Pages

Friday, December 09, 2011

2012 Enerji ve ALTYAPI Tahminleri/ Beklentileri



Değerli Arkadaşlarım,

Bu makale ile sizlere 2012 yılı enerji ve alt yapı tahminlerimi sunmak istedim. Ekonomi beklentilerle yönetilir, önce beklentilerimizi bilelim, arkasından tahminlerimizi yapalım, üyelerimizi bilgilendirelim, bunlara göre sonra pozisyon alalım. 2012 yılı tahminlerimiz neler? Ben biraz tahmin yapayım, arkasını dilerseniz/ eğer isterseniz siz getirin...

1.      Şehirlerarası hızlı tren projeleri bizler için önceliklidir, kamu yararı vardır, her platformda destek verelim, programlarda öne alınmasını sağlayalım, Bu arada Projelerin ulusal elektrik sistemine getireceği ek darbeli yükün hesabını ciddi olarak yapalım.

2.      Mersin Akkuyu Nükleer santral inşaatı konusunda Ruslar ciddi ticari proje finansmanı sıkıntısı yaşayacaklar, çünkü proje ticari olmaktan çıktı, tamamen siyasi oldu, ticari olmayan bir projenin bizce hiçbir anlamı yok. Proje taşaronu firmaların tahsilat sorunları çıkabilir.

3.      Sinop Nükleer santral projesi GüneyKoreliler'den Japonlar'a gecti, şimdi arada Fransız EdF ve GdF muhabbeti ediliyor, 20 Milyar US Dolar proje finansmanını EuroZone finans krizi günlerinde Fransızlar bulabilirlermi? şüpheliyim, "Kontratı hele bir imzalayalım, sonrası Allah kerim" , derlermi? Bilemem, sonra Fransızlar’la anlaşamadığımız bunca konu/ mesele varken, KEL/Quella  alaka??

4.      Zonguldak Amasra termik santrali yatırımı şu anda uykuda.. Ne olur bilinmez, Filyos mu olur? Amasra tekrar gündeme gelirmi?? Yabancı personel çalıştırma yönetmeliği genel seçimler öncesi değişti, Ucuz yabancı işçi çalıştırma imkanı kalmadı.

5.      Zonguldak Bağlık İnağzı -400m kod, taşkömürü redovans ihalesi bağlandı. İşi alan gurup çok yakında deniz kıyısında yaklaşık 2000+ dönüm araziye 1200 MWe termik santral yatırım çalışmalarına başlar,

6.      Sinop Gerze'de durum kontrolden çıktı, yerel halk Istanbul'da basket maçında, yatırımcı merkez binası önünde tepki koyuyor. Bira satışları şimdilik büyük reklam baskısıyla %80 pazar payını devam ettiriyor, çünkü rakip firma bir türlü üretim kapasitesini artıramadı. Akıllı yatırımcı artık bu yatırımdan çıkar ve elindeki fonları gelir getirici daha başka yerlere yönlendirir, derim.

7.      Kocaeli, Gebze 800 Mwe Unit- Ansaldo doğalgaz combine çevrim termik santral inşaat çalışmaları, ekipman montajı yıl içinde başlar.

8.      Denizli Honaz Kaklık 800 MWe doğalgaz combine çevrim termik santral inşaatı yılsonu biter, işletmeye açılır, elektrik üretimine başlar.

9.      Cari açık artık ciddi boyutlara vardı, ithal kömür ve ithal doğalgaz alımları tahammül sınırlarını geçti, yerli kömür/ yerli enerji kaynaklarına yöneliş kaçınılmaz oldu.

10.  Özelleştirme sırasındaki termik santraller, devam eden global kriz yüzünden beklenen yatırım iştahını açamadı, ama yakında herhalde onlara sıra gelecek.

11.  Türkiye'de hala kişi başı yıllık elektrik/ üretim/ tüketim 3000 kwh, EU ortalaması 10K, KuzeyAmerika  12K, bizim piyasamız enerjiye aç...

12.  Yabancı yatırımcı ilgisini kaybetti, yerli yatırımcıda para yok.. Non-recourse financing hala iç piyasa için yapılamıyor.

13.  Geçtiğimiz yıl içinde çok konuştuk/ çalıştay/ seminer/ panel yaptık,  ancak yerli tasarım, yerli üretim, yerli mühendislik henüz ortada yok..

14.  Rus batı hattı GazProm doğalgaz kontratı bu yıl sonu bitiyor, sonrası belli değil. Büyük belirsizlik var, endişe var, Eskişehir kompresör istasyonu bakımda, EgeGaz sınırlı.. Lisanslama yürümüyor/ gitmiyor.

15.  Ortada Iran, Irak, Azeri, Türkmen gazı olarak birşey yok. Kısa bir hükümet kararı ile bu durum nasıl çözülür? Uzun dönem politika gerekli.

16.  Çevre ve Şehircilik bakanlığı yeniden oluşturuluyor, ÇED zorunluluğu kalktı, ikincil mevzuat hala ortada, henüz tam doldurulamadı..

17.  HES projeleri, Termik projeleri, etki alanındaki yerel insandan büyük tepki çekmeye başladı,

18.  Gösterime çıkan "Entelköy Efeköy'e karşı" filminde yatırımcı üstü kapalı da olsa olumsuz / kandırıcı/ resmedildi, sonrası ne olur bilinmez?? Bu profil nasıl düzeltilecek??

