Pages

Monday, October 10, 2011

Adalar ve Elektrikli arabalar



Değerli Okurlar,
Dün akşam twitter mesajları arasında kaynaği net belli olmayan (IBB?) bir haber dikkatimi çekti, “ADA faytonlari kullanimdan kaldırılacakmış, onların yerine elektrikli akü şarjlı arabalar servise konacakmış” . Böyle birşey olmaz olamaz, neden olamaz?? Elektrik sistemi çöker onarılamaz.   Bir taş at, 40 akıllı çıkaramasın. Anlatalım. Elektrikli arabalar sarj için darbeli yük çekerler, ulusal şebeke darbeli yükü kaldırır, ama ADALAR'ın sınırlı kapasitede iletim/ dağıtım şebekesi darbeli yükü kaldırmaz.  Yeni pahalı HVDC  denizalti kablosu çekilmesi gerekir,  Bu yüksek darbeli yükü kim taşıyacak?? Hangi termik santrali bu işe kullanacagiz?? Küçük bir yerleşim yeri bu darbeli yükü çekebilirmi?  Gereksiz bu tasarı için kim yeni yatırım yapacak?? En çok onlar sebepleneceğine göre elektrikli araba satıcıları mı? 
ADALAR dünyada içten patlamalı/ benzinli/ dizelli arabaların giremediği veya kısıtlı sayıda halk hizmeti için/ polis/ ambulans/ itfaiye/ çöp/ orman hizmetleri için sınırlı girebildiği kurtarılmış sayılı yerlerden biridir. Elektrikli golf arabalarını da başta ADALAR'a sokmamamız gerekirdi, yürüyemeyen engelli yaşlılar için sınırlı sayıda girdiler bir kere, bundan sonra çoğalmamaları için uğraş vermeliyiz, sayıları makul az bir rakamı geçmemeli, artmamalı. 
Her türlü iyi niyetli karar/ teşvik her zaman/ her yerde itina ile suistimal edilir. Yaz boyunca elektrikli arabaların gece şarj yaptığı bölgelerde devamlı elektrik kesintisi oldu, çünkü darbeli yükü eskiyen trafolar, yenilenmeyen şebeke kaldıramadı, Denizaltı kablosu Kartal/ ADALAR  arasında ilk 1932 yılında döşendi,   daha sonra nisbeten güçlendirildi, ancak mevcut sistem darbeli yük kaldıramaz. Nitekim elektrikli arabalar gece şebekeye bağlanınca kaldıramadı. YAZ Geceleri KadıYoran’da elektriksiz kaldık, buzdolaplarında yemeklerimiz bozuldu, klima kullananlar çalıştıramadı. 
Her yaşta "Yürümek" sağlıktır, ADALARda herkes yürür, eşyası olan/ acelesi olan faytona biner, Yürüyemeyen zaten Prinkipo'ya gelmemeli, ana kıtadan ayrılmamali, sağlık hizmeti gerekse karşıya acil geçmek sorundur, Kadıyoran tepesinden günde birkaç kere çarşıya inip tekrar eve çıkmazsam kendimi iyi hissetmem. 

Bu haber bir gerçek değil sadece bir yanlış temenni olarak kalmalı. Sadece işlerini kaybedecek faytoncu esnafı değil hepimiz tüm Prinkipo halkı bu yanlış kararın karşısında olmalıyız. At pisliği biz yerli halkı rahatsız etmez yağmur gelir alır götürür, çiçeklerimize gübre olur. Bizi  rahatsız eden, çevreyi kirleten  sorumsuzca ortaliğa tabiata atılan PlastikPet/ cam siseler/ metal kola kutularıdır. Prinkipo da hayat yavas gecer, acelemiz yoktur, çarşı esnafı bir telefonla herşeyi evimizin kapısına getirir. Hasta taşıma ambulansımız yaşlımızı hastamızı bir telefonla taşır.   Bizimle beraber yaşamayanlar bizim hayat düzenimiz hakkında sonucu belirsiz tehlikeli geri dönülmez kararlar almamalı. Elektrikli arabalar Prinkipo’ya gelmez gelemez gelmemeli. 
Slm ve saygilar
--
Prinkipo'lu Sisyphus


No comments:

Post a Comment