Pages

Monday, May 22, 2017

2017-2018 Yeni Sezon Opera Bale Programları


Bu sezon opera bale geceleri Mayıs ayı sonunda bitiyor. Arkasından geceleri açık havada yapılan Istanbul, İzmir Efes, Antalya Aspendos yaz festivalleri geliyor. Sonra Ekim ayı başında yeni sezon başlıyor. Devlet opera balesi internet sayfasından sizler için yeni sezonda neler var, bir derleme yaptık. 

Ankara'da "Simon Boccanegra", İstanbul Süreyya operasında "Cosi fan Tutte", İzmir Elhamra operasında "Tannhouser", Antalya operasında "L'Elisir D'Amore", Mersin operasında "Maskeli Balo", Samsun operasında "I Paliacci", operaları sahneleniyor. Hepsini ayrı ayrı görmek, hatta yeni sahnelenenleri 2-3 defa izlemek lazım.

Ankara

Pelleas et Melisande, Claude Debussy
Don Giovanni, Mozart
Simon Boccanegra, Giuseppe Verdi
Zorba, Theodorakis (bale)
Fındıkkıran, Çaykovski (bale)
Giselle (bale)



İstanbul Süreyya
Cosi fan Tutte, Mozart
Ninetta
Poppea'nın Taç Giyme Töreni
Coppelia, Esmatalda,Üç Silahşörler (bale)



İzmir Elhamra
Don Giovanni, Mozart
Duvara Karşı
Tannhauser, Richard Wagner
Coppelia, Fındıkkıran, (bale)



Antalya
Aida, Giuseppe Verdi
L'Elisir D'Amore, Gaetano Donizetti
4-Mevsim, Karamazov Kardeşler, Zorba (bale)



Mersin
Çingene Baron, Johann Strauss II
Maskeli Balo, Giuseppe Verdi
Frida, Kont Drakula, Rapsody in Blue (bale)



Samsun
I Paliacci, Leoncavallo
Le Rossignol, Stravinsky
Salome, Richard Strauss
Ateş Kuşu, Stravinsky
Carmen suiti,


İyi seyirler, daha fazla bilgi ve biletler için bakınız www.dobgm.gov.tr

---
Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Bu makale "Odtü'lüler Bülteni" Opera sayfası için yazılmıştır.

Ankara, 4 Haziran 2017




-->

Sunday, May 21, 2017

Alper going to Prom



May, 2017 Hampton, Virginia

Tuesday, May 16, 2017

Ronald Dean Tickfer, Opera tutkunu bir Amerikalı (2012)


Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin sadık opera seyircileri arasında neredeyse tüm yaşamını burada, bizimle geçirmiş 54 yıllık öğretmen, Amerikalı Ron Tickfer’in (73) de olduğunu çoğumuz farkında bile değiliz. 

Ankara’ya ilk kez 1958’de 21 yaşında gelen Tickfer, operayla 15 yaşında ABD’de tanışıyor. Tİcfer, opera tutkusunu, Ankara’ya geldiği günden beri ikinci kuşak sanatçı ailelerini seyrederek sürdürüyor. Onun için opera, oyun, ses, dans, resim, ışık ve dekoru barındırdığı, kısacası aynı anda birden çok sanat izlenebildiği için özel. Bir opera yapımında yüzlerce insanın çalıştığını, emeklerinin sonucunun birkaç saat içinde seyredilip bir daha geri gelmeyecek şekilde bittiğini söyleyen Tickfer, bu yüzden hiçbir temsilin kaçırılmaması gerektiğini söylüyor. Yıllar içinde opera yorumlarının değiştiğini artık sahnede sadece sesin değil, oyunun da önemli olmaya başladığını gözlemlemiş. 

Tickfer, Ankara’da seyrettiği operaları, başka ülkelerdeki opera yapımlarından daha yaratıcı, içten ve candan buluyor, hele salona bayılıyor. Sadece seyircinin giderek daha az özenli giyindiğinden yakınıyor. Unutamadığı anılar arasında Aşk İksiri operasının bir yapımında, perde arasında seyircilere küçük şişelerde aşk iksirlerinin (!) anı olarak dağıtılışı da var. 