19.  Bugüne kadar rehabilitasyonu yapılmayan/ yapılamayan, toz filtreleri çalışmayan, kükürtsüzleştirme (FGD) bulunmayan AfsinElbistan-A Ünitesinin bizce artık kapatılması, komple sökülmesi ve hurda olarak satılması lazim. Bir insiyatif göremiyoruz..

20.  Elbistan Çöllolar heyelan faciasından sonra olay unutuldu, neler oluyor/ neler olacak??

21.  AfsinElbistan C-E santral ihaleleri bakanlıkta, hala ihale evrakı hazırlıyorlar, ne zaman bitecek meraklardayız

22.  Eski kamu termik santrallerinin Rehab/AmiliMutehassis olayı nerdeyse kapandı, eski kamu santralleri nasıl çalışıyor? Bilinmez

23.  Bandırma ikinci kombine çevrim santrali  Trakya denizalti iletim problemine takılmıs, bir haber yok? ne bekleniyor? Madem burda olmuyor, yatırımı başka yere almak lazım..

24.  Adana Tufanbeyli  yerel kömür yakacak termik santral için GuneyKoreliler geldi, Ankara YILDIZ'da ofis açtılar, ancak onların CFB tasarımı acaba burda bu kömürle çalısacakmı?? 

25.  Hatay Erzin 800 MWe doğalgazlı Kombine çevrim santral yatırımı çevre tarım insanından çok tepki aldı. Termik santral çevreyi kirletmemeli, Çevre insanına gerçek istihdam getirebilmeli. DoğalGaz santrali yatırımı anlatılamadı. İnsana değer vermeyen yatırımın durumu budur.

26.  İzmir AliAğa ithal kömürlü ithal termik santral yatırımları Çevre insanının tepkisini çekmeye devam ediyor. Yatırım once yerel halkın onayını almalı/ alabilmeli.

27.  Samsun Terme 880 MWe CCPP yatırım inşaatına çok yeni olarak mahkemeden yürütmeyi durdurma kararı geldi, durum ne olacak, herkes anlamaya çalışıyor..

28.  Çankırı Orta ilçesinde 3x150 MWe Yıldızlar gurubu yerli yakıt yakacak yeni CFB termik santral inşaası başladı. Çalık gurubuna ait 150 MWe redovans usulü termik santral ön çalışması devam ediyor.  Bereket enerji aynı yerde Termik santral yatırımı için proje çalışmalarına başladı.

29.  Çinli termik santral yapımcısı müteahhit firmalar bizim piyasaya daha çok girmek isteyecek, fiyatları daha aşağıya çekecekler, ancak mevcut referanslarındaki ciddi mumnuniyetsizlik herkesi tedirgin edecek, inşaat ve yerinde montaj sırasında ucuz yabancı işçi çalıştırma imkanı bundan sonra zaten çok zor.

30.  Bakanlık sadece Sn Bakanımızın demeçleri ile yürüyor, duyuluyor, ortada başka bir şey/ hareket/ konferans duymuyor/ görmüyoruz, bu kadar personel ne yapıyor??

31.  Güney Kıbrıs offshore çalışmaları istenen/ beklenen sonuçları vermedi, Amerikan yatırımcı Noble Energy  şirketi hisselerini satıp kaçmak istiyor ancak alıcı yok, GüneyKıbrıs medyası ve hükümeti durumu gündemde tutmaya çalışıyor ama durum ümitsiz, yatırımcı kumar istemiyor, 10 seneden once getiri zor...

32.  Karadeniz sondajları bitmeyen bir hikaye, herkes çok büyük rezervlerden bahsediyor ancak ortada birşey yok,

33.  Rüzgar yatırımları kapasitesini doldurdu, laf çok/ iş yapan yok

34.  Güneş enerjisi yatırımları hala çok az, üretmediğiniz/ ithal ekipmanlarla ürettiğiniz pahalı elektrik ile nereye kadar gidebilirsiniz??

35.  EPDK lisanslamaları hızını düşürdü, copy/paste lisans basvurularını almaktan arşivler doldu taştı, kabul edilmeyen başvuru hala >%2, ancak millette yatırım yapacak para yok, ÇED zorunluluğu artık yok ama işler kolay değil. Çantacılık hala devam ediyor,  alıcılardan memnun olanına rastlamadım.

36.  Istanbul’da, Elektrikli otomobil, arabalar/ otobüsler iyi hoş ancak darbeli yükü mevcut trafolar kaldıracakmı??  Yük yine eski zor çalışan termik santraller üstüne binmeyecekmi?? Eski trafolar nasıl yüklenecek?? Herkes elektrikli araba kullanmaya kalkarsa ne olacak?? Yeni trafo ihtiyacını bu işten para kazanan elektrikli araba ithalatçıları karşılayacakmı??

37.  Durban iklim değişikliği yükümlülüklerinden nasıl kaçacağız?? Kamudan katılım çok az, bizden kimse doğru dürüst bir sunum yapmadı.  

