Pages

Friday, March 21, 2014

Verdi'nin "Aida" operasi İzmir AASSM sahnesinde

Değerli Okurlarım,

Bizim opera kültürümüz 1904'lere kadar uzanıyor. Osmanlı topraklarındaki ilk opera salonu İzmir'de inşaa edildi. Dört kat balkonu olan, Paris Operası benzeri Smyrna Opera binası 1904-1922 yılları arasında hizmet verdi. Yabancı Opera gurupları geldiler, 1917'de Rigoletto burda sahnelendi. İlk Operamız 1922 yangınında yandı bitti kül oldu, anıları silik sepya fotoğraflarda, soluk afişlerde ve hafızalarda kaldı ama Opera sevgimiz hiç bitmedi.

İzmir Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezinde (AASSM) Verdi'nin "Aida" operası sahne alıyor. Devlet Opera Balesinin web sayfasında önce 15,17 Şubat günleri oynanacağı duyurusu yapıldı. Sonra günler değişti 22,24 Şubat oldu. Sonra tekrar değişti 22 Şubat tek gün kaldı. Bu duyurular biletler satışa çıkmadan yapıldığı için bilet değişimi yok. Sadece bizim kişisel programlarımız karıştı.

Kendimi 22,24 Şubat günleri için hazırlamıştım. 28,30 Mayıs günleri ben burda değilim. Yani ne olacak? Ben şimdi "Aida"yı göremeyecekmiyim? O kadar hazırlandım. İtalya Verona, Milano LaScala DVD çekimlerini seyrettim. CD müziğini defalarca dinledim.

Şimdi Aida operası üstüne makale yazamayacakmıyım? Bir tek sahnelemeyi görerek makale mi yazılır? Diğer ekipler yok mu? Tek ekip (cast) ile mi oyun kuruldu? Tek tesellim 22 Şubat biletlerinin full (tam) satılmış olması. Opera kapalı gişe oynayacak. İzmir opera seyircisi opera yönetimine herhalde mesajını iletmiştir. Daha çok sayıda bize opera sahnelemesi yapın. "Aida"yı diğer opera sahnelerine de götürün. Programınızı yapın sonra değiştirmeyin.

AASSM'de operayı seyrettikten sonra gece yarısı Bostanlı'ya gitmek ayrı bir macera oluyor. Arabanız varsa, çevre yolundan geceyarısı nerdeyse 1-saat araba sürmek zorundasınız. Şehir içinden de geçmek mümkün ama her ışıkta dur-kalk sürücüye zor geliyor. En kolayı Konak'tan Karşıyaka'ya vapurla geçmek.

AASSM'de sahne büyük, görkemli dekorlar rahat yerleştirilebiliyor. Elhamra sahnesinin yer- dekor imkanı sınırlı. Bir eser yerleştirildimi, arka arkaya oynanması gerekiyor. İzmir AASSM büyük salon 1225 seyirci kapasiteli. İzmir Elhamra, Istanbul Süreyya Operası, Ankara Opera Sahnesi kapasiteleri en fazla 600-800 kişilik.
Münih Operası ise 2000'den fazla seyirci alabiliyor. Bizim opera sahnelerimiz küçük fakat samimi, sıcak ortamlar. Akustikleri çoktan çözülmüş. Heryerinden müziği duyarsınız, sahneyi görebilirsiniz.

Münih Operasında ise balkonlarda sahne için karanlık görülmeyen yerler var. İzmir AASSM ve Elhambra sahnelerinde opera seyretmek, bence Münih'te seyretmekten daha keyifli. Eve dönüş heyecanı ayrı bir durum.

Münih ile bizim sahneler arasındaki başka fark, aralarda biz sadece çay- kahve içebiliriz. Orda ise bir kadeh soğuk beyaz veya kırmızı Montepulciano içebiliyorsunuz, bardağı 4 Euro. Bir yarım bardak Montepulciano aralarda iyi gider, eğer sunum- satış varsa hiç kaçırmam, Münih'te otomobilim yok, eve tramvayla dönüyorum, pek rahat.

Bizim sokaktaki Cafe'nin kapısında Almanca bir not var, saat 22:00'den sonra alkollü içki satışı yok. Kayak merkezlerinde alkolsüz veya düşük %1.5 alkollü bira satışı var. Daha yüksek alkollü satışı yok. Şarap sadece 1-bardak veriliyor. Kayakta fazla sıvı almak rahatsızlık yapıyor, doğanın ortasında tuvalete taşınmak kolay değil.

