Pages

Thursday, October 31, 2024

Seçimler

As the U.S. presidential election on November 5 approaches, clear policy differences between Kamala Harris and Donald Trump come into focus. Kamala Harris adopts a more lenient stance on immigration, while Trump aims to deport all undocumented immigrants. Additionally, Harris promises to continue social spending for NGOs, while Trump plans to cut social aid programs. Regarding the Ukraine war, Trump proposes engaging in dialogue with Russia to bring an end to the conflict, whereas Harris is more cautious on the matter. Notably, both candidates have Jewish family ties: Harris’s husband and Trump’s son-in-law are both of Jewish heritage. Harris has indicated continued support for Israel, while there are speculations that Trump may take an unexpected initiative regarding Iran. On Turkey, the candidates also have contrasting approaches. Harris leans toward a limited, more detached relationship with Turkey, while Trump envisions more active engagement. Their educational and professional backgrounds also set them apart; Harris is a well-educated lawyer and former state attorney with a strong ethical focus, while Trump, a businessman, is known for his competitive, profit-driven mindset. Harris is expected to rely on experienced advisors, while Trump tends toward nepotism, possibly appointing close associates and family members. Trump has been described as having authoritarian and narcissistic traits, whereas Harris is seen more favorably in the international community, with many abroad anticipating her victory. Public opinion polls suggest a tight race, with results likely to be close. Voter turnout and support from low-income voters are expected to play a critical role in the outcome.

Sunday, September 22, 2024

Çayırhan özelleştirme

Çayırhan Termik Santrali: Özelleştirme ve Gelecekteki Zorluklar… Çayırhan Termik Santrali (A), 1987 yılında Ankara'da faaliyete geçen, 4x150 MWe kapasitesinde kömürle çalışan bir santraldir. 2000 yılında Turgay Ciner'in sahibi olduğu Park Termik şirketine devredilen santral, 20 yıllık İşletme Hakkı Devri Sözleşmesi’nin sona ermesiyle 30 Haziran 2020 tarihinde devlete geri iade edilmiştir. Şimdi ise santralın arazileri ve maden sahaları bir bütün olarak, talip olan kişi veya kurumlara yeniden satışa sunulacaktır. 2019 yılında önerilen (B) genişleme projesi için yeni bir linyit madeni sahası kamulaştırılmıştı, ancak ekonomik bulunmadığı gerekçesiyle proje iptal edilip lisansı geri alınmıştır. Santralin işletme hakkı ilk devredildiğinde, alan firma santrali aynen çalıştırmaya devam etmiş, bu süreç öncesinde daha büyük bir elektrostatik toz tutucu (ESP) ve yeni bir baca gazı kükürt giderme (FGD) sistemi kurulmuştur. Ancak bu yenilemelere rağmen, santral hem ekonomik hem de çevresel açıdan sorgulanır hale gelmiştir. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Çayırhan Termik Santrali’nin satışını yeniden gündeme getirmiştir. Santral, taşınmazları, kömür sağlanan maden sahası ve ekipmanlarıyla birlikte kapalı zarf ve açık artırma usulüyle satılacaktır. Ancak kamuya ait bir varlık olduğu için bu satışın tepkilere yol açması muhtemeldir. Dünyada fosil yakıtlardan uzaklaşma eğilimi, kömür santrallerine olan ilgiyi ciddi şekilde azaltmaktadır. Finansman ve yeni ekipman üretimi zorlaşmış, bu santrallerin piyasa koşullarında sürdürülebilirliği azalmıştır. Geçmişte özelleştirilen kömür santralleri, piyasa koşullarında maliyetlerini karşılayamayıp devlet desteğiyle ayakta kalabilmişlerdir. Çayırhan Termik Santrali’nin geleceği de bu bağlamda belirsizliğini korumaktadır. Özelleştirmenin Zorlukları Çayırhan gibi santrallerin özelleştirilmesi, devletin enerji sektöründen elini çekmesi anlamına gelse de, bu sürecin pek çok zorluğu bulunmaktadır. Öncelikle, fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi çevresel baskılar altında. Artan karbon salınımı hedefleri ve iklim değişikliği politikaları, bu tür santrallerin faaliyetlerine yönelik ciddi kısıtlamalar getiriyor. Ayrıca, özelleştirilen santrallerde yatırım yapacak yeni sahiplerin, yüksek maliyetli çevresel düzenlemelere uyması gerekiyor. Bu da potansiyel alıcıları caydıran faktörlerden biridir. Ekonomik Sürdürülebilirlik Sorunu Kömürle çalışan santraller, enerji üretiminde maliyet avantajı sağlayamayan tesisler haline gelmiştir. Yenilenebilir enerji teknolojilerinin gelişmesi ve enerji depolama sistemlerindeki ilerlemeler, kömür gibi geleneksel enerji kaynaklarını rekabet dışı bırakmaktadır. Ayrıca, Çayırhan gibi eski tesislerin modernizasyonu ve çevresel uyumluluğu sağlamak için gereken yatırımlar, yatırımcılar açısından maliyetli ve geri dönüşü belirsiz riskler doğurmaktadır. Gelecekteki Enerji Politikaları ve Alternatifler Türkiye, enerji sektöründe büyük oranda dışa bağımlı olsa da, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırımlar hızla artmaktadır. Güneş, rüzgar ve hidroelektrik projeleri, uzun vadede fosil yakıtlardan daha ucuz ve sürdürülebilir enerji kaynakları olarak öne çıkmaktadır. Çayırhan Termik Santrali’nin potansiyel alıcıları, gelecekteki enerji politikalarını ve piyasa dinamiklerini göz önünde bulundurarak karar vermek zorundadır. Çayırhan Termik Santrali’nin geleceği, Türkiye’nin enerji politikalarıyla yakından ilişkilidir. Santralin özelleştirilmesi ve ardından nasıl bir rol oynayacağı, hem çevresel hem de ekonomik açılardan yakından izlenmesi gereken bir süreç olacaktır. Bu tür kömür santrallerinin yerini yenilenebilir enerji projeleri alabilir, ancak bu geçişin ne kadar hızlı olacağı ve mevcut tesislerin nasıl değerlendirilmesi gerektiği, enerji politikalarının önceliklerine bağlıdır.

Mavi Yolculuk

Mavi Yolculuk Notları 2024 Kekova Üçağız…. 