38.  Nabucco projesi herhalde bitti/ rafa kalktı, ortada birşey yok...

39.  Önümüzdeki yıl Amerika'da Başkanlık secimleri var. "Acaba Cumhuriyetçiler kazansa  durum bizim açımızdan daha mı iyi olur?" diye düşünmeye başladım, 

40.  Petrol  varil  başı fiyatlar herhalde yıl içinde yükselir, diye düşünüyorum

41.  İran doğalgazı kendi iç ihtiyacını öne sürerek herhalde 1 Ocak 2012 günü sonrası yine kesecek, Rus MaviHat kapasitesi artacak, tabi Rus doğalgaz fiyatı da artacak.

42.  Elektrik talebi yılın ilk çeyreğinde yavaşlama sinyali verecek

43.  Kuzey Kıbrıs ile Türkiye arası HVDC elektrik kablosu, denizaltı doğalgaz ve içmesuyu boru hatları gündeme gelecek,

44.  Rusya seçimlerinde iktidar zorlanır, ama çabuk toparlar, diye tahmin ediyoruz.

45.  Mısırda askerler iktidarı bırakmak istemez, ancak askerlere rağmen sivil yönetim bahar sonu yaz başı seçimle iktidara gelecek,

46.  Suriye'de iktidar yaz döneminde değişir, diye düşünüyorum

47.  Kış şartları bitince, Türkiye doğalgaz talebi herhalde ikinci çeyrekten itibaren düşmeye başlar,

48.  Dizel fiyatlarındaki artışlar hızlanır, benzin ile aradaki fark kapanmaya başlar, diye beklentim var,

49.  Özelleştirmelerde strateji değişikliğine gitme gereği tartışılmaya başlar, çünkü işler yürümüyor, satış yok..

50.  Türk petrol kanunu bir daha değişir,

51.  EPDK  herhalde artık beklenildiği gibi ikiye, belki üçe bölünür

52.  Mersin Karaduvar doğalgaz yakıtlı 450 MWe combine çevrim termik santral yatırımı, eski ÇukurovaElektrik arazisine yapılıyor, yıl içinde temel atılır, yerli bir müteahhit firma işi alır, yapar bitirir, umuyorum,

53.  Konya Karapınar kömür sahalarının elektrik üretimi için termik santral inşaası değerlendirmesi başlar. 6000 MWe potansiyel kapasite var. Bölgede tarım faaliyeti az, yerleşim az, Çevre sorunu az, maden açık işletme, umarız uygun bir yatırım ortamı gerçekleşir.

54.  EuroZone krizi herhalde 2012 yılında sürecek. Masrafları/ harcamaları azaltalım, nakitte kalalım, borçlanmayalım. 2012 yılının zor bir yıl olacağını herkes  söylüyor. 
Kendi görüşlerinizi eklerseniz/ iletirseniz çok memnun oluruz/ olurum, 

Yeni Yılınız hepinize, hepimize, kutlu olsun.

2012 yılı hepinize sağlık mutluluk ve daha çok gelir getirsin. 

Selam Saygı ve Dostlukla.

Haluk Direskeneli

Monday, October 10, 2011

Adalar ve Elektrikli arabalar



Değerli Okurlar,
Dün akşam twitter mesajları arasında kaynaği net belli olmayan (IBB?) bir haber dikkatimi çekti, “ADA faytonlari kullanimdan kaldırılacakmış, onların yerine elektrikli akü şarjlı arabalar servise konacakmış” . Böyle birşey olmaz olamaz, neden olamaz?? Elektrik sistemi çöker onarılamaz.   Bir taş at, 40 akıllı çıkaramasın. Anlatalım. Elektrikli arabalar sarj için darbeli yük çekerler, ulusal şebeke darbeli yükü kaldırır, ama ADALAR'ın sınırlı kapasitede iletim/ dağıtım şebekesi darbeli yükü kaldırmaz.  Yeni pahalı HVDC  denizalti kablosu çekilmesi gerekir,  Bu yüksek darbeli yükü kim taşıyacak?? Hangi termik santrali bu işe kullanacagiz?? Küçük bir yerleşim yeri bu darbeli yükü çekebilirmi?  Gereksiz bu tasarı için kim yeni yatırım yapacak?? En çok onlar sebepleneceğine göre elektrikli araba satıcıları mı? 
ADALAR dünyada içten patlamalı/ benzinli/ dizelli arabaların giremediği veya kısıtlı sayıda halk hizmeti için/ polis/ ambulans/ itfaiye/ çöp/ orman hizmetleri için sınırlı girebildiği kurtarılmış sayılı yerlerden biridir. Elektrikli golf arabalarını da başta ADALAR'a sokmamamız gerekirdi, yürüyemeyen engelli yaşlılar için sınırlı sayıda girdiler bir kere, bundan sonra çoğalmamaları için uğraş vermeliyiz, sayıları makul az bir rakamı geçmemeli, artmamalı. 
Her türlü iyi niyetli karar/ teşvik her zaman/ her yerde itina ile suistimal edilir. Yaz boyunca elektrikli arabaların gece şarj yaptığı bölgelerde devamlı elektrik kesintisi oldu, çünkü darbeli yükü eskiyen trafolar, yenilenmeyen şebeke kaldıramadı, Denizaltı kablosu Kartal/ ADALAR  arasında ilk 1932 yılında döşendi,   daha sonra nisbeten güçlendirildi, ancak mevcut sistem darbeli yük kaldıramaz. Nitekim elektrikli arabalar gece şebekeye bağlanınca kaldıramadı. YAZ Geceleri KadıYoran’da elektriksiz kaldık, buzdolaplarında yemeklerimiz bozuldu, klima kullananlar çalıştıramadı. 
Her yaşta "Yürümek" sağlıktır, ADALARda herkes yürür, eşyası olan/ acelesi olan faytona biner, Yürüyemeyen zaten Prinkipo'ya gelmemeli, ana kıtadan ayrılmamali, sağlık hizmeti gerekse karşıya acil geçmek sorundur, Kadıyoran tepesinden günde birkaç kere çarşıya inip tekrar eve çıkmazsam kendimi iyi hissetmem. 

