Pages

Sunday, January 27, 2019

Özbekistan

Özbekistan için paket buhar kazanı, 1993-98
ABD şirketleri alıcıların ciddiyetlerinden emin olabilmek için zaman zaman büyük projelerin tekliflerinde karşı taraftan teklif hazırlama masraflarının ödenmesini isterler. Bu rakam 10k- 50k$ arasında olabilir. Bizim başımıza geldi. Bir büyük termik santral ihalesinde  satıcı ABD firması bizden 50k$ tutan teklif hazırlama masraflarının ödenmesini istedi. Aşağıda anlatacağım John Nash Oyun kuramına çok uygun. Zaman zaman teklif sürecinde ben de karşı taraftan teklif masraflarımızın ödenmesini istememiz gerektiğini çok kez düşünmüşümdür.
Bundan yıllar yıllar önceydi. Şimdi artık büyük ölçüde özelleştirilmiş, özel şirketlere satılmış Kamu şirketindeki çalışmamı sona erdirdim' ayrıldım. Kamu şirketi Makina fabrikasında çalışırken Alman Vkw lisansı ile buhar kazanı imalatı yapıyorduk. Vkw şirketi de artık piyasada yok, satıldı, satın alan firma da satıldı. Lisansnı satın aldığımız iki kazan vardı. Birincisi fueloil yakan saatte 50 ton 20-bar az kızgın kızgın buhar üreten bir buhar kazanı. Diğeri   Saatte 100 ton buhar üreten ve düşük kalorifik değerde yerli linyit yakan ızgaralı buhar kazanı. Bu kazanları mevcut  ve yeni şeker fabrikaları için üretirdik. Tüm projeleri bize verilmişti. Aslında uzay teknolojisi değil, neyse vermişiz parasını almışız resimler. Yeniden aydıngere çizmişiz türkçe açıklamalarını yapmışız. Bunu yerine monte etmek için kamu şirketi bünyesinde montaj mdürlüğümüz, vinçlerimiz, montörlerimiz var. Herşey şirketin yurdun çeşitli yerlerine dağilmış şeker fabrikalarında yapılyoruz. Izgaralar kendi dökümhanemizde dökülüyor, pompalar vantilatörler kendi imalatımız. Piyasadan çelik saç, dikişsiz çelik boru ve enstrümantasyon ekipmanları  alıyoruz. Saha montajı yapılıyor, yaklaşık 2-yılda teslim ediliyor. En az bir yıl fabrika imalatı, ayrıca bir yıl yerinde montaj yapılıyor. Bir maliyet çıkıyor ama ucuz mu? Pahalı mı ? Bilgimiz yok. Zaten şirket dışından kimse birşey istemiyor. Şirket içi fabrikalar bizden başka kimseden fiyat sormuyor almıyor.
Daha Sonra bir özel müteahhitlik şirketin buhar kazanı üreten bölümünde çalışmaya başladım. Dünyaca ünlü Abd'de yerleşik bir endüstriyel buhar kazanı üreticisinin lisansına sahibiz. Önce paket buhar kazanlarını komple gemiyle getirirmişiz. Sonra ufak bir ölçekten çok hollü bir fabrikaya dönen mekanda buhar kazanı üretimine başlamışız. Kazan tasarımını Abd manuallerine uygun biz Ankara ofisinde yapıyoruz. Piyasadan yine çelik saç, çelik çekme boru, pompa, vantilatör, emniyet vanası, yakıcı brülör, control enstrümantasyon ekipmanları alıyoruz.
Şimdi artık kapanmış olan izmir'de yerleşik Almanya lisanslı bir başka buhar kazanı firmasıyla rekabet halindeyiz. İstanbul tuzla e5 üstünde başka bir özel firma da bazan çeşitli yabancı lisanslar kullanarak karşımıza çıkıyor.
Fiyat seviyesi belli. Rekabet çok sert. Yerli piyasada çok talep var. Yatırım çok, yeni fabrika çok, yeni fabrikaların proses buharına ihtiyacı var. Yurtiçi yurtdışı her tarafa koşuyoruz. Maliyetlerimizi çok iyi hesaplıyoruz.
Günlerden bir gün eski çalıştığım kamu  şirketinden  önce telefon, ardından yazılı talep ve şartname geldi. Bizden 3-adet  herbiri saatte 50 ton 20-bar biraz kızgın buhar üretecek fueloil yakan paket buhar kazanı istiyorlar. Fabrika çıkış fiyat talep ediyorlar.
Bir anlam veremedim. Ellerinde yıllardır ürettikleri, benim imalatını eskiden yaptığım, resimlerini ezbere bildiğim eşdeğer kapasitede buhar kazanı var. Bu ne iş?