Her operada yenilenmiş gibi duygusal bir enerji hissettiğini belirten hoca, her zaman iyi sanatçıları seyretmek gerekmediğini, gençleri seyretmenin ayrı bir heyecan verdiğini belirtiyor. Türkçe eserleri dinlerken rahatsız olmadığını açıklayan Tickfer, orijinal dilde de olsa takip etmek zaten mümkün değil, ama özellikle Amerika’dan gelen misafirlerimi operaya götürdüğümde program kitapçığında konunun İngilizcesi de olunca seviniyorum, diyor. 

En sevdiği operanın gizem ve romantizm içeren ve geçtiğimiz sezonda oynanan Dvorak’ın Rusalka operası olduğunu anlatan Tickfer, Bilkent’e işe giderken servis durağında eserin afişini görünce öyle sevinmiş ki her temsile gitmiş. 

Oyuncak bağışladı 
Aynı zamanda ciddi bir oyuncak koleksiyoncusu olan ve Sunay Akın’ın Oyuncak Müzesi ile Çengelhan Koç Müzesi’ne oyuncak bağışlamış olan Tickfer’in orkestra elamanlarından oluşan bir biblo koleksiyonu da var. Zaten bu yüzden de opera seyrederken oyuncaklarla oynarmış gibi en önde oturmayı ve eserin içinde yaşamayı seviyor. Öğretmenlik yaparken de, “Sahnedeymiş gibi bazen memnun, bazen kızgın bazen ciddi olma oyunu oynamak gerekir” diyor. 

Bu denli kolay ulaşılabilen, koşulları uygun ve yüksek standartta bir opera olmasının Ankaralılar için büyük bir şans ve ayrıcalık olduğunu belirten Ron Tickfer’i bir sonraki temsilde seyircilerin arasında acaba fark edebilecek misiniz! 

Yazan PINAR AYDIN O’DWYER 

Friday, May 12, 2017

Opera Bale 2017 Yaz Festivalleri


Opera bale programları mayıs ayı sonunda bitiyor. Sonra yaz festivalleri başlıyor. Yaz aylarında yapılacak istanbul izmir bodrum antalya opera bale festivallerini sizler için derledik. Detaylar için internet adreslerini verdik. Bilet almak için internet sayfalarını ziyaret edebilirsiniz.
Yabancı gezdiren seyahat tur şirketleri bu festivalleri programlarına alıyorlar, misafirlerine opera bale seyir imkanı sağlıyorlar.
Açık havada sıcak bir mekanda, sevdikleri ile beraber akşam 21:00 saatlerinde opera bale izlemek çok hoş bir duygu.

İstanbul 8. Uluslararası opera festivali, 13-23 Haziran
Saraydan kız kaçırma, mozart, ist arkeoloji müzesi bahçesi (3-gece)
Opera yıldızları, mersin opera, zorlu psm
Macbeth, verdi, mersin opera, zorlu psm
Faust, gounod, istanbul operası, zorlu psm

Bodrum 15. Uluslararası Bale, 18 temmuz- 12 ağustos, bodrum kalesi
Uyuyan güzel, çaykovski, istanbul balesi
Cuba vira!, modern dans, küba
Harem, ankara balesi
Zorba, theodorakis, ankara bale
Romeo Juliet, çaykovski, izmir
Gaia- a fuego lento, kazakistan astana balesi
Amore, svetlana zakharova moskova balesi
Dansın rengi, mozart, mersin balesi
Born to dance, flamenko, los vivancos balesi
Antalya 24. Uluslararası aspendos 23 Ağustos- 7 Eylül
Aida, Verdi, antalya opera
Macbeth, verdi, mersin opera
Uyuyan güzel, istanbul balesi
Samson ile dalila, saint-saens, izmir opera
Şehrazat- chopina- poloveç dansları moskova devlet opera ve balesi
Tosca, puccini, estonya ulusal operası

Bazıları yapıldı, bitti, yurtiçi opera bale günlerimiz var.
Yakında iseniz onları da takip edebilirsiniz.
Eskişehir opera bale günleri, 3-12 mayıs
Mardin opera bale günleri 20-23-25 mayıs
Trabzon opera bale günleri 18-21-23 nisan
Gaziantep opera bale günleri, 22-23-25 nisan
İzmir efes opera bale günleri, 16-19-22 eylül

Opera bale günlerinde

Bir tenor aranıyor, müzikal komedi, ankara dob
Harem, ankara dob
Nasreddin hoca, çocuk operası
Sahneleniyor.