Bu haber bir gerçek değil sadece bir yanlış temenni olarak kalmalı. Sadece işlerini kaybedecek faytoncu esnafı değil hepimiz tüm Prinkipo halkı bu yanlış kararın karşısında olmalıyız. At pisliği biz yerli halkı rahatsız etmez yağmur gelir alır götürür, çiçeklerimize gübre olur. Bizi  rahatsız eden, çevreyi kirleten  sorumsuzca ortaliğa tabiata atılan PlastikPet/ cam siseler/ metal kola kutularıdır. Prinkipo da hayat yavas gecer, acelemiz yoktur, çarşı esnafı bir telefonla herşeyi evimizin kapısına getirir. Hasta taşıma ambulansımız yaşlımızı hastamızı bir telefonla taşır.   Bizimle beraber yaşamayanlar bizim hayat düzenimiz hakkında sonucu belirsiz tehlikeli geri dönülmez kararlar almamalı. Elektrikli arabalar Prinkipo’ya gelmez gelemez gelmemeli. 
Slm ve saygilar
--
Prinkipo'lu Sisyphus


Saturday, October 01, 2011

Bir Prinkipo hikayesi... Devam...



Bir Prinkipo hikayesi... Episod-1
(tamamen kurgudur, gerçeklerle ilgisi yoktur)

1970 sonları ve 1980'ler...
Delikanlı yarım bıraktığı Lise eğitimini Heybeli (Halki) Lisesinde tamamlar, Istanbul Universitesi TIP fakültesine girme hakkı alır, vapurlarda mutfak eşyası satarak hayatını kazanır, TIP fakültesi Cerrahi bölümünü başarı ile bitirir,  ilerki yıllarda önemli ameliyatları yapan ve dünya çapında tanınan bir cerrahtır artık. Ünü öylesine yayılmıştır ki dünyaya; kabuğundaki Türkiye'nin adeta sesi olmuştur bütün dünyada. 70 cente muhtaç Türkiye'ye avuç dolusu para getirmektedir her yurtdışı operasyonlarında ve Türkiye'ye gelen Avrupalı ve Amerikalı hastaların başarılı ameliyatlarıyla... Bu arada kendine Prinkipo adasında Maden tarafında eski bir köşk alır. Yeniletir yerleşir, yazlarını orda geçirir. Sosyetik bir kızla evlenmiştir. Henüz çocukları yoktur.
Kader bu ya... bir süre önce eski kayınpederi olan yaşlı bey... önemli bir beyin kanaması geçirir ve operasyon için ,  Nizam tarafında Trocky köşkü yanındaki kendi köşkünden, Belediye Hasta Taşıma minibüsü ile cerrahımızın part-time çalıştığı BüyükAda Devlet hastanesine getirilir; (Yolda Prinkipo'lu Sisyphos'u söylene söylene PlastikPet/ Cam  şişeleri toplarken görürüz, senaryoya girmezsem çatlarım) Celalettin Cerrah henüz polis olma aşamasında olduğundan Istanbul'da terör hat safhadadır ve elektriklerin de kesik olmasına rağmen bu cerrah tüm ekibini ve malzemelerini toparlayıp başarılı bir operasyonla gaddar kayınpederi bu dertten kurtarır...
Kayınvalide çoktan Hakkın rağmetine ermiş; kayınpeder de Rusya'dan genc ve güzel yeni gelin almış olduğundan ve Amerikalı Mimar KIZı ''O bana...O bana'' diyen küçük kızını babasız büyüten bir 'Çaresiz Kadın' olarak ''Of Bağırma...'' diyerek ancak hayatını idame ettirmektedir. Zavallı KIZcağız bir süre de barlarda ''Direkler Arası'' showlarda çalışmıştır; gaddar babasının Rus geline para saçıp, onu unuttuğu yıllarda.... 
1980'lerin ortasına doğru büyük değişime giren Türkiye'nin Başbakanı bir Amerika gezisine cerrahımızı da götürür; ''Benim Cerrahım işini bilir'' edasıyla övünmektedir...Tam Amerika'ya vardıkları anda Türk (asıllı Amerikalı) bir kadının beyin sarsıntısı ile hastaneye kaldırıldığı ve durumunun ağır olduğu bildirilir... Başbakan hemen cerrahını da alarak hastaneye bir basın ordusuyla koşar...ve hasta yatmaktadır yatağında... Cerrah meslekdaşlarından hızla bir bilgi aldıktan sonra; ''What is name of our patient?/ Hastamızın adı nedir?'' der ve dosyadan ismini okuyan Dr JohnyWalker cevap verir: "An architect Mrs. ... originally from Turkey/ Turkiye'den Mimar Misis...".  Episod-1' in sonu.... 
Prinkipo'lu Sisyphos

Bir Prinkipo hikayesi...