Üşenmedim, genel müdürlük merkez proje yeni tesisler dairesine gittim. Bu talebi yapan eski arkadaşımı buldum, durumun ciddiyetini sordum. "Elinizde yıllardır yaptığınız işletmede sorunsuz çalışan buhar kazanı var, bizden niye teklif istiyorsunuz?"
Dönem dışa açılma dönemi, 12-eylül geride kalmış, Turgut Özal bizi dış dünyaya açmış. Özellikle kamu şirketleri dışarıya iş yapmak için uğraşmaya başlamışlar.
Hükümetler arası anlaşma ile Özbekistan hükümetine  üç adet herbiri günde 3000 ton pancar işleyecek komple şeker fabrikası satmışız. Özbekistan o güne kadar sadece  pamuk üretmiş, ülkede şeker pancarı üretimi yeni başlamış. Fabrikalar kurulacak, çalışacak, şeker üretecekler. Bizim kamu kuruluşu, yeni inşa edilecek  fabrikaların şeker makinaları üretimine başlamış. Buhar kazanı üretimi için kendi kazanlarını üretecekler, ancak teslimat uzun.
Fiyat konusunda da Özbek tarafında rahatsızlık var.  Özbek hükümeti  konuyu rekabete açmak istemiş. "Buhar kazanlarını komple paketten çıkarın, bize özel firmalardan piyasalardan  teklif getirin", demiş.
Yani alıcının elinde kendi üretimleri buhar kazanı var, biz kendi buhar kazanları ile rekabet edecek  buhar kazanı teklifi vereceğiz. Olacak iş değil. Bizden almayacakları baştan belli. Neden teklif vereyim? Neden fiyat vereyim? Neden kısıtlı mühendislik zamanını bu işe harcayayım?
Ancak bizim özel şirketin üst yönetiminden olumlu karar çıktı. "Alıcı teklif verelim."
Benim epey bir zamanım gitti. Kocaman çok ciddi, çok rekabetçi bir teklif haxırladım, götürüp verdim. Teklif paket buhar kazanı, teslim süresi 1-yıl, yerinde saha montajı 1-ay, fiyat kazan başına 1-m Abd doları.
Kamu kurumunun buhar kazanı büyük, ağır, pahalı, fiyat  kazan başına 2-m Abd doları, teslim süresi  en az 2-yıl. Bizimle piyasa şartlarında rekabet etmelerine imkan yok. Bizim özel fabrika işçi adamsaat birim maliyetimiz 5$, kamuda onların 25$.
Teklifi verdim, sonra başladım beklemeye. Arada bir ziyaret ediyorum, telefon açıyorum. Beni oyalıyorlar. Sonunda anladım. Benim teklifi ortaya çıkarmamışlar. Çok zorda kalırlarsa acil durumda kullanmak üzere kenara koymuşlar. Değerlendirmeyi kendi buhar kazanları daha uygunmuş gibi yapmışlar. Böyle işi bağlamışlar. Kamu finansman paketi içine özel firma kapsamı giremezmiş.
Bizim teklif elimizde kaldı. Kendi buhar kazanları kendi bildikleri gibi imal edildi,
3- yılı aşan bir sürede üretim yerinde teslim edildi. Acelesi yoktu, çünkü proje yönetimi şemalarında zaten fabrika beş yıl içinde devreye girecekti.
Şimdi Özbek ülkesinde çok sayıda fabrika var. Özbekistan ile başka işlerimiz oldu.
Özel şirketin ABD lisansı zaman içinde  bitti. Yenilenmedi. Fabrika satıldı. Yerine Avm yapıldı. Kamu fabrikası boş duruyor, yeni yatırım yok, sipariş yok. İçinde çalışma yok.
O günlerden beri, kendi imalat imkanı olan kamu kurumlarından gelen sadece fiyat karşılaştırması için istenen talepleri ciddiye almamaya başladım. Şimdi zaten ortada kamu fabrikası kalmadı. Herşey özelleşti, piyasaların rekabet şartlarına uydu.
John Nash Oyun kuramı teklif sürecinde hep karşımıza çıkar. Zaman içinde oyun kuramı pratiğini ister istemez öğreniriz.
Burda anlattıklarımı elimden geldiğince mühendis olmayan okuyucular da anlasın istedim. Umarım hikayem kolay okunabilir  anlaşılabilir olmuştur. Fazla rakam kullanmadım. Herkesin anlayabileceği kolaylıkta okunabilir olsun istedim.