Özellikle "Bir Tenor Aranıyor" afişleri yerel billboard'larda duyurulunca, çok kişinin bunu iş ilanı sanıp, "tenor nedir bilmiyorum ama elimden her iş gelir", diyerek opera bale idaresine başvuru yaptığı gözlenmiş.
Bu da duyuruların hoş bir fıkrası olmuş.

İstanbul 5. Uluslararası bale yarışması 8-13 temmuz günleri yapılacak

Tüm detaylar www.dobgm.gov.tr internet adresinde bulunuyor.

Ayrıca D-marine TurgutReis Klasik Müzik Festivalini, ve Gümüşlük Piyano Günlerini de takip etmek lazım.

İyi seyirler, güzel günler, sıcak ve mutlu bir yaz dönemi dileğiyle,

Slm ve saygılar


Ankara 12-Mayıs 2017


---
Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Bu makale "Odtü'lüler Bülteni" Opera sayfası için yazılmıştır.


Ankara, 27 Mayıs 2017



Monday, May 08, 2017

Fransa Seçimleri 2017


Fransa ile Türkiye arasında ticaret hacmi yılda 14 Milyar ABD Dolar civarında (2016). Biz Fransa'ya yılda 6 milyar Dolar eşdeğeri ihracat yapıyoruz, onlardan 8 milyar Dolar ithalatımız var. Fransa ile havacılık, otomativ, ilaç, plastik konularında işbirliğimiz var. Türkiye nükleer enerji projelerinde Fransa'nın ciddi teknolojik ekipman payı var. Yaklaşık 450 Fransız şirketi Türkiye'de çalışıyor ve toplam 2 milyar Dolar yatırımları bulunuyor. Fransa'da, 300bin Fransız vatandaşlığı almış, toplamda 600bin Türk vatandaşı yaşıyor. Türkler Fransa'da çok sayıda politik ortamda yer alıyorlar. Fransa ile aramızda arada bir su yüzüne çıkan ve ilişkileri geren 1915 Ermeni olayları durumları var.
Fransa'nın nüfusu 66 milyon (2016). Fransa'da 7 milyon yabancı ülke doğumlu, nüfusun %12'si, çoğu Kuzey Afrika'dan gelmiş insan var. Bu yabancı nüfusun eğitimi, ekonomiye entegrasyonu ciddi parasal ve kültürel sorunlar oluşturuyor.
Fransa'da 7 Mayıs 2017 Pazar günü başkanlık seçimlerinin ilk tur oylaması vardı. Yazarınız seçim günü internet sayfalarından adayların özgeçmişlerine, vaad ettikleri politikalarına dair bir özet derleme yaptı.
Başta kadın aday, Marine LePen var, hukukçu, milliyetçi cephe başkanı, uzun bir politik geçmişi var, milliyetçi cepheyi aşırı sağcı babasından devralmış. Sonra babasını partiden kovmuş. "Frexit" isimli Avrupa birliğinden çıkış politikasını savunuyor, göçmenlere, müslüman azınlıklara karşı, onların ülkeden çıkarılmasını istiyor, nükleer enerji atıklarının kontrolu, milliyetçi politikaları yürütüyor, "Her cuma öğle vakti ibadet için Paris sokaklarını kapatmanız Fransa'nın işgali anlamına gelir, işgal sadece tankla tüfekle yapılmaz. Çoğunluğu Hiristiyan bir ülkede zorla görünür olamazsınız. Göçmenler kendi ülkelerine gitsinler", diyor, "Müslüman liderlerle görüşürken kesinlikle kafamı örtmem", diyor. Fransa'daki demokratik özgürlükleri kullanarak, ortadoğu baskısını burda kuramazsınız, diyor. Marine LePen, 2-kez evlenmiş boşanmış, şimdi üçüncüyle evlilik bağı olmadan yaşıyor, ilk evliliğinden artık yetişkin yaşta üç çocuğu var. LePen sosyal media kullanıyor, özellikle kürsüde çok güzel konuşuyor.
