımları yapan, acil kapasitesi yüksek cihazları hazır olan Almanya kurtardı sayılır. Almanya salgın kurallarını yılbaşına doğru tekrar sertleştirdi.
Dünyada petrol fiyatları düştü, üretim var talep yok, üretimi depolayacak yer yok, üreticiler "aman alıp depolasınlar" diye, nerdeyse alıcıya üste para vermeye başladılar. Petrol fiyatlarına indeksli doğalgaz fiyatlarında yakında büyük indirimler bekleniyor.
Artık yeraltı madenlerinden kömür kolay çıkartılamayacak. Bundan sonra zor. Sadece sınırlı mekanize insansız yeraltı madenleri çalışabilir. Termik santraller ilerde hepten atıl kalacak. İnsan gücü istemeyen rüzgar güneş, hidro kaynaklar önem kazanacak. Covid-19 sonrası tümüyle yenilenebilir enerji odaklı kaynaklara döneceğiz. Yatırımlar hızla yenilenebilir enerji santrallerine akacak.
Avrupalılar tatil rezervasyonlarını iptal ettiler, erken rezervasyon geri ödemeleri otel uçak firmalarını iflasa götürdü. Lokantalar kafeler barlar kapalı mekanlar kapandı açılması uzun zaman alacak. Açıldıktan sonra bile uzun zaman kimseler gitmeyecek. Uçaklar sadece acil tahliye ve sağlık malzemesi taşımalar için kullanılmaya başlandı. Şehirlerarası yolcu taşımacılığı bitti, karayollarında sadece yiyecek kamyonları çalışıyor. Bu salgın tekrarlayan mütasyonlarla herhalde 8-10 yıl sürecek, sonunda "yeni normal" dünya bambaşka olacak, içe dönük kapalı yaşamaya alışkın yeni alışkanlıklar edineceğiz.
Covid-19 salgın süreci devam ediyor. Evde kapalı kalma durumu bütün dünyada tekrar başladı. İyimser siyasi açıklamalar var ama gerçekçi akademik yorumlar bu sürecin uzun süre devam edeceğini, hafiflese bile her yıl mütasyon görmüş yeni dalgalarla beraber süreceğini söylüyor. 1918 İspanyol gribi aynı şekilde tekrarlayan mütasyonlarla 1919-1920 yıllarında daha sert sürmüştü. 1919 dalga mütasyon daha çok can almıştı.
Salgının varlığı hiçbir konvansiyonel savaş silahının gücüne benzemiyor. Covid-19 salgın sürecinde Amerika'nın ağır üstün yeni modern silah gücünün hiç bir anlamı kalmadı. İtalya, İspanya, İngiltere hiç iyi değil. Salgından kurtulmaları epey zaman alacak.
Yeni nesil F35 savaş uçağının, S400 füzelerinin, uçak gemilerinin hiçbirinin önemi kalmadı. Otoparkta bekleyen lüks otomobiller, yerinden kalkmayan özel uçaklar, boş duran kullanılmayan özel villalar, korumalar, bütün bunların hiçbir anlamı yok. Hiçbir silah kullanmadan tüm ülkeler virüs'e yenildi, sinemalar konser salonları kapalı, sokaklar caddeler bomboş ortalıkta kimseler yok. Covid-19 sürecinde küresel ortamda felç olan iç-dış sosyal politikaları yeniden gözden geçirmekte fayda var. Covid-19 sonrası yeni normal dünya ilişkilerini yeniden çizmek lazım. Covid-19 sonrası dünya şimdiden öngöremeyeceğimiz yepyeni bir başka düzen olacak.
2020 içinde, bir önceki yıla göre enerji üretiminde çok az değişim oldu. Elektrik üretimimiz 300+ milyar kwsaat, kurulu gücümüz 2020 yılı içinde 95+GWe, peak (en çok) Ağustos ayı içinde enerji çekişimizin 52+GWe açıklanması bekleniyor. 2020 içinde DoğalGaz tüketimimiz 50+ bcm (milyar Sm3), Linyit üretimimiz 50+ milyon metrik ton, taş kömürü 2 milyon metrik ton, ithal kömür dış alımlarımız 30 milyon metrik ton olarak gerçekleşecek. Covid-19 sürecinde üretim faaliyetlerinin göreceli azalması, elektrik talebini azalttı. Otoyollarda uzun yolculuklara çıkmadık- çıkamadık. Çoğu emekli gittiği deniz kıyısındaki yazlığında veya memleketindeki köy evinde kışı geçirmeyi tercih etti. Soba kurdu, kombi bağlattı. Büyük şehirlerdeki evler bok kaldı. Otomobiller kapı önünde park yerlerinde aylarca bekledi. Petrol benzin tüketimi azaldı.
Daha fazla elektrik üretimi ihtiyacı Covid-19 salgını yüzünden geçtiğimiz yıl görülmedi. Ortada durağan elektrik üretim, yatırım, ve çok az yenileme rehab faaliyeti gözlüyoruz. Özelleştirme ile özel şirketlere geçen santrallerde yeni yatırım, çevre ekipmanları ESP- FGD rehab yatırımları yapılıyor ama ne derece etkin olacak şüpheli görünüyor. Termik santral sahibi üreticiler 2.5 yıllık yeni muafiyeti parlamentodan geçirme sağladılar ama çevrecilerden büyük tepki aldılar, tasarı veto aldı. 2019 yılsonu itibari ile çevre ekipmanlarını erteleyen termik santraller mühürlendi. Çalışmaz oldular.