Ankara, 27- Ocak 2019

Saturday, January 19, 2019

Hediye

Yeni yılda hediye

Piyasa insanlarının çok iyi bildiği ama bugüne kadar yazıya dökülmemiş yaşanmışlıkları anlatmaya devam ediyoruz. Bundan yıllar yıllar önceydi, üniversiteyi bitirdikten sonra 11-yıl bir kamu fabrikasında çalıştım. Dışarıyla, piyasayla, fabrika dışıyla ilişkim olmadı, söyleneni yaptım, işçilerin imalat işleriyle- yönetimiyle uğraştım. Sonra iş değiştirdim.
Bir büyük müteahhitlik şirketine girdim. Satış pazarlama işlerine başladım.
İlk yılbaşı öncesi eskiler bana bir görev verdiler. "Al bu yeni yıl hediyelerini, iş yaptığımız filan kamu kurumuna git, yukardaki en üst yetkiliden başla tüm yetkili gördüklerine bu hediyeleri dağıt, hediyeleri verdiklerinin isimlerini al, listele bize getir". Bir minibüs dolusu hediye, içinde marka deri bond çantalar, moda kadın evrak çantaları, moda eşarp ve marka kravatlar ve pahalı içkiler vardı. Minibüsü ana caddede kamu kurumunun önüne çektik. Benim gibi yeni işe girmiş başka bir mühendis arkadaş ile beraber elimiz hediye eşya dolu olarak en üst kata çıktık. Daire başkanı, başkan yardımcısı, müdür , müdür yardımcısı, satınalma uzmanı, proje yöneticisi kim varsa odalarına girdik, yeni yıllarını kutladık, hediyemizi masalarına tek tek bırakıp çıktık.
Alt kata kadar böyle devam ettik. Tüm hediyeleri dağıttık bitirdik. Bu hediye dağıtma işi, şirkette yeni işe girenlere verilirmiş. Kimse yapmak istemezmiş. Hediyeleri dağıttık. Hediye verdiklerimizin İsim listesi yaptık. Şirket üst yönetimi sekreterine teslim ettik.
Yılbaşı geçti. Aynı iş yerinde bir yeni ihale vardı. "Hediyeleri verdik herhalde işimiz kolay olur", diye düşünüyorduk. Her odada bir iki terslenen, kötü davranan, cevap vermeyen, hatta odadan kovan vardı.
Hediye dağıttığımız gün herhangi bir sebepten dolayı orda olmayan, hediye almamış alamamış olanlar bize tavır gösteriyorlardı. Bazılarının öfkesi- kini  inanılmaz ölçüdeydi.
Açık açık. "Herkese hediye dağıttınız bana vermediniz, şimdi sizin işinizi niye yapayım, neden bilgi vereyim, niye sizi kabul edeyim", diyenler oldu.
Bir daha pahalı yeni yıl hediyesi dağıtmadım. Böyle bir görevi kabul etmedim.
Hediye vermenin doğru olmadığını zaman içinde herkes kabul etti. Şirketler tek tek yeni yılda hediye dağıtmayacaklarını, hediye dağıtmak yerine bir yardım kuruluşuna toplu para bağışlayacaklarını ilan ettiler.
Hediye alamadıkları için bana kötü davranan yetkilileri tek tek kendim belirledim. Emekli oldular, yeni işlere girdiler. Zaman içinde onlarla karşılaştım. Cevabım tepkisizlik oldu. Zaman içinde yeri geldi onların bana işi düştü, bizim piyasa küçük ve dar, herkes birbirini tanır. Benim onlara cevabım ilgisizlik oldu.
Yabancı ülkelerde hediye verdik mi? Abd, Almanya, Batı Avrupa ülkelerinde hediye vermek, sizin teklifinizin değerini düşürür, "malının kalitesi kötü, hediye ile üstünü örtmek istiyor", şeklinde algılanır. Doğu Avrupa ve gelişmekte olan ülkelerde hediye verilir ama abartmamak gerekir. Makul değerde hediye verilebilir. Hediyenin değeri, hediye alanı rahatsız etmeyecek miktarda olmalıdır.
İtalyanlar marka kravat hediye ederler, kimseyi rahatsız etmez.
Benim bir hediye beklentim hiç olmadı. Bana hediye geldi mi? Geldi, marka gömlek, italyan kravat, pahalı içki likör (İsrael), yabancı ülke -şehir  (Toronto, Stuttgart) tanıtım kitabı, Çinli ve Korelilerden çay paketi. Çok sayıda ajanda, takvim, kalem.
Ben de ilk fırsatta karşı eşdeğer hediyemi verdim, borçlu kalmadım.
***
Benzer ama daha ilginc bir hikaye de bir eski arkadaşımdan geldi.
"Bir devlet kurulusunda calisiyoruz ve yine yilbasi oncesi... Bir Japon firmasi calistigimiz subenin tum muhendislerine Nikon, Canon, Minolta vs. degisik marka  Japon mali SLR fotograf makinasi hediye etti. O zaman o makinalarin Turkiye'deki beherinin fiyati maaslarimizin bir kac kati, Turkiye'de de nadir bulunuyor. Toplandik, makinalarin hediye sinirini astigina ve iade edilmesine karar verdik.
Okuldan da tanidigimiz ve bizden birkac yas buyuk agbimiz meslaktasimiz iade isine gonullu oldu ve bizden makinalari aldi. Sonra iade ettigini soyledi. Bir kac gun sonra  bizim makinalar bir fotograf malzemecisin vitrininde zuhur etti. Emin olmak icin bana hediye edilmis olan makinaya musteri oldum, istenen fiyatin oldukca altinda bir fiyat vererek pazarliga basladim. Dukkan sahibi makinelerin konsinye (emanet) olarak kendisinde oldugunu, asil sahibine sormasi gerektigini soyleyince durumdan, iyice emin oldum."