14 Eylül 2024, Cumartesi… Ankara’da sabah yola çıktık. Gece Burdur'da Yalçındağ Otel’de konakladık. Burdur Arkeoloji Müzesi’ni gezdik, Sagalassos’ta bulunan muhteşem heykelleri gördük. Sabah kahvaltıdan sonra Antalya yönüne doğru yola çıktık. Kemer ve Demre güzergâhından geçtik. Üçağız'a son 50 km kala, oldukça virajlı ve yokuşlu zorlu bir yoldan ilerledik. Kekova Üçağız köyünün iskelesine vardık. Saat 16:00’ya kadar kıyıdaki bir kır kahvesinde oturduk. Arabayı belediyeye ait otoparka bıraktım, günlük ücreti 50₺ idi. Onbir yolcu/ misafir/ arkadaş Saat 16:00’da tekneye bindik. Kaptanımız , aşçımız Hataylı Usta, iki tayfa bizleri karşıladı. Bodrum Gulet tipi teknemiz 2000 yılında 500bin € fiyata alınmış, 25 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde, iki direkli, 6 kamaralı, rahat ve üstü güneşlik tenteli bir araçtı. Üstte 6 adet güneş paneli vardı. Aküleri şarj etmek için elektrik üretiyorlardı. Teknemiz 2000 yılında ikinci el olarak alınmış, 2018 yılında yeni motor takılmış, yeni 380 hp Iveco dizel motoru var. Saatte 25-lt dizel yakıyor, 10-12 knot hız yapıyor. Bir yedek benzinli jeneratörü bulunuyordu. Arkada 12 kişilik yemek masası, önde seyir alanı güverte vardı. İskeleden demir aldık. Sessiz sakin Gürkaya koyuna demirledik ve denize girdik. Su temiz ve ılıktı, yüzdük uzun süre kaldık. Yan teknedeki misafirlerle sohbet ettik. Akşam harika bir yemek yedik; salata, şakşuka, karides, barbunya pilaki ve levrek ızgara. Son olarak çay ve meyve ikram edildi. Gece geç saate kadar masada sohbet ettik, hikâyeler anlattık, eğlendik. Geceyi güvertede uyuyarak geçirdik. Güverte yatakları üstünde sinek önleyici cibinlikler vardı. 15 Eylül 2024, Pazar…. Koyun dışında açık denizde sert fırtına vardı. Güzel bir kahvaltı yaptık; peynir, zeytin, kızarmış ekmek, menemen, patates kızartması, reçel, çay ve kahve vardı. Sonrasında fırtınada koy değiştirdik. Sakin ve boş Buzağılık koya demirledik. Bu sefer su çok soğuktu. Koruyucu yelek giymeme rağmen soğuğu hissettim. Geçen yıl Bodrum Gökova Körfezi’nde yaptığımız yedi günlük tekne gezisine kişi başına yaklaşık 400€ vermiştik. Bu yıl Kekova sahilinde yaptığımız aynı süreli geziye, yemek dahil, içki hariç 500€ ödüyoruz. Euro, Türk Merkez Bankası tarafından baskı altında tutuluyor. €’nun gerçek değeri 50₺ olsa, fiyat 400€’ya düşerdi. Fırtınadan uzak, kuytu bir koyda geceledik. Yemek sonrasında gece yarısına kadar masa başında sohbet ettik. Hoş vakit geçirdik. Açık denizde tüm hafta boyunca sert fırtına var. 16 Eylül 2024, Pazartesi... Sabah erken saatlerde demir aldık. Açık denizde Demre Çayağzı Limanı'na gittik. Çok dalga vardı, demir atmadan geri döndük. Bu defa Gökkaya Koyu'na demirledik. Koy çok kalabalıktı; kırka yakın irili ufaklı tekne vardı. Burası korunaklıydı. Açık denizde fırtına vardı. Rüzgarın hızı 25 knot civarındaydı. Çok yeni olarak, Fethiye açıklarında 25 metre boyunda bir tur teknesi batmış. Yolcular, kıyı kurtarma ekipleri tarafından kurtarılmış. Öğle yemeğinde taze fasulye, bulgur pilavı, yoğurt ve salata vardı. Yemekten sonra kaptana bakiye tur parasını nakit olarak toplu ödedik. Kaptan, başka bir tekne ile Demre'ye gidip parayı bankaya yatırdı. Akşam yemeğinde ızgara köfte, sebze yemekleri, salata ve meyve vardı. Yemekten sonra powerbox hoparlör ile iPhone'dan Spotify kullanarak müzik çaldık, dans ettik, hikayeler anlattık, fıkralar paylaştık ve çok güldük. Terapi gibi oldu. Gece yine güvertede uyuduk. Koyda deniz sakindi, hava açık ve sıcaktı, gökyüzünde dolunay vardı. 