Pages

Monday, November 02, 2015

“Après moi le deluge”


Après moi le deluge", (benden sonra tufan) 
Madame de Pompadour

Ankara'da 1-Kasım günü "Oy ve Ötesi" gönüllüsü bağımsız müşahit olarak kendi seçim sandığımda görevliydim. Daha önce birbirini hiç görmemiş, tanımamış sekiz (8) değişik kültürlerden- eğitimlerden insan 06:45- 19:00 saatleri arasında bir ilkokul ders odasında bir araya geldik. Özgür iradesiyle oraya gelen 374 çevre seçmenin oyunu düzenli bir şekilde aldık, değerlendirdik, belgelendirdik, sonuçlandırdık.

Sandık ve seçme özgürlüğümüz olduğu sürece, hala zamanla herşeyin düzeleceğine inanıyorum. Bu kez 1-Kasım 2015 seçimlerinde, ortalama seçmen, önceliği istikrar ve güven için kullandı. Piyasalar için iyimser olmaya devam ediyorum. Madame de Pompadour gibi, “Après moi le deluge” (benden sonra tufan) deme lüksümüz yok. Seçimlerde tüm gün bağımsız gözlemci olarak çalışmaktan büyük mutluluk duydum. Zaman içinde, yeri geldiğinde, öncelikler imkan verdiğinde parlamenter demokrasiyi yerli yerine oturtacağız, ve sonuçlar bize hepimize daha iyi gelecek sağlayacak, diyorum.

***

Size eskilerden bir hikaye anlatayım. Bundan yıllar yıllar önceydi. Piyasanın önemli bir müteahhitlik şirketi, bir büyük kamu kuruluşundan bir türlü ihale alamıyordu. İhale üstüne ihale açılıyor, her türlü şartı yerine getiriyor, ama bir sonuç yoktu.

Bir gün ofise bir tanış aracılığı ile bir işbilir bey geldi. "Benimle bir danışmanlık anlaşması yapın, size her türlü bilgiyi sağlıyayım", dedi. Panama'da kurulu bir danışmanlık şirketine toplu bir para gönderme karşılığı anlaşma imzaladılar.

Yeni bir ihale açıldı, herşey görünürde son derece saklı gizli yürüyordu. Teklif dosyalarını tüm katılanlar, kapanış saatinden 5-dakika önce elden teslim ettiler. Dosyalar alındı, sonra ordan ayrılmaları istendi. Herkes son derece ciddi yüz ifadesine sahipti. Kapılar kilitlendi. Herşey gizli sürüyordu, katılımcılardan ikinci fiyat istendi. İçerden bilgi almadan körlemesine fiyat vermenin bir anlamı yoktu. O akşam Panama danışmanın Ankara ofisinden öbür ofis faks makinasına tüm rakiplerin fiyat sayfaları gelmeye başladı. Eğer bir kamu kuruluşunda bilgi sızması varsa, bu en üst yetkiliden kaynaklanmaktadır. Daha alt kadrolar buna cesaret edemezler. Bu olay sadece bizde değil, dünyanın her yerinde böyle olmaktadır.

O zamanlar okuldan yeni mezun genç bir mühendis olarak, tüm bu işleri şaşkınlık içinde dışardan gözlerken, "Demek işler böyle yürüyormuş", diyordum. Etik değerlerim alt üst oldu. Zaman geçti, tüm ilgili yetkililer emekli oldular, şirketler özelleşti, satıldı veya piyasadan silindiler. Bütün bunlar yıllar öncesinde kaldı, ama eski prosedürler başka türlü evrimleşti, gelişti- yayıldı. Yıllar yıllar öncesinde olan yönlendirme bugün daha başka yürüyor. Bizden olmayana ihale yok diyorlar, iş-aş yok diyorlar. Bizden olmayanlar Rusya, Arabistan, Irak coğrafyasında iş arasınlar.

Peki tüm bunlar ne kadar devam edecek? Kırılgan ekonomimiz, ağır yükü daha ne kadar zaman taşıyacak? Sistem kilitlendi. Ekonomi kilitlendi. Yatırımlar kilitlendi. Ayrıcalıklı tarafların işleri de kilitlendi. Sistemin açılması, kredilerin gelmesi, ekonominin tekrar dönmesi için saydamlık, hesap verilebilirlik, bağımsız denetleme, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrımı, ifade özgürlüğü, bağımsız özgür medya, parlamenter demokrasi olmazsa olmaz.