İkinci önemli aday Emmanuel Macron, 1977 doğumlu, 40-yaşında, önce yatırımcı banker, sonra Başkan Hollande hükümetinde ekonomiden sorumlu bakan olmuş, genç dinamik, hafif aksanlı İngilizce konuşuyor, Avrupa birliği taraflısı, "Daha çok göçmen alalım, biz onları içimizde eritiriz", diyor. Schengen düzenini koruyacak, ancak iç güvenlik ve artan terör olaylarını önlemek için çok sayıda güvenlik elemanı işe alacak.
Enerji konularında küresel ısınmayı azaltma, avrupa politikalarının takipcisi, yenilenebilir enerjilere olumlu destek politikaları güdüyor.
Aklın yolu her yerde bir. Macron, sosyal medyayı çok iyi kullanıyor, twitter hesabında 660bin takipcisi var. "Macron Kanunları" diye isimlendirilen, ekonomiyi geliştirmek, işsizliği azaltmak, Avrupa birliği ile ilişkileri geliştirmek, enflasyonu düşünmek konularında ciddi insiyatifleri var.
Macron evli, 2007 yılında Brigitte Trogneux ile evlenmiş. Brigitte 1953 doğumlu, Emmanuel Macron'dan 24 yaş büyük, lisede edebiyat öğretmeni. Emmanuel Macron 16 yaşında iken okulda onunla ilişki kurmuş, Emmanuel Macron'un ailesi bu duruma itiraz etmiş, genç Emmanuel'i uzaklara göndermişler ama olmamış,
Bir bankerle evli ve 3-çocuğu olan Brigitte Trogneux sonunda banker eşinden boşanmış. Emmanuel Macron ile 2007 yılında evlenmiş,
Eee bize ne bunlardan, bize ne? Gönüller bir olmuş evlenmişler,
70 yaşındaki Donald Trump, 42 yaşındaki Melanie ile evli ise, 40 yaşındaki Emmanuel Macron da 63 yaşındaki Brigitte ile evlenir, bize ne? Biz ülkede ekonominin büyümesine, enflasyonun düşmesine, istihdamın artmasına, döviz dengesine- paritesine, sağlık eğitim enerji hizmetlerine, komşu ülkelerle barış içinde ticari ilişkilerin geliştirilmesine, hukuk üstünlüğüne, demokrasinin ve seçimlerin düzgün işlemesine bakarız.
Öyle değilmi? Elalemin duygusal hayatı bizi ne ilgilendirir?
İlk iki en çok oy alan aday, 7-Mayıs günü tekrar seçim sandığında karşılaştılar. Günün sonunda %65 oy çokluğu ile Emmanuel Macron seçimleri kazandı. Emmanuel Macron 40 yaşında, Kanada Başbakanı Justin Trudeaux 45 yaşında, Barrack Obama başkan olduğunda 47 yaşında idi. Acaba yeni bir genç liderler eğilimi mi oluşuyor? Bir sonraki seçimlerde her ülkede 40 yaşlarında genç liderler mi öne çıkacak?
Seçim sonrasında Fransa'da çifte vatandaşlık, göçmenlerin durumu, terör, iç güvenlik, Avrupa Birliği ilişkileri gündeme gelecek.
Haydi hayırlısı


---

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Ankara, 9 Mayıs 2017

Friday, May 05, 2017

Yabancı Mühendis Takıntısından Vazgeçin!