17 Eylül 2024 Salı 28°C, rüzgar 10 knot SWS Kaptan sabah motorla Demre’den geldi. Saat 08:00’de demir aldık. Açık denizde yol aldık ve Demre Çayağzı Limanı'na girdik. Açıkta demirledik. Sağlık sorunları olan iki arkadaşımız zodyak bot ile kıyıya çıktılar. Sağlık ocağına gittiler; eczanede iğne oldular, ilaç aldılar. Denizde deniz biti varmış. Bunlar küçük deniz anası larvaları imiş. Kekova sahilinde çok var. Kaşıntı yapıyor. Kortizon iğnesi olmak gerekiyor. Demre, sahilden 5 km içeride yer alıyor. Lidya uygarlıklarına ait heykellerin sergilendiği bir müze var. Ayrıca Noel Baba adına bir müze daha bulunuyor. Denize girdim; su temiz sakin ve serindi. Tekne demir alıp giderken zor yetiştim. Açık ve dalgalı denizde ilerledik. İki koya baktık ama rüzgar alıyordu. Sonunda Şafak Koyu'na demir attık. Denizde çok sayıda Akdeniz fok balığı vardı. Rüzgar sertleşti, 25 knot'a çıktı. Tekrar yer değiştirdik ve daha kuytu bir koya girdik. Öğle yemeğinde tavuk şinitzel, patates kızartması, salata ve meyve vardı. Çay ve kahve içtik. Masa başında sohbet ettik. Akşamüstü tekrar yer değiştirdik ve daha az rüzgar alan bir kıyıya demir attık. Çapayı alırken zincir patinaj yaptı, kurtarmak için uğraşmak gerekti. Gece, yemekte ızgara çupra balığı vardı. Ayrıca dondurma ve meyve. Yemekten sonra yine şarkılar söyledik, müzik dinledik, dans ettik. Gece yarısına kadar eğlendik ve çok güldük. Gecenin geç saatlerinde bazı arkadaşlar mehtap altında denize girdiler. Hava açıktı, gökte dolunay vardı. 18 Eylül 2024, Çarşamba 28°C, rüzgar 10 knot SWS Kekova Adası kıyısında konakladık. Adada çok sayıda sahipli besili keçi vardı. Boyunlarına çan asılmış. Sabah, keçilerin çan sesleriyle uyandık. Sonra demir aldık ve Kekova Üçağız iskelesine demirledik. Taze su ve erzak aldık. Kıyıya çıkıp biraz yürüdük. Rıhtımda 100'e yakın küçük büyük tekne vardı. Bizim tekne temizleniyordu. Kıyı boyunca yürüdüm. Bir minibüs içinde seyyar İş Bankası şubesi ve ATM vardı. Çok sayıda pansiyon da bulunuyordu. Oda kahvaltı fiyatları 3000₺ civarındaydı. Günübirlik tekne turları 10.000₺, kişi başına 1000₺ idi. Yürüyerek belediye otoparkına gittim ve arabanın durumunu kontrol ettim, iyi görünüyordu. İki arkadaşın arabasına da baktım. Birinin sağ ön camı açık kalmıştı. Arkadaşımızı çağırıp camı kapattırdık. Tekne gün içinde iskelede yıkandı, temizlendi ve Kaleköy açığına demir attık. Öğle yemeği yedik: biber dolması, yoğurtlu makarna ve salata. Ardından kahve içtik. İsteyenler botla Kaleköy’e gezmeye gittiler. Ben güvertede kitap okudum. Daha sonra yer değiştirdik ve Hamidiye Koyu'na geldik. Dileyen konuklar denize girdi. Ben güvertede kitap okudum. Akşam yemeğinde keyifli bir sofra vardı. Sonrasında alkollü içkiler eşliğinde şarkılar ve türküler söylendi. Dileyenler dans etti. Hava açık, rüzgar yok, gökte mehtap vardı. Yatarken kimse yoktu, yönümü yanlış tayin edip her zaman yattığım köşenin tam çaprazındaki yatağa yatmışım. Gece yarısı beni uyardılar. Dilek Hanım, güverte yataklarının diğer köşesinde kaldı. Uyuyamadım, gece yarısı kalkıp sırtıma battaniye aldım ve ön güvertede oturup dolunayı izledim, uyudum ve uyandım. 