YIL 1960'lar... Kadıyoran yokuşundaki evin üst kısmı yazboyu 3-ay kiraya  verilmiş.  Kiralayan, Nişantaşı'nda yaşayan bir zengin aile. Baba cerrah, anne ev hanimi, bir kız/ bir oğlan. Her ikisi de istanbul'da yabancı dille oğrenim yapan liselere gidiyorlar. Nişantaşı kozasından çıkıp Prinkipo'ya gelmişler. Anne evsahipleri ile hemen iyi ilişkiler kurmuş. Beraber çay-kahve muhabbet, beraber yemek/ mutfak, Baba sabah vapurla Nişantaşı'ndaki işyerine gidiyor, akşam geç saatte dönüyor.
Küçük oğlan bizim Prinkipo'lu komşu çocuklar ile arkadaş olmuş. Denize gidiyorlar, Hristos ve AyaYorgi'ye tırmanıyorlar, balık tutuyorlar, kendileri pişirip yiyorlar,  yanında bira içiyorlar, yılkı atlarını yakalayıp eğersiz biniyorlar, Rum yetimhanesi üstünde mola veren göçmen kuşları seyrediyorlar.
Kiz ayrı bir arkadaş gurubunda, akşamları geç saatlere kadar onlarla beraber, günboyu sahilde/ veya teknede.  Akşam kıyıda mehtap seyrediyorlar,  yakışıklı/ yeşil gözlü bir delikanlı çok güzel doğaçlama gitar çalıyor. KIZ geceleri eve çok geç geliyor, ve olan oluyor. KIZ yerli delikanlıya aşık oluyor. Delikanlı da ona aşık ancak para yok, eğitim eksik, yaz aşkı. KIZ bir gün sabah Torbasını topluyor, delikanlının küçük evine kaçıyor. 
Akşam KIZ'ın babası eve geliyor, olanları öğreniyor, polise şikayet ediyor, evlenme yaşına gelmemiş bir kız çocuğunu alıkoymaktan  delikanlıyı nezarete alıyorlar, dönem 1960'lar, öyle evlilik öncesi düzeyli beraberlik yok, baba evlenmelerini şart koşuyor, ve Buyukada evlenme dairesinde kız ile oğlan az sayıda aile efradı eşliğinde  evleniyorlar, ailenin namusu kurtarılıyor, delikanlı için soruşturma  düşüyor.  
Sonra yeşil pancurlu bir evde oturuyorlar, 3 cocukları oluyor, mutlu oluyorlar, beraber yaşlanıyorlar, diye anlatmaya devam etmek çok isterdim, ama gerçekler öyle değil.
Sonra YAZ bitiyor, aile Nişantaşı'na gidiyor, baba kızını  NewYork'ta bir okula gönderiyor, sonra aile avukatları şiddetli geçimsizlikten boşanma davası açıyorlar. Dava kısa sürede sonuçlanıyor. KIZ ABD'de mimar oluyor, oraya yerleşiyor, bir önemli mimari büroda çalışmaya başlıyor, ortakları arasına giriyor, tekrar evleniyor, çocukları oluyor. Küçük oğlan babasının mesleğini seçiyor, meşhur bir operatör oluyor, babasının işyerini devralıyor.  
Delikanli ne oldu derseniz, ben bilmiyorum, ama herhalde Prinkipo'da bilen vardır, o da herhalde tekrar evlenmiştir, çocukları olmuştur, belki bir yazar olmuştur, belki lokanta açmıştır...  YAZ aylarında Prinkipo'da neler oluyor neler... Episod-1 sonu...
Prinkipolu Sisyphus

Thursday, August 04, 2011

Bodrum'lu istismara müsait dizelci Kirli Mehmet






Emeğin karşılığı Nedir?,

Değerli Okurlarım,
Atölyenin girişindeki tabelada şöyle yazıyordu, "Avami sınıfından Bodrum'da istismara müsait dizelci kirli Mehmet usta, dizel motorunuz itina ile bozulur". Adamın tamir için harcadığı emek karşılığı olan hakkını, ücretini, parasını vermezseniz, dizel motorunuz tabii ki itina ile bozulur

Bodrum Balık Halinde balık temizleyicisinin yanında bir duyuru afişi var: "Teşekkür insan emeğinin karşılığı değildir", yani "balık temizleme karşılığında hakkımı nakit olarak veriniz".

New York JFK havaalanı ile LaGuardia arasında mekik servis yapan otobüsün içinde şoförün önünde de bir duyuru afişi var: "Your gratitude is not included in your fare= şükran fiyata dahil değildir". Yani “Ücret 20 US$ ama bavul getir götür, indir bindir servisi için lütfen emeğimin karşılığını veriniz”, diyor.
Peki bu "gratitude= şükran" ne olmalı? Otobüsten inerken adama teker teker sayarak 20 US$ verdim, her 1 $'i bekledi, 3 $ olunca " tamam" dedi yani yaklaşık %15 bahşiş.
Öğle yemeğimi işyerime yakın esnaf lokantasında yerim. Sebze yemeklerini güzel yapıyorlar. Ödeyeceğim rakam 10-15 TL Bazıları yemekten sonra kasaya gidiyor net parayı verip çıkıyor, ben hesabı istiyorum ve %10 yani 1-2 TL garson için emeği, servisi karşılığı bırakıyorum

