Pages

Sunday, June 26, 2016

#PowerGenEurope 2016 Milano İtalya


PowerGen Europe 2016 Milano, İtalya Enerji Konferansı ve Sergisi,

Değerli Okurlarım,
"PowerGen Europe" Konferans Fuar ve Sergisi için 21-22-23 Haziran 2016 günleri Milano (İtalya) kentinde idim. Milano'ya Konferans öncesi eşimle beraber geldim. Bir hafta süreli fuara yakın makul fiyatta küçük kullanışlı bir apart otel bulduk. Beraber haftasonu Milano'yu yürüyerek gezdik, Trenle Como gölü kıyısına gittik. Varenna da indik, Feribot ile Como gölünde Menaggio, Bellagio kasabalarına uğradık. Yine feribotla Como kentine geldik, sokaklarda dolaştık, sokak kahvesinde Happy Hour'a katıldık, Katedrali gezdik. Akşam başka bir trenle Milano'ya döndük.

LaScala Operasında Çarşamba akşamı Guiseppe Verdi'nin "Simon Boccanegra" operasını balkondan izledik. "Opera böyle sahnelenir, böyle oynanır, böyle sunulur" diye ders verdiler. LaScala operasını gördükten sonra bizimkileri, İstanbul'daki gereksiz erotik çeşitlemeleri, Ankara'da sahneyi dolduran gereksiz dekorları eksik bulduğumu ifade edeyim.

Evde akan musluk suyu çevredeki Alp dağlarından geliyor. Kolay içilebiliyor. Yaya arterinde sağnak yağmur altında uzun yürüyüşler yaptık. Eski dönemlerden kalma eski klasik binaları gördük. Müzeleri gezdik. Yakın parklarda sabah yürüyüşü yaptık. Hangi lokantaya gitsem spagetti istedim, sade su içtim. Makul para ödedim.

Konferans süresince çok sayıda yerli yabancı enerji profesyoneli, çalışanı ile tanıştım, konuştum, bilgi alışverişinde bulundum. Sunumlar izledim, tanıtımlar takip ettim. Türkiye'den gelen çok sayıda piyasa yetkilisi ve çalışanı vardı. Sergi salonunda konuyu ciddi alanlar, iyi hazırlananlar olduğu gibi, tümüyle panayır havasına sokanlar, kokteyl yemekleri bolca yiyip düzenlerini bozanlar, içkiyi kaçıranlar, gezi eğlence tatil alışveriş kapsamında düşünenler de vardı. Öğleden sonraları, tezgah altlarından, çantalardan, bavullardan, kutulardan içkiler çıktı, herkes herkese ikramlar yaptı.

Yabancılar bana öncelikle ekonomiyi ve yatırım ortamını sordular. Ben ne diyebilirim ki? Bizdeki uygulamalar onlara ters geliyor. Rekabet, hukuğun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, güçler ayrımı konuları onlarda çok net. Bunların olmadığı ortamlara gelen yok. Genelde bize karşı, bizim piyasaya karşı isteksizlik, ilgisizlik hissettim. Konuştuğum yabancı yatırımcılarda, Türkiye'ye karşı temkinli tavır değişikliği, risk iştahının kaçması, gözlemledim. İlerde yatırım beklentilerinin çok farklı algılandığını görürsek şaşırmayalım.

Yabancılar arasında pazarlamayı, satış psikolojisini bilmeyenler çoğunluktaydı. Teknik eğitimli bir insanı sonradan satış elemanı yapamazsınız. Müşteriye nasıl davranılacağını bilmeyenler, çok olumsuz davrananlar, terslenenler, gereğinden fazla uzun sunumlar yapanlar, başından atanlar, sorulara cevap vermeyenler, ilgilenmeyenler, “bitsede gitsek, alışveriş yapsak”, havasında olanlar vardı. Sadece eşantiyon toplayıcıları, konuyla ilgisiz insanlar çoktu. Herkes için ayrılmış dinlenme yerlerinde koltuk yer tutanlar, soruları anlamıyanlar, yabancı dil bilmeyenler, kendi konusunu bilmeyenler çoktu. Konusunu çok bildiğini sanıp, 1-2 soruda mat olanlar, saçma sapan bilgilerle dolu süslü ama boş kataloglar hazırlayanlar.