***

ABD'de yaşayan bir arkadaşımdan farklı yorum geldi.
"Turkiyede oyle hediyeler verildigini biliyordum.  Yakinim, şimdi kapanmış bir kamu  Bankasinda genel mudur yardimciligi yaptiydi, evinin her tarafi hediyeler ile dolu idi.  Yagliboya tablolar, kitaplar, fincan takimlari filan filan.

Bana ne hediye geldi ne de hediye vermek zorunda kaldim Allahtan.  Zaten cok gecmeden de hepsi yasaklandi.  Hatta bir kez bana Home Depot (hirdavatci) da kullanmak uzere, o da cekilis ile bir $50'lik hediye karti ciktiydi; onu da kullanamadan iade etmek zorunda kaldiydik.  Zira ust sinir $10'a dusmustu......
Simdi ABD'de artik o dahi yok.  Ne aliyoruz ne de veriyoruz.  Herkes rahat.
Gecen sene Mayis ayinda offshore'dayim.  US Coast Guard (Kıyı Sahil Koruma) kontrole gelecek dediler.  Öğlen oldu; gelmediler.  Niye diye sorduk, "helikopterleri bozulmus yarina kaldi", dediler.  Halbuki Chevron'un günde düzineyle helikopter seferi var; birinden birine binebilirlerdi.  Tamah etmediler.
Ertesi gunu geldiler kendi helikopterleriyle.  Baktım öğlen vakti kafeteryada mikrowave ariyorlar, kendi yemeklerini kendileri getirmisler.  Halbuki orada fazlasiyla yemek cikiyor.  Coast Guard'cılar  Chevron'un yemegini tamah edip yemediler.   Anladik, bu konuda iyi egitimden gecmisler.  "

***
Bugün artık başka zaman diliminde, başka şartlarda çalışıyoruz. Kamu şirketleri, kamu fabrikaları satıldı, özelleşti. Kamu ihaleleri artık yapılmıyor. Başka şartlar ve başka kurallarla yatırımlar yapılıyor. Kamu kurumları, bakanlıklar, "aman yatırımcı yatırım yapsın", diye ellerinden gelen kolaylığı gösteriyorlar. Uluslararası Kredi derecelendirme kuruluşlarının, etkileri yetkileri çok büyük. Kimse yeni yıl hediyesi aldım yada alamadım diye bireysel destekleme yada engelleme yapmıyor, yapamıyor.