Arabamın tamirini yapan (Kemal Paşa) oto tamir sitesindeki oto tamir atölyesi sahibi (Erol) Ustanın tamir sonrası işçilik için isteyeceği paraya çoğu zaman itiraz etmem, zaten bellidir, makuldür, ancak gerekli malzemeyi kendim alırım. Ona sadece işçilik kalır.
Bilirim ki Servise götürsem en az 2-3 misli öderim, ayrıca serviste çoğu acemi, genç işçi oto bakımını doğru dürüst yapmazlar (tabii ki bu ifademi tüm servisler için genelleyemem ancak, maalesef deneyimlerim bu yönde olmuştur).
Geçen gün yabancı bir yatırım uzmanı benden “Goldman Sachs” firmasının Türkiye faaliyetleri konusunda bilgi istedi,
Adımız çıkmış bir kere "Energy Analyst= Enerji Analisti" diye, kendimizi öyle tanıtıyoruz, biliyoruz. Ben de Goldman Sachs 2010 yılı çalışma raporunu pdf dosyası olarak gönderdim, "Türkiye sayfalarına bakın", dedim,
Cevap geldi "Peki Türkiye sayfalarında ne diyor, siz özetler misiniz?"
Coşkun (Küçüközmen) hocama geçen gün bir önemli yatırım danışmanlık şirketi uzmanı sormuş, "Hocam bir enerji santralinde -emre amadelik- nedir? Büyük Yatırımcılara yatırım danışmanlığı yapıyoruz, anlamadık, biz anlamayınca müşterimize de anlatamadık,"
(Coşkun) Hocam, bizatihi hoca olduğu için sabırla anlatmış, Ben onun kadar sabırlı olamam, en son söylenecek şeyi başta söylerim, pat diye söylerim, biter, olur mu, olmaz mı, soruyu soran anlar mı anlamaz mı bilemem?
Yatırım danışmanlık uzmanları bu yarım bilgi ile rapor hazırlayacaklar, yatırımcılarda milyar Dolarlık yatırım yapacaklar. Soru geliyor, "ithal kömür santrallerinin önümüzdeki yıllarda yatırım potansiyeli nedir?",
Zahmet et "Google" taraması yap, orda Türkçe, İngilizce bir çok makale bulursun.
Bir önemli elçiliğin ekonomi uzmanı telefon edip elinde küçük bir bloknot ile geliyor "Türkiye'nin enerji durumunu" soruyor, Eline en son hazırlanmış 150+ sayfa basılı bir rapor veriyorsun okumuyor, birisi zaman harcasın ona anlatsın istiyor, anlatılanı da anlamıyor, sonra bir kuru teşekkür.
Çalıştığım şirkette Amerikalı bir genel müdürüm vardı, aynı zamanda boş zamanlarında Amerikan şirketlerine evinden Türkiye için yatırım danışmanlığı yapıyordu, Tabii gönderdiği çoğu bilgiyi bizden toplardı.
Şirket içi yazışmalara bazen onun adına gelen özel fakslar karışırdı, yaptığı yatırım danışmanlık için ücret bilgisi, gider karşı taraftan onun banka hesabına yatırılmış para görünürdü. Sözün özü her bir bilginin, bir emeğin ödenmesi gereken karşılığı vardır.
Yatırımcı yatırım yapıyor ancak yanlış yakıt ile yanlış yere yatırım yapıyor. Yatırımcı her şeyi bilemez, iyi bir danışmanı olması ve ona yol göstermesi lazım. Bunun bir bedeli var ve ödenmeli. Yoksa yarım yamalak, bir öğle yemeği parasına alınmış bilgilerle yatırım yapılmaz, yapılırsa yatırımın kısa zamanda geri dönüşü olmaz, bazen geri dönüş hiç olmaz.

Oturduğum mahallede 10 senelik berberim bir saç tıraşı için 20 TL alıyor, ama her seferinde en az %10-15 yani 2-3 TL bahşiş, yani emek parası bırakıyorum.
Benzin istasyonunda pompacı eğer fazladan araba camlarımı silerse mutlaka en az 1 TL veriyorum, bunun için arabada her zaman bozuk para bulunduruyorum. Ev temizliği için gelen yardımcımıza verilecek net nakit para mesaisi sonunda hemen verilmeli, hazır olmalı.
"Bodrum'lu dizel ustası istismara müsait kirli Mehmet usta" maruz kaldığı bu tür istismardan dolayı sonunda bıktı ve atölyeyi kapadı.
Şimdi URLA'da balıkçılık yapıyor, sabahları kaya barbunu avlıyor, içini temizleyip ayıklayıp (Coşkun) hocama satıyor, (Coşkun) hocam onları tavada pişirtiyor, misafirleri ile beraber beyaz soğuk yerel Seferihisar şarabı eşliğinde yiyorlar, afiyet olsun.
Çok önemli iki küçük not:
(1) Kasım ayında 26-27-29 günleri saat 20.00'de İzmir Operası'nda Vincenzo Bellini'nin "La Sonnambula (UyuyanKız)" operası var, günlerdir youtube.com'da müziğini dinliyorum, harika bir eser kaçırmayın. Biletler internette "www.dobgm.gov.tr"
Biz köşe yazarları okurlardan yorum almazsak yazamayız, Yorumlarda bir olumlu yoruma, yaklaşık 10 olumsuz yorum gelir, normaldir, benim için bu oran belki daha yüksek olacak, biliyorum, ancak bizi yorumlarınız ile yönlendirmezseniz yazamayız. Donar kalırız. Email, tweeter, web yorumlarınızı bekliyoruz.
Bir not daha: Haftaya "ithal kömür ucuz bir yakıt mıdır?" En derin saygılarımla
HalukDireskeneli at gmail dot com