Yüzyüze görüşmelerde bolca ilk elden piyasa dedikodusu yapıldı. Zamanı geçmiş, teknolojisi bitmiş, fiyatları çok pahalı kalmış, eskinin büyük, şimdilerin hantal firmaları çoktu. Eskilerden tanışık olduğum, şirketinden ayrılmış, başka yer edinmeye çalışanlar vardı. UzakDoğulular, çok ataktı ama yabancı dil konuşma özürlüsü idiler. Almanlar, Fransızlar, İspanyollar, zaten kendi ana dillerinden başkasını rahat konuşamıyorlardı.

İki büyük hol sergi alanı içinde, şirket bölümlerinde ziyaretçi hangi ülkeden gelmiş ise, o ülkenin satış elemanı devreye giriyordu. Türkiye'den çok sayıda misafirim bana uğradı. Bende sergide gezerken çok sayıda arkadaşıma rastladım, ayaküstü lafladık, görüştük.

Bizim mühendislik şirketlerinin finansman sıkıntısında olduklarını sezinledim. Çoğunun mülkiyeti değişmiş, projeler takılmış, çok borçlanmışlar, borçlandıkları şirketlere çoğunluk hisselerini satmak zorunda kalmışlar. Ayakta olanlar ciddi zorlanıyorlar. Hazır insan sermayesi olan bu kıymetli şirketleri satın almak için çok sayıda yabancı finans gurubu var. Bizden fuara gelen yatırımcı firma yetkilisine ben rastlamadım. bakanlık ve kamu kurumlarından da gelen yoktu.

Yabancı büyük enerji ekipman satıcısı şirketlerin üst düzey görevlilerinde bir bezginlik sezinledim. Aralarından, "Hep aynı teknolojik çöplükle uğraşıyoruz", diyen bile çıktı. UzakDoğu imalat rekabeti ile bezmişler. Gümrük duvarları ile kendi iç piyasa taleplerini rakabetçi ortamda zor götürüyorlar. Bazı UzakDoğulu şirketler çok sayıda yabancı (İngiliz) personel işe almışlar, ortalık konulardan habersiz, sattığı üründen habersiz sadece iyi İngilizce konuşan personel ile doluydu. Akdeniz ülkelerinin şirketlerinde tam içe dönük ortam vardı. Bir yabancı ile anlaşmaları çok zor. Tanıtmak aslında en büyük olay.

Sergide bizim imalatçı ve mühendislik şirketlerimizin sayısı artmış. Büyük şirketlerimiz artık ilgi göstermeye başlamışlar, sergi salonunda yer tutanlar, konferansta bizden sunum yapanlar, sergiyi gezenler çoğalmış. Enerji piyasasında büyük bir yatırım potansiyelimiz var.

Eskiden İnternet-Kafe benzeri parasız yerler vardı, şimdi internet wireless kullanımı paraya bağlanmış, zaten herkeste iPhone imkanı var, otellerde wifi zaten standart veriliyor.

Amerikan büyük enerji yatırımcılarının, GT-ST (OEM) üreticisi- buhar kazanı firmalarının bizim piyasaya ilgileri hala var, ancak onların fiyatları artık çok pahalı kalıyor. Piyasada çok daha makul fiyatta benzer ekipmanlar, ürünler, tesisler var. Yeterki temel tasarımı yapın, gerisi kolay. ABD fiyatları ile dünya piyasalarında iş almaları sipariş bağlamaları çok zor.

Gelecek yıl (2017) PowerGen Europe konferans ve sergisi Almanya'nın Köln kentinde 20-21-22 Haziran günleri yapılacak. Eğer enerji sektöründe çalışıyorsanız katılmanızı tavsiye ederim. Bu kadar çok enerji piyasası şirketini, yatırımcıları, finansörleri, uluslararası şirketlerin üst düzey yöneticilerini bir arada bulmak, onlarla konuşabilmek her zaman kolay değil. 2018-19-20 yıllarında İstanbul kenti aynı konferans için düşünülüyormuş. Gerçekleşebilmesi için bizdeki yatırım ortamının cazip hale gelmesi, bölgesel savaşların bitmesi, Batı standartlarında altyapı- hukuk- yargı- piyasa mekanizmalarının oluşması şart.

Hepinize güzel bir hafta dilerim. En derin selam ve saygılarımla.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.



Prinkipo, 26 Haziran 2016

No comments:

Post a Comment