Sadece Soma-B çalıştı, o da kış süresince Soma kentine ev ısıtması için buhar üretti. 2020 yılı içinde çevre ekipmanları yenileme çalışmaları yapıldı, ancak yapılan harcamalar ne derece etkin oldu şüphelerimiz var. 150-210 MWe aralığında bir termik santral ünitesinin elektrofiltre yenilenmesi için 5-6 milyon ABD Doları, bir yeni FGD ünitesi yapımı için en az 20-25 milyon ABD doları harcama yapmak gerek. Harcamalara bakıyoruz, bu rakamlara ulaşmıyor. Az harcama ile etkin ekipman yenilenmesi bize pek akılcı ciddi etkin gelmiyor.
Termik santrallerin çevre yatırımlarında muafiyet uzatması zaten baştan beri bizce doğru değidil. Bir an önce eski termik santrallerin çevre ekipmanları yatırımları yapılmalıydı. Uluslararası piyasalarda artık termik santrallere finansman yok. Yeni termik santral yapmaya imkan yok.
Geçtiğimiz yıl proje finansmanlarında ciddi tıkanmalar görüyoruz. Uluslararası Kredi Derecelendirme kuruluşlarının son raporlarına göre "Yatırım yapılabilir ülke" konumunda olduğumuzu söylemek zor. Değerlendirme kuruluşları, olumsuz değerlendirme yapmak yerine, böyle durumlarda zor coğrafyalar için değerlendirme yapmayı hepten bırakıyorlar. ABD FED faizlerinin yükselmesi, yıl içinde 3er aylık yenilemelerle 25bp artışları eklenince, anlıyoruz ki, sıcak para tüm dünyadan emilip ABD piyasasına yönlenecek.
Petrol varil fiyatı geçtiğimiz yıl içinde 50-60$ bandında oynadı. Doğu Akdeniz gazı var ama nasıl taşınacağı henüz daha kağıt üstünde duruyor. Çözüm için en az 4-5 yıl, belki 10-yıl ister. Rus doğal gazı bizim için çok pahalı, 1000m3 bize 310-320 ABD Dolarına geliyor. Karadeniz altından gelen TürkAkımı doğalgaz boru hattı inşaa edildi bitti ama arkasından ABD yaptırımına maruz oldu, bize gelen 30milyar bcm gaz Avrupa'ya satılamıyor. Bizim de ödeyecek ne paramız ne de kapasitemiz var. Karadenizde doğalgaz bulundu haberleri çıktı. İspatlanmış rezervin 400+ BCM olduğu açıklandı. Bize en fazla sekiz yıl yeter. Bu rakamın çok uzun süre iç talebi karşılama durumu yok. Deniz altı boru hattı yapmak, üretim platformları kurmak, ciddi yatırım yapmak lazım.
Yeni kombine çevrim santralleri devreye girdi. Ancak herhangi bir sebepten Rus gazı bir şekilde hepten kesilirse ne olur? Ciddi bir gaz tedarik riskimiz var. TürkAkımı devreye girdi, bize ne miktar verilecek belli değil. Alman sınırında Rus gazının fiyatı 1-MMBTU için 9.50$'dan 8.25$'a indi. ABD içinde fiyat 1-MMBTU için 3.00$ civarında. ABD kayaçgazı miktarının artmasının ve Alman yenilenebilir enerji teşviklerinin enerji fiyatların paçal olarak ucuzlatmasının bunda payı var.
Petrol fiyatına bağlı olarak Rus doğal gazında genel olarak indirim yapılması beklentisi var. Bizim tarafta fiyat konusunda son tüketiciye ulaşan az bir değişiklik var. Alımda toptan fiyatlarda indirim var, ama son kullanıcı fiyatlarında indirim seçim öncesi politikalara bağlı.
Enerji piyasamızda en az 50+ milyar ABD$ civarında yeniden borç yapılandırması bekleniyor. Santral mülkiyetlerinde özelden özel mülkiyete el değiştirmeler tekrar olabiir. 2020 sonu büyümemiz en iyimser durağan olması bekleniyor, kamu tahminleri daha yüksek. Siyasiler, enerji yatırımlarının, büyüme oranından daha fazla oranda artması gereğine inanıyorlar. Kamu harcamalarını karşılayacak gelirleri bulmak kolay değil. ETKB ve EPDK, yeni elektrik üretim santrallerinin devreye girmesinde kolaylıklar gösteriyorlar. Eskiden test deneme kontrol geçici kabul işlemleri ciddi ve uzun sürede yapılırken, şimdilerde çok çabuk yapılmaya başlandı. EPDK uzun süre enerji piyasasınından lisans ücreti altında para çekti. Ancak piyasanın daha fazla para ödeyecek mecali kalmadı.