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

2012-11-04

Thursday, June 02, 2011

Afşin Elbistan- Çılgın Proje



Degerli Arkadaslarim

Enerji  sektörümüzün en önemli projeleri "Afşin Elbistan" projeleridir. Türkiye linyit  kaynaklarının nerdeyse yarısı Afşin- Elbistan’dadır. A ve B gurubu olarak herbiri yaklaşık 1400 MWe kapasiteli çok büyük kapasiteli termik santraller kurulmustur.

Ancak yakılması cok zor yakit vardır. Ortalama Kalorifik değeri çok düşüktür, alt ısıl değeri 1150 kcal/kg’dır.  İçinde  ortalama %55 nem, %20 kul, %1.5-4 arası kükürt vardır.

Afşin Elbistan A santrali projelendirme kapasitesinde çalışamamıstır. Dünya Bankası raporlarına göre ancak yaklaşık 500 MWe civarında devamlı azami yükte üretim yapabilmiştır.

Çünkü yanma sistemi yanlıştır. Bu kömür "Pülverize kömür”  sistemi ile yanmaz, zor yanıyor, yanmıyor, işletmesi zor. “Indirect firing/ dolaylı yakma” sistemi denen method uymadı. Dünyada çok az örneği var.

Piyasada mevcut termik santral yazışımlarına bu kömür analizlerini girin, pülverize kömür kullanımı konusunda uyarı mesajı alırsınız.

Yazılımlar  ayrı kurutma yolu ile ısıl değer yükseltilmesini veya CFB / IGCC uygulamalarının daha uygun olacağı uyarılarını verirler. CFB Circulating Fluid Bed/ Döner Akışkan yatak veya IGCC Intergrated Gasification Combined Cycle/ Entegre gazlaştırma kombine çevrim sistemleri uygulanmalı- diyorlar. 

20 yıl once pulverize yakma sisteminden başka çözüm yoktu. Şimdi başka iki  denenmiş çözüm  ortaya çıktı. Bunlar henüz Afsin-Elbistan’a uygulanmadi.

Mevcut "Pulverize komur" sistemi ile  devamlı  calisabilmesi icin komur kalitesi yukseltilmeli. temizlenmeli- ayıklanmali- su/nem/ rutubet oranı azaltılmalı. Bunlarin hepsi  yapılabilir. Mevcut Afsin- Elbistan komuru buhar kazanlarına gönderilmeden once,  sahada zenginleştirilmeli, yanmaz maddelerden temizlenmeli, hatta icindeki su orani düşürülmeli. Bunlar yapilmayacak seyler degil.  Baskasının ürettiği teknoloji ile bu iş olmaz

Geçtiğimiz yıl (2010) Türkiye kendi yeraltı kömür kaynaklarını yeterince kullanamadı. Elektrik üretiminde yüzde 46 oranında doğalgaz harcandı. Öte yandan Afşin Elbistan Sahasında büyük bir yerli kömür rezervi bekliyor.

Sürdürülebilir, çevre ile uyumlu ve sosyal etkilerini de düşünerek ekonomiye kazandırmak gerekir. Ancak bugünkü piyasa mantığı ile mümkün değildir.

Master Proje hazırlanması, Elbistan yöresinin tümü için Havza planlanması yapılması gerekir.  Elbistan havzası, Sivas Kangal kömür bölgesinden başlar, tüm Elbistan kömür sahasını, Adana Tufanbeyli, ve hatta yeni Konya Karapınar kömür sahalarını içine alır. 

Havza planlaması, yörenin tümü ile tüm etkili faktörler ele alınarak yapılmalıdır.  Burada kamunun devreye girmesi mutlaka gerekir. Özel sektor tek başına yapamaz. Bu büyüklükte kamulaştırma yapamaz. Yeniden iskan yapamaz. Nehir yatağının değişmesi, yeni barajların yapılması, kül barajı yapılması, yeni iletim hatlarının yapılması özel sector imkanları ile yapılamaz, finansman bulamaz.

Santralların yapılmasının ardından hemen özelleştirilmesi doğru değildir. Kamunun planlama, hazırlık ve yapımında/ hatta bir sure işletmesinde  ortak olacağı bir yeni model ile Santralların yapılması şarttır. 

Afşin Elbistan B Santralı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu, Afşin A Termik Santralı'na desülfürizasyon yapılması şartı ile alınmıştır. Bu süre 2012 yılında bitecek ve 2017'ye mecburen uzatılması yapılacak.  

Afşin Elbistan sahasında hava kalitesi sınır değerinin sorun olmuştur. Yeni yapılması hedeflenen 6.000-7.000 MW'lık Santral'ın artık hava kalitesi uygun olmayan bu bölgenin dışına yapılacaktır. Halen Ön ÇED çalışmaları başlatıldı.

Fizibilite çalışmalarında  Sahaların kullanılması için mevcut iki  nehirde derivasyon yapılması, nehir yatağının değiştirilmesi, ve soğutma suyu için yeni baraj yapılması gereği vardır. 