Ankara, 19- Ocak 2019

Sunday, January 13, 2019

2019



Enerji Piyasalarında 2019 Öngörüleri

Kurulu gücümüz 2018 yılı içinde 90+GWe, peak (en çok) Ağustos ayı içinde enerji çekişimiz 50+GWe oldu. 2018 içinde DoğalGaz tüketimimiz 55+ bcm (milyar Sm3), Linyit üretimimiz 50+ milyon metrik ton, taş kömürü 2 milyon metrik ton, ithal kömür dış alımlarımız 30 milyon metrik ton olarak gerçekleşecek. Bizler, Enerji Analistleri her yıl sonu, bir sonraki yıl için öngörüler (tahminler) yaparız. Bu öngörülerin bir kısmı tutar, çoğu kısmı tutmaz. Yıl içinde enerji piyasalarını etkileyen çok şeyler olur.
Siyasi iradenin politik tercihleri değişir. Seçim öncesi iyimser politikalar devreye girer, iç ve dış siyaset olaylara farklı yön verir.
Yine de öyle- böyle işyerimizi yönetmek, yatırımlara yön vermek için tahmin yapmak lazımdır. Bizler beraber bir öngörü çizeriz, yıl içinde gelişen olaylara göre tahminlerde/ öngörülerimizde düzeltmeler yaparız.
Ortada durağan elektrik üretim, yatırım, rehab faaliyeti gözlüyoruz. Özelleştirme ile özel şirketlere geçen santrallerde yeni yatırım, çevre ekipmanları ESP- FGD rehab yatırımları henüz yok, varsa bile çok az. Termik santral sahipleri 2020'ye kadar uzatılacak çevre yatırımlarından muafiyeti bekliyorlar. Çevre yatırımlarında muafiyet uzatması doğru değil. Bir an önce bu yatırımlar yapılmalı.
Geçtiğimiz yıl proje finansmanlarında ciddi tıkanmalar görüyoruz. Kredi Derecelendirme kuruluşlarının son raporlarına göre "Yatırım yapılabilir ülke" konumundan uzun zamandır çıktık. Bazı değerlendirme kuruluşları, olumsuz değerlendirme yapmak yerine, değerlendirme yapmayı hepten bıraktılar. Uluslararası piyaslara güven vermemiz lazım. Yabancı yerleşik yatırımcılar, ellerindeki malı, mülkü, hisseyi bırakıp gidiyorlar.
Bu arada yeni yatırımcılar, özellikle Körfez sermayesi bizim piyasaya giriyor. Bu şartlara ABD Fed faizlerinin yükselmesi, yıl içinde 3er aylık yenilemelerle 25bp artışları eklenince, anlıyoruz ki, sıcak para tüm dünyadan emilip ABD piyasasına yönlenecek.
Petrol varil fiyatı geçtiğimiz yıl içinde 55-65$ bandında oynadı. Bizim gibi petrolü olmayanlar için iyi. Kuzey Irak gazı, Israil gazı konuları henüz daha kağıt üstünde duruyor. Gerçekleşmesi en az 4-5 yıl ister.
Rus doğal gazında uzun süreli anlaşmalardan dolayı bir fiyat ucuzlaması beklentisi var. Alman sınırında Rus gazının fiyatı 1-MMBTU için 9.50$'dan 8.25$'a indi. ABD içinde fiyat 1-MMBTU için 3.00$ civarında. ABD kayaçgazı miktarının artmasının ve Alman yenilenebilir enerji teşviklerinin enerji fiyatların paçal olarak ucuzlatmasının bunda payı var. Petrol fiyatına bağlı olarak Rus doğal gazında genel olarak indirim yapılması beklentisi var. Bizim tarafta fiyat konusunda son tüketiciye ulaşan az bir değişiklik var. Alımda toptan fiyatlarda indirim var, ama son kullanıcı fiyatlarında indirim seçim öncesi politikalara bağlı.
Körfez sermayesi için çok ucuza alınacak kelepir yatırım imkanları ortaya çıktı. Özellikle Saudi, Katar ve diğer körfez ülkelerinin finans kuruluşları, özelleşen ve ucuzlayan enerji santrallerini satın almak için danışmanlar kullanmaya başladılar. Katar sermayesi yerli banka satın aldı. Enerji piyasamızda 50+ milyar ABD$ civarında yeniden borç yapılandırması bekleniyor. Santral mülkiyetlerinde el değiştirmeler olabiir.
2018 sonu büyümemiz %4-5 aralığında tahmin ediliyor, Siyasiler, Enerji yatırımlarının, büyüme oranından daha fazla oranda artması gereğine inanıyorlar. Mevcut ortamda bütün bunları telaffuz etmek zor. Kamu harcamalarını karşılayacak gelirleri bulmak kolay değil. Etkb ve Epdk, yeni elektrik üretim santrallerinin devreye girmesinde kolaylıklar gösteriyorlar. Eskiden test deneme kontrol geçici kabul işlemleri ciddi ve uzun sürede yapılırken, şimdilerde çok çabuk yapılmaya başlandı. Yerli yakıt kullanacak olan Çayırhan-2, Trakya Saray, Eskişehir Alpu, Konya Karaman, Afyon Dinar, Soma Deniş, Soma Eynez termik santralleri hızla devreye girsin isteniyor. Yerel insan Eskişehir, Trakya bölgelerinde termik santral yatırımlarına mesafeli davranıyorlar. Yararına inanmıyorlar. Zorlama ile bir yere varılmaz, yatırımın yapılması için ikna lazım.
Yeni işletmeye giren ucuz santrallerde refrakter bozulmaları, ekipman ve I&C sistem, senkron arıza duyumları geliyor. CFB tasarımlar yerli linyite uyumlu çalışmıyor. Çok su nem ihtiva eden yerli kömür, CFB yanma odasında yanmıyor, devamlı yanabilmesi için devamlı yardımcı sıvı yakıt kullanmak gerekiyor. Kömür yanma odasına kışın buz yazın çamur olarak giriyor. Ön ısıtma ile yerli kömür içindeki suyun azaltılması lazım. Afşin-B benzeri "indirect firing pulverized coal combustion" ön ısıtmalı dolaylı pülverize kömür yakma tasarımı bizim yerli linyit kömürleri için daha uyumlu görünüyor.
Hamitabad 1200 MWe, ve Kırıkkale 840 MWe kombine çevrim santralleri devreye girdi. Ancak herhangi bir sebepten Rus gazı bir şekilde kesilirse ne olur? Ciddi bir gaz tedarik riskimiz var. TürkAkımı henüz devreye girmedi, bize ne miktar verilecek belli değil. Biz net bilmiyoruz.
Afsin Elbistan -A işletmesi el değiştirdi. Yeni gurup 4x344 MWe rehab, ve yeni 2x344Mwe üniteler için mühendislik çalışmasına başladı. Böyle büyük projeler için büyük finans paketi ve tecrübeli kadro istihdamı gerek. Afşin Elbistan -A santralinin tek ünitesi nadiren bir süre yüksek ilave yakıt ile çalışıyor, diğer üç ünite hiç çalışmıyor.
Bu santrali yeniden onarmak beyhude görülüyor, sökülüp yeniden yeni tasarımla yapılması daha uygun olur, düşüncesindeyiz.