İşletmeye giren ucuz santrallerde refrakter bozulmaları, ekipman ve I&C sistem, senkron arıza duyumları geliyor. CFB (Dönüşümlü Akışkan Yatak) tasarımlar bizim yerli linyite uyumlu çalışmıyor. Çok su nem ihtiva eden yerli kömür, CFB yanma odasında yanmıyor, devamlı yanabilmesi için devamlı yardımcı sıvı yakıt kullanmak gerekiyor. Kömür yanma odasına kışın buz yazın çamur olarak giriyor. Ön ısıtma ile yerli kömür içindeki suyun azaltılması lazım. Torba filtreler yetmiyor ESP (elektro statik presipitatör toz tutucular) ekleniyor. Afşin-B benzeri "indirect firing pulverized coal combustion" ön ısıtmalı dolaylı pülverize kömür yakma tasarımı bizim yerli linyit kömürleri için daha uyumlu görünüyor.
Afsin Elbistan -A işletmesi el değiştirdi. Yeni gurup 4x344 MWe rehab, ve yeni 2x344Mwe üniteler için mühendislik çalışmasına başladı, bazı çevre ekipmanları alındı ancak yeterli görünmüyor. Ortalıkta üçüncü taraf çevre örgütlerinin raporları durumun düzelmediğini açıkladılar. Böyle büyük projeler için büyük finans paketi ve tecrübeli kadro istihdamı gerek. Afşin Elbistan -A santrali çevre ekipmanları hala tam olmadan çalışıyor, FGD yok ESP yetersiz, maliyet çok fazla, kapasite mekanizması sayesinde fiyat piyasa uyumlu gidiyor. En son muafiyet beklentisi yüzünden çevre yatırımları ertelendi, sonunda santral hepten mühürlendi, kapatıldı. Afşin-A santralini yeniden onarmak beyhude görülüyor, sökülüp hurda olarak satılması, yeni tasarımla yeniden yapılması daha uygun olur, düşüncesindeyiz.
***
Afşin Elbistan-B santralinin arızalı üniteleri onarıldı devreye girdi. Çalışan ünitelerin emre-amadeliği henüz tam istenen seviyede değil. Çöllolar sahası, heyelan dolayisiyle hala kapalı. Kışlaköy kömür sahasından, çoğu kamyon taşımasıyla gelen yerli açık ocak kömür bu sistemi daha ne kadar götürecek? Afşin Elbistan'daki diğer yeni termik santral yatırımları için istekli pek kalmadı, ortada ciddi yatırımcı yok. UzakDoğu Finansman gurupları beklemede, yeni yatırımlar için hiç aceleleri yok. Değeri çok düşmüş eski tesisleri satın almak için durum değerlendiriyorlar.
İthal kömür santral yatırım projelerinde başlananlar bitecek, ancak siyasi irade cari açığı artıran ve olumsuz etkileyen ithal kömür kullanımına net tavır koydu. Bundan sonra ithal kömür yatırımı tavsiye edilmiyor. İthal kömürün uluslararası spot piyasada (Güney Afrika, Kolombia, Avustralya) metrik ton başına 90-100 ABD $ fiyatı (yaklaşık 3.00 ABD dolar / MMBTU) zaten çok pahalı.
Güneydoğu'da yeni enerji yatırımları yok. Bölge enerji - elektrik emiyor, kullanıyor, fakat insanlarımız fatura parasını ödemiyor. Kayıp kaçak çok. Güvenlik için daha çok para harcamak yerine sorunları diyalog ile çözme imkanlarını araştırsak daha akılcı olacak, deriz.
YEKDEM uygulaması ile yenilenebilir enerji piyasasına belli öğretiler geldi. Şirketler ne yapacaklarını iyi öğrendiler, hidro, güneş, rüzgar yatırımları yoluna girdi. Birim elektrik üretim maliyetleri azalmaya başladı. Bunlar en sevindirici haberler, yerli imalat imkanları artıyor. Güneş ihtisas bölgelerinin faaliyete geçmesi ile üç haneli GES kurulu güçlerine ulaşılabilir. Her biri 1000 MWe kapasiteli RES ve YEKA GES3 yatırımlarının devamını bekliyoruz.
Nükleer için "Sinop Japon projesi iptal edildi", haberleri çıktı, sonra yalanlandı. Akkuyu için yerinde inşaat çalışması devam ediyor. Hala finansman sorunları var. Nükleer enerjide satınalma garantili uzun dönemli yüksek fiyat ciddi endişeler veriyor.
Çevre ekipmanlarına, temiz kömür teknolojilerine daha fazla yatırım gerekecek. Yakın gelecekte tüm dünyada kömürden tamamen kaçış, fosil yakıtlı santral yatırımlarında tümden finansman kesilmesi söz konusu olacak. Enerji stratejilerinin kritik hedefi ekonomik büyüme olurken, verimliliği artırmak, talep artışını azaltmak veya sabit tutmak gerek. Şu sıralar arz fazlamız var ama bu durum uzun sürmez.
Zor günler gelir geçer, iyimser olun. Yeni yılınız kutlu olsun.
---
Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.
Ankara 31 Aralık 2020