A Santralı’nın gerekli rehabilitasyon/ çevre yatırımları için yaklaşık 1 milyar US Dolar’a ihtiyaç vardır. Bu harcama artık gereksizdir. A Santralı tümden kapatılmalı ve hurda olarak satılmalıdır.  A santralinin işletilmesi ile ilgili bir özel firma ile olan mevcut hukuki sorunlar bir an once çözülmelidir.

Planlanan C ve E Sahaları için alt yapı hizmetlerinin kamu tarafından yapılması  gerekir. Kömür sahası üstünde mevcut iki  kasabanın/ yerleşim yerinin  başka yere taşınması ve burda yaşayan insanlarımızın mağdur edilmeden yeni/ uygun /yakın yerlere iskanlarının yapılması gerekir. Bunları kamu yapar/ yapabilir.

Afşin Sahasındaki 5 milyar tonluk rezerv ile yeni toplan 11.000 MW'lık Santral yapılabilir. Yatırım seçenekleri olarak önümüzde, rödovans/ uzun dönem kiralama, kömür sahasının santral yapımı şartı ile surely devri, kamunun yatırımı yapmasının ardından uzun dönemde özelleştirilmesi, Public Private Partnership (PPP), Yap-İşlet (Yİ) ve Yap-İşlet-Devret (YİD) modelleri vardır.

 Sahadaki kömürün ortalama alt ısıl değeri 1150 kcal/kg’dır.  İçinde  ortalama %55 nem, %20 kul, %1.5-4 arası kükürt vardır. Kömür yüzeyden 70-100 metre altta kalın bir damar halindedir.

Sahadaki kömür ekonomik olarak 450 milyon ton ham petrole eş değerdedir. Bugünkü para ile 400 milyar US Dolar'lık bir değerdir.

Eğer 1 metreküp/ ton kömür için 1,7 Dolar, örtü kömür kaldırması/ dekapaj  için 4,25 Dolar harcarsak, toplam yaklaşık ton başına 7-8 US Dolar'a  kömür üretilebilir.  EÜAŞ 2006 yılı sunumunda  ton başına 7.8 USD belirtmiştir.

Tüm amortisman, randıman, servis, bakım/onarım/ giderleri ile kWh başına 6.0 -7.0 UScent civarında maliyet oluşabilir.

1400 MWe lık (4 uniteden oluşan) her bir santral için 2 milyar Dolar'lık yatırım bugünkü piyasa fiyatları ile kendini tahminen  7-8 yıl içinde geri ödeyebilir.

Afşin A Termik Santralı'na yönelik rehabilitasyon ihalesi sonuçlandırılamadı. 280m Euro’luk Dünya Bankası kredisi iptal edildi.  Mevcut kamu ihale modeli ile böyle büyük ihaleler yapılamıyor. Rödovans ihaleleri de başarılı olmuyor.

Saha'da yapılacak santrallerde akışkan yatak veya pulverize kazan teknolojisinin kullanılabilir. Ancak çok nemli kömürün akışkan yatak teknolojisinde  yüksek kapasiteli ünitelerde kullanılması oldukça zor.

Yatırımı özel sektörün yapması zor, çünkü yatırımın üst  bütçe sınırı nerdeyse  yok.  A Santralinde hala desülfürizasyon yok. Toz filtreleri küçük/ yetersiz/ çoğu zaman devre dışı. Soğutma suyu sorunu var.
Kullanma Suyu Çevre belediyelerimiz, Çevre insanımız için de lazımdır. Bundan sonra, çok gerekli kullanım dışında termik santral soğutma sistemi için kuru tip soğutma kuleleri yapmak gerek.

Yatırım için Kamu-Özel Sektör Ortaklığı (Public Private Partnership-PPP) Modelinin geliştirilmesi gerekir.  Önemli bir ortak değer yer altındadır. Değerlendirilmesi gerekir.

Yeni santrallerde yeni geliştirilen temiz kömür teknolojileri uygulanabilir. CCS, IGCC, Oxy-firing, yeraltı gazlaştırma teknolojileri uygulanabilir.

Öte yandan Reaktörleri sahada monte etmenin mümkün olmaması nedeniyle gazlaştırma teknolojisinde 300 MW’ın üzerinde Santral yapılması zordur.


Daha önce alınan kredilerde Devlet/ Hazine garantisi vardı. Bugün artık uygulanmıyor.

Bugün en popüler finansman, “geri dönüşümsüz, (non-recourse)” finansman uygulamasıdır. Bu modelde projenin ömrü ve giderlerinin hesaplanması ile kurulan şirkete kredi verilir, böylece sponsorların kendi bütçeleri projeden etkilenmez.  


"Geri dönüşümsüz/ non-recourse" finansman yöntemi, kredinin geri ödenmesinde yatırımcının ayrıca şirket/ corporate kefaleti vermediği, proje üretim gelirinin kefalet olarak yeterli görüldüğü bir yöntemdir.

Her ülke kendi yerel yakıtı- yerel kömürü için kendi termik santrallerini kendi yerel sirketleri ile kurmak zorundadır.  Bu iş yabancı uzmanlara/ yabancı firmalara  bırakilmayacak derecede önemlidir. Size bir "Çılgın Proje".  

Selamlar saygılar

Haluk Direskeneli, Ankara Haziran 2011