***

Afşin Elbistan-B santralinin arızalı üniteleri onarıldı devreye girdi. Genel rehabilitasyon hala bitmedi. Çalışan ünitelerin emre-amadeliği istenen seviyede değil. Çöllolar sahası, heyelan dolayisiyle hala kapalı. Kışlaköy kömür sahasından, çoğu kamyon taşımasıyla gelen yerli açık ocak kömür bu sistemi daha ne kadar götürecek? Afşin Elbistan'daki diğer yeni termik santral yatırımları için öylesine gelen istekli pek kalmadı, ortada ciddi yatırımcı yok. Kore, Japon, Katar, BAE finansman gurupları beklemede, durum değerlendirmesi yapıyorlar, yeni yatırımlar için aceleleri yok. Değeri çok düşmüş eski tesisleri satın almak için durum değerlendiriyorlar.
İskenderun körfezi, Biga yarımadası, Çatalağzı, Aliağa, Amasra bölgelerinde ithal kömür santral yatırım projeleri var-dı. Başlananlar bitecek, ancak siyasi irade cari açığı artıran ve olumsuz etkileyen ithal kömür kullanımına net tavır koydu. Bundan sonra ithal kömür yatırımı yok. Tavsiye edilmiyor. İthal kömürün uluslararası spot piyasada (Güney Afrika, Kolombia, Avustralya) metrik ton başına 90-100 ABD $ fiyatı (yaklaşık 3.00 ABD dolar / MMBTU) zaten çok pahalı.
Güneydoğu HES yatırımları bölgedeki olaylardan etkilendi. Güneydoğu'da yeni enerji yatırımları yok. Bölge enerji - elektrik emiyor, kullanıyor, fakat insanlarımız fatura parasını ödemiyor. Güvenlik için daha çok para harcamak yerine sorunları diyalog ile çözme imkanlarını araştırsak daha akılcı olacak, deriz.