Yurdum ortamında, evde akşamları yemek sırasında yerli ürün açarım. Yemekte birer kadeh iyi gider. Kalecik Karası, Öküzgözü, Boğazkere en sevdiklerim. Kullanılan kükürt kokusu gitsin diye bir sürahide (decanter) 10-dakika bekletmek iyi olur.

Az miktar bir bardak kalite malt bira da yemekte iyi olur. Münih'te 6 adet büyük bira üretim markası var. Löwenbrau, Hofbrauhaus, Augustinerbrau, Hacker-Pschorr, Spaten ve Paulaner. Bunlar arasından Paulaner bira fabrikası, tramvay ile bize bir durak ötede, nehir kıyısında biraz yüksek bir tepenin üstünde bulunuyor.

Gasteig konser salonuna gidiş yolu üstünde. Ön tarafında, geleneksel Bavyera dekorasyonlu güzel geniş bir lokantası var. Gasteig Konser salonuna yürüyerek giderken önünden geçiyoruz.

Merak ettik, bir seferinde evden erken çıktık, Paulaner lokantasında, pencere yanı bir masada yemek yedik. Yemek- mutfak çok önemli değil, Alman mutfağı çok basit, her zamanki gibi et- balık, yanında sebze – patates garnitür. Bizim mutfağın zenginliği yok.

Orda önemli olan bira çeşitleri, Normal %5-6 alkollü biranın yanında, %2-3 alkollü light-bira, %8-9 alkollü sert-bira (tadı biraz acı) ve alkolsüz limonlu, meyvalı biralar var. Münih'te bizim sokaktaki Tengelmann süpermarkette bu saydığım bira üreticisi firmaların bira çeşitleri bulunuyor. Paulaner için en az 10 (on) ayrı çeşit var. Diğerlerini ve çevre ürünleri sayarsanız bira çeşidi sayısı yüzlerce.

Fiyat, bir şişe 50cc bira için 1 Euro'dan az. Bizdeki fiyat bildiğiniz gibi 2 Euro eşdeğerinden fazla. Almanlar birayı, yemek yanında yenen ekmek gibi algılıyorlar. Benim adetim, bir yemekte sadece bir şişe (50cc) bira içmek, hatta onu da misafirlerimle paylaşmak şeklinde. Bulursam yerel sek bir kadeh kırmızı şarap aslında önceliğim oluyor.

Gittiğin yerde üretilen yerel içkiyi tüketeceksin. Yunanistan'da, İtalya'da, İspanya'da yerel şarap, Almanya'da bira iyi gider. Viyana'da PowerGen Europe Enerji konferansı sırasında Avusturya'nın yerel beyaz şarabından tadım yaptım. Avusturya'da yerli olarak üretilen Chardoney imiş. Avusturya Kırmızı şarabı benim damak tadıma hiç uymadı.

Ben alışmışım yoğun makul fiyatlı ama çok kaliteli bizim KalecikKarası sek kırmızı üzüm ürününe. Böylesi Almanya'da yok veya eğer varsa çok pahalı.

Almanya'da çok sayıda bira çeşidi var, ancak İzmir'in tek tip yerel %100 malt birası benzeri bence herhalde hiçbir yerde yok. Burda anlattıklarım, tamamen bana ait kişisel seçim, beğeni. Kişisel seçimlerin doğrusu yanlışı yok. Anlattıklarımda bilimsellik konusu, kaygusu yok.

İzmir'de bira seçimi kolay. Alsancak Kordonboyu ve bizim mekan Karşıyaka Bostanlı sahilindeki Cafe'lerde bardakları ayrı soğutuyorlar, keyfine doyum olmuyor. Bostanlı sahilinde yapılan akşamüstü yürüyüşü bambaşka.

AASSM'de 22-Şubat sonra 28,30 Mayıs akşamları Verdi'nin "Aida" operası var sakın kaçırmayın. Yaz mevsiminde Antalya Aspendos Festivalinde de herhalde oynayacak. Aspendos sahnesine çok güzel gider. Orda açık havada seyretmek ayrı bir keyif.

En derin selam ve saygılarımla.



2014-02-20

No comments:

Post a Comment