19 Eylül 2024, Perşembe 28°C, rüzgar 17 knot WNW… Kayaköy’ün doğu tarafında, Hamidiye Koyu'na demirledik. Sabah, ön güvertede ezan sesiyle uyandım. Alaca karanlıkta birçok balıkçı motoru hareket etti. Horozlar öttü, köpekler havladı. Yelkenliler geçti. Sabah oldu, hava aydınlandı. 1912 yılında İtalya'nın Meis (Kastellorizo) Adası'nı işgal etmesinin ardından, o dönemde sadece yaz aylarında odun hasadı için geçici olarak yerleşilen Kekova Adası'na İtalyanlar çıktı. Bir karakol kurup asker konuşlandırdılar. Kekova Adası, uzun süre İtalya ve Türkiye arasında anlaşmazlık konusu oldu. 1932 yılında imzalanan İtalya-Türkiye Sözleşmesi ile Kekova Adası Türkiye'ye bırakıldı. Adanın açık denize bakan güney kıyısında, harabe halinde terk edilmiş bir İtalyan askeri karakolu bulunuyor. Kahvaltımızı yaptık ve denize girdik. Kayaköy’den günübirlik tur tekneleri gelip geçti. Demir aldık ve yer değiştirdik. Kekova Adası çevresinde dolaştık. Batık Şehir’e gittik. Batık Şehir, pagan, Likya, Roma ve erken Hristiyan dönemlerine ait, kayalara oyulmuş evler ve tapınakların bulunduğu bir yer. Etrafında dolaşıyorsunuz; durmak ya da yüzmek yasak. Adanın arkasındaki kuytu ve korunaklı Salyangoz Koyu'na demirledik, denize girdik ve öğle yemeğinde hamburger yedik. Burası çok korunaklı, telefon çekmiyor, internet yok. Burada geceyi geçirdik. Adanın kıyıları kayalık, üzerinde çam ağaçları var. Akşam yemeğinde çupra yedik. Sonra masa başında hikayeler anlattık, müzik dinledik, şarkı söyledik ve halay çektik. Gece yarısı denize girenler oldu. 20 Eylül 2024, Cuma. 28°C, rüzgar 5 knot SW… Bugün teknede son günümüz. Kahvaltı yaptık. Ekmek yemiyorum. Koy çok kalabalıktı, deniz bana biraz kirli geldi, bu yüzden girmedim. Öğleye doğru Kekova Adası Salyangoz Koyu'ndan ayrıldık. Çamlık Koyu'na girdik. Öğle yemeğinde suşi, deniz ürünleri ile hazırlanmış makarna ve salata yedik. Koruyucu yelek ile denize girdik. Koy açık denize bakıyordu ve epey soğuktu. Akşamüstü kaptanın hanımından gelen ev yapımı kek yedik, çay içtik. Zodyak bot ile balık tutmaya çıkanlar bir ufak palamut yakaladılar. Yemekte mürettebat için uygun gördüğümüz ek bir ödemeyi verdik. Sonra şarkılar söyledik, müzik dinledik, selfie çektik. 21 Eylül 2024, Cumartesi…. 28°C, rüzgar 10 knot WNW… Kahvaltıdan sonra vedalaştık. Gelecek yıl yine buluşmak dileğiyle tekneden ayrıldık. Kekova sahillerinde 14-21 Eylül 2024 tarihleri arasında, Kah… teknesinde geçirdiğimiz bu unutulmaz tatil için hepinize teşekkür etmek istiyorum. Gün boyu masa başında anılarımızı paylaştık, bir anlamda terapi yaptık, şarkı söyledik, müzik dinledik ve halay çektik. Dans ettik. Bir büyük aile gibi yaşadık. Başka türlü ulaşamayacağımız ıssız koylarda geceledik. İnanılmaz güzel ortamlarda dolunay seyrederek uyuduk. Bu güzel deneyimi bizlere yaşatan tecrübeli, yetenekli ve bilgili kaptanımıza, Hatay mutfağının eşsiz lezzetlerini bizlere sunan ustamıza, her an yanımızda olan değerli tayfalarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Kekova 21- Eylül 2024 —-