1990’lı yıllarda Türkiye’de yabancı ortaklı bir şirkette çalışıyorum. Karadeniz kıyısında önemli bir büyük tesiste bir büyük kazan ihalesi aldık. ABD’li yabancı ortağımız daha önce başka yerde gerçekleştirdiği benzer uygun referans tasarımın ilk ana 10 paftasını bize 60 bin dolar fiyatla verdi. Kalanları, yani detay mühendisliği sen yap, dedi. Tasarım manualleri geldi, 1000’e yakın detay resim çizilecek, malzeme satın almalar, imalat ve yerinde saha montajı yapılacak.
İhale evrakında bir madde daha var. Sahada, yabancı, tercihan Amerikalı bir mühendis şantiye şefi olarak devamlı bulunacak.
Bir yabancı şantiye şefini sahada bulundurmak ayda 10 bin dolar maaş demek. Artı yeme içme barınma otel ev araba masrafları da inanılmaz seviyede. Ben ayda 2000 dolar eşdeğeri maaş alıyorum. Bunun üstünde kimse zaten para alamıyor, vermiyoruz. Her neyse, tüm hazırlıklar çalışmalar tamamlandı, sıra yerinde montaj aşamasına geldi.
Yabancı İngiliz genel müdürümüz bir gün bir özgeçmiş getirdi. Kentucky’de yaşayan ABD’li bir delikanlı okulu yeni bitirmiş. O yaz Avrupa’yı gezerken her nasıl olduysa yolu İstanbul’a düşmüş.
Yolu buralara düşmekle kalmamış, bir Türk kız bulmuş, önce arkadaşlık sonra evlilik. Ardından kendine Türkiye’de 1-2 yıllık iş arayışına girmiş.
Önce Türkiye’de çalışan ABD firmalarının bir listesini elde etmiş. Listeyi gözden geçirmiş ve uygun gördüklerinin her birine birer özgeçmiş (CV) göndermiş, iş aradığını beyan etmiş.
Delikanlı 25 yaşlarında, Kentucky’nin yerel okulundan bir mühendislik diploması var. Fakat piyasa tecrübesi yok. Ama Amerikalı, ama yabancı...
Delikanlıyı çağırdık. Anlaşılmaz bir yerel aksanla İngilizce konuşuyor. Ama ne gam, kendisi Amerikalı, ABD pasaportu var.
CV’sini gözden geçirip yeniledik. Berbere gönderdik, düzgün bir şekilde tıraş oldu. Sırtına bir siyah takım elbise aldık. Bindik arabaya, müşterinin fabrikasına gittik. Tabii önceden iyice tembihledik, “Sakın ağzını açma, sadece merhaba, nasılsın... Başka laf etme" dedik. Müşteriye çıkardık.
İşte ABD’den getirdiğimiz Amerikalı şantiye şefimiz! Delikanlı sekiz ay şantiyede kaldı. Ayda 4000 dolar maaş aldı. Ev ve araba verdik.
Hızlı bir şantiye yönetim eğitiminden geçti. Gün boyu şantiyeyi gezdi, notlar aldı. Bizim yazdığımız İngilizce şantiye notlarını edit etti düzeltti. İşçilerin geliş gidişini kayıt altına aldı. Teknik konulara karışmadı, ama işi öğrendi. İş bitti, biz iş bitirme belgesi aldık. Delikanlımız da CV’sine yazacağı bir proje yönetim tecrübesi kazandı. Bu arada Türk karısının ABD giriş vizesi çıktı, onlar ABD’ye gittiler, biz de iş bitirdik.
Benzeri bir durum Bursa’da iki ayrı montaj yerinde, bu defa yaşlı yabancı saha mühendisleriyle tekrarlandı. Birinde yabancı bir inşaat mühendisi idi, ancak iyi kontrat ve saha yönetim tecrübesi vardı.
Diğerinde yaşlı bir Alman mühendis idi. Bilgisayar kullanmayı dahi bilmiyordu. Raporları biz yazdık, Alman imzaladı, iş böyle sürdü, bitti.
Yani değerli ilgililer, "Sahada mutlaka yabancı mühendis isterim", diye tutturmayın, işleri gereksiz yokuşa sürmeyin, işin oluruna bakın.
Çünkü burası Türkiye, bizde çözüm bitmez.
---

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Ankara, 3-Mayıs 2017