Yekdem uygulaması yenilenebilir enerji piyasasına belli öğretiler getirdi. Şirketler ne yapacaklarını iyi öğrendiler, hidro, güneş, rüzgar yatırımları yoluna girdi. Birim elektrik üretim maliyetleri azalmaya başladı. Bunlar en sevindirici haberler, yerli imalat imkanları da artıyor. Güneş ihtisas bölgelerinin faaliyete geçmesi ile üç haneli GES kurulu güçlerine ulaşılabilir. Her biri 1000 MWe kapasiteli RES ve Güneş Yeka çalışmaları sonuçlandı. Bu güzel yatırımların devamını bekliyoruz.
2019 içinde beraber cevaplamak zorunda olduğumuz sorular var. Enerji pazarların durumu ne halde? Belirgin bir toptan fiyat oluştumu? ETKB, EPIAŞ, EPDK yatırımcılara ve bankalara yeni yatırım için yeterli güveni vereceklermi? Kapasite fiyatlamaya ne zaman geçilecek? TEIAŞ 10 yıllık planları yeni bağlantıları için değişip EPDK'dan tarife izni aldımı? Herşey 31-Mart yerel seçimlerine endekslendi. Hidro ve termik gaz için yeni ulusal planlar varmı, ulusal şebeke (grid) müsaitmi? Ulusal şebekede son durum nedir? Hükümet programında henüz net rakam, hedef göremedik.
Rüzgar ve güneş enerji üretimi artık ucuz, elektrik pazarında güvenle ve belki çok daha fazla yatırım olabilir.
Nükleer için "Sinop Japon projesi iptal edildi", haberleri çıktı, sonra yalanlandı. Bakanlık fizibilite incelemesi devam ediyor. Akkuyu için yerinde fazla çalışma görmüyoruz. Satınalma garantili uzun dönemli yüksek fiyat ciddi endişeler veriyor.
Nükleer yerli yakıt imkanı nedir, birden fazla ülkeden yakıt import imkanı bulundu mu? Kullanılmış yakıt nereye, ne maliyetle gidecek? Cevaplar yoksa, nükleer işinden vaz geçme imkanı nedir?
Vazgeçmenin maliyeti nedir? İleriye dönük üretim ve tüketim tahminleri için en az maliyetli modeller ne zaman yapılacak?
Polonya 2018 iklim değişikliği COP24 toplantılarından sonra kömür ve fosil yakıtlar karşıtı ciddi yaptırımlar gündeme gelmedi. COP-23 Bonn Almanya Konferansı sonrası bilgilenme, konumlanma devam ediyor. Çevre ekipmanlarına, temiz kömür teknolojilerine yatırım gerekecek. Yakın gelecekte kömürden tamamen kaçış, tümden finansman kesilmesi söz konusu olacak. COP24 Polonya toplantısından sonra termik santral maliyetleri ne olacak? Bu yerli kömür kullanacak termik santrallere proje finans nerden gelecek?
Enerji stratejilerinin kritik hedefi ekonomik büyüme olurken, verimliliği artırmak, talep artışını azaltmak veya sabit tutmak gerek. Yapabilecekmiyiz? Nasıl olacak? Güney sınırımız ötesindeki sıcak çatışmaların seyri değişti. Savaşta kazanan taraf olmaz. Savaştan kaçınmak istiyorsanız, her zaman savaşa hazır olmalısınız. İş hayatı 2018 içinde zor geçti, 2019 daha zor geçecek. İşlerinizi yönetirken, yatırım hesabınızı kendi öngörülerinize uygun yapın.

Türkiye'nin iş insanlarının aklı selimine güvenin. Büyük iç piyasa gücüne inanın. Ekonomistleri "kırılganlık" uyarılarına ihtiyatlı yaklaşın. Borçlanmayın, nakitte kalın, artan paranız varsa borçlandığınız para biriminden tasarruf edin, masraflarınızı azaltın, mevcut işletmenizi yürütün. Reklam, mühendislik, fizibilite çalışmalarınıza devam edin.

Zor günler gelir geçer, merak etmeyin. Yeni yılınız kutlu olsun.


---

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.

Ankara 10 Ocak 2019