***

Yıllar boyu doğalgaz satış fiyatının saklı olmasına anlam veremezdim. Kuzey komşumuzun güçlü insan eğitimi yatırımlarına, güçlü matematikçilerine, yetkin strateji uzmanlarına imrenmişimdir. Bizim insan kapitalimizin, şu anki eğitim sistemimiz içinde, onlarla başa çıkmasına kendimizi yenilemedikçe şu anda imkan yok. Bu işin bir başka doğrusu, her türlü dış bağımlılığı azaltmaktır. Bağımlılığımız devam ettikçe kuzey komşumuz tarafından daha çok sömürüleceğiz.

Eğer bir anlaşma, saklı gizli, kapalı kapılar ardında sürüyorsa, ortada mutlaka bizim aleyhimize, üst kararvericilerin lehine birşeyler dönüyordur. Turkish stream, Tanap boru hatları kapsamında hala net olmayan, bilinmeyen şeyler var. Biz ne aldık? Ne veriyoruz? Kuzey komşumuzu bu derece sevindiren yılbaşı hediyesi ne?

Vladimir Putin, enerji ekonomisi konulu Ph.D. Tezini asistanlarına yazdırmış, ama içeriğini akademik disiplin içinde özümsemiş. Başka ülkelerin kararvericileri gibi sonradan el yordamı öğrenmemiş.

Kuzey komşumuz II. Dünya Savaşı sonunda doğu cephesinde verdikleri büyük kayıplara aldırmadan, Mayıs 1945'te Alman Nazi ordusunun son direnişini ezdiler. Sonra uzak doğuya döndüler Ağustos 1945'te Mançurya'da Japon ordusunu ezdiler. Bugün Suriye'ye çatışmanın en son safhasında bütün ağırlıkları ile giriyorlar. Kalıcı olarak Suriye'ye geliyorlar. Önce ılımlı muhalifleri eziyorlar, arkasından radikal muhalifler gelecek.

Suriye artık tıpkı Doğu Avrupa veya Mançurya gibi Rus toprağı olma yoluna giriyor. Kuzey komşumuzun Mig-29, SU-30 savaş uçakları, T-90 tankları ile başedecek modern silahlar henüz bizde yok. Başladık ama henüz sonuçlandıramadık. Bu silahları daha önceden yapabilmeliydik. Şu anda bugünden yarına hemen yapabileceğimiz fazla birşey yok.

***

Kuzey komşumuzun silahları ile başedebilecek en yeni silahlar Atlantik ötesinde var. Ancak Atlantik ötesi süper gücün, 2016 başkanlık seçimleri öncesinde, Suriye işlerine karışmaya hiç niyeti yok. Zaten uzun zamandır bize karşı ilgisizlik - indifference politikası yürütüyor. G20 Antalya Belek 20-Kasım toplantısında birşey olmayacak. Yasak savma olarak G20 liderleri günübirlik gelip gidecekler. Önemli konuları kendi aralarında ikili görüşmelerde konuşacaklar.

Assad artık gününü doldurdu, iktidarda olması veya olmaması arasında bir fark yok. Bunu kuzey komşumuzun yönetimi de teyit ediyor. Suriye artık Rusya'nın güdümüne, egemenliğine girdi. Bizim güneyde hareket imkanımız kısıtlı, yapabileceğimiz çok birşey yok. Sınırlarımızı kapatabiliriz. Geçişleri engelleriz. Güneyden sarıldık. Bunun farkına yeni varıyoruz. Şu anda yapabileceğimiz tek akıllıca insiyatif ithal enerji- ithal fosil yakıtlara olan bağımlılığımızı azaltmak.

***

Türkiye'de 1-Kasım 2015 Pazar günü yapılan genel seçim sonuçları, umarız hepimize, bulunduğumuz coğrafyaya, beklediğimiz güven ve istikrar ortamını getirir. Sonuçlar ne olursa olsun, demokrasilerde hür seçmenin sağduyusuna, ortak aklına güven duymak gerekir.

Haluk Direskeneli, ODTÜ Makina Mühendisliği 1973 mezunu olup, mezuniyetinden itibaren, kamu, özel sektör ve ABD – Türk yabancı ortaklıklarda (B&W, CSWI, AEP, Entergy) ağırlıklı olarak termik santral temel/ detay tasarım, imalat, pazarlama, teklif, satış ve proje yönetimi konularında çalışmış, bugüne kadar termik santral tasarım yazılımları konusunda yerli piyasaya, mühendislik firmalarına, yatırımcılara ve üniversitelere danışmanlık vermiştir. MMO ve ODTÜ Mezunları Derneği Enerji komisyonları üyesidir.


Prinkipo, 11/05/15

No comments:

Post a Comment